Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
inherited audience
münakaşa etmek
Historia
Frases
Significados de
"münakaşa etmek"
en diccionario inglés turco : 25 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
münakaşa etmek
argue
v.
They were
arguing
about who should sit in front.
Önde kim oturacak diye
münakaşa ediyorlardı.
More Sentences
2
General
münakaşa etmek
bicker
v.
3
General
münakaşa etmek
wrangle
v.
4
General
münakaşa etmek
row
v.
5
General
münakaşa etmek
quarrel
v.
6
General
münakaşa etmek
take issue with somebody
v.
7
General
münakaşa etmek
dispute
v.
8
General
münakaşa etmek
flyting
v.
9
General
münakaşa etmek
discuss
v.
10
General
münakaşa etmek
debate
v.
11
General
münakaşa etmek
join issue with somebody
v.
12
General
münakaşa etmek
cangle [scotland]
v.
13
General
münakaşa etmek
rap
v.
14
General
münakaşa etmek
threap [scottish]
v.
15
General
münakaşa etmek
kebbie-lebbie [scottish]
v.
16
General
münakaşa etmek
embroil
v.
17
General
münakaşa etmek
haggle
v.
18
General
münakaşa etmek
brangle
v.
Phrasals
19
Phrasals
münakaşa etmek
cast out
v.
Idioms
20
Idioms
münakaşa etmek
take someone on
v.
21
Idioms
münakaşa etmek
thrust and parry
v.
Law
22
Law
münakaşa etmek
debate
v.
23
Law
münakaşa etmek
dispute
v.
Archaic
24
Archaic
münakaşa etmek
chode
v.
Slang
25
Slang
münakaşa etmek
duke it out
v.
Significados de
"münakaşa etmek"
con otros términos en diccionario inglés turco: 36 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
Phrasals
1
Phrasals
(bir şey) hakkında münakaşa etmek
argue about (something)
v.
It's not worth
arguing about.
Hakkında münakaşa etmeye
değmez.
More Sentences
2
Phrasals
(biriyle) münakaşa etmek
argue with (one)
v.
We
argued with
each other about the best place for a holiday.
Birbirimizle tatil için en iyi yer konusunda
münakaşa ettik.
More Sentences
General
3
General
münakaşa ederek elde etmek
wrangle
v.
4
General
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek
quibble over
v.
5
General
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek
quibble about
v.
6
General
münakaşa ederek israf etmek
wrangle
v.
7
General
biriyle münakaşa etmek
square [obsolete]
v.
Phrasals
8
Phrasals
(birisiyle bir konu hakkında) münakaşa etmek
bicker with (someone) over (something)
v.
9
Phrasals
(bir şey hakkında) münakaşa etmek
bicker over (something)
v.
10
Phrasals
(bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ about (something)
v.
11
Phrasals
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) about something
v.
12
Phrasals
(biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) on something
v.
13
Phrasals
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight about (someone or something)
v.
14
Phrasals
(biri veya bir konu hakkında) münakaşa etmek
fight (with) someone or something about (someone or something)
v.
15
Phrasals
biri/bir şey hakkında münakaşa etmek
fight about someone or something
v.
16
Phrasals
(bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ on (something)
v.
17
Phrasals
(biriyle) münakaşa etmek
squabble with (one)
v.
18
Phrasals
biriyle münakaşa etmek
squabble with someone
v.
19
Phrasals
bir konuda münakaşa etmek
squabble with something
v.
20
Phrasals
aralarında münakaşa etmek
fight among themselves
v.
21
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (over someone or something)
v.
22
Phrasals
(biriyle biri/bir şey üzerine) münakaşa etmek
argue (with someone) (about someone or something)
v.
23
Phrasals
(bir şey) için tartışmak/münakaşa etmek
argue about (something)
v.
24
Phrasals
(biriyle bir şey) hakkında münakaşa etmek
argue with (someone) about (something)
v.
25
Phrasals
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek
bicker (with someone) (about someone or something)
v.
26
Phrasals
(biriyle biri/bir şey hakkında) münakaşa etmek
bicker (with someone or something) (over someone or something)
v.
27
Phrasals
(bir şey) hakkında münakaşa etmek
bicker about (something)
v.
28
Phrasals
(biriyle) münakaşa etmek
bicker with (someone)
v.
29
Phrasals
hakkında münakaşa etmek
fight about
v.
30
Phrasals
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak
quibble about (something)
v.
31
Phrasals
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak
quibble over (something)
v.
32
Phrasals
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak
quibble over (something) with (someone)
v.
33
Phrasals
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak
quibble with (someone) over (something)
v.
34
Phrasals
ile münakaşa etmek
wrangle with
v.
Colloquial
35
Colloquial
aralarında münakaşa etmek
fight among themselves
v.
Idioms
36
Idioms
tartışma/münakaşa esnasında birini kırmamaya dikkat etmek
fire (one's) pistol in the air
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of münakaşa etmek
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy