come-out

Significados de "come-out" en diccionario turco inglés : 5 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	come-out n.	büyüme kapasitesi
2	General	come-out n.	gelişme kapasitesi
3	General	come-out n.	meydana gelme
4	General	come-out n.	doğma
5	General	come-out n.	barbut oyuncusunun yeni bahislerden sonra attığı ilk zarlar

Significados de "come-out" con otros términos en diccionario inglés turco: 394 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	come out v.	çıkmak
Prosecutions must be brought because the truth must come out if people are not to be deceived again. Soruşturmalar açılmalıdır çünkü insanların tekrar kandırılmaması için gerçeğin ortaya çıkması gerekmektedir. More Sentences
2	General	come out v.	yayımlanmak (yayın)
When is your book coming out? Kitabın ne zaman yayımlanacak? More Sentences
3	General	come out of v.	ortaya çıkmak
There is no market unless consumers have confidence in the products that come out of research and manufacturing. Tüketiciler araştırma ve üretim sonucunda ortaya çıkan ürünlere güven duymadıkça pazar oluşmaz. More Sentences
4	General	come out v.	açığa çıkmak
When will the truth finally come out? Gerçek nihayet ne zaman açığa çıkacak? More Sentences
5	General	come out v.	sonuçlanmak
How did your project come out? Projeniz nasıl sonuçlandı? More Sentences
6	General	come out v.	çıkmak (leke)
I hope this stain comes out in the wash. Umarım bu leke yıkanınca çıkar. More Sentences
7	General	come out right v.	doğru çıkmak
That didn't come out right. O doğru çıkmadı. More Sentences
8	General	come out of v.	çıkmak
I think, there are three messages which come out of this report. Sanırım bu rapordan çıkan üç mesaj var. More Sentences
Phrasals
9	Phrasals	come out v.	çıkmak
BEUC has come out and said that it supports this legislation. BEUC ortaya çıktı ve bu mevzuatı desteklediğini söyledi. More Sentences
10	Phrasals	come out v.	açığa çıkmak
It'll all come out in the wash. Her şey açığa çıkacaktır. More Sentences
11	Phrasals	come out v.	sonuçlanmak
How did it come out? O nasıl sonuçlandı? More Sentences
12	Phrasals	come out v.	çıkmak
After all, who knows what would have come out if other questions had been put? Sonuçta, başka sorular sorulsaydı kim bilir neler ortaya çıkacaktı? More Sentences
13	Phrasals	come out v.	piyasaya çıkmak
Our new novel will come out next month. Yeni romanımız gelecek ay piyasaya çıkacak. More Sentences
14	Phrasals	come out v.	çıkmak
I trust that the approved amendment will be held to when the budget comes out. Onaylanan değişikliğin bütçe çıktığında uygulanacağına inanıyorum. More Sentences
15	Phrasals	come out v.	doğmak
We must ensure that lasting hope comes out of the evil of 11 September. 11 Eylül'ün kötülüğünden kalıcı bir umut doğmasını sağlamalıyız. More Sentences
16	Phrasals	come out to (someone) v.	(birine) açılmak
Once you come out to your parents, you will be very relieved. Ailenize açıldığınızda çok rahatlayacaksınız. More Sentences
17	Phrasals	come out v.	çıkmak
Within a short time all this will come out in the first case of the new Article 97 being actively used. Kısa bir süre içerisinde tüm bunlar, yeni 97. Maddenin aktif olarak kullanıldığı ilk durumda ortaya çıkacaktır. More Sentences
Idioms
18	Idioms	come out of v.	çıkmak
Compromises are often the only things to come out of difficult situations. Uzlaşmalar genellikle zor durumlardan çıkabilecek tek şeydir. More Sentences
Slang
19	Slang	come out v.	eşcinsel olduğunu açıklamak
The celebrity came out of the closet on national television. Ünlü kişi ulusal televizyonda eşcinsel olduğunu açıkladı. More Sentences
General
20	General	come out v.	yayımlanmak
21	General	come out (in a competition) v.	dereceye girmek
22	General	come out v.	görünmek
23	General	come out on top v.	üstün gelmek
24	General	come out v.	gözükmek
25	General	come out victorious v.	galip çıkmak
26	General	come out v.	ayyuka çıkmak
27	General	come out v.	yayılmak (haber)
28	General	come out of a coma v.	komadan çıkmak
29	General	come out v.	anlaşılmak
30	General	come out of one's shell v.	açılmak
31	General	come out of one's shell v.	suskunluğu bırakmak
32	General	come out a loser v.	zararlı çıkmak
33	General	come out of shower v.	duştan çıkmak
34	General	come out of hospital v.	hastaneden çıkmak
35	General	come out of hospital v.	taburcu olmak
36	General	come out from a hideout v.	gizlendiği yerden çıkmak
37	General	come out of hospital v.	hastaneden taburcu olmak
38	General	(star) come out v.	yıldız doğmak
39	General	come out of the tunnel v.	tünelden çıkmak
40	General	come out ahead v.	karlı çıkmak
41	General	come out better off v.	karlı çıkmak
42	General	come out through the door v.	kapıdan geçmek
43	General	come out of prison v.	hapisten çıkmak
44	General	come out of prison v.	cezaevinden çıkmak
45	General	a rash come out v.	pişik çıkmak
46	General	come out v.	ortaya çıkmak
47	General	come out of v.	-den meydana gelmek
48	General	come out of war v.	savaştan çıkmak
49	General	come out uninjured from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
50	General	come out unharmed from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
51	General	come out scot-free from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
52	General	come out unharmed from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
53	General	come out scot-free from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
54	General	come out uninjured from an overturned car v.	takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
55	General	come out of an affair v.	bir işten kurtulmak
56	General	come out at night v.	geceleyin ortaya çıkmak
57	General	come out badly v.	kötü/olumsuz sonuçlanmak
58	General	come out in one's pajamas v.	pijamalarıyla çıkmak
59	General	come out of retirement v.	emekli olduktan sonra yeniden çalışma hayatına dönmek
60	General	come out of nowhere v.	çıkagelmek
61	General	come out of the oven v.	fırından çıkmak
62	General	come out of the cocoon v.	kozadan çıkmak
63	General	come out of the crisis stronger v.	krizden daha güçlü olarak çıkmak
64	General	come out of the crisis stronger v.	krizden güçlenmiş olarak çıkmak
65	General	come out of the crisis stronger v.	krizden daha güçlü çıkmak
66	General	blood come out of one's back and mouth v.	sırtından ve ağzından kan gelmek
67	General	come out like snot v.	sümük gibi çıkmak
68	General	come out of the depression v.	depresyondan çıkmak
69	General	come out of the depression v.	bunalımdan çıkmak
70	General	(a movie) come out v.	vizyona girmek
71	General	(results) come out good v.	(sonuçlar) iyi çıkmak
72	General	come out positive v.	pozitif çıkmak
73	General	come out positive v.	olumlu çıkmak
74	General	come out positive v.	(sonuçlar vb) pozitif çıkmak
75	General	come out of nothing v.	yoktan var olmak
76	General	come out of nothing v.	yoktan meydana gelmek
77	General	come out alive v.	sağ çıkmak
78	General	come out alive v.	canlı çıkmak
79	General	come out alive v.	sağ kurtulmak
Phrasals
80	Phrasals	come out on something v.	(bir girişim iyi veya kötü yönde) seyir etmek
81	Phrasals	come out on something v.	(bir ticari girişim olumlu veya olumsuz biçimde) sonuçlanmak
82	Phrasals	come out v.	dışarı çıkmak
83	Phrasals	come out v.	ağzından çıkmak
84	Phrasals	come out v.	ağzından kaçırmak
85	Phrasals	come out v.	(yanlış, bozuk, hatalı) çıkmak
86	Phrasals	come out v.	ortaya çıkmak
87	Phrasals	come out v.	(güneş) yüzünü göstermek
88	Phrasals	come out v.	ortaya çıkmak
89	Phrasals	come out v.	görünmek
90	Phrasals	come out v.	belirmek
91	Phrasals	come out v.	(leke) çıkmak
92	Phrasals	come out v.	sonucu iyi/kötü olmak
93	Phrasals	come out v.	sonucu başarılı/başarısız olmak
94	Phrasals	come out v.	(fiyat, masraf) tutmak/etmek
95	Phrasals	come out v.	yayımlanmak
96	Phrasals	come out v.	satışa sunulmak
97	Phrasals	come out v.	sosyeteye tanıtılmak
98	Phrasals	come out v.	sosyeteye takdim edilmek
99	Phrasals	come out v.	toplum önüne ilk kez çıkmak
100	Phrasals	come out v.	eşcinsel, biseksüel olduğunu açıklamak
101	Phrasals	come out v.	kişisel bir sırrını ortaya dökmek
102	Phrasals	come out v.	ifşa etmek
103	Phrasals	come out v.	tutumunu açıklamak
104	Phrasals	come out v.	düşüncesini açıkça söylemek
105	Phrasals	come out v.	toplum içinde görünmek
106	Phrasals	come out v.	toplum içine çıkmak
107	Phrasals	come out v.	tatile çıkmak
108	Phrasals	come out v.	dışarı çıkmak
109	Phrasals	come out v.	yaşadığı yerin dışına çıkmak
110	Phrasals	come out v.	(fotoğraf) iyi/kötü çıkmak
111	Phrasals	come out v.	yeni bir albümü vs. piyasaya çıkarmak/sürmek
112	Phrasals	come out v.	yeni bir albüm vs. çıkarmak
113	Phrasals	come out in something v.	dışarı pijamayla, şortla, ince elbiseyle vb. çıkmak
114	Phrasals	come out in something v.	üstünde pijamayla, kısacık etekle vs. dışarı çıkmak
115	Phrasals	come out in something v.	kurdeşen olmak
116	Phrasals	come out in something v.	ürtiker olmak
117	Phrasals	come out in something v.	teninde kızarıklık/döküntü oluşmak
118	Phrasals	come out v.	açmak (çiçek)
119	Phrasals	come out v.	belirmek
120	Phrasals	come out v.	gözle görülür duruma gelmek
121	Phrasals	come out v.	ortaya çıkmak
122	Phrasals	come out v.	vitrine çıkmak
123	Phrasals	come out v.	(ağaç) kökünden çıkmak
124	Phrasals	come out at someone v.	üstüne saldırmak
125	Phrasals	come out towards someone v.	üstüne saldırmak
126	Phrasals	come out v.	açığa çıkmak
127	Phrasals	come out to (someone or something) v.	belli bir seviyeye gelmek
128	Phrasals	come out to (someone or something) v.	belli bir miktara gelmek
129	Phrasals	come out to (someone) v.	(birine) bir sırrını açmak
130	Phrasals	come out to (someone) v.	(birine) heteroseksüel olmadığını açıklamak
131	Phrasals	come out to v.	bir miktara gelmek/ulaşmak
132	Phrasals	come out to v.	belli bir tutara/meblağa ulaşmak
133	Phrasals	come out against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) ayak diremek
134	Phrasals	come out against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı olduğunu ortaya koymak
135	Phrasals	come out against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı çıkmak
136	Phrasals	come out against (someone or something) v.	(birine/bir şeye) karşı tavır almak
137	Phrasals	come out at v.	çıkıp saldırmak
138	Phrasals	come out at v.	çıkıp üstüne atlamak
139	Phrasals	come out at someone or something v.	çıkıp birine/bir şeye saldırmak
140	Phrasals	come out at someone or something v.	çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
141	Phrasals	come out at someone or something v.	ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
142	Phrasals	come out at someone or something v.	birden birine/bir şeye saldırmak
143	Phrasals	come out at someone or something v.	birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
144	Phrasals	come out toward someone or something v.	çıkıp birine/bir şeye saldırmak
145	Phrasals	come out toward someone or something v.	çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
146	Phrasals	come out toward someone or something v.	ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
147	Phrasals	come out toward someone or something v.	birden birine/bir şeye saldırmak
148	Phrasals	come out toward someone or something v.	birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
149	Phrasals	come out towards someone or something v.	çıkıp birine/bir şeye saldırmak
150	Phrasals	come out towards someone or something v.	çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak
151	Phrasals	come out towards someone or something v.	ortaya çıkıp birine/bir şeye saldırmak
152	Phrasals	come out towards someone or something v.	birden birine/bir şeye saldırmak
153	Phrasals	come out towards someone or something v.	birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak
154	Phrasals	come out for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklediğini açıklamak
155	Phrasals	come out for (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) yana olmak
156	Phrasals	come out for (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
157	Phrasals	come out in v.	dışarı pijamayla, şortla, ince elbiseyle çıkmak
158	Phrasals	come out in v.	üstünde pijamayla, kısacık etekle dışarı çıkmak
159	Phrasals	come out in v.	üstünde bir şeyle dışarı çıkmak
160	Phrasals	come out in v.	bir şey giyerek dışarı çıkmak
161	Phrasals	come out in favor of (someone or something) v.	(birine/bir şeye) desteğini açıklamak
162	Phrasals	come out in favor of (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) desteklediğini açıklamak
163	Phrasals	come out in favor of (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) yana olmak
164	Phrasals	come out in favor of (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
165	Phrasals	come out of (something) v.	(bir şeyin) sonucu olarak ortaya çıkmak
166	Phrasals	come out of (something) v.	(bir şeyden) ortaya çıkmak
167	Phrasals	come out of (something) v.	(bir şeyin) sonucu olmak
168	Phrasals	come out on v.	iyi/kötü yapmak
169	Phrasals	come out on v.	iyi/kötü sonuç almak
170	Phrasals	come out to (something) v.	belli bir seviyeye gelmek
171	Phrasals	come out to (something) v.	belli bir miktara gelmek
172	Phrasals	come out to be v.	(belli bir şekilde) sonuçlanmak
173	Phrasals	come out to be v.	öyle olmak
174	Phrasals	come out to be v.	öyle sonuçlanmak
175	Phrasals	come out toward (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
176	Phrasals	come out toward (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak
177	Phrasals	come out toward (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek
178	Phrasals	come out towards (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak
179	Phrasals	come out towards (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak
180	Phrasals	come out towards (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek
181	Phrasals	come out with (something) v.	(bir şeyi) açık açık söylemek
182	Phrasals	come out with (something) v.	(bir şeyi) dobra dobra dile getirmek
183	Phrasals	come out with (something) v.	(bir şeyi) açıkça ortaya dökmek
184	Phrasals	come out with (something) v.	(bir şeyi) halka duyurmak/tanıtmak
185	Phrasals	come out with (something) v.	(bir şeyi) halka açmak/sunmak
186	Phrasals	come out v.	meydana çıkmak
187	Phrasals	come out v.	belli olmak
188	Phrasals	come out v.	su yüzüne çıkmak
189	Phrasals	come out v.	halka açık satış, inceleme için önerilmek
190	Phrasals	come out v.	savunmak
191	Phrasals	come out v.	iddia etmek
192	Phrasals	come out (in) v.	kaplanmak
193	Phrasals	come out v.	düşmek
194	Phrasals	come out v.	kopmak
195	Phrasals	come out v.	yarışmaya katılmak
196	Phrasals	come out v.	fırlamak
197	Phrasals	come out v.	dışarı çıkmak
198	Phrasals	come out v.	(kızarıklık, döküntü) patlamak
199	Phrasals	come out v.	uzamak
200	Phrasals	come out v.	çıkıntı yapmak
Phrases
201	Phrases	it'll all come out in the wash expr.	hiçbir şey gizli kalmaz
Colloquial
202	Colloquial	come out come out wherever you are expr.	elma dersem çık, armut dersem çıkma
203	Colloquial	come out come out wherever you are expr.	önüm arkam sağım solum sobe
204	Colloquial	it will (all) come out in the wash expr.	hiçbir şey gizli kalmaz
205	Colloquial	it will (all) come out in the wash expr.	her şey gelip geçer
206	Colloquial	it will (all) come out in the wash expr.	her şey yoluna girer
Idioms
207	Idioms	come out of the box [us] v.	(bir şeye) iyi/kötü/hızlı vs. başlamak
208	Idioms	come out of the box [us] v.	piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş vs. giriş yapmak
209	Idioms	come out of the box [us] v.	(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş vs. başlangıç/çıkış yapmak
210	Idioms	come out (a certain way) on (something) v.	(bir şeyden belli bir sonuç) almak
211	Idioms	come out (a certain way) on (something) v.	(bir iş, proje, girişim) belli bir şekilde sonuçlanmak
212	Idioms	come out on the side of (someone or something) v.	(birinden ya da bir şeyden) taraf olmak
213	Idioms	come out on the side of (someone or something) v.	(birine ya da bir şeye) destek vermek
214	Idioms	come out on the side of (someone or something) v.	(birinden ya da bir şeyden) yana olmak
215	Idioms	come out on the side of (someone or something) v.	(birine ya da bir şeye) destek vermek
216	Idioms	come out on the side of somebody/something v.	birinden ya da bir şeyden taraf olmak
217	Idioms	come out on the side of somebody/something v.	birine ya da bir şeye destek vermek
218	Idioms	come out on the side of somebody/something v.	birinden ya da bir şeyden yana olmak
219	Idioms	come out on the side of somebody/something v.	birine ya da bir şeye destek vermek
220	Idioms	come out of left field [us] v.	(öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak
221	Idioms	come out of left field [us] v.	şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak
222	Idioms	come out of the box [us] v.	(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş başlamak
223	Idioms	come out of the box [us] v.	piyasaya iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş yapmak
224	Idioms	come out of the box [us] v.	(bir şeye) iyi/kötü/hızlı/yavaş giriş/başlangıç/çıkış yapmak
225	Idioms	come out of a clear blue sky v.	aniden ortaya çıkmak
226	Idioms	come out of the clear blue sky v.	aniden ortaya çıkmak
227	Idioms	come out in the wash v.	açığa çıkmak
228	Idioms	come out of the woodwork v.	açığa çıkmak
229	Idioms	come out/up smelling like roses v.	alnının akıyla çıkmak
230	Idioms	come out smelling of roses v.	alnının akıyla çıkmak
231	Idioms	come out/up smelling of roses v.	alnının akıyla çıkmak
232	Idioms	come out of nowhere v.	apansız ortaya çıkmak
233	Idioms	come out/up smelling of roses v.	aradan sıyrılmak
234	Idioms	come out/up smelling like roses v.	aradan sıyrılmak
235	Idioms	come out smelling of roses v.	aradan sıyrılmak
236	Idioms	come out against v.	ayak diremek
237	Idioms	come out fighting v.	azimle savunmak
238	Idioms	come out swinging v.	azimle savunmak
239	Idioms	come out in the open v.	belirmek
240	Idioms	come out of the blue v.	bir anda belirmek
241	Idioms	come out smelling like a rose v.	başarmak
242	Idioms	come out for someone v.	birine desteğini açıklamak
243	Idioms	come out of the funk v.	bunalımdan çıkmak
244	Idioms	come out of v.	bulunduğu yerden çıkmak
245	Idioms	come out of nowhere v.	bir anda belirmek
246	Idioms	come out in favor of someone v.	birine desteğini açıklamak
247	Idioms	come out of nowhere v.	bir anda ortaya çıkmak
248	Idioms	come out in large numbers v.	çok sayıda gelmek
249	Idioms	come out smelling like a rose v.	diğerlerinden daha başarılı olmak
250	Idioms	come out of a clear blue sky v.	çat kapı gelmek
251	Idioms	come out in droves v.	çok sayıda gelmek
252	Idioms	come out of the blue v.	çat kapı gelmek
253	Idioms	come out at v.	çıkmak
254	Idioms	come out the little end of the horn v.	çok kaybetmek
255	Idioms	come out of the little end of the horn v.	çok kaybetmek
256	Idioms	come out of the clear blue sky v.	çat kapı gelmek
257	Idioms	come out for v.	dışarı çıkmak
258	Idioms	come out of the blue v.	çıkıp gelmek
259	Idioms	come out in sympathy with v.	grevdeki işçilerle dayanışmak için iş bırakma eylemi yapmak
260	Idioms	come out of the blue v.	haber vermeden gelmek
261	Idioms	come out in the wash v.	gerçek nedeni anlamak
262	Idioms	come out of v.	gömülü olduğu yerden çıkmak
263	Idioms	come out in the wash v.	gerçeği anlamak
264	Idioms	come out in force v.	güruh halinde gelmek
265	Idioms	come out of the closet v.	eşcinsel olduğunu söylemek
266	Idioms	come out for a ride v.	gezintiye çıkmak
267	Idioms	come out of a clear blue sky v.	haber vermeden çıkagelmek
268	Idioms	come out of the closet v.	eşsincel olduğunu belirtmek/bildirmek
269	Idioms	come out of the clear blue sky v.	haber vermeden çıkagelmek
270	Idioms	come out of the woodwork v.	gizlendiği yerden çıkmak
271	Idioms	come out well v.	iyi/olumlu sonuçlanmak
272	Idioms	come out of the closet v.	itiraf veya ifşa etmek
273	Idioms	come out of the little end of the horn v.	iflasın eşiğine sürüklenmek
274	Idioms	look as if one has come out of a bandbox v.	iki dirhem bir çekirdek
275	Idioms	come out to be good v.	iyi/olumlu sonuçlanmak
276	Idioms	come out the little end of the horn v.	iflasın eşiğine sürüklenmek
277	Idioms	come out of the blue v.	olup bitmek
278	Idioms	come out in the wash v.	olumlu bir sonuca ulaşmak
279	Idioms	come out against v.	karşı olduğunu ortaya koymak
280	Idioms	come out at v.	mal olmak
281	Idioms	come out of v.	olduğu yerden çıkmak
282	Idioms	come out against v.	karşı çıkmak
283	Idioms	come out with v.	konuşmak
284	Idioms	come out on top v.	kendinin üstünlüğünü kanıtlamak
285	Idioms	come out of one's shell v.	kabuğundan çıkmak
286	Idioms	come out against v.	karşı tavır almak
287	Idioms	come out in the open v.	ortaya çıkmak
288	Idioms	come out in the open v.	maskesi düşmek
289	Idioms	come out of one's shell v.	kabuğundan çıkıp sıkılganlığını atmak
290	Idioms	come out with v.	söze dökmek
291	Idioms	come out of the closet v.	sırrını açığa vurmak
292	Idioms	come out in droves v.	sürüler halinde gelmek
293	Idioms	someone's true colour to come out v.	rengi belli olmak
294	Idioms	come out in large numbers v.	sürüler halinde gelmek
295	Idioms	come out/up smelling like roses v.	tereyağından kıl çeker gibi aradan sıyrılmak
296	Idioms	come out smelling of roses v.	tereyağından kıl çeker gibi aradan sıyrılmak
297	Idioms	come out/up smelling of roses v.	tereyağından kıl çeker gibi aradan sıyrılmak
298	Idioms	come out in the wash v.	temize çıkmak
299	Idioms	come out for v.	(belirli bir amaç için) evden çıkmak
300	Idioms	come out of left field v.	(sorun) beklenmedik bir yerden çıkmak
301	Idioms	come out in the open v.	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak
302	Idioms	come out smelling like a rose v.	yüzünün akıyla çıkmak
303	Idioms	come out in the wash v.	zamanla bilinirlik kazanmak
304	Idioms	come out of the closet v.	utançtan/mahcubiyetten dolayı bir sırrını gizlemekten vazgeçerek ifşa etmek
305	Idioms	come out into the open v.	(gizlendiği yerden) açığa çıkmak
306	Idioms	come out of left field v.	(sorun) hiç yoktan çıkmak
307	Idioms	come out in the wash v.	zamanla tanınmak
308	Idioms	come out of one's shell v.	utangaçlığı üzerinden atmak
309	Idioms	come out on top v.	zirveye tırmanmak
310	Idioms	come out on top v.	zirveye çıkmak
311	Idioms	come out smelling of roses v.	yüzünün akıyla çıkmak
312	Idioms	come out of one's shell v.	üzerindeki çekingenliği atmak
313	Idioms	come out of the woodwork v.	gizlendiği yerden çıkmak
314	Idioms	come out of the woodwork v.	açığa/ortaya çıkmak
315	Idioms	come out at an amount v.	bir miktar etmek
316	Idioms	come out at an amount v.	bir miktara gelmek
317	Idioms	come out at an amount v.	bir miktar olarak hesaplanmak
318	Idioms	come out to an amount v.	bir miktar etmek
319	Idioms	come out to an amount v.	bir miktara gelmek
320	Idioms	come out to an amount v.	bir miktar olarak hesaplanmak
321	Idioms	come out of one's shell v.	çekingenliğini yenmek
322	Idioms	come out in bloom v.	tamamen çiçek açmak
323	Idioms	come out in bloom v.	tümüyle çiçek açmak
324	Idioms	come out in the open with v.	ile belirmek
325	Idioms	come out in the open with v.	ile ortaya çıkmak
326	Idioms	come out in the open with v.	ile maskesi düşmek
327	Idioms	come out in the open with v.	ile (gizlendiği yerden) açığa çıkmak
328	Idioms	come out in the open with (something) v.	(bir şeyle, haberle) ortaya çıkmak
329	Idioms	come out in the open with (something) v.	(bir şeyle, haberle) gizlendiği yerden açığa çıkmak
330	Idioms	come out in the open with (something) v.	(bir şeyle, haberle) suskunluğunu bozmak
331	Idioms	come out in the open with something v.	bir şeyle, haberle ortaya çıkmak
332	Idioms	come out in the open with something v.	bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak
333	Idioms	come out in the open with something v.	bir şeyle, haberle suskunluğunu bozmak
334	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle ortaya çıkmak
335	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle gizlendiği yerden açığa çıkmak
336	Idioms	come out into the open with something v.	bir şeyle, haberle suskunluğunu bozmak
337	Idioms	come out of your shell v.	kabuğundan çıkmak
338	Idioms	come out of your shell v.	üzerindeki çekingenliği atmak
339	Idioms	come out of a clear blue sky v.	aniden ortaya çıkmak
340	Idioms	come out of a clear blue sky v.	çat kapı gelmek
341	Idioms	come out of a clear blue sky v.	haber vermeden çıkagelmek
342	Idioms	come out of a clear blue sky v.	bir anda olmak/ortaya çıkmak
343	Idioms	come out of a clear blue sky v.	ani olmak
344	Idioms	come out of a clear blue sky v.	beklenmedik olmak
345	Idioms	come out of shell v.	açılmak
346	Idioms	come out of shell v.	suskunluğu bırakmak
347	Idioms	come out of shell v.	kabuğundan çıkıp sıkılganlığını atmak
348	Idioms	come out of shell v.	kabuğundan çıkmak
349	Idioms	come out of shell v.	utangaçlığı üzerinden atmak
350	Idioms	come out of shell v.	üzerindeki çekingenliği atmak
351	Idioms	come out of your shell v.	açılmak
352	Idioms	come out of your shell v.	suskunluğu bırakmak
353	Idioms	come out of your shell v.	kabuğundan çıkıp sıkılganlığını atmak
354	Idioms	come out of your shell v.	kabuğundan çıkmak
355	Idioms	come out of your shell v.	utangaçlığı üzerinden atmak
356	Idioms	come out of your shell v.	üzerindeki çekingenliği atmak
357	Idioms	come out on top (of something) v.	(bir şeyde) birinci gelmek
358	Idioms	come out on top (of something) v.	(bir şeyi) lider bitirmek
359	Idioms	come out on top (of something) v.	(bir şeyde) zirveye çıkmak
360	Idioms	come out on top (of something) v.	(bir şeyde) diğerlerini geride bırakmak
361	Idioms	come out smelling of roses v.	yüzünün akıyla çıkmak
362	Idioms	come out smelling of roses v.	alnının akıyla çıkmak
363	Idioms	come out smelling of roses v.	aradan sıyrılmak
364	Idioms	come out smelling of roses v.	tereyağından kıl çeker gibi aradan sıyrılmak
365	Idioms	come out smelling of violets v.	yüzünün akıyla çıkmak
366	Idioms	come out smelling of violets v.	alnının akıyla çıkmak
367	Idioms	come out smelling of violets v.	aradan sıyrılmak
368	Idioms	come out smelling of violets v.	tereyağından kıl çeker gibi aradan sıyrılmak
369	Idioms	come out of the blue expr.	aniden
370	Idioms	it will come out in the wash expr.	hiçbir şey gizli kalmaz
371	Idioms	it will come out in the wash expr.	her şey gelip geçer
372	Idioms	it will come out in the wash expr.	her şey yoluna girer
373	Idioms	it will come out in the wash expr.	her şey açığa/temize çıkar
374	Idioms	the handbags come out expr.	atışma başladı
375	Idioms	the handbags come out expr.	tartışma başladı
376	Idioms	the handbags come out expr.	ağız dalaşı başladı
Speaking
377	Speaking	don't make me come out there expr.	beni oraya getirmeyin
378	Speaking	come out and face me expr.	çık ve yüzleş benimle
379	Speaking	don't come out expr.	dışarı çıkma
380	Speaking	it'll all come out in the wash expr.	gelip geçer
381	Speaking	don't make me come out there expr.	getirmeyin beni oraya
382	Speaking	on my signal, you come out expr.	işaretimle dışarı çık
383	Speaking	no matter what happens don't come out expr.	ne olursa olsun dışarı çıkma
384	Speaking	it'll all come out in the wash expr.	yoluna girer
Trade/Economic
385	Trade/Economic	come out on strike v.	greve gitmek
386	Trade/Economic	come out on strike v.	grev yapmak
387	Trade/Economic	come out v.	greve gitmek
388	Trade/Economic	come out v.	grev yapmak
Law
389	Law	come out at v.	baliğ olmak
Politics
390	Politics	come out v.	ortaya çıkmak
391	Politics	come out v.	yayılmak
Medical
392	Medical	come out of anesthesia v.	anesteziden çıkmak
Football
393	Football	come out onto the pitch v.	sahaya çıkmak
Slang
394	Slang	come out of nowhere v.	yırtık dondan çıkmak