|
- Tobacco is always harmful, whereas alcohol is not, most of the time.
- Tütün her zaman zararlıdır, oysa alkol çoğu zaman zararlı değildir.
- Globalisation could easily come to be regarded as a harmful process.
- Küreselleşme kolaylıkla zararlı bir süreç olarak görülebilir.
- They want to leave room for effects which may be harmful to others but beneficial to themselves.
- Başkaları için zararlı ama kendileri için yararlı olabilecek etkilere yer bırakmak istiyorlar.
- We are also giving ourselves the means to develop less harmful varieties.
- Ayrıca kendimize daha az zararlı çeşitler geliştirmek için imkanlar sağlıyoruz.
- They want to leave room for effects which may be harmful to others but beneficial to themselves.
- Başkaları için zararlı ancak kendileri için faydalı olabilecek etkilere yer bırakmak istiyorlar.
- The worst case scenario is that smokers on low incomes will change to cheaper, that is, more harmful cigarettes.
- En kötü senaryo, düşük gelirli sigara içicilerinin daha ucuz, yani daha zararlı sigaralara geçmesidir.
- On balance, this failure appears harmful, at least in the short term.
- Bakıldığında bu başarısızlık en azından kısa vadede zararlı görünmektedir.
- However, only the legislator can bring this harmful trend to a halt.
- Ancak, bu zararlı eğilimi sadece yasa koyucu durdurabilir.
- Starting with pentaBDE and its harmful effect on our environment and on our health, the picture is very clear indeed.
- PentaBDE ve onun çevremiz ve sağlığımız üzerindeki zararlı etkisinden başlayarak, resim gerçekten çok nettir.
- The principle underlying this legislation is limitation of the harmful environmental consequences of packaging.
- Bu mevzuatın temelinde yatan ilke, ambalajlamanın çevre üzerindeki zararlı etkilerinin sınırlandırılmasıdır.
- Without these profits, they have no motive for continuing their harmful trade.
- Bu kazançlar olmadan, zararlı ticaretlerini sürdürmek için hiçbir nedenleri kalmaz.
- Without these profits, they have no motive for continuing their harmful trade.
- Bu karlar olmadan, zararlı ticaretlerini sürdürmek için hiçbir nedenleri olmayacaktır.
- In the UK it is particularly harmful, harmful to our agriculture for instance.
- Birleşik Krallık'ta özellikle zararlıdır, örneğin tarımımıza zararlıdır.
- We must think macroeconomically and take account of the public health costs of pollution and harmful emissions.
- Makroekonomik düşünmeli ve kirlilik ve zararlı emisyonların halk sağlığı maliyetlerini dikkate almalıyız.
- This strikes me as even more harmful than traditional nationalism.
- Bu bana geleneksel milliyetçilikten bile daha zararlı geliyor.
- The moratorium is especially harmful to innovative SMEs in Europe and conflicts with the Lisbon objectives.
- Moratoryum özellikle Avrupa'daki yenilikçi KOBİ'ler için zararlıdır ve Lizbon hedefleriyle çelişmektedir.
- The harmful effect on users is therefore more serious than what you could envisage happening in State monopolies.
- Dolayısıyla kullanıcılar üzerindeki zararlı etki, devlet tekellerinde öngörülenden daha ciddidir.
- We must also make sure that the environmentally harmful subsidies are abolished.
- Ayrıca çevreye zararlı sübvansiyonların kaldırıldığından da emin olmalıyız.
- Yet, these products contain toxic substances that are harmful to the environment such as lead, cadmium and mercury.
- Ancak bu ürünler kurşun, kadmiyum ve cıva gibi çevreye zararlı toksik maddeler içermektedir.
- We are also giving ourselves the means to develop less harmful varieties.
- Ayrıca kendimize daha az zararlı çeşitler geliştirme imkanı da vermiş oluyoruz.
- Agricultural policy in the 15 countries is quite harmful, as well as being superfluous.
- Bu 15 ülkedeki tarım politikası gereksiz olduğu kadar oldukça da zararlıdır.
- Yet, these products contain toxic substances that are harmful to the environment such as lead, cadmium and mercury.
- Oysa bu ürünler kurşun, kadmiyum ve cıva gibi çevreye zararlı toksik maddeler içermektedir.
- We have achieved the phasing out of all harmful, antibiotic-resistant marker genes.
- Tüm zararlı, antibiyotiklere dirençli marker genlerin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını sağladık.
- The PSE Group has taken a strong line to protect minors against harmful promotions relating to alcohol and tobacco.
- PSE Grubu, küçükleri alkol ve tütünle ilgili zararlı promosyonlara karşı korumak için güçlü bir çizgi izlemiştir.
- We know that noise can have incredibly harmful effects.
- Gürültünün son derece zararlı etkileri olabileceğini biliyoruz.
- It has a habit of reappearing, often in a more harmful form.
- Genellikle daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkma alışkanlığı vardır.
- A European initiative can only be justified in the event of demonstrable harmful competitive distortion.
- Avrupa girişimi ancak kanıtlanabilir zararlı rekabet bozulması durumunda haklı görülebilir.
- The PSE Group has taken a strong line to protect minors against harmful promotions relating to alcohol and tobacco.
- PSE Grubu, küçükleri alkol ve tütünle ilgili zararlı promosyonlara karşı korumak için kararlı bir tutum sergilemektedir.
- They are harmful to any Community immigration and asylum policy; we are therefore unable to support them.
- Bunlar herhangi bir Topluluğun göç ve iltica politikasına zararlıdır; bu nedenle bunları desteklememiz mümkün değildir.
- Television and computers have a harmful effect on the sight of children.
- Televizyon ve bilgisayarlar çocukların görme yetisi üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir.
- Television and computers have a harmful effect on the sight of children.
- Televizyon ve bilgisayar çocukların görme yetileri üzerinde zararlı etkiye sahiptir.
- Some bacteria help the body break down nutrients and inhibit the growth of harmful organisms.
- Bazı bakteriler vücudun besinleri parçalamasına yardımcı olur ve zararlı organizmaların büyümesini engeller.
- More than two treatments could be harmful.
- İkiden fazla tedavi zararlı olabilir.
- Certain cleaning products can be harmful to one's health.
- Bazı temizlik ürünleri insan sağlığı için zararlı olabilir.
- Ultraviolet rays are harmful to us.
- Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.
- Playing cards is not in itself harmful.
- İskambil oynamak, aslında zararlı değildir.
- I've heard that people can eat cat food without any harmful effects.
- İnsanların herhangi bir zararlı etkisi olmadan kedi maması yiyebileceğini duydum.
- Harmful bacteria cannot mutate to overcome this type of weapon.
- Zararlı bakteriler bu tür silahların üstesinden gelmek için mutasyona uğrayamıyor.
- Second-hand smoking is as harmful as smoking itself.
- Pasif içicilik de sigara içmenin kendisi kadar zararlıdır.
- Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
- İçerdiklerinden bazıları zararlıdır, özellikle eğer gebe iseniz.
- Luckily, the treatment was only ineffective instead of harmful.
- Neyse ki, tedavi zararlı değil, sadece etkisizdi.
- This medicine has no harmful side-effects.
- Bu ilacın hiçbir zararlı yan etkisi yok.
- Is vaping less harmful than smoking?
- Elektronik sigara, sigaradan daha mı az zararlı?
- Alcohol is harmful to health.
- Alkol sağlık için zararlıdır.
- Cicadas aren't harmful to humans.
- Ağustos böcekleri insanlar için zararlı değil.
- There's no denying the harmful effects of smoking.
- Sigaranın zararlı etkileri inkar edilemez.
- Drunk in moderation, alcohol is not harmful.
- Ölçülü içildiğinde, alkol zararlı değildir.
- Are these light bulbs harmful to the environment?
- Bu ampuller çevreye zararlı mı?
- Tobacco is harmful to your health.
- Tütün sağlığınız için zararlıdır.
- Smoking is harmful to your health.
- Sigara içmek sağlığına zararlıdır.
- Carbon Dioxide is sometimes harmful to the human.
- Karbondioksit bazen insanlar için zararlıdır.
- Drunk in moderation, alcohol is not harmful.
- Ölçülü içilirse, alkol zararlı değildir.
- Smoking is harmful to your health.
- Sigara sağlığınız için zararlıdır.
- I've heard that people can eat cat food without any harmful effects.
- Ben insanların herhangi bir zararlı etkisi olmadan kedi maması yiyebildiklerini duydum.
- Cicadas aren't harmful to humans.
- Ağustos böcekleri insanlara zararlı değildir.
- The priest said that this book could be harmful to youth.
- Papaz bu kitabın gençler için zararlı olabileceğini söyledi.
- His views are harmful.
- Onun görüşleri zararlıdır.
- I see a harmful animal.
- Zararlı bir hayvan görüyorum.
- Ultraviolet rays are harmful to us.
- Ultraviyole ışınları bizim için zararlıdır.
- Binge drinking is harmful for your health.
- Aşırı içki içmek sağlığınız için zararlıdır.
- These are harmful views.
- Bunlar zararlı görüşler.
- That liquid is harmful.
- O sıvı zararlıdır.
- The priest said that this book could be harmful to youth.
- Rahip bu kitabın gençler için zararlı olabileceğini söyledi.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
- Televizyon, zihninizi pasif bir durumda tuttuğu için zararlıdır.
- These are harmful views.
- Bunlar zararlı görüntülerdir.
- Playing cards is not in itself harmful.
- Kart oynamak özünde zararlı değildir.
- Some of the ingredients are harmful, especially if you are pregnant.
- Bazı içerikler zararlıdır, özellikle de hamileyseniz.
- Some medicines can be harmful to the body.
- Bazı ilaçlar vücuda zararlı olabilir.
- Tom wears a tinfoil hat to protect his brain from harmful radiation.
- Tom beynini zararlı radyasyondan korumak için folyo şapka takıyor.
- TV is harmful in that it keeps your mind in a passive state.
- TV, aklınızı pasif durumda tutması bakımından zararlıdır.
- Is vaping less harmful than smoking?
- Elektronik sigara içmek normal sigaraya göre daha mı az zararlı?
- Staying up late is harmful to your health.
- Geç saatlere kadar ayakta kalmak sağlığınız için zararlıdır.
- This medicine doesn't have any harmful side effects.
- Bu ilacın hiçbir zararlı yan etkisi yok.
- There's no denying the harmful effects of smoking.
- Sigaranın zararlı etkilerini inkar etmek mümkün değil.
- Discuss whether the idea of political correctness is beneficial or harmful.
- Politik doğruculuk fikrinin yararlı mı yoksa zararlı mı olduğunu tartışın.
- This medicine has no harmful side effects.
- Bu ilacın hiçbir zararlı yan etkisi yok.
- Smoking is harmful for your health.
- Sigara içmek sağlık için zararlıdır.
- Fear is more harmful than the sharpest of swords.
- Korku, en keskin kılıçtan bile daha zararlıdır.
- This medicine has no harmful side effects.
- Bu ilacın zararlı yan etkileri yok.
- Harmful bacteria cannot mutate to overcome this type of weapon.
- Zararlı bakteriler bu tür silahların üstesinden gelmek için mutasyona uğrayamazlar.
- Drinking is harmful for your health.
- İçmek sağlığınız için zararlıdır.
- Second-hand smoking is as harmful as smoking itself.
- İkinci el sigara içmek de en az kendisi kadar zararlıdır.
- It contained harmful chemicals.
- Zararlı kimyasallar içeriyordu.
- That liquid is harmful.
- Bu sıvı zararlı.
- His views are harmful.
- Onun görüşleri zararlı.
Show More (82)
|