lend - Turco Inglés Diccionario

lend

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "lend" en diccionario turco inglés : 21 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
lend v. ödünç vermek
Jacob is going to lend me his video camera.
Jacob bana video kamerasını ödünç verecek.

More Sentences
General
lend v. ödünç vermek
I can't lend you this book.
Sana bu kitabı ödünç veremem.

More Sentences
lend v. vermek
Since we are unwilling to lend our names to such a position, we have abstained.
İsimlerimizi böyle bir görüşte vermek istemediğimiz için çekimser kaldık.

More Sentences
lend v. borç vermek
The bank is lending us money for investment.
Banka bize yatırım için borç para veriyor.

More Sentences
lend v. katmak
His delightful impressions lent color to the story.
Keyifli izlenimleri hikayeye renk katıyordu.

More Sentences
lend v. yardım etmek
Would you lend me a hand?
Bana yardım eder misin?

More Sentences
lend v. sağlamak
The proposal for a Railway Agency lends further support to this whole objective.
Demiryolu Ajansı önerisi tüm bu hedefe daha fazla destek sağlamaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
lend v. borç vermek
For example, Parliament intends to lend the Commission EUR 43 million and the Council EUR 18 million.
Örneğin, Parlamento Komisyon'a 43 milyon Avro ve Konsey'e 18 milyon Avro borç vermeyi planlamaktadır.

More Sentences
lend v. ödünç vermek
When you've finished reading that book, could you lend it to me?
Bu kitabı okuman bitince bana ödünç verir misin?

More Sentences
General
lend n. ödünç alma
lend n. borçlanma
lend v. katkıda bulunmak
lend v. iğreti vermek
lend v. tahsis etmek
lend v. destek olmak
lend v. tedarik etmek
lend v. kredi vermek
Irregular Verb
lend v. lent - lent
Trade/Economic
lend n. faizle borç para verme
lend v. faizle borç vermek
lend v. iğreti vermek

Significados de "lend" con otros términos en diccionario inglés turco: 174 resultado(s)

Inglés Turco
General
lend a hand v. yardım etmek
Will you lend a hand, Taro?
Yardım eder misin, Taro?

More Sentences
lend a book v. kitap ödünç vermek
She lent a book to Tom.
Tom'a bir kitap ödünç verdi.

More Sentences
Idioms
lend support to (something) v. (bir şeye) destek vermek
We must, for example, lend support to those poor countries which are endeavouring to produce cheap AIDS medication.
Örneğin ucuz AIDS ilacı üretmeye çalışan yoksul ülkelere destek vermeliyiz.

More Sentences
General
lend money at interest v. faize vermek
lend someone a helping hand v. birine yardım elini uzatmak
lend oneself to v. yanaşmak
lend an ear v. dinlemek
lend countenance to v. desteklemek
lend an ear v. kulak vermek
lend help to v. yardım etmek
lend assistance v. yardımcı olmak
lend oneself to v. yardım etmek
lend at interest v. faize vermek
lend an ear v. kulak asmak
lend wings to v. teşvik etmek
lend assistance v. yardım etmek
lend itself to v. uygun olmak
lend one's ear v. dinlemek
lend itself to v. yaramak
lend wings to v. coşturmak
lend countenance to v. teşvik etmek
lend to v. uygun olmak
lend to v. elverişli olmak
lend a hand v. el atıvermek
lend a hand v. el vermek
lend something on security v. teminat göstermek
lend something on security v. teminat vermek
lend itself to v. -e uygun olmak
lend oneself to v. -e yardım etmek
lend a hand to v. -e elini uzatmak
lend itself to v. -e elverişli olmak
lend a hand to v. -e yardım etmek
lend credence (to) v. prim vermek
lend credence (to) v. inanılırlık sağlamak
lend credence (to) v. desteklemek
lend a hand v. yardım eli uzatmak
lend at interest v. faizle borç vermek
lend itself to be suitable for v. elverişli olmak
lend itself to be suitable for v. uygun olmak
lend a helping hand to v. imdadına yetişmek
lend a hand to v. imdadına yetişmek
lend a hand to v. yardımına koşmak
lend a helping hand to v. yardım etmek
lend a helping hand to v. yardımına yetişmek
lend a hand to v. yardımına yetişmek
lend a hand to v. yardım etmek
lend a helping hand to v. yardımına koşmak
lend something out to someone v. birine bir şeyi ödünç vermek
lend something to someone v. birine bir şeyi ödünç vermek
lend impetus v. ivme vermek/kazandırmak
lend considerable support v. önemli ölçüde destek vermek
lend [dialect] [uk] v. birisine darbe indirmek
lend [dialect] [uk] v. yumruk atmak
Phrasals
lend (something) out (to one) v. (birine bir şeyi) ödünç vermek
lend (something) out (to one) v. (birine bir şey) borç vermek
lend (something) to (one) v. (birine bir şeyi) ödünç vermek
lend (something) to (one) v. (birine bir şey) borç vermek
lend out v. ödünç vermek
lend out v. borç vermek
Colloquial
lend colour to v. canlandırmak
lend colour to v. renk katmak
lend colour to v. renklendirmek
lend (one) (something) v. (birine bir şeyi) ödünç vermek
lend (one) (something) v. (birine bir şey) borç vermek
Idioms
lend one's ears v. dikkatini vermek
lend one's ears v. can kulağıyla dinlemek
lend one's name to v. adını kullandırmak
lend one's name to v. adını vermek
lend someone a hand with something v. bir konuda birine yardım etmek
lend someone a hand v. birine el vermek
lend credence to v. doğruluğunu göstermek
lend credence to v. haklı çıkartmak
lend credibility to something v. inandırıcılık/güvenilirlik kazandırmak/sağlamak
lend itself to v. maruz bulunmak
lend an ear to v. kulak vermek
lend color to something v. renk katmak
give/lend color to v. renk katmak
lend color to something v. renk getirmek
lend itself to v. uygun olmak
lend itself to v. uymak
lend itself to v. uygun düşmek
lend a helping hand v. yardım eli uzatmak
lend itself to v. (yanlış anlaşılmaya) açık olmak
lend itself to v. uygun gelmek
lend oneself/itself to something v. -e uygun olmak
lend support to (something) v. (bir şeyi) destekleyecek kanıtlar ileri sürmek
lend support to (something) v. değirmenine su taşımak
lend support to (something) v. bir şeye daha inandırıcı ve mümkün kılmak için detaylandırmak, açmak ya da ek bilgi vermek
lend support to (something) v. prim vermek
lend support to (something) v. haklı çıkartmak
lend support to (something) v. (bir şeyi) desteklemek
lend support to (something) v. yardım etmek
lend support to (something) v. kuvvetlendirmek
lend support to (something) v. arka çıkmak
lend support to (something) v. omuz vermek
lend support, weight, credence to something v. destek, ağırlık, güven vermek
lend (one) a hand v. (birine) el vermek
lend (one) a hand v. (birine) yardım elini uzatmak
lend (one) a hand v. (birine) yardım etmek
lend (one's) ear (to someone or something) v. (birine/bir şeye) kulak vermek
lend (one's) ear (to someone or something) v. (birini/bir şeyi) dikkatlice dinlemek
lend (one's) ear (to someone or something) v. (birini/bir şeyi) can kulağıyla dinlemek
lend (one's) name to (something) v. (bir şeye) adını kullandırmak
lend (one's) name to (something) v. (bir şeye) adını vermek
lend (one's) name to (something) v. (bir şeyde) isminin kullanılmasına/geçmesine izin vermek
lend (oneself) to (something) v. (bir şeye) destek vermek
lend (oneself) to (something) v. (bir projeye, göreve, girişime yeteneğiyle, çabasıyla, becerisiyle) destek vermek/katkı sağlamak
lend (someone) (one's) ear v. (birine) kulak vermek
lend (someone) (one's) ear v. (birini) dikkatlice dinlemek
lend (someone) (one's) ear v. (birini) can kulağıyla dinlemek
lend a hand to (one) v. (birine) yardım etmek
lend a hand to (one) v. (birine) el vermek
lend a hand to (one) v. (birine) yardım eli uzatmak
lend a hand with v. (bir konuda) yardım etmek
lend a hand with v. ile ilgili yardım etmek
lend a hand with (something) v. (bir konuda) yardım etmek
lend a hand with (something) v. (bir şey) ile ilgili yardım etmek
lend an ear (to one) v. (birine) kulak vermek
lend an ear (to one) v. (birini) dinlemek
lend color to v. renk katmak
lend color to v. renk getirmek
lend color to v. canlandırmak
lend color to v. renklendirmek
lend color to v. '-in olası görünmesine neden olmak
lend color to v. '-in olmuş olma olasılığını artırmak
lend color to v. '-i daha muhtemel kılmak
lend color to v. '-i kanıtlar nitelikte olmak
lend color to v. '-in güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak
lend colour to something [uk] v. bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend colour to something [uk] v. bir görüşü/iddiayı sağlamlaştırmak
lend colour to something [uk] v. bir şeyin olmuş olma olasılığını artırmak
lend colour to something [uk] v. bir şeyi daha muhtemel kılmak
lend colour to something [uk] v. bir şeyi kanıtlar nitelikte olmak
lend colour to something [uk] v. bir iddianın güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak
lend color to something [us] v. bir şeyin olası görünmesine neden olmak
lend color to something [us] v. bir görüşü/iddiayı sağlamlaştırmak
lend color to something [us] v. bir şeyin olmuş olma olasılığını artırmak
lend color to something [us] v. bir şeyi daha muhtemel kılmak
lend color to something [us] v. bir şeyi kanıtlar nitelikte olmak
lend color to something [us] v. bir iddianın güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak
lend color to (something) v. (bir şeyin) olası görünmesine neden olmak
lend color to (something) v. (bir görüşü/iddiayı) sağlamlaştırmak
lend color to (something) v. (bir şeyin) olmuş olma olasılığını artırmak
lend color to (something) v. (bir şeyi) daha muhtemel kılmak
lend color to (something) v. (bir şeyi) kanıtlar nitelikte olmak
lend color to (something) v. (bir iddianın) güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak
lend oneself or itself to v. -e uygun olmak
lend oneself or itself to something v. bir şeye uygun olmak
lend weight to (something) v. (bir şeyin) güvenilirliğini/inanılırlığını artırmak
lend weight to (something) v. (bir şeyi) kanıtlar nitelikte olmak
lend your name to something v. bir şeye adını kullandırmak
lend your name to something v. bir şeye adını vermek
lend your name to something v. bir şeyde isminin kullanılmasına/geçmesine izin vermek
lend your name to something v. bir şeyle birlikte anılmaya izin vermek
lend your money and lose your friend expr. dostunu kaybetmek istiyorsan borç ver
lend your money and lose your friend expr. kendine düşman yaratmak istiyorsan borç ver
Speaking
can you lend me some money? expr. bana biraz borç verir misin?
can you lend me some money? expr. bana biraz borç para verir misin?
don't lend him any money expr. borç verme ona
I can't lend you any more money expr. sana daha fazla borç para veremem
I'll lend it to you expr. sana ödünç veririm
Trade/Economic
lend-lease n. kiralama
lend-lease n. ödünç verme
lease and lend law n. ödünç verme kanunu
lease-lend n. ödünç verme
lend-lease n. ikinci dünya savaşı'nda amerika'nın müttefiklerine sağladığı malzeme ve hizmetler
lend-lease n. bu yardımın sağlandığı sistem
lend at interest v. faizle borç vermek
lend out at interest v. faizle borç vermek
lend upon pawn v. rehin karşılığı borç vermek
lend-lease v. ödünç verme sistemiyle (mal veya hizmet) sağlamak
Law
lease lend n. kiralama
lend and lease act n. ödünç verme ve kiralama yasası
Slang
have a lend of someone v. başkasının saflığından istifade etmek