Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | hacker n. | bilgisayar korsanı | ||
In Canada, when hackers steal customers’ money, online banks disclaim liability. Kanada'da, bilgisayar korsanları müşterilerin parasını çaldığında, online bankalar sorumluluk kabul etmiyor. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Computer | hacker n. | bilgisayar korsanı | ||
With Microsoft Office documents, versions 2003 or earlier, when you save a file with a password, hackers can break that password in seconds. Microsoft Office belgelerinin 2003 veya daha önceki sürümlerinde, bir dosyayı parola ile kaydettiğinizde, bilgisayar korsanları bu parolayı saniyeler içinde kırabilir. More Sentences |
||||
Computer | hacker n. | hacker | ||
The hackers or crackers used it to aid a shady business, chiefly pornography, one presumes. Hackerlar ya da crackerlar bunu karanlık bir işe, özellikle de pornografiye yardım etmek için kullandılar. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | hacker n. | bilgisayar korsanı | ||
Many people are unable to comprehend the actions of hackers. Birçok kişi bilgisayar korsanlarının eylemlerini anlayamıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | hacker n. | sıkıcı işlerde çalışan kimse | ||
General | hacker n. | balta ile kesen | ||
General | hacker n. | kesip deviren | ||
General | hacker n. | sert darbelerle kesen kimse | ||
General | hacker n. | vahşice tekmeleyen kimse | ||
General | hacker n. | başarmaya odaklı kimse | ||
General | hacker n. | faytoncu | ||
General | hacker n. | at arabası süren kimse | ||
Technical | ||||
Technical | hacker n. | çökertici | ||
Technical | hacker n. | korsan | ||
Computer | ||||
Computer | hacker n. | hekır | ||
Computer | hacker n. | sanal alem suçlusu | ||
Computer | hacker n. | donanım dilinde program yazan kimse | ||
Computer | hacker n. | bilgisayar tutkunu | ||
Slang | ||||
Slang | hacker n. | zayıf golfçü | ||
Slang | hacker n. | acemi golfçü | ||
Slang | hacker n. | beceriksiz golfçü | ||
Slang | hacker n. | tecrübesiz golfçü | ||
Slang | hacker n. | yeteneksiz golfçü | ||
Slang | hacker n. | taksi sürücüsü | ||
Slang | hacker n. | taksi şoförü | ||
Slang | hacker n. | uyduruk bilgisayar programcısı | ||
Slang | hacker n. | işinin ehli olmayan bilgisayar programcısı | ||
Slang | hacker n. | başarısız kimse | ||
Slang | hacker n. | beceriksiz kimse |
Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
Computer | ||||
Computer | hacker | hacker n. | ||
Sami is not a hacker. Sami bir hacker değil. More Sentences |
||||
Computer | hacker | cyberpunk n. |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | hacker [uk] [dialect] v. | kekelemek |
General | hacker [uk] [dialect] v. | konuşurken tereddüt etmek |
Technical | ||
Technical | hacker [uk] [dialect] n. | kök sökücü |
Technical | hacker [uk] [dialect] n. | öğütücü |
Technical | hacker [uk] [dialect] n. | yongalayıcı |
Computer | ||
Computer | computer hacker n. | bilgisayar korsanı |
Telecom | ||
Telecom | ethical hacker n. | etik korsan |
Telecom | ethical hacker n. | iyi niyetli bilgisayar korsanı |