any

Significados de "any" en diccionario turco inglés : 18 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	any adj.	her
The internal market has enormous potential and we can overcome any difficulty if we have to will to succeed. İç pazar muazzam bir potansiyele sahiptir ve eğer başarma isteğimiz varsa her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. More Sentences
2	Common Usage	any adj.	hiçbir
These restrictions cannot be justified on any account. Bu kısıtlamalar hiçbir şekilde haklı gösterilemez. More Sentences
3	Common Usage	any pron.	herhangi
This is why companies and trade unions do not stand to gain anything from an opt-out. İşte bu nedenle şirketler ve sendikalar iltica hakkından vazgeçilmesinden herhangi bir kazanç elde edemezler. More Sentences
General
4	General	any adj.	her ne
We must prevent any inclusion whatsoever of undesirable substances in animal feedingstuffs. Hayvan yemlerine her ne şekilde olursa olsun istenmeyen maddelerin katılmasını engellemeliyiz. More Sentences
5	General	any adj.	bir
We do not need any new organisations. Bizim yeni bir kuruma ihtiyacımız yok. More Sentences
6	General	any adv.	daha
Air traffic covers greater distances than any other mode of transport. Hava trafiği diğer tüm ulaşım türlerinden daha uzun mesafeleri kapsamaktadır. More Sentences
7	General	any adv.	biraz
Looks to me like we'll have to hang a few to get us any peace. Bana öyle geliyor ki, biraz huzura ermemiz için birkaç tanesini asmamız gerekecek. More Sentences
8	General	any pron.	herhangi bir
It is always assumed that the solution for any political issue is legislation. Her zaman, herhangi bir siyasi meselenin çözümünün mevzuat olduğu varsayılır. More Sentences
9	General	any pron.	herhangi biri
Sami is happy to talk to any person about Islam. Sami, İslam hakkında herhangi biriyle konuşmaktan mutluluk duyar. More Sentences
10	General	any pron.	biri
What is going on here is quite simply absurd, at any rate from an outsider's point of view. Burada olup bitenler, en azından dışarıdan bakan birinin bakış açısına göre, oldukça saçma. More Sentences
Technical
11	Technical	any adv.	hiç
The number of cooperatives concerned in Europe is anything but negligible. Avrupa'da söz konusu olan kooperatiflerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. More Sentences
General
12	General	any adj.	herhangi bir tanesi
13	General	any adj.	değme
14	General	any adj.	birkaç
15	General	any adj.	bazı
16	General	any adj.	(herhangi) bir
17	General	any pron.	birisi
Ottoman Turkish
18	Ottoman Turkish	any adj.	lalettayin

Significados de "any" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	in any case adv.	her durumda
It would increase competitiveness, and would be in keeping with the costs we have to incur in any case. Rekabet gücünü artıracak ve her durumda katlanmak zorunda olduğumuz maliyetlerle uyumlu olacaktır. More Sentences
General
2	General	not any adj.	hiçbir
All things were made by him; and without him was not any thing made that was made. Her şey O'nun tarafından yaratıldı; ve O'nsuz hiçbir şey yaratılmadı. More Sentences
3	General	any of adj.	herhangi biri
I cannot imagine that any of us would not support the armies now. Şu anda herhangi birimizin orduları desteklemeyeceğini düşünemiyorum. More Sentences
4	General	beyond any doubt adj.	şüphesiz
It's beyond any doubt. Bu şüphesiz. More Sentences
5	General	any number of adj.	çok sayıda
Quite apart from that, there are any number of objective reasons why we cannot agree to it. Bunun dışında bunu kabul edemeyeceğimizi gösteren çok sayıda nesnel neden bulunmaktadır. More Sentences
6	General	in any case adv.	her halukarda
In any case, I must finish this work by tomorrow. Her halukarda, bu işi yarına kadar bitirmek zorundayım. More Sentences
7	General	any longer adv.	artık
No conflict is any longer solved with weapons, but political decisions instead. Artık hiçbir çatışma silahla çözülmüyor, bunun yerine siyasi kararlar alınıyor. More Sentences
8	General	any longer adv.	daha
If I'd stayed any longer, I would've gotten bored. Daha uzun süre kalsaydım sıkılırdım. More Sentences
9	General	at any rate adv.	ne olursa olsun
At any rate I will go out when it stops raining. Ne olursa olsun, yağmur durduğunda dışarı gideceğim. More Sentences
10	General	any time adv.	her zaman
Please drop by any time. Lütfen her zaman uğra. More Sentences
11	General	at any rate adv.	her halde
At any rate, you had better go there. Her halukârda, oraya gitsen iyi olur. More Sentences
12	General	at any moment adv.	her an
Earthquakes may occur at any moment. Depremler her an meydana gelebilir. More Sentences
13	General	any more adv.	artık
The real issue at stake, which is totally lost in this report, is that nobody can communicate in confidence any more. Bu raporda tamamen kaybolan asıl mesele, artık kimsenin güven içinde iletişim kuramayacağıdır. More Sentences
14	General	at any moment adv.	neredeyse
My friends will be here at any moment. Arkadaşlarım neredeyse burada olacak. More Sentences
15	General	any more adv.	başka
They cannot even go shopping any more, as for a long time many of the traders in Russia have been from other countries. Artık alışverişe bile gidemiyorlar, çünkü uzun zamandır Rusya'daki tüccarların çoğu başka ülkelerden. More Sentences
16	General	any longer adv.	daha fazla
We owe it to the future members not to delay accession for any longer than is absolutely necessary. Katılımı kesinlikle gerekli olandan daha fazla geciktirmemeyi gelecekteki üyelere borçluyuz. More Sentences
17	General	by any chance adv.	bir ihtimal
Do you know Professor Arditty by any chance? Bir ihtimal Profesör Arditty'yi tanıyor musunuz? More Sentences
18	General	at any rate adv.	her halükarda
You are increasing export refunds, at any rate for cattle. Her halükarda büyükbaş hayvanlar için ihracat iadelerini artırıyorsunuz. More Sentences
19	General	in any case adv.	ne olursa olsun
This we will do in any case, whatever the political outcome. Siyasi sonuç ne olursa olsun bunu her halükarda yapacağız. More Sentences
20	General	any more adv.	daha fazla
I do not wish to take up any more of your time but I would like to say a word or two about the amendments. Daha fazla zamanınızı almak istemiyorum ancak değişiklikler hakkında bir iki kelime söylemek istiyorum. More Sentences
21	General	at any time adv.	her an
We wanted to be prepared at any time for the common position. Ortak tutum için her an hazırlıklı olmak istedik. More Sentences
22	General	on any of adv.	herhangi birinde
Also, could you please contact me if you would like to present your opinion on any of the topics listed? Ayrıca, listelenen konulardan herhangi biri hakkında görüşlerinizi sunmak isterseniz lütfen benimle iletişime geçebilir misiniz? More Sentences
23	General	any moment adv.	her an
I hope that she will be appearing any moment now. Kendisinin her an ortaya çıkacağını umuyorum. More Sentences
24	General	at any rate adv.	yine de
At any rate, I can go out when it stops raining. Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim. More Sentences
25	General	in any event adv.	ne olursa olsun
In any event, I will do my best. Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım. More Sentences
26	General	in any way adv.	herhangi bir şekilde
We are told that it would not require the text laid down in Nice to be re-written in any way, but this is impossible. Bize Nice'de ortaya konan metnin herhangi bir şekilde yeniden yazılmasının gerekmeyeceği söylendi, ancak bu imkansız. More Sentences
27	General	at any time adv.	her zaman
We know that terrorism is a blind force that can strike anywhere and at any time. Terörizmin her yerde ve her zaman saldırabilecek kör bir güç olduğunu biliyoruz. More Sentences
28	General	any more adv.	biraz daha
Can you shed any more light on this reference of yours? Bu referansınıza biraz daha ışık tutabilir misiniz? More Sentences
29	General	any more adv.	daha çok
I don't like pizza any more than I like spaghetti. Pizzayı spagettiden daha çok sevmiyorum. More Sentences
30	General	in any event adv.	her durumda
In any event - also in relation to the Convention - it is important that we find formulae for qualified association. Her durumda - Konvansiyonla da ilgili olarak - nitelikli birliktelik için formüller bulmamız önemlidir. More Sentences
31	General	at any rate adv.	hiç olmazsa
We have to investigate the cause at any rate. Hiç olmazsa nedenini araştırmalıyız. More Sentences
32	General	any given time adv.	herhangi bir zamanda
There are hundreds of thousands of women in jail at any given time in the United States. Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir zamanda cezaevinde yüz binlerce kadın bulunuyor. More Sentences
33	General	scarcely any pron.	yok denecek kadar
There are scarcely any flowers in our garden. Bahçemizde yok denecek kadar az çiçek var. More Sentences
Phrases
34	Phrases	any day now expr.	bugün yarın
We're expecting Tom any day now. Tom'u bugün yarın bekliyoruz. More Sentences
35	Phrases	if any expr.	eğer varsa
The vote, if any, will take place tomorrow at 12 noon. Oylama, eğer varsa, yarın öğlen 12'de yapılacaktır. More Sentences
36	Phrases	hardly any expr.	neredeyse hiç
The Commission's statement makes hardly any reference to the transport sector. Komisyonun açıklamasında ulaştırma sektörüne neredeyse hiç değinilmemektedir. More Sentences
37	Phrases	without any reason expr.	sebepsiz
Accordingly, every living species has a first ancestor, which was created without any means, that is, without any reason. Buna göre her canlı türünün bir ilk atası vardır ve bu ata hiçbir araç olmadan, yani sebepsiz yaratılmıştır. More Sentences
38	Phrases	without any problem expr.	sorunsuz bir şekilde
Is it true that animal products from vaccinated livestock can be sold without any problem? Aşılanmış hayvanlardan elde edilen hayvansal ürünlerin sorunsuz bir şekilde satılabildiği doğru mu? More Sentences
Colloquial
39	Colloquial	do any good v.	bir işe yaramak
Tom knows that getting angry won't do any good. Tom kızmanın bir işe yaramayacağını biliyor. More Sentences
40	Colloquial	in any circumstances expr.	her koşulda
These projects should, in our view, be pursued in any circumstances. Bize göre bu projeler her koşulda sürdürülmelidir. More Sentences
41	Colloquial	any time! expr.	ne zaman istersen!
Any time. Ne zaman istersen. More Sentences
42	Colloquial	in any case expr.	ne olursa olsun
This we will do in any case, whatever the political outcome. Siyasi sonuç ne olursa olsun her halükarda bunu yapacağız. More Sentences
Common Usage
43	Common Usage	in any case adv.	her halükarda
General
44	General	any of three radiations of heat falling in succession from the sun to the air n.	cemre
45	General	nothing of any description n.	hiçbir şey
46	General	any stringed instrument n.	tambura
47	General	any day of the week n.	haftanın herhangi bir günü
48	General	any case n.	her durum
49	General	at any time of day n.	günün herhangi bir zamanı
50	General	any one of the five senses n.	beş duyudan herhangi biri
51	General	any body n.	herhangi bir grup
52	General	any one n.	grubun herhangi bir üyesi
53	General	not to take any notice v.	dikkate almamak
54	General	not to take any notice of v.	umursamamak
55	General	not to pay any attention v.	aldırış etmemek
56	General	go to any length v.	her çareye başvurmak
57	General	post (any paper material) v.	afiş asmak
58	General	go to any length v.	her çareyi kullanmak
59	General	not to expect any favor from v.	hayır beklememek
60	General	go to any extent v.	her şeye başvurmak
61	General	avoid any possible mistakes v.	hataya meydan vermemek
62	General	not to take any notice v.	umursamamak
63	General	not to know any better v.	yol yordam bilmemek
64	General	not to take any notice of v.	dikkate almamak
65	General	avoid any possible mistakes v.	hataya mahal vermemek
66	General	not to give any food to v.	aç bırakmak
67	General	eliminate any bias v.	önyargıyı gidermek
68	General	eliminate any bias v.	önyargıları gidermek
69	General	not show any interest (in somebody/something) v.	kılını bile kıpırdatmamak
70	General	not show any interest (in somebody/something) v.	kılını oynatmamak
71	General	not show any interest (in somebody/something) v.	kılını bile oynatmamak
72	General	not show any interest (in somebody/something) v.	kılını kıpırdatmamak
73	General	(for any desired thing) to come to (one) by itself v.	ayağına gelmek
74	General	show any interest (in) v.	kılını bile kıpırdatmamak
75	General	not accept any fault v.	hata kabul etmemek
76	General	not tolerate any mistake v.	hata kaldırmamak
77	General	for there to be no longer any need for v.	mahal kalmamak
78	General	not to let any information leak out v.	haber sızdırmamak
79	General	not bear any more v.	tahammülü kalmamak
80	General	not add any chopped onions to butcher’s meat v.	kasaptaki ete soğan doğramamak
81	General	be without any trouble v.	olaysız geçmek
82	General	not receive any news v.	haber alamamak
83	General	be open to any suggestions v.	önerilere açık olmak
84	General	not make any sense v.	herhangi bir anlam ifade etmemek
85	General	not make any sense v.	hiçbir anlam ifade etmemek
86	General	not touch any food v.	yemeğe dokunmamak
87	General	be not interesting/matter any more v.	bir esprisi kalmamak
88	General	not want any more bloodshed v.	daha fazla kan dökülmesini istememek
89	General	enter into any treatment program v.	tedavi programına girmek
90	General	inspect the bedsheets to see if there was any blood v.	çarşaflara bakarak kan olup olmadığına bakmak
91	General	inspect the bedsheets to see if there was any blood v.	kan var mı yok mu diye çarşaflara bakmak
92	General	any one of adj.	herhangi birisinde
93	General	any these adj.	bunlardan herhangi biri
94	General	any such adj.	bunun gibi her
95	General	any such adj.	bunun gibi her bir
96	General	any and every adj.	her bir
97	General	utterly devoid of any reality adj.	baştan sona gerçeklerden uzak
98	General	not any too well adj.	pek o kadar iyi değil
99	General	just about any adj.	hemen hemen her
100	General	at any time adv.	dilediği zaman
101	General	in any way adv.	herhangi bir yolla
102	General	in any way soever adv.	nasıl olursa olsun
103	General	not on any account adv.	kesinlikle
104	General	in any event adv.	her halukarda
105	General	by any means adv.	ne sebeple olursa
106	General	expecting at any moment adv.	akşamlık sabahlık
107	General	at any cost adv.	ne pahasına olursa olsun
108	General	by any means adv.	hiç
109	General	in any wise adv.	herhangi bir suretle
110	General	in any event adv.	buna karşın
111	General	at any time adv.	ne zaman olursa
112	General	by any means adv.	ne pahasına olursa olsun
113	General	at any rate adv.	neyse
114	General	any time he/she likes adv.	dilediği zaman
115	General	any old how adv.	nasıl olursa olsun
116	General	any old time adv.	her zaman
117	General	not at any price adv.	katiyen
118	General	in any event adv.	her halükarda
119	General	at any rate adv.	her ne hal ise
120	General	at any rate adv.	her neyse
121	General	any more adv.	daha fazla başka
122	General	for any price adv.	herhangi bir fiyat için
123	General	at any time whatsoever adv.	zırt pırt
124	General	in any case adv.	nasılsa
125	General	in any case adv.	illa
126	General	in any case adv.	ille
127	General	in any case adv.	her ne koşulda
128	General	by any means adv.	her veçhile
129	General	in any event adv.	her halde
130	General	any time adv.	her olduğunda
131	General	in any case adv.	buna karşın
132	General	at any cost adv.	bedeli ne olursa olsun
133	General	any gate adv.	her yer
134	General	in any case adv.	nasıl olursa olsun
135	General	any place adv.	herhangi bir yere
136	General	at any rate adv.	en olmadı
137	General	not at any price adv.	hiçbir şekilde
138	General	in any case adv.	behemehal
139	General	in any case adv.	herhalde
140	General	not on any account adv.	ne olursa olsun
141	General	in any case adv.	her türlü
142	General	by any chance adv.	şayet
143	General	at any hand adv.	ne pahasına olursa olsun
144	General	any time on adv.	her saat
145	General	by any means adv.	her ne şekilde olursa olsun
146	General	any day of the week adv.	her an
147	General	in any case adv.	zaten
148	General	by any means adv.	herhangi bir suretle
149	General	by any means adv.	ne yapıp yapıp
150	General	by any means adv.	ne şekilde olursa olsun
151	General	in any shape or form adv.	hiçbir şekilde
152	General	in any case adv.	her halde
153	General	any old how adv.	gelişigüzel
154	General	in any case adv.	her hakte
155	General	any time adv.	her defasında
156	General	at any rate adv.	her nasılsa
157	General	any more adv.	gayrı
158	General	at any rate adv.	her ne ise
159	General	in any event adv.	herhalde
160	General	under any circumstances adv.	her durumda
161	General	under any circumstances adv.	her ne olursa olsun
162	General	under any circumstances adv.	her halukarda
163	General	at any time thereafter adv.	bundan sonraki herhangi bir zamanda
164	General	in any case adv.	illaki
165	General	on any ground adv.	her koşulda
166	General	on any ground adv.	her ne sebeple olursa olsun
167	General	for any reason whatever adv.	her ne sebeple olursa olsun
168	General	for any reason whatsoever adv.	her ne sebeple olursa olsun
169	General	for any reason adv.	herhangi bir sebeple
170	General	in any manner adv.	herhangi bir şekilde
171	General	in any respect adv.	herhangi bir bakımdan
172	General	free from any doubt adv.	hiç şüphesiz
173	General	under any circumstance(s) whatsoever adv.	her ne koşul altında olursa olsun
174	General	under any circumstance(s) whatsoever adv.	ne şart altında olursa olsun
175	General	under any circumstance(s) whatsoever adv.	her ne şart altında olursa olsun
176	General	under any circumstance(s) whatsoever adv.	ne koşul altında olursa olsun
177	General	in any of the previous years adv.	önceki yılların herhangi birinde
178	General	at any price adv.	ne pahasına olursa olsun
179	General	any road adv.	her neyse
180	General	any given time adv.	her an
181	General	any minute adv.	her an
182	General	by any means necessary adv.	mümkün mertebe
183	General	any more adv.	daha başka
184	General	any way adv.	herhangi bir şekilde
185	General	any whither adv.	herhangi bir yere
186	General	at any expense adv.	ne pahasına olursa olsun
187	General	by any means necessary adv.	her türlü yola başvurarak
188	General	scarcely any pron.	yok denecek kadar az
189	General	any time conj.	zaman
190	General	master (form of address for any boy) interj.	delikanlı
191	General	by any manner of means expr.	herhangi bir şekilde
192	General	by any manner of means expr.	herhangi bir yolla
Phrases
193	Phrases	without practicing any favoritism n.	ayırt etmeksizin
194	Phrases	without practicing any favoritism n.	ayrım yapılmaksızın
195	Phrases	without any foundation adj.	asılsız
196	Phrases	at any price adv.	her ne pahasına olursa olsun
197	Phrases	for any price adv.	her ne pahasına olursa olsun
198	Phrases	at any given time adv.	her an
199	Phrases	any advance on (something) expr.	-nın üstüne var mı arttıran
200	Phrases	any advance on (something) expr.	bir gelişme olup olmadığı
201	Phrases	notwithstanding any provision to the contrary expr.	aksine herhangi bir hüküm bulunsa bile
202	Phrases	not any more expr.	artık değil
203	Phrases	not under any circumstances expr.	asla
204	Phrases	no emotion, any more than a wave, can long retain its own individual form expr.	bir dalgadan daha büyük hiçbir duygu yoktur ki kendi formunu uzun süre sürdürebilsin
205	Phrases	without any debt expr.	borçsuz
206	Phrases	hereby expressly disclaims any warranty or guarantee whether express or implied with regard to items described herein expr.	burada (işbu belgede) belirtilen kalemlere ilişkin ne sarahaten (açıkça) ne de ima yoluyla hiçbir garanti veya teminatı kabul etmez
207	Phrases	the name doesn't ring any bells expr.	bu isim bende hiç bir şey çağrıştırmıyor
208	Phrases	without any foundation expr.	boş
209	Phrases	without any delay expr.	beklemeksizin
210	Phrases	few if any expr.	çok fazla değil
211	Phrases	in case of any dispute expr.	herhangi bir anlaşmazlık halinde
212	Phrases	by any measure expr.	her açıdan
213	Phrases	without any reason expr.	gerekçe göstermeden
214	Phrases	for any reason whatsoever expr.	her ne sebeple olursa olsun
215	Phrases	at any given time expr.	herhangi bir zamanda
216	Phrases	without any justification expr.	gerekçe gösterilmeksizin
217	Phrases	without any terms expr.	hiçbir vade olmadan
218	Phrases	at any rate expr.	her ne pahasına olursa olsun
219	Phrases	without any notification expr.	herhangi bir bildirim yapılmaksızın
220	Phrases	without any delay expr.	gecikmeksizin
221	Phrases	without making any restrictions expr.	herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın
222	Phrases	in case of any dispute expr.	herhangi bir anlaşmazlık durumunda
223	Phrases	of any nature expr.	her türden
224	Phrases	without giving any reason expr.	herhangi bir neden göstermeden
225	Phrases	don't make any changes expr.	herhangi bir değişiklik yapma
226	Phrases	if any problem occurs expr.	eğer herhangi bir sorun meydana gelirse
227	Phrases	without attracting any attention expr.	fark edilmeden
228	Phrases	not under any circumstances expr.	her ne koşulda olursa olsun
229	Phrases	at any one time expr.	herhangi bir zamanda
230	Phrases	without imposing any restrictions expr.	herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın
231	Phrases	without giving any chance expr.	fırsat tanımadan
232	Phrases	not under any circumstances expr.	her ne suretle olursa olsun
233	Phrases	without any reason expr.	hiç neden yokken
234	Phrases	of any nature expr.	her türlü
235	Phrases	without any justification expr.	hiçbir gerekçe gösterilmeden
236	Phrases	not under any circumstances expr.	hiçbir surette
237	Phrases	without any reason expr.	hiç sebep yokken
238	Phrases	at any price expr.	her ne pahasına olursa olsun
239	Phrases	without any delay expr.	hemen
240	Phrases	without any necessity expr.	gerek olmaksızın
241	Phrases	without any necessity expr.	gerek kalmaksızın
242	Phrases	without accepting any responsibility expr.	herhangi bir sorumluluk kabul etmeyerek
243	Phrases	without giving any chance expr.	fırsat vermeden
244	Phrases	without any hesitation expr.	hiç tereddüt etmeden
245	Phrases	free of any sort of prejudice expr.	her türlü ön yargıdan uzak
246	Phrases	if any problem arises expr.	eğer herhangi bir problem olursa
247	Phrases	without any restrictions imposed expr.	herhangi bir kısıtlama yapılmaksızın
248	Phrases	don't make any changes expr.	herhangi bir değişiklik yapmayınız
249	Phrases	not under any circumstances expr.	hiçbir şekilde
250	Phrases	any way at all expr.	her ne pahasına olursa olsun
251	Phrases	without any excuse expr.	herhangi bir gerekçe gösterilmeden
252	Phrases	for any purpose expr.	herhangi bir amaçla
253	Phrases	if any problem arises expr.	eğer herhangi bir sorun meydana gelirse
254	Phrases	without any reason expr.	herhangi bir gerekçe göstermeden
255	Phrases	without any justification expr.	herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin
256	Phrases	not under any circumstances expr.	hiçbir suretle
257	Phrases	not under any circumstances expr.	hiçbir koşulda
258	Phrases	without any terms expr.	hiçbir koşul olmadan
259	Phrases	without any delay expr.	gecikmeden
260	Phrases	in any event expr.	her ne pahasına olursa olsun
261	Phrases	without any prejudice expr.	hiçbir önyargı olmaksızın
262	Phrases	without any terms or conditions expr.	hiçbir koşul olmadan
263	Phrases	if any problem occurs expr.	eğer herhangi bir problem olursa
264	Phrases	any two of expr.	herhangi ikisi
265	Phrases	without any limitations expr.	hiçbir kısıtlama olmadan
266	Phrases	but not any longer expr.	fakat artık öyle değil
267	Phrases	we were so close not any more than anyone else expr.	hiç kimsenin olmadığı kadar yakındık birbirimize
268	Phrases	without any justification expr.	gerekçe gösterilmeden
269	Phrases	without any objection expr.	itirazsız
270	Phrases	without any exceptions expr.	istisnasız
271	Phrases	without any need (to) expr.	ihtiyaç duymadan
272	Phrases	without any reserve expr.	istisnasız
273	Phrases	without any necessity expr.	ihtiyaç olmadan
274	Phrases	without any requirement to post a bond or other security expr.	kefalet ödeme ve diğer teminatlara gerek kalmaksızın
275	Phrases	without any necessity expr.	lüzum olmaksızın
276	Phrases	without any profit motive expr.	kar amacı gütmeden
277	Phrases	without giving any excuse expr.	mazeret bildirmeksizin
278	Phrases	without any consideration for the contents expr.	metne şamil olmamak üzere
279	Phrases	no one took any notice expr.	kimse aldırış etmedi
280	Phrases	no one took any notice expr.	kimse farkına varmadı
281	Phrases	hardly any of (them) expr.	neredeyse hiç biri
282	Phrases	without any objections expr.	kuzu kuzu
283	Phrases	without any necessity expr.	lüzum kalmaksızın
284	Phrases	not under any circumstances expr.	kayıtsız şartsız
285	Phrases	without any profit motive expr.	kar amacı gütmeksizin
286	Phrases	without making any concessions expr.	ödün vermeksizin
287	Phrases	she couldn't apologize any more than she did expr.	özür dilemek için her şeyi yaptı/başka ne yapabilirdi ki
288	Phrases	without any reason expr.	sebepli sebepsiz
289	Phrases	few if any expr.	pek az
290	Phrases	without giving any chance expr.	şans tanımadan
291	Phrases	without any commercial purpose expr.	ticari amaç olmaksızın
292	Phrases	without prejudice to any rights implied by statute or common law or under the provisions of this agreement expr.	tüzük ya da genel hukuk tarafından kastedilen ya da bu anlaşmanın hükümleri çerçevesindeki herhangi bir hak saklı kalmak koşuluyla
293	Phrases	if history is any guide expr.	tarih herhangi bir rehber ise
294	Phrases	without any foundation expr.	temelsiz
295	Phrases	in turkish lira or any other currency expr.	türk lirası veya herhangi bir para cinsinden
296	Phrases	without needing any help expr.	yardıma ihtiyaç duymadan
297	Phrases	in any event expr.	zaten
298	Phrases	we apologize for any inconvenience caused expr.	verdiğimiz geçici rahatsızlıktan ötürü özür dileriz
299	Phrases	little if any expr.	yok denecek kadar az
300	Phrases	we apologize for any inconvenience caused expr.	verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz
301	Phrases	we apologise for any temporary inconvenience caused expr.	verdiğimiz geçici rahatsızlıktan ötürü özür dileriz
302	Phrases	at any given time expr.	(belirlenen/belli bir zaman aralığındaki) herhangi bir zamanda
303	Phrases	we apologise for any temporary inconvenience caused expr.	verdiğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz
304	Phrases	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.	(bir şeyi yapmanın) zararı olmaz
305	Phrases	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.	(bir şeyi yapmanın) zararı yok
306	Phrases	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.	(bir şeyi yapmasında) bir sakınca yok
307	Phrases	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.	(bir şeyi yapmasında) bir mahzur yok
308	Phrases	it wouldn't do (someone) any harm (to do something) expr.	(bir şeyi yapmasında) beis yok
309	Phrases	not for any account expr.	hiçbir sebeple
310	Phrases	not for any account expr.	ne olursa olsun
311	Phrases	not for any account expr.	hiçbir suretle
312	Phrases	any press is good press expr.	reklamın/tanıtımın iyisi kötüsü olmaz
313	Phrases	any press is good press expr.	reklamın/tanıtımın kötüsü olmaz
314	Phrases	any which way expr.	her ne şekilde
315	Phrases	any which way expr.	her ne yönde/yönden
316	Phrases	in any event expr.	durum ne olursa olsun
Proverb
317	Proverb	a thing you don't want is dear at any price n.	ucuz etin yahnisi yavan olur
318	Proverb	a thing you don't want is dear at any price n.	bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz
319	Proverb	authority, without any condition and reservation, belongs to the nation	egemenlik kayıtsız şartsız milletindir
320	Proverb	a golden key can open any door	para her kapıyı açar
321	Proverb	a golden key can open any door	paranın açamayacağı kapı yoktur
322	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	latif kokusu gülün adında değil özundedir
323	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	adına başka bir şey de deseydik gül yine aynı güzellikte kokacaktı
324	Proverb	listeners never hear any good of themselves	başkalarının konuşmalarını gizlice dinleyenler hiçbir zaman kendileri hakkında iyi şeyler duymazlar
325	Proverb	eavesdroppers never hear any good of themselves	başkalarının konuşmalarını gizlice dinleyenler hiçbir zaman kendileri hakkında iyi şeyler duymazlar
326	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	güzel kokusu gülün adında değil özündedir
327	Proverb	thing you don't want is dear at any price	ucuz etin yahnisi yavan olur
328	Proverb	it's an ill wind that blows nobody any good	birinin felaketi diğerinin selametidir
329	Proverb	thing you don't want is dear at any price	bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz
330	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	altın yere düşmekle pul olmaz
331	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	altın çamura düşmekle değer yitirmez
332	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	altın yerde paslanmaz taş yağmurdan ıslanmaz
333	Proverb	rose by any other name would smell as sweet	altın çamura düşmekle değerini yitirmez
334	Proverb	a rose by any other name	gülü tarife ne hacet
335	Proverb	any time means no time	belirsiz bir zaman hiçbir zaman demektir
336	Proverb	any time means no time	zamanı belli olmayan şey hiçbir zaman yapılmaz
337	Proverb	any time means no time	sürüncemede bırakılan şey hiçbir zaman yapılmaz
338	Proverb	it's an ill wind that blows no one any good	her işte bir hayır vardır
339	Proverb	it's an ill wind that blows no one any good	her şerde bir hayır vardır
340	Proverb	it's an ill wind that blows no one any good	birinin felaketi diğerinin selametidir
341	Proverb	something you don't want is dear at any price	bir şey sadece fiyatı ucuz olduğu için alınmaz
342	Proverb	something you don't want is dear at any price	ucuz etin yahnisi yavan olur
Colloquial
343	Colloquial	any fool thing n.	her türlü saçmalık
344	Colloquial	any fool thing n.	ıvır zıvır
345	Colloquial	any fool thing n.	her türlü saçma şey
346	Colloquial	any fool thing n.	saçma sapan şeyler
347	Colloquial	not match any known creatures v.	bilinen hiçbir canlıyla uymamak
348	Colloquial	do any good v.	bir şeyi iyileştirmek
349	Colloquial	do any good v.	bir şeyi geliştirmek
350	Colloquial	do any good v.	bir şeye yararı olmak
351	Colloquial	do any good v.	bir şeye iyi gelmek
352	Colloquial	do any good v.	bir hayrını görmek
353	Colloquial	do any good v.	iyi sonuç vermek
354	Colloquial	do any good v.	iyi etkilemek
355	Colloquial	not having any v.	hiç kabul etmemek
356	Colloquial	not having any v.	hiç kabullenmemek
357	Colloquial	not having any v.	hiç yanaşmamak
358	Colloquial	not having any v.	hiç oralı olmamak
359	Colloquial	not having any v.	hiç umursamamak
360	Colloquial	not having any v.	hiç aldırmamak
361	Colloquial	not having any v.	hiç tolerans göstermemek
362	Colloquial	not having any v.	kesinlikle reddetmek
363	Colloquial	not having any v.	kesinlikle kabul etmemek
364	Colloquial	not having any v.	duymak bile istememek
365	Colloquial	not having any v.	hiç istememek
366	Colloquial	not mean (one) any harm v.	(birine) zarar vermek istememek
367	Colloquial	not mean (one) any harm v.	(birini) üzmek istememek
368	Colloquial	not mean (one) any harm v.	(birini) kırmak istememek
369	Colloquial	not mean (one) any harm v.	(birini) olumsuz etkilemek istememek
370	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeyi) kabul etmemek
371	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeyi) inkar etmek
372	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeyi) kabullenmemek
373	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeyi) reddetmek
374	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeye) oralı olmamak
375	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeyi) istememek
376	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeye) bulaşmamak
377	Colloquial	not have any of (something) v.	o tarakta bezi olmamak
378	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeye) katılmayı reddetmek
379	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeye) razı olmamak
380	Colloquial	not have any of (something) v.	(bir şeye) izin vermemek
381	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç işe yaramamak
382	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç faydası olmamak
383	Colloquial	not be any/much good v.	boşuna olmak
384	Colloquial	not be any/much good v.	yararsız olmak
385	Colloquial	not be any/much good v.	işe yaramaz olmak
386	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç iyi olmamak
387	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç ilgi çekici olmamak
388	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç güzel olmamak
389	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç hoş olmamak
390	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç eğlenceli olmamak
391	Colloquial	not be any/much good v.	pek/hiç ilginç olmamak
392	Colloquial	not have (any of) it v.	(bir şeye) hiç yanaşmamak
393	Colloquial	not have (any of) it v.	(bir şeyde) yer almayı hiç istememek
394	Colloquial	not have (any of) it v.	(bir şeye) katılmayı hiç istememek
395	Colloquial	not have (any of) it v.	aynı fikirde olmamak
396	Colloquial	not have (any of) it v.	(bir şeyi) hiç yememek
397	Colloquial	not have (any of) it v.	(bir şeye) hiç inanmamak/kanmamak
398	Colloquial	not have (any of) it v.	nuh deyip peygamber dememek
399	Colloquial	not have (any of) it v.	fikrini değiştirmemek
400	Colloquial	in any case expr.	ama öyle ama böyle
401	Colloquial	not by any means expr.	asla
402	Colloquial	not on any account expr.	asla
403	Colloquial	at any cost expr.	bedeli ne olursa olsun
404	Colloquial	not in any way expr.	hiçbir şekilde
405	Colloquial	not by any means expr.	hiçbir surette
406	Colloquial	at any time of day expr.	günün herhangi bir saatinde
407	Colloquial	any day will do expr.	herhangi bir gün bana uyar
408	Colloquial	any day expr.	herhangi bir gün
409	Colloquial	not on any account expr.	hiçbir şekilde
410	Colloquial	on any account expr.	hiçbir şekilde
411	Colloquial	by any means necessary expr.	her türlü yola başvurarak
412	Colloquial	in any case expr.	her halükarda
413	Colloquial	at any price expr.	her koşul altında
414	Colloquial	by any means necessary expr.	eldeki tüm imkanları kullanarak
415	Colloquial	at any rate expr.	en olmadı
416	Colloquial	in any way expr.	herhangi bir suretle
417	Colloquial	beyond any doubt expr.	hiç kuşku yok ki
418	Colloquial	not by any means expr.	hiçbir şekilde
419	Colloquial	on any account expr.	her durumda
420	Colloquial	not on any account expr.	hiçbir türlü
421	Colloquial	for any price expr.	hiçbir surette
422	Colloquial	any way at all expr.	her yolu deneyerek
423	Colloquial	in any event expr.	her şekilde
424	Colloquial	in any case expr.	her surette
425	Colloquial	on any account expr.	hiçbir surette
426	Colloquial	any shape or form expr.	hiçbir surette
427	Colloquial	not on any account expr.	hiçbir sürette
428	Colloquial	not that i have any intention in marrying with her/him expr.	gerçi onunla evlenmeye de niyetim yok elbette
429	Colloquial	in any case expr.	her tür koşulda her halükarda
430	Colloquial	any day will do expr.	herhangi bir gün olur
431	Colloquial	in any case expr.	her şekilde
432	Colloquial	in any case expr.	nereden bakarsan bak
433	Colloquial	any old how expr.	ne olursa olsun
434	Colloquial	on any account expr.	ne olursa olsun
435	Colloquial	in any way necessary expr.	öyle ya da böyle
436	Colloquial	not on any account expr.	ne olursa olsun
437	Colloquial	by any means expr.	öyle ya da böyle
438	Colloquial	in any case expr.	olsa da olmasa da
439	Colloquial	by any stretch of the imagination expr.	neresinden/nasıl bakarsan bak
440	Colloquial	by any means necessary expr.	mevcut olan bütün imkanları kullanarak
441	Colloquial	at any cost expr.	ne olursa olsun
442	Colloquial	at any price expr.	ne olursa olsun
443	Colloquial	in any case expr.	nasıl bakarsan bak
444	Colloquial	in any case expr.	nereden baksan
445	Colloquial	in any circumstances expr.	ne olursa olsun
446	Colloquial	any way at all expr.	öyle ya da böyle
447	Colloquial	without any fuss expr.	sorunsuz
448	Colloquial	in any case expr.	şu veya bu şekilde
449	Colloquial	without giving any chance expr.	şans vermeden
450	Colloquial	any and all expr.	tümü
451	Colloquial	just like any other morning expr.	tıpkı diğer sabahlar gibi
452	Colloquial	getting any? expr.	var mı bir şeyler?
453	Colloquial	getting any? expr.	cinsel hayatın nasıl?
454	Colloquial	getting any? expr.	cinsel hayatında var mı bir şeyler?
455	Colloquial	getting any? expr.	cinsel hayatında var mı bir hareket?
456	Colloquial	he, she, isn’t having any (of it) expr.	duymak bile istemiyor
457	Colloquial	he, she, isn’t having any (of it) expr.	dinlemek bile istemiyor
458	Colloquial	he, she, isn’t having any (of it) expr.	kabullenmeye bile yanaşmadı
459	Colloquial	he, she, isn’t having any (of it) expr.	hiç istemedi
460	Colloquial	he, she, isn’t having any (of it) expr.	kesin bir dille reddetti
461	Colloquial	not in any hurry expr.	acelesi yok
462	Colloquial	not in any hurry expr.	vakit var
463	Colloquial	not in any hurry expr.	yeterli/bol vakit var
464	Colloquial	not in any hurry expr.	aceleye/telaşa lüzum yok
465	Colloquial	not in any hurry expr.	pek istekli değil
466	Colloquial	not in any hurry expr.	ille de gerekli değil
467	Colloquial	not in any hurry expr.	şart değil
468	Colloquial	not in any hurry expr.	can atmıyor
469	Colloquial	any luck expr.	başarı
470	Colloquial	any luck expr.	hiçbir başarı
471	Colloquial	any luck expr.	hiç başarı
472	Colloquial	any luck expr.	şans
473	Colloquial	any luck expr.	hiç şans
474	Colloquial	any luck? expr.	başardın mı?
475	Colloquial	any luck? expr.	başarılı oldu mu?
476	Colloquial	any luck? expr.	yapabildin mi?
477	Colloquial	(at) any moment (now) expr.	her an
478	Colloquial	(at) any moment (now) expr.	çok yakında
479	Colloquial	(at) any moment (now) expr.	neredeyse
480	Colloquial	(at) any moment (now) expr.	eli kulağında
481	Colloquial	(at) any minute (now) expr.	her an
482	Colloquial	(at) any minute (now) expr.	çok yakında
483	Colloquial	(at) any minute (now) expr.	neredeyse
484	Colloquial	(at) any minute (now) expr.	eli kulağında
485	Colloquial	any second now expr.	her an
486	Colloquial	any second now expr.	çok yakında
487	Colloquial	any second now expr.	eli kulağında
488	Colloquial	any second now expr.	akşama sabaha
489	Colloquial	any second now expr.	çok yakın bir zamanda
490	Colloquial	any second now expr.	pek yakında
491	Colloquial	any second now expr.	birazdan
492	Colloquial	any amount of (something) expr.	istediğin kadar (bir şey)
493	Colloquial	any amount of (something) expr.	sayısız (bir şey)
494	Colloquial	any amount of (something) expr.	belirsiz miktarda (bir şey)
495	Colloquial	any amount of (something) expr.	istediğin kadar çok (bir şey)
496	Colloquial	any amount of (something) expr.	istediğin kadar çok sayıda (bir şey)
497	Colloquial	any amount/number of something expr.	çok fazla bir şey
498	Colloquial	any amount/number of something expr.	çok sayıda bir şey
499	Colloquial	any amount/number of something expr.	sayısız bir şey
500	Colloquial	any amount/number of something expr.	sürüyle bir şey