Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şafak vakti | dawn n. | ||
The hour between night and dawn is called the hour of the wolf. Gece ve şafak vakti arasındaki saate kurt saati denir. More Sentences |
||||
General | şafak vakti | at dawn adv. | ||
Whenever night begins in Düsseldorf, we in the Netherlands only fly at dawn and dusk. Düsseldorf'ta gece başladığında, biz Hollanda'da sadece şafak vakti ve alacakaranlıkta uçarız. More Sentences |
||||
General | şafak vakti | predawn n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | şafak vakti | the wee small hours n. | ||
Idioms | şafak vakti | the small hours n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | tan vakti ile şafak zamanlarında | between the lights adv. |
Astronomy | ||
Astronomy | güneşle benzer zamanlarda doğan bir gök cisminin şafak vakti gökyüzünde ilk göründüğü zaman | heliacal rising n. |
Religious | ||
Religious | gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi | matin n. |
Religious | gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi | mattins n. |
Ornithology | ||
Ornithology | çok sayıda kuşun şafak vakti ötmesi | dawn chorus n. |