Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
be quiet!
masse linéaire moyenne
curl
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"curl"
en diccionario turco inglés : 52 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Common Usage
1
Common Usage
curl
n.
bukle
French hairstyles and
curls
were a favorite with women back then.
Fransız saç modelleri ve
bukleleri
o zamanlar kadınların favorisiydi.
More Sentences
General
2
General
curl
n.
bukle
French hairstyles and
curls
were a favorite with women back then.
Fransız saç modelleri ve
bukleler
o zamanlar kadınların favorisiydi.
More Sentences
3
General
curl
v.
kıvrılmak
The poster has got ragged and shabby and
curling
at the edges.
Poster yırtık pırtık, perişan ve kenarları
kıvrılmış
durumda.
More Sentences
4
General
curl
v.
bukle yapmak
Curling
my hair takes a lot of time.
Saçımı
bukle yapmak
çok zaman alıyor.
More Sentences
5
General
curl
v.
ondüle yapmak
My hair
curls
easily.
Saçım kolayca
ondüle yapılır.
More Sentences
6
General
curl
v.
kıvırmak
She
curled
her hair with curlers.
Saçını bigudiyle
kıvırdı.
More Sentences
7
General
curl
n.
kahkül
8
General
curl
n.
kakül
9
General
curl
n.
lüle
10
General
curl
n.
pürçek
11
General
curl
n.
saç lülesi
12
General
curl
n.
büklüm
13
General
curl
n.
kıvırma
14
General
curl
n.
dolam
15
General
curl
n.
kıvrım
16
General
curl
n.
dönerge
17
General
curl
n.
yaprak büzülmesi
18
General
curl
n.
asimetrik yaprak gelişimi
19
General
curl
n.
ahşap yapısındaki kavisli veya spiral şeklinde iz
20
General
curl
n.
asma bıyığı
21
General
curl
v.
dalgalandırmak
22
General
curl
v.
bükülmek
23
General
curl
v.
kıvır kıvır yapmak
24
General
curl
v.
bükmek
25
General
curl
v.
dönerek/kıvrılarak hareket etmek
26
General
curl
v.
yüzünü buruşturmak
27
General
curl
v.
kıvrımlı görünecek şekilde ince ince kesmek
28
General
curl
v.
körling oynamak
29
General
curl
v.
kolunu bükerek ağırlık kaldırmak
30
General
curl
v.
(şapka yapımında) şapkanın siperini bükmek
31
General
curl
v.
dalgalanmak
32
General
curl
v.
dalgalar halinde yükselmek
Technical
33
Technical
curl
n.
atmosferde serbest bırakılan kağıdın düzlemden ayrılma derecesi
34
Technical
curl
v.
bükmek
35
Technical
curl
v.
kıvırmak
Computer
36
Computer
curl
n.
bir programlama ortamı
Math
37
Math
curl
n.
rotasyonel işlemi
Physics
38
Physics
curl
n.
rotasyonel
Botanic
39
Botanic
curl
n.
yaprakların anormal şekilde dönmesi veya kıvrılması
40
Botanic
curl
n.
yaprak bitleri veya diğer emici böceklerden kaynaklı büyüme kusuru
Geography
41
Geography
curl
n.
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri
42
Geography
curl
n.
girdap
43
Geography
curl
n.
anafor
Sport
44
Sport
curl
n.
ok yayında ani kıvrılma
45
Sport
curl
n.
ağırlığın göğüs veya omuz seviyesine kaldırıldığı bir tür vücut geliştirme egzersizi
46
Sport
curl
n.
hareketli curling taşının düz çizgiden uzaklaşma hareketi
Music
47
Music
curl
n.
yaylı çalgı gövdesindeki ahşabın açık ve koyu renkli zıt desenleri
48
Music
curl
n.
enstrümanda yalaz görünümlü ahşap deseni
Printery
49
Printery
curl
n.
büklüm
50
Printery
curl
n.
kıvrım
51
Printery
curl
adj.
damarlı
52
Printery
curl
adj.
dalgalı
Significados de
"curl"
con otros términos en diccionario inglés turco: 169 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
curl up
v.
kıvrılmak
Tom
curled up
on the davenport.
Tom davenportun üzerine
kıvrıldı.
More Sentences
Common Usage
2
Common Usage
curl up
v.
kıvırmak
General
3
General
leaf curl
n.
kıvırcık baş hastalığı
4
General
kiss-curl
n.
küçük saç lülesi
5
General
dust curl
n.
toz topağı
6
General
jheri curl
n.
ıslak permalı saç stili
7
General
pin curl
n.
bigudi
8
General
curl paper
n.
bigudi kağıdı
9
General
curl-paper
n.
bigudi kağıdı
10
General
sausage curl
n.
sosis biçimli saç buklesi
11
General
curl up
v.
bükülmek
12
General
curl one's lip
v.
dudak bükmek
13
General
curl up
v.
bükmek
14
General
curl oneself up
v.
dertop olmak
15
General
curl one's hair
v.
saçını kıvırmak
16
General
curl one's hair
v.
saç kıvırmak
17
General
curl up in bed
v.
yatağa kıvrılmak
18
General
curl up
v.
bırakmak
19
General
curl up
v.
vazgeçmek
20
General
curl up
v.
çökmek
21
General
curl up
v.
düşmek
22
General
curl up
v.
rahat bir köşeye çekilmek
23
General
in curl
adj.
kıvrık
Phrasals
24
Phrasals
curl up
v.
birini öldürmek
25
Phrasals
curl up
v.
işini bitirmek
26
Phrasals
curl up
v.
icabına bakmak
27
Phrasals
curl up
v.
defterini dürmek
28
Phrasals
curl something up
v.
bir şeyi kıvırmak
29
Phrasals
curl something up
v.
bir şeyi bükmek
30
Phrasals
curl up into something
v.
kıvrılmak
31
Phrasals
curl up into something
v.
bükülmek
32
Phrasals
curl up into something
v.
dolanmak
33
Phrasals
curl up into something
v.
kıvrılıp yatmak
34
Phrasals
curl up to something
v.
kıvrılmak
35
Phrasals
curl up to something
v.
bükülmek
36
Phrasals
curl up to something
v.
dolanmak
37
Phrasals
curl up to something
v.
kıvrılıp yatmak
38
Phrasals
curl up with
v.
ile koltuğa, yatağa kurulmak
39
Phrasals
curl up with
v.
ile koltuğa, yatağa kırışmak
40
Phrasals
curl up with
v.
ile koltuğa, yatağa kıvrılmak
41
Phrasals
curl up with (someone or an animal)
v.
(birine/bir hayvana) sokulmak
42
Phrasals
curl up with (someone or an animal)
v.
(birinin/bir hayvanın) yanına kıvrılıp yatmak
43
Phrasals
curl up with (someone or an animal)
v.
(biriyle/bir hayvanla) kıvrılıp yatmak
44
Phrasals
curl up with (someone or an animal)
v.
(biriyle/bir hayvanla) sarılıp yatmak
45
Phrasals
curl up with (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) sokulmak
46
Phrasals
curl up with (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına kıvrılıp yatmak
47
Phrasals
curl up with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) kıvrılıp yatmak
48
Phrasals
curl up with (someone or something)
v.
(biriyle/bir şeyle) sarılıp yatmak
49
Phrasals
curl up with (something)
v.
(bir şeyle) kıvrılıp yatmak
50
Phrasals
curl up with (something)
v.
(bir şeyle) rahatça uzanmak
51
Phrasals
curl up with (something)
v.
(kitapla, telefonla) koltuğa, yatağa kurulmak
Colloquial
52
Colloquial
curl (one's) hair
v.
(birini) şoke etmek
53
Colloquial
curl (one's) hair
v.
tüylerini diken diken etmek
54
Colloquial
curl (one's) hair
v.
sarsmak
55
Colloquial
curl (one's) hair
v.
şaşırtmak
56
Colloquial
curl (one's) hair
v.
korkutmak
57
Colloquial
curl (one's) hair
v.
ödünü patlatmak
58
Colloquial
curl someone's hair
v.
(birini) şoke etmek
59
Colloquial
curl someone's hair
v.
tüylerini diken diken etmek
60
Colloquial
curl someone's hair
v.
sarsmak
61
Colloquial
curl someone's hair
v.
şaşırtmak
62
Colloquial
curl someone's hair
v.
korkutmak
63
Colloquial
curl someone's hair
v.
ödünü patlatmak
64
Colloquial
curl up [uk]
v.
yerin dibine sokmak
65
Colloquial
curl up [uk]
v.
yerin dibine geçmek
66
Colloquial
out of curl [obsolete]
adj.
düz (saç)
67
Colloquial
out of curl [obsolete]
adj.
kıvırcıklığını yitirmiş (saç)
68
Colloquial
out of curl [obsolete]
adj.
kıvırcıklığı kaybolan (saç)
69
Colloquial
out of curl [uk]
adj.
enerjisi bitik
70
Colloquial
out of curl [uk]
adj.
halsiz
71
Colloquial
out of curl [uk]
adj.
uyuşuk
72
Colloquial
out of curl [uk]
adj.
kuvvetten düşmüş
Idioms
73
Idioms
make somebody's toes curl
v.
birisini dehşete düşürmek
74
Idioms
curl somebody's toes
v.
birisini korkutmak
75
Idioms
make somebody's toes curl
v.
birisini ürkütmek
76
Idioms
make somebody's toes curl
v.
birisini korkutmak
77
Idioms
curl somebody's toes
v.
birisini ürkütmek
78
Idioms
curl somebody's toes
v.
birisini dehşete düşürmek
79
Idioms
curl one's lip
v.
dudak bükmek
80
Idioms
curl one's lips
v.
dudak buruşturmak
81
Idioms
curl one's lips
v.
dudak bükmek
82
Idioms
curl up with a book
v.
eline güzel bir kitap alıp koltuğa vb kurulmak
83
Idioms
curl up and die
v.
ölmek
84
Idioms
make somebody's toes curl
v.
rezil etmek
85
Idioms
want to curl up and die
v.
utancından yerin dibine geçmek
86
Idioms
curl up and die
v.
yerin dibine girmek
87
Idioms
curl up into a ball
v.
(utançtan/korkudan) tortop olmak
88
Idioms
want to curl up and die
v.
(utançtan) yer yarılıp içine girmek
89
Idioms
curl up in a ball
v.
(utançtan/korkudan) tortop olmak
90
Idioms
curl someone's hair
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
91
Idioms
make somebody's toes curl
v.
(birisinin) tüylerini diken diken etmek
92
Idioms
make somebody's toes curl
v.
yerin dibine sokmak
93
Idioms
make somebody's hair curl
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
94
Idioms
curl somebody's toes
v.
(birisinin) tüylerini diken diken etmek
95
Idioms
want to curl up and die
v.
utancından ölmek istemek
96
Idioms
want to curl up and die
v.
(utançtan) yerin dibine girmek istemek (yer yarılsaydı da içine girseydim)
97
Idioms
want to curl up and die
v.
utançtan yerin dibine geçmek
98
Idioms
want to curl up and die
v.
utancından yerin dibine girmek
99
Idioms
want to curl up and die
v.
(utançtan) yerin dibine girmek
100
Idioms
curl the mo [australia]
v.
olağanüstü başarı kazanmak
101
Idioms
curl the mo [australia]
v.
üstün gelmek
102
Idioms
curl the mo [australia]
v.
üstün başarı kazanmak
103
Idioms
make (one's) hair curl
v.
(birini) utandırmak
104
Idioms
make (one's) hair curl
v.
(birini) rahatsız etmek
105
Idioms
make (one's) hair curl
v.
(birinin) keyfini kaçırmak
106
Idioms
make (one's) hair curl
v.
(birinin) yüzünün kızarmasına neden olmak
107
Idioms
make (one's) hair curl
v.
(birini) huzursuz etmek
108
Idioms
(just) curl up and die
v.
utancından ölmek
109
Idioms
(just) curl up and die
v.
utançtan yerin dibine girmek
110
Idioms
(just) curl up and die
v.
geri çekilmek
111
Idioms
(just) curl up and die
v.
köşeye çekilmek
112
Idioms
(just) curl up and die
v.
kabuğuna çekilmek
113
Idioms
curl hair
v.
saçını kıvırmak
114
Idioms
curl hair
v.
saç kıvırmak
115
Idioms
curl hair
v.
şoke etmek
116
Idioms
curl hair
v.
tüylerini diken diken etmek
117
Idioms
curl hair
v.
sarsmak
118
Idioms
curl hair
v.
korkutmak
119
Idioms
curl hair
v.
ödünü patlatmak
120
Idioms
curl up with a (good) book
v.
eline güzel bir kitap alıp koltuğa vb kurulmak
121
Idioms
curl up with a (good) book
v.
elinde güzel bir kitapla rahatça uzanmak
122
Idioms
curl your lip
v.
dudağını bükmek
123
Idioms
curl your lip
v.
alayla gülümsemek
124
Idioms
curl your lip
v.
küçümseyerek gülmek
125
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birinin) tüylerini diken diken etmek
126
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) dehşete düşürmek
127
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) korkutmak
128
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) yerin dibine sokmak
129
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) hoşnut etmek
130
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) keyiflendirmek
131
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) memnun etmek
132
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) mutlu etmek
133
Idioms
make (one's) toes curl
v.
(birini) ürpertmek
134
Idioms
make your hair curl [uk]
v.
tüylerini ürpertmek
135
Idioms
make your hair curl [uk]
v.
tüylerini diken diken etmek
136
Idioms
make your hair curl [uk]
v.
korkutmak
137
Idioms
make your hair curl [uk]
v.
dehşete düşürmek
138
Idioms
curl your hair [us]
v.
tüylerini ürpertmek
139
Idioms
curl your hair [us]
v.
tüylerini diken diken etmek
140
Idioms
curl your hair [us]
v.
korkutmak
141
Idioms
curl your hair [us]
v.
dehşete düşürmek
142
Idioms
make your toes curl
v.
yerin dibine sokmak
143
Idioms
make your toes curl
v.
utandırmak
144
Idioms
make your toes curl
v.
tüylerini ürpertmek
145
Idioms
make your toes curl
v.
tüylerini diken diken etmek
146
Idioms
make your toes curl
v.
şoka sokmak
147
Idioms
make your toes curl
v.
dehşete düşürmek
148
Idioms
curl the hair
v.
korkutmak
149
Idioms
curl the hair
v.
şaşırtmak
150
Idioms
curl the hair
v.
şoke etmek
151
Idioms
curl the hair
v.
hayrete düşürmek
152
Idioms
curl the hair
v.
afallatmak
153
Idioms
shoot the curl
v.
dalga üzerinde sörf yapmak
154
Idioms
want to curl up and die
expr.
yer yarılsa da içine girsem (demek)
Technical
155
Technical
curl field
n.
dolam alanı
156
Technical
fibre curl
n.
fiber bükümü
157
Technical
fibre curl
n.
fiber kıvrılması
Textile
158
Textile
curl length
n.
tutam uzunluğu
Gastronomy
159
Gastronomy
lambkebab in curl paper
n.
kağıt kebabı
Agriculture
160
Agriculture
leaf curl
n.
kıvırcık baş hastalığı
Breeding
161
Breeding
american curl
n.
kulakları arkaya kıvrık ve uzun tüylü bir kuyruğu olan ince bir kedi ırkı
Geography
162
Geography
curl [dialect]
n.
akarsu kıvrımı
Meteorology
163
Meteorology
curl cloud
n.
sirüs bulutu
Sport
164
Sport
trunk curl
n.
mekik
165
Sport
leg curl
n.
bacaktaki fleksör kasları güçlendirmek için yapılan bir egzersiz
166
Sport
straight curl
n.
bir çeşit trivela vuruşu tekniği
167
Sport
preacher curl
n.
kolun dirseklerden kırılması ile ağırlık kaldırılan bir egzersiz türü
British Slang
168
British Slang
curl one off/down
v.
kaka yapmak
169
British Slang
curl one off/down
v.
sıçmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of curl
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy