| 1 |
riot |
isyan |
n. |
|
- A riot broke out after the mass layoff.
- Toplu işten çıkarmaların ardından bir isyan patlak verdi.
- Furthermore, Cambodia's only independent radio station was closed with the charge of inciting riots.
- Ayrıca, Kamboçya'nın tek bağımsız radyo istasyonu isyana teşvik suçlamasıyla kapatıldı.
- The police took immediate action to deal with the riot.
- Polis, isyanla başa çıkmak için hemen harekete geçti.
- He instigated the riot.
- İsyanı o ateşledi.
- The police took immediate action to deal with the riot.
- Polisler, isyanla başa çıkmak için derhal harekete geçtiler.
- It was a riot.
- Bu bir isyandı.
- Riots broke out in Boston.
- Boston'da isyanlar patlak verdi.
- Tom is a riot.
- Tom bir isyancı.
- He's a riot!
- O bir isyancı!
- It was a riot.
- O bir isyandı.
- The worst riot was in Chicago.
- En kötü isyan Chicago'daydı.
- There was only one warden on duty when the riot started.
- İsyan başladığında görevde sadece bir bekçi vardı.
- He instigated the riot.
- İsyanı o başlatmış.
- The riot was suppressed without difficulty.
- İsyan, zorluk olmadan bastırıldı.
- These riots are engineered by Washington's neocons.
- Bu isyanlar Washington'un neoconları tarafından tasarlandı.
- The riot spread across the city.
- İsyan tüm şehre yayıldı.
- The riot was suppressed without difficulty.
- İsyan kolayca bastırıldı.
- The worst riot was in Chicago.
- En kötü isyan Şikago'da idi.
- The riot was soon put down by the police.
- İsyan kısa sürede polis tarafından bastırıldı.
- The riot was completely out of control.
- İsyan tamamen kontrolden çıkmıştı.
- He instigated the riot.
- İsyanı o kışkırttı.
- The riot was completely out of control.
- İsyan tamamen kontrolden çıktı.
- The riot was put down.
- İsyan bastırıldı.
- He was killed in the riot.
- İsyanda öldürüldü.
- The riot got out of hand.
- İsyan kontrolden çıktı.
Show More (22)
|
| 2 |
riot |
ayaklanmak |
v. |
|
- Northerners are leaving Lagos after riots that have led to deaths.
- Kuzeyliler, ölümlere yol açan ayaklanmaların ardından Lagos'u terk ediyor.
- He was killed in the riot.
- O, ayaklanmada öldürüldü.
- Lander assumes that rioting and gang behavior are a result of poverty and poor economic conditions.
- Lander, ayaklanmanın ve çete davranışının yoksulluğun ve kötü ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu varsayıyor.
- Protestors are rioting across the country in opposition to the war.
- Protestocular ülke genelinde savaşa karşı ayaklanıyor.
Show More (1)
|
| 3 |
riot |
ayaklandırmak |
v. |
|
- The angry crowd outside the parliament building was ready to riot.
- Parlamento binasının önündeki öfkeli kalabalık ayaklanmaya hazırdı.
Show More (-2)
|
| 4 |
riot |
isyan etmek |
v. |
|
- Protestors are rioting across the country in opposition to the war.
- Savaşa karşı ülke genelinde protestocular isyan ediyor.
Show More (-2)
|
