|
- The Arab countries dread an insurrection of their masses.
- Arap ülkeleri kitlelerinin ayaklanmasından korkuyor.
- That was a question Tom dreaded answering.
- Bu Tom'un cevaplamaktan korktuğu bir soruydu.
- Tom dreaded having to spend Christmas in the hospital.
- Tom Noel'i hastanede geçirmekten korkuyordu.
- Are you dreading this?
- Bundan korkuyor musunuz?
- He dreaded having to spend his birthday in the hospital.
- Doğum gününü hastanede geçirmek zorunda kalmaktan korkuyordu.
- She dreaded having to tell him what had happened.
- Ona ne olduğunu söylemeye mecbur kalmaktan korkuyordu.
- Tom dreaded having to spend Christmas in the hospital.
- Tom, Noel'i hastanede geçirmekten korktu.
- She dreaded having to tell him what had happened.
- Olanları ona anlatmak zorunda kalmaktan korktu.
- I'm dreading the exam.
- Sınavdan korkuyorum.
- Are you dreading this?
- Bundan korkuyor musun?
- Tom dreads going to work tomorrow.
- Tom yarın işe gitmeye korkuyor.
- He dreaded having to spend his birthday in the hospital.
- Doğum gününü hastanede geçirmesi gerekeceğinden korkuyordu.
- Tom dreads going to work tomorrow.
- Tom yarın işe gitmekten korkuyor.
- That was a question Tom dreaded answering.
- O, Tom'un cevap vermeye korktuğu bir soruydu.
- A burnt child dreads fire.
- Yanmış bir çocuk ateşten korkar.
- Why do you think animals dread fire?
- Hayvanların ateşten niçin korktuğunu düşünüyorsunuz?
- He may dread to learn the results.
- O, sonuçları öğrenmeye korkabilir.
- He may dread to learn the results.
- Sonuçları öğrenmekten korkuyor olabilir.
- Tom dreaded having to spend another weekend with Mary.
- Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmekten korkuyordu.
- Tom dreads going to work every morning.
- Tom her sabah işe gitmekten korkuyor.
- Why do you think animals dread fire?
- Sizce hayvanlar neden ateşten korkar?
- Cats have a dread of water.
- Kedilerin sudan korkarlar.
Show More (19)
|
