Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | fighting n. | kavga | ||
No fighting and 5 million French in the street . Kavga yok ve 5 milyon Fransız sokakta. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fighting n. | savaş | ||
We would regard an approach of this kind as fighting a losing battle. Bu tür bir yaklaşımı kaybedilmiş bir savaş olarak değerlendiriyoruz. More Sentences |
||||
General | fighting n. | mücadele | ||
Fighting cancer has been one of the Commission’s major public health priorities. Kanserle mücadele Komisyon'un başlıca halk sağlığı önceliklerinden biri olmuştur. More Sentences |
||||
General | fighting n. | dövüş | ||
His unorthodox fighting style was surprisingly effective. Alışılmışın dışındaki dövüş stili şaşırtıcı derecede etkiliydi. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | fighting n. | savaş | ||
With four members in the Security Council, the European Union should be fighting to block a war. Güvenlik Konseyi'nde dört üyesi bulunan Avrupa Birliği bir savaşı engellemek için mücadele etmelidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fighting n. | savaşan | ||
General | fighting n. | savaşçı | ||
General | fighting adj. | savaşa katılmış | ||
General | fighting adj. | çatışmaya girmiş | ||
General | fighting adj. | savaş çıkarmaya meyilli | ||
General | fighting adj. | kavgacı | ||
General | fighting adj. | cengaver | ||
General | fighting adj. | savaşa hazır olan | ||
General | fighting adj. | gözüpek | ||
General | fighting adj. | atılgan | ||
Military | ||||
Military | fighting n. | muharebe |