Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | layer n. | katman | ||
They should not be about creating additional layers of bureaucracy and red tape. Ek bürokrasi ve bürokrasi katmanları yaratmakla ilgili olmamalılardır. More Sentences |
||||
Common Usage | layer n. | kat | ||
Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing. Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı. More Sentences |
||||
Common Usage | layer n. | tabaka | ||
By morning, everything was covered in a thick layer of snow. Sabah olduğunda her yer kalın bir kar tabakasıyla kaplıydı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | layer n. | tabaka | ||
The exosphere is the outermost layer of our atmosphere. Egzosfer atmosferimizin en dış tabakasıdır. More Sentences |
||||
General | layer n. | katman | ||
It is another layer, so to speak. Tabiri caizse başka bir katman. More Sentences |
||||
General | layer n. | kat | ||
Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing. Hava daha da sıcaklaştığı için Tom bir kat daha soyundu. More Sentences |
||||
General | layer n. | kademe | ||
They stripped away a few layers of management. Yönetimin birkaç kademesini ortadan kaldırdılar. More Sentences |
||||
General | layer v. | kat kat kesmek | ||
I'm thinking of getting my hair layered. Saçımı kat kat kestirmeyi düşünüyorum. More Sentences |
||||
General | layer v. | yerleştirmek | ||
Carefully layer the sheets of lasagna and Bolognese sauce in the baking dish. Lazanya yapraklarını ve Bolonez sosu dikkatlice fırın kabına yerleştirin. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | layer n. | katman | ||
Baklava are sweet pastries made from layers of filo dough filled with chopped nuts. Baklava kıyılmış fındık ile dolu filo hamur katmanları yapılan tatlı hamurdur. More Sentences |
||||
Technical | layer n. | tabaka | ||
A layer of leaves lies on the pavement. Kaldırımın üzerinde bir yaprak tabakası yatıyor. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | layer n. | katman | ||
The upper ocean has warmed up much more than deeper layers. Üst okyanus derin katmanlardan çok daha fazla ısındı. More Sentences |
||||
Mechanic | ||||
Mechanic | layer n. | katman | ||
The deep layers of the ocean is still almost unexplored. Okyanusun derin katmanları hâlâ neredeyse keşfedilmemiş. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | layer n. | tabaka | ||
The concrete layer of the nuclear reactor's shielding will be destroyed using controlled explosions. Nükleer reaktörün kalkanının beton tabakası kontrollü patlamalarla yok edilecek. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | layer n. | tabaka | ||
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly. Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | layer n. | daldırma | ||
General | layer n. | yumurtlayan | ||
General | layer n. | döşeyen kimse | ||
General | layer n. | daldırma yöntemiyle daldırılan dal | ||
General | layer n. | yeryüzü tabakası | ||
General | layer n. | katmer | ||
General | layer n. | kısım | ||
General | layer n. | bir kıyafetin üstüne veya altına giyilen başka bir kıyafet | ||
General | layer n. | yumurta tavuğu | ||
General | layer n. | damızlık tavuk | ||
General | layer n. | bahse tutuşan kimse | ||
General | layer n. | bahisçi | ||
General | layer v. | daldırmak | ||
General | layer v. | fidan daldırmak | ||
General | layer v. | katmanlara ayırmak | ||
General | layer v. | daldırma yapmak | ||
General | layer v. | tabakalara ayrılmak | ||
General | layer v. | tabakalara ayırmak | ||
General | layer v. | katmanlara ayırmak | ||
General | layer v. | katmanlara ayrılmak | ||
General | layer v. | (saçı) katlı kesmek | ||
Insurance | ||||
Insurance | layer n. | dilim | ||
Technical | ||||
Technical | layer n. | döşeyici | ||
Technical | layer n. | ince çelik levha | ||
Technical | layer n. | kaplayıcı | ||
Technical | layer n. | kat | ||
Technical | layer n. | serici | ||
Technical | layer n. | yayıcı | ||
Technical | layer v. | tabakalar halinde yaymak | ||
Automotive | ||||
Automotive | layer n. | kaynak metali (dikiş) kalınlığı | ||
Botanic | ||||
Botanic | layer n. | daldırma fidanı | ||
Botanic | layer v. | fidan daldırmak |