|
Categoría |
Inglés |
Turco |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
natural gas n.
|
doğal gaz |
|
The natural gas deposits in the Arctic Ocean will be of vital importance to the EU in the future.
Kuzey Buz Denizi'ndeki doğal gaz yatakları gelecekte AB için hayati önem taşıyacaktır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
natural science n.
|
doğa bilimleri |
|
The natural sciences are harder than the social sciences.
Doğa bilimleri sosyal bilimlerden daha zordur.
More Sentences
|
3 |
General |
natural light n.
|
doğal ışık |
|
Next, check out the result under natural light.
Daha sonra sonucu doğal ışıkta kontrol edin.
More Sentences
|
4 |
General |
natural environment n.
|
doğal ortam |
|
Nobody can know what will happen when genetically modified organisms are introduced into the natural environment.
Genetiği değiştirilmiş organizmalar doğal ortama sokulduğunda ne olacağını kimse bilemez.
More Sentences
|
5 |
General |
natural event n.
|
doğal olay |
|
There are such things as natural events.
Doğal olaylar diye bir şey vardır.
More Sentences
|
6 |
General |
natural balance n.
|
doğal denge |
|
Let the market itself then decide the natural balance for transport modes.
Bırakalım da ulaşım türleri arasındaki doğal dengeyi piyasa kendisi belirlesin.
More Sentences
|
7 |
General |
natural disaster n.
|
doğal afet |
|
As you know, we have had no such instrument, no aid fund for natural disasters in the past.
Bildiğiniz gibi geçmişte doğal afetler için böyle bir aracımız, yardım fonumuz yoktu.
More Sentences
|
8 |
General |
natural products n.
|
doğal ürünler |
|
Natural products and natural processes tend to be mistakenly equated to environmental protection.
Doğal ürünler ve doğal süreçler yanlışlıkla çevrenin korunması ile eş tutulma eğilimindedir.
More Sentences
|
9 |
General |
natural conditions n.
|
doğa koşulları |
|
Permanent handicaps due to difficult natural conditions must equally be taken into account.
Zorlu doğa koşullarından kaynaklanan kalıcı handikaplar da aynı şekilde dikkate alınmalıdır.
More Sentences
|
|
10 |
General |
natural condition n.
|
doğal koşul |
|
As we speak it is frozen over, which illustrates how problematic the natural conditions are there.
Biz konuşurken donmuş durumda, bu da oradaki doğal koşulların ne kadar sorunlu olduğunu gösteriyor.
More Sentences
|
11 |
General |
natural beauty n.
|
doğal güzellik |
|
It expressed its view of the countryside by purchasing areas of outstanding natural beauty.
Olağanüstü doğal güzelliğe sahip alanları satın alarak kırsal kesime bakışını ifade etmiştir.
More Sentences
|
12 |
General |
natural causes n.
|
doğal sebepler |
|
He died of natural causes.
Doğal sebeplerden öldü.
More Sentences
|
13 |
General |
natural selection n.
|
doğal seleksiyon |
|
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
More Sentences
|
14 |
General |
natural language n.
|
doğal dil |
|
Programming languages have gradually started resembling natural languages.
Programlama dilleri yavaş yavaş doğal dillere benzemeye başladı.
More Sentences
|
15 |
General |
natural disaster n.
|
doğal felaket |
|
It has become clear that mankind continues to be unable to avoid natural disasters.
İnsanoğlunun doğal felaketlerden kaçınmaya devam edemeyeceği anlaşılmıştır.
More Sentences
|
16 |
General |
natural disasters n.
|
doğal afetler |
|
In recent years 80% of the disasters which have occurred are natural disasters, such as gales, earthquakes or floods.
Son yıllarda meydana gelen afetlerin %80'i fırtına, deprem veya sel gibi doğal afetlerdir.
More Sentences
|
17 |
General |
natural talent n.
|
doğal yetenek |
|
Everyone has natural talents.
Herkesin doğal yetenekleri var.
More Sentences
|
18 |
General |
natural catastrophe n.
|
doğal felaket |
|
The floods that put Central Europe under such immense strain this summer were a huge natural catastrophe.
Bu yaz Orta Avrupa'yı böylesine büyük bir baskı altına alan seller büyük bir doğal felaketti.
More Sentences
|
19 |
General |
natural mineral water n.
|
doğal maden suyu |
|
Natural mineral water contains calcium, magnesium, sodium, potassium as well as nitrate.
Doğal maden suyu kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve ayrıca nitrat içerir.
More Sentences
|
20 |
General |
natural resources n.
|
doğal kaynaklar |
|
Other countries too in old and new Europe are, however, guilty of plundering the natural resources of Africa.
Ancak eski ve yeni Avrupa'daki diğer ülkeler de Afrika'nın doğal kaynaklarını yağmalamaktan suçludur.
More Sentences
|
21 |
General |
natural habitat n.
|
doğal yaşam alanı |
|
Elephants are poached for their ivory and their natural habitat has been considerably altered and reduced.
Filler fildişleri için kaçak avlanmaktadır ve doğal yaşam alanları önemli ölçüde değiştirilmiş ve azaltılmıştır.
More Sentences
|
22 |
General |
natural diet n.
|
doğal beslenme |
|
A natural diet is suitable for human digestion.
Doğal beslenme insan sindirimine uygundur.
More Sentences
|
23 |
General |
natural selection n.
|
doğal seçilim |
|
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
Bu tür, doğal seçilim sonucu hastalığa karşı direnç geliştirdi.
More Sentences
|
24 |
General |
natural phenomenon n.
|
doğa olayı |
|
A rainbow is a natural phenomenon.
Gökkuşağı bir doğa olayıdır.
More Sentences
|
25 |
General |
natural satellite n.
|
doğal uydu |
|
Uranus has 27 known natural satellites.
Uranüs'ün bilinen 27 doğal uydusu vardır.
More Sentences
|
26 |
General |
natural-born adj.
|
doğuştan |
|
Tom is a natural-born teacher.
Tom doğuştan bir öğretmendi.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
27 |
Trade/Economic |
natural resource n.
|
doğal kaynak |
|
It is true that it is an economic activity that involves a natural resource which must be protected.
Bunun, korunması gereken bir doğal kaynağı içeren ekonomik bir faaliyet olduğu doğrudur.
More Sentences
|
28 |
Trade/Economic |
natural resources n.
|
doğal kaynaklar |
|
The Congo has exceptional natural resources.
Kongo olağanüstü doğal kaynaklara sahiptir.
More Sentences
|
29 |
Trade/Economic |
natural resource n.
|
doğal kaynak |
|
In the past three decades alone, one third of the planet's natural resource base has been consumed - gone.
Sadece son otuz yılda, gezegendeki doğal kaynak tabanının üçte biri tüketildi; yani yok oldu.
More Sentences
|
30 |
Trade/Economic |
natural sources n.
|
doğal kaynaklar |
|
The same applies to NO2 where, however, no derogation for natural sources or events is allowed.
Aynı durum NO2 için de geçerlidir ancak doğal kaynaklar veya olaylar için herhangi bir istisnaya izin verilmemektedir.
More Sentences
|
Politics |
|
31 |
Politics |
natural disasters n.
|
doğal afetler |
|
In recent years 80% of the disasters which have occurred are natural disasters, such as gales, earthquakes or floods.
Son yıllarda meydana gelen afetlerin %80'i fırtına, deprem ya da sel gibi doğal afetlerdir.
More Sentences
|
32 |
Politics |
natural wealth n.
|
doğal zenginlik |
|
A war that turns mainly on the considerable natural wealth of the country.
Büyük ölçüde ülkenin önemli doğal zenginliklerine dayanan bir savaş.
More Sentences
|
33 |
Politics |
natural resources n.
|
doğal kaynaklar |
|
This means more pressure on natural resources and more pressure on the environment.
Bu da doğal kaynaklar üzerinde daha fazla baskı ve çevre üzerinde daha fazla baskı anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
Tourism |
|
34 |
Tourism |
natural beauty n.
|
doğal güzellik |
|
The mountains, lakes, rivers and lush green forests of Ikaria island form a unique natural beauty.
Ikaria adasının dağları, gölleri, nehirleri ve yemyeşil ormanları eşsiz bir doğal güzellik oluşturur.
More Sentences
|
Common Usage |
|
35 |
Common Usage |
natural gas n.
|
doğalgaz |
|
General |
|
36 |
General |
natural radiation n.
|
tabii radyasyon |
|
37 |
General |
biological diversity and natural resources management n.
|
biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynak yönetimi |
|
38 |
General |
natural selection n.
|
doğal seçme |
|
39 |
General |
natural ability n.
|
kabiliyet |
|
40 |
General |
management of environment and natural resources n.
|
çevrenin ve tabii kaynakların yönetimi |
|
41 |
General |
natural attraction n.
|
doğal atraksiyon |
|
42 |
General |
natural observation n.
|
tabii müşahede |
|
43 |
General |
natural selection n.
|
tabii seleksiyon |
|
44 |
General |
natural lighting n.
|
doğal aydınlatma |
|
45 |
General |
natural gas pipelines n.
|
doğal gaz boru hattı |
|
46 |
General |
management of environment and natural resources n.
|
çevre yönetimi |
|
47 |
General |
natural history n.
|
tabiat bilgisi |
|
48 |
General |
natural ageing n.
|
doğal yaşlanma |
|
49 |
General |
natural law n.
|
doğal hukuk |
|
50 |
General |
minister of energy and natural resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanı |
|
51 |
General |
natural resources department n.
|
tabi kaynaklar şubesi |
|
52 |
General |
history of natural disasters n.
|
doğal afetler tarihi |
|
53 |
General |
natural geopolitical center n.
|
doğal jeopolitik merkez |
|
54 |
General |
natural tendency n.
|
huy |
|
55 |
General |
natural faculty n.
|
meleke |
|
56 |
General |
natural tendency n.
|
mizaç |
|
57 |
General |
natural law n.
|
tabii hukuk |
|
58 |
General |
natural reserve n.
|
tabiatı koruma alanı |
|
59 |
General |
the natural sciences n.
|
doğal bilimler |
|
60 |
General |
natural spring water n.
|
doğal kaynak suyu |
|
61 |
General |
natural theology n.
|
doğa teolojisi |
|
62 |
General |
natural assets n.
|
doğal varlıklar |
|
63 |
General |
natural disaster science n.
|
doğal afet bilimi |
|
64 |
General |
natural zeolites n.
|
doğal zeolitler |
|
65 |
General |
natural endowment n.
|
allah vergisi |
|
66 |
General |
natural disposition n.
|
hilkat |
|
67 |
General |
being natural n.
|
tabiilik |
|
68 |
General |
natural rate of unemployment n.
|
tabii işsizlik oranı |
|
69 |
General |
natural draught n.
|
doğal havalandırma |
|
70 |
General |
natural child n.
|
evlilikdışı çocuk |
|
71 |
General |
natural person n.
|
şahıs |
|
72 |
General |
natural color n.
|
doğal renk |
|
73 |
General |
natural division of labour n.
|
tabii iş bölümü |
|
74 |
General |
grade 1 natural site area n.
|
1. derece doğal sit alanı |
|
75 |
General |
natural disaster fund n.
|
afet fonu |
|
76 |
General |
contributions in natural law n.
|
doğa yasalarında makaleler |
|
77 |
General |
natural color n.
|
asıl renk |
|
78 |
General |
natural gas n.
|
yergazı |
|
79 |
General |
natural harbour n.
|
doğal liman |
|
80 |
General |
natural disaster victim n.
|
afetzede |
|
81 |
General |
natural disaster n.
|
tabii afet |
|
82 |
General |
natural and compatible mates n.
|
birbirleri için yaratılmış çift |
|
83 |
General |
natural history n.
|
doğa tarihi |
|
84 |
General |
natural history n.
|
doğa bilgisi |
|
85 |
General |
natural hazard area analysis n.
|
doğal tehlike alanı analizi |
|
86 |
General |
natural ventilation n.
|
doğal havalandırma |
|
87 |
General |
compressed natural gas n.
|
sıkıştırılmış doğal gaz |
|
88 |
General |
natural elevation n.
|
doğal yükseklik |
|
89 |
General |
natural language processing n.
|
doğal dil işleme |
|
90 |
General |
natural obstacle n.
|
tabii engel |
|
91 |
General |
natural child n.
|
gayri meşru çocuk |
|
92 |
General |
natural selection n.
|
doğal ayıklanma |
|
93 |
General |
nonrenewable natural resources n.
|
yenilenemeyen doğal kaynaklar |
|
94 |
General |
natural history museums n.
|
doğa tarihi müzeleri |
|
95 |
General |
natural foods n.
|
doğal besinler |
|
96 |
General |
natural life n.
|
doğal yaşam |
|
97 |
General |
natural gas engineering n.
|
doğal gaz mühendisliği |
|
98 |
General |
natural gas stove n.
|
doğalgaz sobası |
|
99 |
General |
natural heating n.
|
tabi ısıtma |
|
100 |
General |
natural wood n.
|
doğal ahşap |
|
101 |
General |
natural gas pipe n.
|
doğalgaz borusu |
|
102 |
General |
natural vegetation n.
|
doğal bitki örtüsü |
|
103 |
General |
natural product n.
|
doğal ürün |
|
104 |
General |
natural wear n.
|
doğal aşınma |
|
105 |
General |
natural rapport n.
|
doğal uyum |
|
106 |
General |
natural wonder n.
|
doğa harikası |
|
107 |
General |
natural fiber n.
|
doğal lif |
|
108 |
General |
natural water source n.
|
doğal su kaynağı |
|
109 |
General |
natural habitat n.
|
doğal habitat |
|
110 |
General |
natural habitat n.
|
doğal çevre |
|
111 |
General |
natural formation n.
|
doğal oluşum |
|
112 |
General |
natural leather n.
|
doğal deri |
|
113 |
General |
natural place n.
|
doğal yer |
|
114 |
General |
natural beauties n.
|
doğal güzellikler |
|
115 |
General |
secret-concealed-natural power n.
|
fıtri güç |
|
116 |
General |
secret-concealed-natural power n.
|
gizli güç |
|
117 |
General |
natural catastrophe-disaster n.
|
tabii afet |
|
118 |
General |
natural-technological disaster n.
|
doğal-teknolojik afet |
|
119 |
General |
natural selection n.
|
doğal ayırım-seçilim |
|
120 |
General |
natural colour n.
|
doğal renk |
|
121 |
General |
natural law n.
|
doğa kanunu |
|
122 |
General |
natural oscillations n.
|
özsalınımlar |
|
123 |
General |
natural circulation n.
|
doğal dolaşım |
|
124 |
General |
natural radiation n.
|
doğal ışınım |
|
125 |
General |
natural obstacles n.
|
doğal engeller |
|
126 |
General |
natural philosophy n.
|
tabiat bilgisi |
|
127 |
General |
natural minerals n.
|
doğal mineraller |
|
128 |
General |
natural regeneration n.
|
doğal gençleşme |
|
129 |
General |
natural resin n.
|
doğal reçine |
|
130 |
General |
natural pruning n.
|
doğal budanma |
|
131 |
General |
natural sand n.
|
doğal kum |
|
132 |
General |
natural resins n.
|
doğal reçineler |
|
133 |
General |
natural-draught water cooling tower n.
|
doğal çekişli su soğutma kulesi |
|
134 |
General |
natural purification n.
|
doğal temizlenme |
|
135 |
General |
natural shelter n.
|
doğal barınak |
|
136 |
General |
natural light n.
|
günışığı |
|
137 |
General |
natural lighting n.
|
doğal ışıklandırma |
|
138 |
General |
natural science n.
|
doğal bilimler |
|
139 |
General |
natural oscillations n.
|
doğal salınımlar |
|
140 |
General |
natural gas operated car n.
|
doğal gazlı araba |
|
141 |
General |
natural gas n.
|
doğalgaz |
|
142 |
General |
natural stone n.
|
doğaltaş |
|
143 |
General |
natural wastage n.
|
doğal israf |
|
144 |
General |
natural appearance n.
|
doğal görünüm |
|
145 |
General |
natural ability n.
|
doğal yetenek |
|
146 |
General |
natural catastrophe n.
|
doğal afet |
|
147 |
General |
natural boundary n.
|
doğal sınır |
|
148 |
General |
natural fool n.
|
doğuştan budala |
|
149 |
General |
natural person n.
|
gerçek kişi |
|
150 |
General |
natural parent n.
|
ana ve baba |
|
151 |
General |
natural person n.
|
hakiki şahıs |
|
152 |
General |
natural parent n.
|
ebeveyn |
|
153 |
General |
natural gas central heating boiler n.
|
doğalgaz kombi |
|
154 |
General |
natural gas meter n.
|
doğalgaz sayacı |
|
155 |
General |
natural water spring n.
|
doğal su kaynağı |
|
156 |
General |
natural life park n.
|
doğal yaşam parkı |
|
157 |
General |
destructive natural disaster n.
|
yıkıcı doğal afet |
|
158 |
General |
natural stone n.
|
tabii taş |
|
159 |
General |
general directorate of cultural and natural heritage n.
|
kültür ve tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü |
|
160 |
General |
cultural and natural properties n.
|
kültür ve tabiat varlıkları |
|
161 |
General |
natural gas meter n.
|
doğal gaz sayacı |
|
162 |
General |
natural cognation n.
|
kan hısımlığı |
|
163 |
General |
natural gas service line n.
|
doğal gaz servis hattı |
|
164 |
General |
natural affection n.
|
yakınlar arasındaki doğal sevgi ve şefkat ilişkisi |
|
165 |
General |
natural gas pipe line n.
|
doğal gaz boru hattı |
|
166 |
General |
natural disaster n.
|
doğal yıkım |
|
167 |
General |
natural gas engineer n.
|
doğalgaz mühendisi |
|
168 |
General |
petroleum and natural gas engineer n.
|
petrol ve doğalgaz mühendisi |
|
169 |
General |
natural factor n.
|
doğal unsur |
|
170 |
General |
natural element n.
|
doğal unsur |
|
171 |
General |
natural step n.
|
doğal adım |
|
172 |
General |
natural stones n.
|
doğal taşlar |
|
173 |
General |
next natural step n.
|
sonraki doğal adım |
|
174 |
General |
natural parks n.
|
doğal parklar |
|
175 |
General |
natural abundance n.
|
doğal bolluk |
|
176 |
General |
the natural consequence of n.
|
olağan sonucu |
|
177 |
General |
the natural result of n.
|
olağan sonucu |
|
178 |
General |
natural medicine n.
|
doğal ilaç |
|
179 |
General |
natural climate n.
|
doğal iklim |
|
180 |
General |
natural boundary n.
|
tabii hudut |
|
181 |
General |
natural border n.
|
doğal sınır |
|
182 |
General |
natural assets/properties n.
|
tabiat varlıkları |
|
183 |
General |
conservation of natural resources n.
|
doğal kaynakların korunması |
|
184 |
General |
natural protected area n.
|
doğal sit alanı |
|
185 |
General |
natural shelter n.
|
doğal korunak |
|
186 |
General |
a natural explanation n.
|
doğal bir izah |
|
187 |
General |
a natural explanation n.
|
doğal bir açıklama |
|
188 |
General |
use of natural sources n.
|
doğal kaynakların kullanımı |
|
189 |
General |
use of natural sources n.
|
doğal kaynakların kullanılması |
|
190 |
General |
ministry of energy and natural resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı |
|
191 |
General |
natural gas pipelines n.
|
doğal gaz boru hatları |
|
192 |
General |
natural phenomenon n.
|
doğal fenomen |
|
193 |
General |
a natural cycle n.
|
doğal bir döngü |
|
194 |
General |
the town embraced by the natural beauties and the historical cities n.
|
doğal güzellikler ve tarihi kentlerin kucakladığı belde |
|
195 |
General |
natural remedies n.
|
doğal çareler |
|
196 |
General |
natural aroma n.
|
doğal aroma |
|
197 |
General |
natural skill n.
|
doğal beceri |
|
198 |
General |
natural skill n.
|
doğal yetenek |
|
199 |
General |
natural forces n.
|
doğal afetler |
|
200 |
General |
natural disasters n.
|
doğal felaketler |
|
201 |
General |
natural calamities n.
|
doğal felaketler |
|
202 |
General |
natural soap n.
|
doğal sabun |
|
203 |
General |
short of a natural disaster n.
|
doğal bir afet olmadıkça |
|
204 |
General |
natural father n.
|
öz baba |
|
205 |
General |
natural history museum n.
|
doğa tarihi müzesi |
|
206 |
General |
natural events n.
|
doğa olayları |
|
207 |
General |
natural living environment n.
|
doğal yaşam alanı |
|
208 |
General |
natural world n.
|
doğal dünya |
|
209 |
General |
natural fit n.
|
doğal uyum |
|
210 |
General |
natural extension n.
|
doğal uzantı |
|
211 |
General |
natural right n.
|
doğuştan gelen hak |
|
212 |
General |
natural heritage n.
|
tabiat varlıkları |
|
213 |
General |
natural world n.
|
doğal yaşam |
|
214 |
General |
museum of natural history n.
|
doğal tarih müzesi |
|
215 |
General |
natural gas use n.
|
doğalgaz kullanımı |
|
216 |
General |
natural sleep cycle n.
|
doğal uyku döngüsü |
|
217 |
General |
natural cook n.
|
doğal/organik gıdalarla yemek pişiren kimse |
|
218 |
General |
semi-precious natural stone n.
|
yarı değerli doğal taş |
|
219 |
General |
natural surrounding n.
|
doğal çevre |
|
220 |
General |
natural auburn n.
|
doğal kumral |
|
221 |
General |
mathematical principles of natural philosophy n.
|
doğal filizofinin matematiksel ilkeleri |
|
222 |
General |
natural [obsolete] n.
|
bir yerin yerlisi olan kimse |
|
223 |
General |
natural [obsolete] n.
|
kişinin tabiatı |
|
224 |
General |
natural [obsolete] n.
|
nesnenin doğal formu |
|
225 |
General |
natural bridges n.
|
utah'ın güneydoğusunda üç adet doğal köprüden oluşan ulusal bir anıt |
|
226 |
General |
natural covering n.
|
bir şeyi kaplayan veya saran doğal nesne |
|
227 |
General |
natural covering n.
|
doğal örtü |
|
228 |
General |
natural magic n.
|
doğaüstü etkiler üretmek için doğanın güçlerini kullanma sanatı |
|
229 |
General |
natural object n.
|
insan eli değmeden doğal yoldan oluşan nesne |
|
230 |
General |
natural scientist n.
|
doğa bilimcisi |
|
231 |
General |
natural scientist n.
|
fiziksel dünya ile ilgili nesne, fenomen veya yasalarla ilgilenen bilim insanı |
|
232 |
General |
natural spring n.
|
doğal kaynak |
|
233 |
General |
natural state n.
|
medeniyet eli değmemiş vahşi ve ilkel yaşam koşulları |
|
234 |
General |
natural wastage n.
|
bir şeyin kötü kullanım veya zorlanma neticesinde ziyan olması veya veriminin azalması |
|
235 |
General |
natural wastage n.
|
istifa, emeklilik veya ölüm nedeniyle personel veya üyen kademeli olarak azalması |
|
236 |
General |
natural wastage n.
|
hastalık veya kullanmama sebebiyle vücut bölümlerinin güçten düşmesi |
|
237 |
General |
natural antibiotics n.
|
doğal antibiyotik |
|
238 |
General |
natural state of mind n.
|
doğal ruh hali |
|
239 |
General |
natural selection n.
|
doğal seçilim |
|
240 |
General |
natural gas usage n.
|
doğal gaz kullanımı |
|
241 |
General |
natural gas n.
|
yer gazı |
|
242 |
General |
die a natural death v.
|
eceliyle ölmek |
|
243 |
General |
be seen natural v.
|
doğal karşılanmak |
|
244 |
General |
die a natural sudden v.
|
aniden ölmek |
|
245 |
General |
grow back to one's natural colour v.
|
doğal rengini geri kazanmak |
|
246 |
General |
be on a natural high v.
|
sevinçten havalara uçmak |
|
247 |
General |
be on a natural high v.
|
çok mutlu olmak |
|
248 |
General |
be on a natural high v.
|
mutlu olmak |
|
249 |
General |
die a natural sudden v.
|
eceliyle ölmek |
|
250 |
General |
upset the natural balance v.
|
doğal dengeyi bozmak |
|
251 |
General |
disturb natural balance v.
|
doğal dengeyi bozmak |
|
252 |
General |
look natural v.
|
doğal görünmek |
|
253 |
General |
have natural ability v.
|
doğal yeteneği olmak |
|
254 |
General |
have natural ability v.
|
doğal becerisi olmak |
|
255 |
General |
have natural ability v.
|
doğuştan yetenekli olmak |
|
256 |
General |
have a natural talent for v.
|
doğal yeteneği/becerisi/kabiliyeti olmak |
|
257 |
General |
die of natural causes v.
|
eceliyle ölmek |
|
258 |
General |
die of natural causes v.
|
doğal nedenlerle ölmek |
|
259 |
General |
protect the natural resources v.
|
doğal kaynaklarıı korumak |
|
260 |
General |
make natural v.
|
doğallaştırmak |
|
261 |
General |
become natural v.
|
tabiileşmek |
|
262 |
General |
become natural v.
|
doğallaşmak |
|
263 |
General |
natural-gas powered adj.
|
doğalgazlı |
|
264 |
General |
natural gas operated adj.
|
doğalgazlı |
|
265 |
General |
with natural gas adj.
|
doğalgazlı |
|
266 |
General |
all-natural adj.
|
yüzde yüz doğal |
|
267 |
General |
natural gas adj.
|
doğalgazlı |
|
268 |
General |
as a natural consequence adv.
|
doğal sonuç olarak |
|
269 |
General |
by natural means adv.
|
doğal nedenlerle |
|
270 |
General |
in their natural environment adv.
|
doğal ortamlarında |
|
271 |
General |
natural to prep.
|
için doğal |
|
Irregular Verb |
|
272 |
Irregular Verb |
natural inclination n.
|
doğal yönelim |
|
Proverb |
|
273 |
Proverb |
dying is as natural as living
|
ölmek de yaşamak kadar doğal |
|
274 |
Proverb |
dying is as natural as living
|
ölüm de hayatın bir parçası |
|
275 |
Proverb |
dying is as natural as living
|
ölüm de yaşam kadar normal |
|
276 |
Proverb |
dying is as natural as living
|
ölüm de yaşam kadar kaçınılmaz |
|
Colloquial |
|
277 |
Colloquial |
natural response n.
|
doğal tepki |
|
278 |
Colloquial |
natural born performer n.
|
doğuştan performansçı kimse |
|
279 |
Colloquial |
a natural conversation n.
|
doğal bir konuşma |
|
280 |
Colloquial |
natural flow of life n.
|
hayatın/yaşamın doğal akışı |
|
281 |
Colloquial |
natural worrier n.
|
her hali endişeli |
|
Idioms |
|
282 |
Idioms |
kick the natural stuffing out of someone v.
|
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
|
283 |
Idioms |
beat the natural stuffing out of someone v.
|
birisini eşek sudan gelinceye kadar dövmek |
|
284 |
Idioms |
kick the natural stuffing out of someone v.
|
birisini öldüresiye dövmek |
|
285 |
Idioms |
kick the natural stuffing out of someone v.
|
birisini çok kötü benzetmek |
|
286 |
Idioms |
beat the natural stuffing out of someone v.
|
birisini çok kötü benzetmek |
|
287 |
Idioms |
beat the natural stuffing out of someone v.
|
birisini öldüresiye dövmek |
|
288 |
Idioms |
die a natural death (us) v.
|
eceli ile ölmek |
|
289 |
Idioms |
die a natural death (us) v.
|
yitip gitmek |
|
Speaking |
|
290 |
Speaking |
take a photo of me looking natural n.
|
fotoğrafımı haberim yokmuş gibi çek |
|
291 |
Speaking |
take a photo of me looking natural n.
|
haberim yokmuş gibi çek |
|
292 |
Speaking |
it's natural to be selfish sometimes expr.
|
bazen bencil olmamız normaldir/doğaldır |
|
293 |
Speaking |
he/she came very natural to me expr.
|
bana çok doğal geldi |
|
294 |
Speaking |
we must protect our natural resources expr.
|
doğal kaynaklarımızı korumalıyız |
|
295 |
Speaking |
earthquake is a natural disaster expr.
|
deprem bir doğal afettir |
|
296 |
Speaking |
I'm planning on having a natural birth expr.
|
normal doğum yapmayı düşünüyorum |
|
297 |
Speaking |
your natural color expr.
|
senin doğal rengin |
|
Trade/Economic |
|
298 |
Trade/Economic |
natural grouping n.
|
amaca göre sınıflandırma |
|
299 |
Trade/Economic |
natural rights n.
|
asli haklar |
|
300 |
Trade/Economic |
natural monopoly n.
|
doğal monopol |
|
301 |
Trade/Economic |
natural rate of unemployment n.
|
doğal işsizlik oranı |
|
302 |
Trade/Economic |
natural observation n.
|
doğal gözlem |
|
303 |
Trade/Economic |
natural increase of population n.
|
doğal nüfus artışı |
|
304 |
Trade/Economic |
natural attraction n.
|
doğal cazibe |
|
305 |
Trade/Economic |
natural rate of growth n.
|
doğal büyüme oranı |
|
306 |
Trade/Economic |
natural disaster insurance n.
|
doğal afet sigortası |
|
307 |
Trade/Economic |
natural disaster insurance authority n.
|
doğal afet sigortalan kurumu |
|
308 |
Trade/Economic |
natural monopoly n.
|
doğal tekel |
|
309 |
Trade/Economic |
natural rate of unemployment n.
|
doğal işsizlik oranı |
|
310 |
Trade/Economic |
natural level of output n.
|
doğal üretim düzeyi |
|
311 |
Trade/Economic |
natural monopoly n.
|
doğal tekel |
|
312 |
Trade/Economic |
natural rights n.
|
doğal haklar |
|
313 |
Trade/Economic |
natural work team n.
|
doğal iş grubu |
|
314 |
Trade/Economic |
natural gas sales contract/agreement n.
|
doğalgaz satış sözleşmesi |
|
315 |
Trade/Economic |
natural asset n.
|
doğal varlık |
|
316 |
Trade/Economic |
natural succession n.
|
doğal biçimde yerine geçme |
|
317 |
Trade/Economic |
natural rate hypothesis n.
|
doğal oran hipotezi |
|
318 |
Trade/Economic |
natural unemployment rate n.
|
doğal işsizlik oranı |
|
319 |
Trade/Economic |
natural charm n.
|
doğal cazibe |
|
320 |
Trade/Economic |
natural obligations n.
|
doğal borçlar |
|
321 |
Trade/Economic |
natural gas credit n.
|
doğalgaz kredisi |
|
322 |
Trade/Economic |
natural price n.
|
doğal fiyat |
|
323 |
Trade/Economic |
natural order n.
|
doğal düzen |
|
324 |
Trade/Economic |
natural work module n.
|
doğal iş düzeni |
|
325 |
Trade/Economic |
natural succession n.
|
doğal veraset |
|
326 |
Trade/Economic |
natural harbour n.
|
doğal liman |
|
327 |
Trade/Economic |
natural gas exchange n.
|
doğal gaz borsası |
|
328 |
Trade/Economic |
natural heir n.
|
doğal mirasçı |
|
329 |
Trade/Economic |
natural level of employment n.
|
doğal çalışma düzeyi |
|
330 |
Trade/Economic |
natural factors n.
|
doğal faktörler |
|
331 |
Trade/Economic |
natural resources tax n.
|
doğal kaynaklar vergisi |
|
332 |
Trade/Economic |
natural capital n.
|
doğal sermaye |
|
333 |
Trade/Economic |
natural risk n.
|
doğal risk |
|
334 |
Trade/Economic |
natural grouping n.
|
doğal gruplandırma |
|
335 |
Trade/Economic |
natural rate of interest n.
|
doğal faiz oranı |
|
336 |
Trade/Economic |
natural account expenses n.
|
doğal hesap giderleri |
|
337 |
Trade/Economic |
natural harbor n.
|
geminin doğal limanı |
|
338 |
Trade/Economic |
natural person n.
|
gerçek şahıs |
|
339 |
Trade/Economic |
natural person n.
|
gerçek kişi |
|
340 |
Trade/Economic |
natural entity n.
|
gerçek kişi |
|
341 |
Trade/Economic |
natural persons n.
|
gerçek kişiler |
|
342 |
Trade/Economic |
natural person n.
|
hakiki şahıs |
|
343 |
Trade/Economic |
natural grouping n.
|
maksada göre tasnif |
|
344 |
Trade/Economic |
natural business year n.
|
normal hesap devresi |
|
345 |
Trade/Economic |
natural business year n.
|
normal hesap dönemi |
|
346 |
Trade/Economic |
natural business year n.
|
normal mali dönem |
|
347 |
Trade/Economic |
natural resources n.
|
özel tükenmeye tabi varlıklar |
|
348 |
Trade/Economic |
assets subject to depletion-natural resources n.
|
özel tükenmeye tabi varlıklar |
|
349 |
Trade/Economic |
petroleum and natural gas industry n.
|
petrol ve tabii gaz endüstrisi |
|
350 |
Trade/Economic |
petroleum and natural gas industry n.
|
petrol ve doğalgaz endüstrisi |
|
351 |
Trade/Economic |
petroleum and natural gas industry n.
|
petrol ve doğalgaz sanayii |
|
352 |
Trade/Economic |
petroleum and natural gas industry n.
|
petrol ve doğal gaz endüstrisi |
|
353 |
Trade/Economic |
natural monopoly n.
|
tabii monopol |
|
354 |
Trade/Economic |
natural catastrophe n.
|
tabii felaket |
|
355 |
Trade/Economic |
natural tolerance n.
|
tabii tolerans |
|
356 |
Trade/Economic |
natural monopoly n.
|
tabii tekel |
|
357 |
Trade/Economic |
natural person n.
|
tüzel kişinin tersi |
|
358 |
Trade/Economic |
natural obligation n.
|
tabii borç |
|
359 |
Trade/Economic |
natural rights n.
|
tabii haklar |
|
360 |
Trade/Economic |
with vessels natural segregations n.
|
yükün geminin doğal şekline göre ayrılıp yerleştirilmesi |
|
Law |
|
361 |
Law |
natural parents n.
|
biyolojik ebeveyn |
|
362 |
Law |
natural justice n.
|
adil yargı |
|
363 |
Law |
natural rights n.
|
asli haklar |
|
364 |
Law |
natural father n.
|
biyolojik baba |
|
365 |
Law |
easement of natural support n.
|
bir arazi üzerindeki inşaatı engellemeye dair mülk sahibinin sahip olduğu irtifak hakkı |
|
366 |
Law |
doctrin of natural law n.
|
doğal hukuk görüşü |
|
367 |
Law |
natural law n.
|
doğal hukuk |
|
368 |
Law |
natural fruits n.
|
doğal ürünler |
|
369 |
Law |
natural succession n.
|
doğal veraset |
|
370 |
Law |
natural right n.
|
doğal hakkı |
|
371 |
Law |
natural event n.
|
doğa olayı |
|
372 |
Law |
natural law n.
|
doğa kanunu |
|
373 |
Law |
natural judge principle n.
|
doğal yargıç ilkesi |
|
374 |
Law |
natural gas market law n.
|
doğalgaz piyasası kanunu |
|
375 |
Law |
natural father n.
|
doğal baba |
|
376 |
Law |
natural presumption n.
|
doğal karine |
|
377 |
Law |
natural forces n.
|
doğal güçler |
|
378 |
Law |
principle of the natural judge n.
|
doğal yargıç ilkesi |
|
379 |
Law |
natural child n.
|
gayrimeşru çocuk |
|
380 |
Law |
natural child n.
|
evlilik dışı doğan çocuk |
|
381 |
Law |
natural and legal person n.
|
gerçek ve tüzel kişi |
|
382 |
Law |
natural person n.
|
gerçek kişi |
|
383 |
Law |
natural father n.
|
gerçek baba |
|
384 |
Law |
natural person n.
|
gerçek kişi |
|
385 |
Law |
natural person n.
|
gerçek kişi |
|
386 |
Law |
natural and legal persons n.
|
gerçek ve tüzel kişiler |
|
387 |
Law |
natural person n.
|
hakiki şahıs |
|
388 |
Law |
code of protection of cultural and natural properties n.
|
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu |
|
389 |
Law |
natural person or legal identity n.
|
özel veya tüzel kişi |
|
390 |
Law |
natural person n.
|
özel kişi |
|
391 |
Law |
natural child n.
|
piç |
|
392 |
Law |
natural person n.
|
tabii kişi |
|
393 |
Law |
natural law n.
|
tabii hukuk |
|
394 |
Law |
natural justice n.
|
yargılama yetkisine sahip kimsenin uygulamak zorunda olduğu kural ve usuller |
|
Politics |
|
395 |
Politics |
convention on the conservation of european wildlife and natural habitats n.
|
avrupa tabii hayatını bitki ve hayvanların yaşadığı yerleri koruma altına alınmasına dair sözleşme |
|
396 |
Politics |
natural allegiance n.
|
bir vatandaşın vatanına karşı sadakat borcu |
|
397 |
Politics |
natural order n.
|
doğal nizam |
|
398 |
Politics |
natural resources n.
|
doğal servetler |
|
399 |
Politics |
natural born citizenship n.
|
doğumla kazanılan vatandaşlık |
|
400 |
Politics |
natural disasters n.
|
doğal afet |
|
401 |
Politics |
natural born citizen n.
|
doğuştan vatandaş |
|
402 |
Politics |
natural born british subject n.
|
doğuştan ingiliz vatandaşı |
|
403 |
Politics |
natural allegiance n.
|
doğum sebebiyle vatandaşlık |
|
404 |
Politics |
wto negotiating group on movement of natural persons n.
|
dtö kişilerin serbest dolaşımı müzakere grubu |
|
405 |
Politics |
natural boundary n.
|
doğal sınır |
|
406 |
Politics |
natural order n.
|
doğal düzen |
|
407 |
Politics |
committee on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora n.
|
doğal yaşam ortamlarının ve yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması komitesi |
|
408 |
Politics |
natural born citizen n.
|
doğma büyüme vatandaş |
|
409 |
Politics |
natural resource wealth n.
|
doğal kaynaklar zenginliği |
|
410 |
Politics |
natural rights n.
|
doğal haklar |
|
411 |
Politics |
natural allegiance n.
|
doğuştan vatanına bağlılık |
|
412 |
Politics |
natural resources management n.
|
doğal kaynaklar yönetimi |
|
413 |
Politics |
directorate of culture and cultural and natural heritage n.
|
kültür ve kültürel ve doğal mirası koruma müdürlüğü |
|
414 |
Politics |
unescap committee on environment and natural resources development n.
|
unescap çevre ve doğal kaynakların geliştirilmesi komitesi |
|
415 |
Politics |
royal society of london for improving natural knowledge n.
|
ingiliz hükümetinin bilimi desteklemek için kurduğu bir onursal ingiliz topluluğu |
|
Institutes |
|
416 |
Institutes |
general directorate of natural disasters n.
|
afet işleri genel müdürlüğü |
|
417 |
Institutes |
natural disasters insurances authority n.
|
doğal afet sigortaları kurumu |
|
418 |
Institutes |
ministry of energy and natural resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı |
|
419 |
Institutes |
the ministry of energy and natural resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı |
|
420 |
Institutes |
ministry of energy and natural resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı |
|
421 |
Institutes |
ministry of energy and-natural-resources n.
|
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı |
|
422 |
Institutes |
ministry of energy and-natural-resources n.
|
enerji ve doğal kaynaklar bakanlığı |
|
423 |
Institutes |
cultural and natural heritage conservation board n.
|
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu |
|
424 |
Institutes |
cultural and natural heritage preservation board n.
|
kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulu |
|
425 |
Institutes |
undersecretariat of the ministry of energy and natural resources n.
|
müsteşarlık |
|
426 |
Institutes |
committee on industry, trade, energy, natural resources, information and technology n.
|
sanayi ticaret enerji tabii kaynaklar bilgi ve teknoloji komisyonu |
|
427 |
Institutes |
department of agricultural insurance and natural disasters n.
|
tarım sigortaları ve doğal afetler daire başkanlığı |
|
428 |
Institutes |
department of agricultural insurance and natural disasters n.
|
tarım sigortalan ve doğal afetler daire başkanlığı |
|
429 |
Institutes |
department of agri-environment and conservation of natural resources n.
|
tarımsal çevre ve doğal kaynaklan koruma daire başkanlığı |
|
430 |
Institutes |
the turkish foundation for combating erosion reforestation and the protection of natural habitats n.
|
türkiye erozyonla mücadele ağaçlandırma ve doğal varlıkları koruma vakfı (tema) |
|
431 |
Institutes |
general directorate for protection of natural assets n.
|
tabiat varlıklarını koruma genel müdürlüğü |
|
Industry |
|
432 |
Industry |
natural gas piping systems n.
|
doğalgaz boru hatları |
|
433 |
Industry |
natural gas transmission and distribution piping systems n.
|
doğalgaz taşıma ve dağıtım boru hatları |
|
434 |
Industry |
natural gas pipeline n.
|
doğalgaz boru hattı |
|
Insurance |
|
435 |
Insurance |
natural premium n.
|
doğal prim |
|
Tourism |
|
436 |
Tourism |
natural tourism asset n.
|
doğal turizm değeri |
|
437 |
Tourism |
natural riches n.
|
doğal zenginlikler |
|
438 |
Tourism |
natural richness n.
|
doğal zenginlik |
|
439 |
Tourism |
natural conservation area n.
|
tabiat koruma bölgesi |
|
440 |
Tourism |
natural park n.
|
tabiat parkı |
|
441 |
Tourism |
natural assets n.
|
tabiat varlığı |
|
442 |
Tourism |
natural monument n.
|
tabiat anıtı |
|
Technical |
|
443 |
Technical |
natural action n.
|
doğada var olan süreç |
|
444 |
Technical |
natural action n.
|
doğa tarafından üretilen süreç |
|
445 |
Technical |
natural action n.
|
doğal süreç |
|
446 |
Technical |
natural process n.
|
doğada var olan süreç |
|
447 |
Technical |
natural process n.
|
doğa tarafından üretilen süreç |
|
448 |
Technical |
natural process n.
|
doğal süreç |
|
449 |
Technical |
natural process n.
|
doğada var olan veya doğa tarafından üretilen süreç |
|
450 |
Technical |
natural shape n.
|
insan yapımı olmayan, doğal güçlerin yarattığı biçim |
|
451 |
Technical |
natural steel n.
|
dökme demiri fırınhanede doğrudan rafine ederek veya cevherin doğrudan işlenmesiyle wootz olarak yapılan çelik |
|
452 |
Technical |
natural draught burner n.
|
atmosferik brülör |
|
453 |
Technical |
natural ground n.
|
bozulmamış zemin |
|
454 |
Technical |
natural period n.
|
bir cismin veya sistemin serbest titreşiminin periyotu |
|
455 |
Technical |
natural color n.
|
doğal renk |
|
456 |
Technical |
natural gas analysis n.
|
doğal gaz analizi |
|
457 |
Technical |
natural convection n.
|
doğal taşınım |
|
458 |
Technical |
flexural strength of natural stone under constant moment n.
|
doğal taşın sabit moment altında eğilme dayanımı |
|
459 |
Technical |
natural cryolite n.
|
doğal kriyolit |
|
460 |
Technical |
storage of natural gas n.
|
doğal gazın depolanması |
|
461 |
Technical |
natural smoke and heat exhaust ventilator n.
|
doğal duman ve ısı boşaltma vantilatörü |
|
462 |
Technical |
natural science n.
|
doğal bilimler |
|
463 |
Technical |
densification on natural sintering n.
|
doğal sinterleşmedeki yoğunlaşma |
|
464 |
Technical |
natural radioctivity n.
|
doğal radyoaktivite |
|
465 |
Technical |
natural latex rubber condom n.
|
doğal kauçuk lateksten yapılmış kondom |
|
466 |
Technical |
natural strain n.
|
doğal gerinim |
|
467 |
Technical |
natural vibration frequency n.
|
doğal titreşim frekansı |
|
468 |
Technical |
natural circulation n.
|
doğal sirkülasyon |
|
469 |
Technical |
natural moisture content n.
|
doğal su içeriği |
|
470 |
Technical |
natural state n.
|
doğal hal |
|
471 |
Technical |
natural polymer n.
|
doğal polimer |
|
472 |
Technical |
natural stone n.
|
doğal taş |
|
473 |
Technical |
natural-draught water cooling tower n.
|
doğal çekişli su soğutma kulesi |
|
474 |
Technical |
natural daylight glass n.
|
doğal güneş camı |
|
475 |
Technical |
natural draft cooling tower n.
|
doğal çekişli soğutma kulesi |
|
476 |
Technical |
natural moisture n.
|
doğal nem |
|
477 |
Technical |
natural resonance frequency n.
|
doğal rezonans frekansı |
|
478 |
Technical |
natural selection n.
|
doğal ayıklanma |
|
479 |
Technical |
natural resonance n.
|
doğal rezonans |
|
480 |
Technical |
natural sand n.
|
doğal kum |
|
481 |
Technical |
natural block mica n.
|
doğal blok mika |
|
482 |
Technical |
classification of natural stones n.
|
doğal taşların sınıflandırılması |
|
483 |
Technical |
natural hardness n.
|
doğal sertlik |
|
484 |
Technical |
total sulfur in natural gas n.
|
doğal gazdaki toplam kükürt |
|
485 |
Technical |
natural resin n.
|
doğal reçine |
|
486 |
Technical |
natural rubber latex concentrate n.
|
doğal kauçuk lateksi konsantresi |
|
487 |
Technical |
natural gas combined cycle plant n.
|
doğal gaz kombine çevrim santrali |
|
488 |
Technical |
natural interference n.
|
doğal girişim |
|
489 |
Technical |
natural clay n.
|
doğal kil |
|
490 |
Technical |
natural print n.
|
doğal baskı |
|
491 |
Technical |
natural and synthetic rubber latices n.
|
doğal ve sentetik kauçuk lateksleri |
|
492 |
Technical |
natural colour n.
|
doğal renk |
|
493 |
Technical |
natural crystalline calcium carbonate n.
|
doğal kristal kalsiyum karbonat |
|
494 |
Technical |
natural law function generator n.
|
doğa yasası işlev üreteci |
|
495 |
Technical |
natural frequency n.
|
doğal frekans |
|
496 |
Technical |
natural sintering n.
|
doğal sinterleşme |
|
497 |
Technical |
natural support n.
|
doğal destek |
|
498 |
Technical |
natural uranium reactor n.
|
doğal uranyumlu reaktör |
|
499 |
Technical |
natural wavelength n.
|
doğal dalga boyu |
|
500 |
Technical |
natural coarse aggregate sample n.
|
doğal iri agrega numunesi |
|