|
- The EU can operate as an active mediator.
- AB aktif bir arabulucu olarak faaliyet gösterebilir.
- The European Union is very well able to play the role of a respected mediator, which surely all the parties want.
- Avrupa Birliği, kesinlikle tüm tarafların istediği saygın bir arabulucu rolünü çok iyi oynayabilir.
- We call on the European Union, across the party political divide, to offer its services as mediator.
- Avrupa Birliği'ni, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin, arabulucu olarak hizmet sunmaya çağırıyoruz.
- They need a mediator and I think that we have now identified him.
- Bir arabulucuya ihtiyaçları var ve sanırım şimdi onu belirledik.
- Perhaps the European Union could act as a mediator in this.
- Belki de Avrupa Birliği bu konuda bir arabulucu olarak hareket edebilir.
- We call on the European Union, across the party political divide, to offer its services as mediator.
- Avrupa Birliği'ni, siyasi parti ayrımı gözetmeksizin, arabulucu olarak hizmetlerini sunmaya çağırıyoruz.
- A neutral mediator is needed to initiate decision-making that overrides political controversies.
- Siyasi anlaşmazlıkların önüne geçecek karar alma sürecini başlatmak için tarafsız bir arabulucuya ihtiyaç vardır.
- The European Union asserted itself as an incorruptible negotiating partner and mediator.
- Avrupa Birliği kendisini dürüst bir müzakere ortağı ve arabulucu olarak ortaya koymuştur.
- As Parliament's mediator in these areas I receive many phone calls.
- Parlamento'nun bu konulardaki arabulucusu olarak çok sayıda telefon alıyorum.
- A neutral mediator is needed to initiate decision-making that overrides political controversies.
- Siyasi anlaşmazlıkları geçersiz kılan karar alma sürecini başlatmak için tarafsız bir arabulucuya ihtiyaç vardır.
- A good mediator can make a deal go smoothly.
- İyi bir arabulucu anlaşmanın sorunsuz geçmesini sağlayabilir.
- Let's settle this issue without a mediator.
- Bu meseleyi arabulucu olmadan çözelim.
- Let's settle this issue without a mediator.
- Bir arabulucu olmadan bu sorunu halledelim.
- A good mediator can make a deal go smoothly.
- İyi bir arabulucu bir anlaşmanın sorunsuz ilerlemesini sağlayabilir.
- Let's settle the matter without a mediator.
- Bir arabulucu olmadan meseleyi halledelim.
- Let's settle the matter without a mediator.
- Meseleyi arabulucu olmadan çözelim.
- He was a mediator.
- O bir arabulucuydu.
Show More (14)
|