kovalamak - Turco Inglés Diccionario

kovalamak

Significados de "kovalamak" en diccionario inglés turco : 41 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kovalamak chase v.
The stray dogs chased him down the road.
Sokak köpekleri onu yolun aşağısına kadar kovaladı.

More Sentences
kovalamak pursue v.
Instead, always pursue good for one another, and everyone.
Tersine, birbiriniz ve herkes için her zaman iyiliği kovalayın.

More Sentences
General
kovalamak run after v.
A cat ran after a mouse.
Bir kedi bir fareyi kovaladı.

More Sentences
kovalamak pursue v.
The dog pursued a rabbit into the forest.
Köpek, bir tavşanı ormana kadar kovaladı.

More Sentences
kovalamak give chase v.
The lioness finally gave chase to the gazelle.
Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.

More Sentences
kovalamak seek [obsolete] v.
Death seeks its prey.
Ölüm avını kovalar.

More Sentences
Phrasals
kovalamak chase after v.
Tom chased after me.
Tom beni kovaladı.

More Sentences
kovalamak chase after v.
She chased after me.
O beni kovaladı.

More Sentences
General
kovalamak tag after v.
kovalamak drive v.
kovalamak run out v.
kovalamak follow v.
kovalamak tag v.
kovalamak hunt v.
kovalamak follow up v.
kovalamak go after v.
kovalamak chivy v.
kovalamak course v.
kovalamak chase off v.
kovalamak ensue [obsolete] v.
kovalamak chevy v.
kovalamak quetch v.
kovalamak chivey v.
kovalamak chouse [dialect] v.
kovalamak run v.
kovalamak fog [dialect] v.
kovalamak shag v.
kovalamak sic v.
kovalamak sue [obsolete] v.
Phrasals
kovalamak seek upon v.
kovalamak run off v.
kovalamak go after v.
kovalamak make after v.
kovalamak chase up v.
kovalamak give chase to someone or something v.
kovalamak bang away v.
kovalamak come after (someone or something) v.
kovalamak come after v.
Colloquial
kovalamak be out v.
kovalamak dog around v.
Idioms
kovalamak be gunning for v.

Significados de "kovalamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 77 resultado(s)

Turco Inglés
General
kedi kovalamak chase a cat v.
A dog chased a cat.
Bir köpek bir kediyi kovaladı.

More Sentences
önüne katıp kovalamak chase v.
Little Tony enjoyed chasing squirrels away.
Küçük Tony sincapları önüne katıp kovalamayı severdi.

More Sentences
köpekle kovalamak (av) course v.
köpeklerle kovalamak course v.
atlı kovalamak hurry needlessly v.
köpekle kovalamak course v.
birisini kovalamak get after someone v.
birini süpürgeyle kovalamak chase someone off with a broom v.
bir şüpheliyi kovalamak chase a suspect v.
afsunlayarak kovalamak conjure away v.
yeniden kovalamak rechase v.
yakalayana kadar kovalamak truck v.
havlayarak kovalamak bay v.
(bir şeyi) bıkıp usanmadan kovalamak bloodhound v.
(bir şeyi) hallo diyerek kovalamak hollo v.
yakalamak veya öldürmek için kovalamak hont v.
avını kovalamak hont v.
bağırarak kovalamak hue [obsolete] v.
(hayvanı) inine kadar kovalamak den v.
birini kovalamak run off v.
(geyiği) yuvasına kovalamak lodge v.
boş işler kovalamak peddle v.
köpekle kovalamak dog v.
daha çok kovalamak outpursue v.
(markette) en iyi fiyatı kovalamak shop v.
(sinekleri) duman ile kovalamak smoke v.
Phrasals
yoruluncaya kadar kovalamak run down v.
önüne katıp kovalamak chase out v.
önüne katıp kovalamak chase away v.
önüne katıp kovalamak chase off v.
peşinden kovalamak come after v.
bir amacı kovalamak go for v.
silahla (birini/bir şeyi) kovalamak gun for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) kovalamak gun for (someone or something) v.
çok çalışarak bir şeyi kovalamak gun for (someone or something) v.
aralıksız birbirini kovalamak run into v.
eliyle kovalamak wave off v.
eliyle kovalamak bat away v.
bir şey kovalamak angle for something v.
(birini) kovalamak (ilgi duyduğu için) call on (someone) v.
(birini/bir şeyi) bir yerden kovalamak chase (someone or something) (away) from some place v.
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak chase (someone or something) into (some place) v.
(birini/bir şeyi bir yerin) içine doğru kovalamak chase (someone or something) in (some place) v.
(birini/bir şeyi bir yerden) kovalamak chase (someone or something) out of (some place) v.
bir yerden kovalamak chase from some place v.
bir yerin içine doğru kovalamak chase in some place v.
bir yerden kovalamak chase out of some place v.
birini/bir şeyi bir yerden kovalamak chase someone or something out of some place v.
(genellikle bir hayvanı) bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak chase up v.
birini/bir şeyi bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak chase someone or something up something v.
birini/bir şeyi bir ağacın, tepenin, kayanın üstüne kovalamak chase someone or something up something v.
birini/bir şeyi kovalamak chase someone or something up v.
(birini) kovalamak get after (someone) v.
(bir şey) kovalamak get after (something) v.
(bir şeyi) kovalamak go after (something) v.
(birini bir yerden) çıkarmak/kovalamak hound (someone) out (of some place) v.
bir yerden çıkarmak/kovalamak hound from some place v.
(bir şeyi) kovalamak look for (something) v.
(bir şeyi) kovalamak run after (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) kovmak/kovalamak run out of (something or some place) v.
(bir şeyden/bir yerden) önüne katıp kovalamak run out of (something or some place) v.
(birini/bir şeyi) kovalamak set after (someone or something) v.
(bir şeyi) elde etmek için peşine düşmek/kovalamak set after (something) v.
Colloquial
yüze konan sineği kovalamak için el ve kollarla yapılan hareket australian salute n.
birini kovalamak hound someone v.
Idioms
asıl tutkularını kovalamak find (one's) calling v.
(birini/bir şeyi) kovalamak be in pursuit of (someone or something) v.
en iyiyi kovalamak go for (the) gold v.
olmayan/bulunması zor bir şeyi kovalamak go on a wild goose chase v.
Law
(gemiyi) peşine takılıp kovalamak prosecute v.
Hunting
arkasından koşup kovalamak run down v.
(hayvanı) yer altına kovalamak earth v.
(hayvanı) inine kovalamak earth v.
Slang
cinsel ilişkiye girmek için kadın kovalamak tom cat v.
cinsel ilişkiye girmek için kadın kovalamak tomcat v.
cinsellik kovalamak (erkek için) get some tail v.
günahkar arzuları kovalamak whore v.