Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | harbour n. | liman | ||
The lost fishing boat made a safe return to harbour. Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yaptı. More Sentences |
||||
Common Usage | harbour v. | barındırmak | ||
We all know what ideas movements such as the National Front harbour. Ulusal Cephe gibi hareketlerin hangi fikirleri barındırdığını hepimiz biliyoruz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | harbour n. | liman | ||
The lost fishing boat made a safe return to harbour. Kayıp balıkçı teknesi limana güvenli bir dönüş yapmıştı. More Sentences |
||||
General | harbour v. | demir atmak | ||
The ship anchored in the harbour and unloaded its goods. Gemi limana demir attı ve mallarını boşalttı. More Sentences |
||||
General | harbour v. | beslemek | ||
They harbour ideas of national splendour. Ulusal ihtişam fikirleri besliyorlar. More Sentences |
||||
Marine | ||||
Marine | harbour n. | liman | ||
The police found Tom's body floating in the harbour. Polis Tom'un cesedini limanda yüzerken buldu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | harbour n. | barınak | ||
General | harbour n. | sığınak | ||
General | harbour n. | deniz barınağı | ||
General | harbour n. | vahşi hayvan ini | ||
General | harbour n. | koy | ||
General | harbour v. | yataklık etmek | ||
General | harbour v. | sığınmak | ||
General | harbour v. | limanda demirlemek | ||
General | harbour v. | gütmek | ||
General | harbour v. | barınmak | ||
General | harbour v. | korumak | ||
General | harbour v. | saklamak | ||
General | harbour v. | barındırmak (gemi vb) | ||
General | harbour v. | misafir etmek | ||
General | harbour v. | sığınak olmak | ||
General | harbour v. | konak olmak | ||
General | harbour v. | saklanmak | ||
General | harbour v. | içermek | ||
General | harbour v. | sığınak bulmak | ||
General | harbour v. | (hayvanı) yuvasına kadar takip etmek | ||
General | harbour v. | el üstünde tutmak | ||
General | harbour v. | gizlice savunmak | ||
General | harbour v. | aklında tutmak | ||
General | harbour v. | kabul etmek | ||
General | harbour v. | doğru saymak | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | harbour n. | doğal ya da yapay liman | ||
Law | ||||
Law | harbour v. | suçluyu saklamak | ||
Law | harbour v. | suçluyu barındırmak | ||
Law | harbour v. | suçluyu gizlemek | ||
Law | harbour v. | yataklık etmek | ||
Technical | ||||
Technical | harbour n. | barınak | ||
Technical | harbour n. | sığınak | ||
Technical | harbour n. | (camcılık) malzeme karıştırma kabı | ||
Marine | ||||
Marine | harbour n. | güvenli ve sığınılacak bir yer | ||
Astrology | ||||
Astrology | harbour n. | gök cismi konağı |