Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | capsule n. | kapsül | ||
Take 300 milligrams (mg) of lemon balm in capsule form twice daily. Günde iki kez kapsül formunda 300 miligram (mg) limon otu alın. More Sentences |
||||
General | ||||
General | capsule n. | kapsül | ||
The Orion capsule may one day carry human beings to Mars. Orion kapsülü bir gün Mars'a insan taşıyabilir. More Sentences |
||||
General | capsule n. | kapsül formunda ilaç | ||
I always prefer taking capsules instead of tablets because they are easier to swallow. Daima tablet yerine kapsül içmeyi tercih ediyorum çünkü yutması daha kolay. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | capsule n. | kapsül | ||
The Orion capsule may one day carry human beings to Mars. Orion kapsülü bir gün insanları Mars'a taşıyabilir. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | capsule n. | kapsül | ||
Take two capsules after a meal. Yemekten sonra iki kapsül alın. More Sentences |
||||
Astronomy | ||||
Astronomy | capsule n. | uzay kapsülü | ||
The astronauts spent months inside the capsule orbiting the Earth. Astronotlar aylarca uzay kapsülünün içinde Dünya'nın yörüngesinde dolandılar. More Sentences |
||||
General | ||||
General | capsule n. | tohum zarfı | ||
General | capsule n. | kapak | ||
General | capsule n. | ilaç kapçığı | ||
General | capsule n. | kısa özet | ||
General | capsule n. | yoğunlaşma | ||
General | capsule v. | kapsül içine kapatmak | ||
General | capsule v. | kapsül içine almak | ||
General | capsule v. | kısaca özetlemek | ||
General | capsule v. | yoğunlaştırmak | ||
General | capsule adj. | kısa | ||
General | capsule adj. | özlü | ||
General | capsule adj. | çok yoğun | ||
General | capsule adj. | çok kısa | ||
General | capsule adj. | çok küçük | ||
Technical | ||||
Technical | capsule n. | çanak | ||
Technical | capsule n. | kovan | ||
Textile | ||||
Textile | capsule adj. | birkaç sade ve temel öğeden oluşan (giyim, koleksiyon) | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | capsule n. | acil durumlarda mürettebatla birlikte fırlatılan uçak kokpiti | ||
Aeronautic | capsule n. | basınç odası | ||
Medical | ||||
Medical | capsule n. | hapçık | ||
Medical | capsule n. | kaşe | ||
Medical | capsule n. | küçük hap | ||
Medical | capsule n. | yumuşak kapsül | ||
Chemistry | ||||
Chemistry | capsule n. | buharlaştırma kabı | ||
Chemistry | capsule n. | buharlaştırma kapı | ||
Biology | ||||
Biology | capsule n. | koruyucu kese | ||
Biology | capsule n. | koruyucu zar |