regard - Turco Inglés Diccionario

regard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "regard" en diccionario turco inglés : 75 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
regard v. saymak
Don't regard me as your father anymore.
Beni artık baban olarak sayma.

More Sentences
General
regard n. yön
I support the efforts of those two countries in that regard.
Bu iki ülkenin bu yöndeki çabalarını destekliyorum.

More Sentences
regard n. saygı
Everyone must show proper regard for the law no matter what the circumstances are.
Koşullar ne olursa olsun herkes yasalara gereken saygıyı göstermelidir.

More Sentences
regard n. bakım
In that regard it has therefore begun quite well.
Bu bakımdan rapor oldukça iyi bir başlangıç yapmıştır.

More Sentences
regard n. hürmet
We hold Mother Theresa in high regard.
Rahibe Theresa'ya hürmetimiz çok büyük.

More Sentences
regard v. gözüyle bakmak
They regarded him as a national hero.
Ona bir ulusal kahraman gözüyle bakıyorlardı.

More Sentences
regard v. göz önüne almak
This is totally unacceptable considering the problems regarding BSE in France.
Fransa'da BSE ile ilgili sorunlar göz önüne alındığında bu kesinlikle kabul edilemez.

More Sentences
regard v. görmek
The Commission regards it as being obsolete.
Komisyon bunu modası geçmiş bir uygulama olarak görmektedir.

More Sentences
regard v. bakmak
A steel plant may be classified without regard for the equipment.
Bir çelik tesisi ekipmana bakılmaksızın sınıflandırılabilir.

More Sentences
regard v. saygı duymak
Mr President, I can say that my group and I hold Mrs Figueiredo’s report in very high regard.
Sayın Başkan, grubumun ve benim Bayan Figueiredo'nun raporuna büyük saygı duyduğumuzu söyleyebilirim.

More Sentences
regard v. önem vermek
This is why my group has so high a regard for the element of consumer safety.
İşte bu nedenle grubum tüketici güvenliği unsuruna büyük önem vermektedir.

More Sentences
regard v. olarak görmek
I regard them as being the naughty boys.
Onları yaramaz çocuklar olarak görüyorum.

More Sentences
regard v. kabul etmek
In that regard, our rapporteurs have produced a balanced compromise that everyone can live with.
Bu bağlamda raportörlerimiz herkesin kabul edebileceği dengeli bir uzlaşı ortaya koymuşlardır.

More Sentences
regard v. kabul etmek
In that regard, our rapporteurs have produced a balanced compromise that everyone can live with.
Bu bağlamda, raportörlerimiz herkesin kabul edebileceği dengeli bir uzlaşma üretmişlerdir.

More Sentences
regard v. saygı göstermek
Would you please show some regard for others?
Başkaları için biraz saygı gösterir misiniz?

More Sentences
regard v. hürmet etmek
The students hold their teacher in high regard.
Öğrenciler öğretmenlerine hürmet eder.

More Sentences
regard v. bakmak
They regard us with distrust, rightly or wrongly.
Doğru ya da yanlış, bize güvensizlikle bakıyorlar.

More Sentences
regard v. takdirle karşılamak
His report was highly regarded by the board of directors.
Raporu yönetim kurulu tarafından büyük takdirle karşılandı.

More Sentences
regard v. değerlendirmek
I regard homeopathic medicines in the same way.
Homeopatik ilaçları da aynı şekilde değerlendiriyorum.

More Sentences
regard v. düşünmek
It starts by identifying the lower limit below which scientists regard a stock as threatened with collapse.
Bilim adamlarının bir stokun çökme tehdidi altında olduğunu düşündükleri alt sınırı belirleyerek başlar.

More Sentences
Common Usage
regard n. saygınlık
regard v. hesaba katmak
regard v. dikkatle bakmak
General
regard n. anlamlı bakış
regard n. önem
regard n. riayet
regard n. beğeni
regard n. bakış
regard n. sayma
regard n. itibar
regard n. nazar
regard n. takdir
regard n. ilişki
regard n. dikkat
regard n. ilgi
regard n. önemseme
regard n. aldırış
regard n. değer
regard n. kıymet
regard n. içten duygu
regard n. sevgi
regard n. selam
regard n. iyi dilek
regard n. dikkat
regard n. düşünce
regard n. alaka
regard n. endişe
regard n. iyi niyet
regard n. hoşlanma
regard v. gözetmek
regard v. takdir etmek
regard v. ait olmak
regard v. ilgili olmak
regard v. ilgilendirmek
regard v. dikkat etmek
regard v. göz önünde tutmak
regard v. aldırmak
regard v. dinlemek
regard v. ile ilgili olmak
regard v. çok beğenmek
regard v. kulak vermek
regard v. dikkate almak
regard v. addetmek
regard v. dikkatle bakmak
regard v. gibi görmek
regard v. olarak ele almak
regard v. önemsemek
regard v. umursamak
regard v. saymak
regard v. yakından (ve olumsuz) etkilemek
regard v. hürmet göstermek
regard v. itibar etmek
regard v. itibar göstermek
regard v. aldırış etmek
Idioms
regard v. el üstünde tutmak

Significados de "regard" con otros términos en diccionario inglés turco: 262 resultado(s)

Inglés Turco
General
regard as v. görmek
I will confine my comments to two points I regard as crucial.
Yorumlarımı çok önemli gördüğüm iki nokta ile sınırlandıracağım.

More Sentences
regard as v. saymak
The work on these areas cannot be regarded as being complete if one half of humanity is ignored.
İnsanlığın bir yarısı göz ardı edilirse bu alanlardaki çalışmalar tamamlanmış sayılamaz.

More Sentences
regard as v. olarak görmek
The restrictions introduced by the EU are aimed at people whom we regard as responsible for the crisis in the country.
AB tarafından getirilen kısıtlamalar, ülkedeki krizin sorumlusu olarak gördüğümüz kişilere yöneliktir.

More Sentences
pay regard to v. dikkate almak
She seldom pays regard to my advice.
O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.

More Sentences
in this regard adv. bu konuda
I believe that there must be an undertaking in this regard.
Bu konuda bir taahhütte bulunulması gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
in this regard adv. bu bakımdan
I consider that we are experiencing a historic moment in this regard.
Bu bakımdan tarihi bir an yaşadığımızı düşünüyorum.

More Sentences
in this regard adv. bu bağlamda
In this regard, I would like to end with a question.
Bu bağlamda, bir soruyla sözlerime son vermek istiyorum.

More Sentences
without regard to prep. bakmadan
For equal blood hormone levels, however, testosterone will break down equally without regard to ester.
Bununla birlikte, eşit kan hormonu seviyeleri için, testosteron estere bakılmaksızın eşit olarak parçalanacaktır.

More Sentences
with regard to prep. bağlantılı
The third problem is linked to degressivity with regard to amounts for grants.
Üçüncü sorun ise, hibe miktarlarına ilişkin gerilemeyle bağlantılıdır.

More Sentences
with regard to prep. hakkında
With regard to fishing, we shall primarily be requesting all the information on the Council's plans for the future.
Balıkçılıkla ilgili olarak, öncelikle Konsey'in geleceğe yönelik planları hakkında tüm bilgileri talep edeceğiz.

More Sentences
with regard to prep. ile ilgili olarak
With regard to enlargement, we spoke about this yesterday.
Genişleme ile ilgili olarak, dün bu konudan bahsetmiştik.

More Sentences
with regard to prep. ilgili
This requirement must be retained, not least with regard to imports from third countries.
Bu gereklilik, en azından üçüncü dünya ülkelerinden yapılan ithalatla ilgili olarak muhafaza edilmelidir.

More Sentences
in regard to prep. hususunda
That is the position in regard to the issues that have been raised in the questions.
Sorularda dile getirilen hususlara ilişkin tutumumuz budur.

More Sentences
with regard to prep. dayanarak
It is with regard to this fact that we expressed our opposition.
Muhalefetimizi işte bu gerçeğe dayanarak dile getirdik.

More Sentences
with regard to prep. bakımından
We are also familiar with this concept with regard to debt payable to, and debt collectible by, the creditor.
Bu kavrama alacaklıya ödenecek ve alacaklı tarafından tahsil edilebilecek borçlar bakımından da aşinayız.

More Sentences
with regard to prep. ilişkin
In addition, provisions with regard to this ought to be contained in the forthcoming Member's Statute.
Buna ek olarak, önümüzdeki Üye Tüzüğünde buna ilişkin hükümler yer almalıdır.

More Sentences
with regard to prep. ile ilgili
What is the state of play with regard to the Donors' Conference?
Donörler Konferansı ile ilgili son durum nedir?

More Sentences
in regard to prep. ile ilgili
It will have to declare its intentions in regard to jobs and the location of work.
İstihdam ve çalışma yeri ile ilgili niyetlerini beyan etmek zorunda kalacaktır.

More Sentences
Phrases
with regard to (someone or something) expr. (birine/bir şeye) gelince
With regard to the issue of reciprocity, this is not something we want to see.
Mütekabiliyet konusuna gelince, bu bizim görmek istediğimiz bir şey değil.

More Sentences
General
high regard n. yüksek takdir
self regard n. özsaygı
self-regard n. özsaygı
self respect/regard n. benlik saygısı
regard [obsolete] n. görünüm
regard [obsolete] n. görünüş
regard [obsolete] n. çehre
regard [obsolete] n. niyet
field of regard n. sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre
field of regard n. görüş alanı
self-regard n. kendi çıkarını gözetme
self-regard n. kendini düşünme
self-regard n. narsisistlik
self-regard n. bencillik
self-regard n. benmerkezcilik
self-regard n. egoistlik
pay regard v. gözetmek
regard someone as mad v. deli yerine koymak
regard with disfavour v. hoşlanmamak
regard with disfavour v. beğenmemek
pay regard to v. gözetmek
regard as too little v. az bulmak
regard something as good riddance v. bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak
regard as possible v. ihtimal vermek
regard as v. gözüyle bakmak
regard as impossible v. imkansız gözüyle bakmak
regard as v. telakki etmek
regard as v. kabul etmek
regard with disfavor v. hoşlanmamak
regard as v. bilmek
regard as impossible v. imkansız gözüyle görmek
regard as burdensome v. yüksünmek
regard as a stranger v. yadırgamak
regard as v. nazarıyla bakmak
regard with disfavor v. beğenmemek
regard as too little v. azımsamak
regard (somebody/something) as completely unimportant v. hiçe saymak
have low regard for someone (or something) v. metelik vermemek
regard someone as friend v. dost bilmek
regard something as necessary v. gerekli görmek
regard something as necessary v. lüzumlu görmek
regard something as unnecessary v. gereksiz görmek
regard something as unnecessary v. lüzumsuz görmek
regard something as necessary v. gerek görmek
regard something as necessary v. gerek duymak
regard something as significant v. önemli saymak
regard something as significant v. önemli görmek
regard someone as responsible v. sorumlu tutmak
regard something as significant v. önemli bulmak
regard something as impossible v. imkansız gözüyle bakmak
regard something as strange v. tuhaf karşılamak
regard something as strange v. garip karşılamak
regard something as necessary v. zorunlu görmek
regard something as a threat v. tehdit olarak görmek
regard as commendable v. övgüye değer bulmak
regard something as inadequate v. yetersiz görmek
regard as an enemy v. düşman gözüyle görmek
regard as an enemy v. düşman görmek
hold-in-high-regard v. hayran olmak
hold-in-high-regard v. hayran kalmak
hold-in-high-regard v. takdir etmek
hold-in-high-regard v. saygı göstermek
hold-in-high-regard v. hürmet etmek
hold-in-high-regard v. çok beğenmek
hold-in-high-regard v. beğenmek
regard as v. gözü ile bakmak
to show regard to v. göz önünde bulundurmak
regard as exceptional v. istisna gözüyle bakmak
regard as exceptional v. istisna olarak görmek
regard something as considerable v. makul karşılamak
pay regard to v. göz önünde bulundurmak
show regard to v. göz önünde bulundurmak
show regard to v. dikkate almak
take/regard/consider something as an insult v. hakaret saymak
take/regard/consider something as an insult v. hakaret kabul etmek
regard someone as a son v. oğlu gibi görmek
regard [obsolete] v. bakımını üstlenmek
regard [obsolete] v. ilgilenmek
regard [obsolete] v. özen göstermek
regard [obsolete] v. kıymet vermek
regard [obsolete] v. kutsal saymak
regard [obsolete] v. itina etmek
regard [obsolete] v. karşısına çıkmak
regard [obsolete] v. yüzleşmek
out of regard adj. ön yargısız
without regard to adv. hiçbir sınırlama olmaksızın
with no regard to adv. bakmadan
with no regard to adv. ehemmiyet vermeden
in that regard adv. o bakımdan
in that regard adv. o bağlamda
at regard of adv. kıyasla
at regard of adv. oranla
at regard of adv. nispeten
with regard to prep. hususunda
in regard to prep. hakkında
in regard to prep. göz önünde tutarak
without regard to prep. aldırmadan
having regard to prep. gözönüne alarak
out of regard to prep. riayeten
with regard prep. nazaran
out of regard to prep. hatırı için
without regard to prep. ehemmiyet vermeyerek
out of regard to prep. -e riayeten
with regard to prep. nazaran
in regard to prep. nazaran
with regard prep. yönünden
(with) regard to prep. ile bağlantılı
(with) regard to prep. ile ilgili olarak
(with) regard to prep. ile ilgili
(with) regard to prep. ile alakalı
in regard to prep. -e göre
in regard to prep. -e gelince
with regard to prep. -e dair
with regard to prep. -e gelince
without regard to prep. -e bakmadan
with regard to prep. -e göre
with regard to prep. istinaden
in regard to prep. -e dair
in regard to prep. ilişkin
with regard to prep. -e ilişkin olarak
in regard to prep. -e ilişkin olarak
in regard to prep. istinaden
with regard to prep. -e ilişkin
with regard to prep. göre
in regard to prep. ile ilgili olarak
with regard prep. dair
with regard prep. konusunda
in regard to prep. -e ile ilgili
with regard to prep. -e ile ilgili
in regard to prep. -e binaen
with regard to prep. -e binaen
in regard to prep. binaen
with regard to this prep. buna ilişkin
with regard to this prep. buna ilişkin olarak
wrt (with respect to/with regard to) prep. -e göre
wrt (with respect to/with regard to) prep. -e ilişkin
in regard to prep. bakımından
in regard to prep. dayanarak
with regard to prep. açısından
Phrasals
regard something as something v. ...olarak değerlendirmek
regard someone or something with something v. birine/bir şeye belli bir şeyle bakmak
regard someone or something with something v. birine/bir şeye belli bir şekilde bakmak
regard someone or something with something v. birini/bir şeyi bir şeyle düşünmek
regard someone or something with something v. birine/bir şeye bir şeyle bakmak
regard someone or something with something v. birini/bir şeyi belli bir yaklaşımla düşünmek
regard someone or something with something v. birini/bir şeyi belli bir zihniyetle düşünmek
regard (someone or something) as (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) olarak düşünmek
regard (someone or something) as (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek
regard (someone or something) as (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) saymak
regard (someone or something) as (something) v. (birine/bir şeye bir şey) olarak bakmak
regard with v. gözüyle bakmak
regard with v. ile değerlendirmek
regard with v. olarak görmek
Phrases
in regard of prep. hususunda
in regard of prep. bakımından
in regard of prep. ile ilgili
in regard of prep. -e göre
in regard of [obsolete] prep. yüzünden
in regard of [obsolete] prep. dolayı
in regard of [obsolete] prep. -den ötürü
in regard of [obsolete] prep. sebebiyle
in regard of [obsolete] prep. -e hürmeten
in regard of [obsolete] prep. -in hatırına
hereby expressly disclaims any warranty or guarantee whether express or implied with regard to items described herein expr. burada (işbu belgede) belirtilen kalemlere ilişkin ne sarahaten (açıkça) ne de ima yoluyla hiçbir garanti veya teminatı kabul etmez
out of regard for expr. hatırı için
having regard to the fact expr. gerçeğini dikkate alarak
out of regard for somebody expr. hatırı için
with due regard expr. gereken saygıyı göstererek
with regard expr. gelince
due regard being had to expr. göz önünde bulundurarak
out of regard for expr. in hatırı için
out of regard for somebody expr. in hatırı için
with due regard expr. saygı çerçevesinde
with due regard expr. uygun olarak
as regard to expr. ... ile ilgili olarak
in one regard expr. bir açıdan
in regard to (someone or something) expr. (birine/bir şeye) dair
in regard to (someone or something) expr. (biri/bir şey) hakkında
in regard to (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
in regard to (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bağlantılı
in regard to (someone or something) expr. (birine/bir şeye) ilişkin
in regard to (someone or something) expr. (biri/bir şey) hususunda
in regard to (someone or something) expr. (birine/bir şeye) istinaden
in regard to somebody/something expr. biriyle/bir şeyle ilgili
in regard to somebody/something expr. biri/bir şey hususunda
in regard to somebody/something expr. biri/bir şey hakkında
in regard to somebody/something expr. birine/bir şeye dair
in regard to somebody/something expr. biri/bir şey bakımından
in regard to somebody/something expr. birine/bir şeye ilişkin
in regard to somebody/something expr. biri/bir şey açısından
with regard to somebody/something expr. biriyle/bir şeyle ilgili
with regard to somebody/something expr. biri/bir şey hususunda
with regard to somebody/something expr. biri/bir şey hakkında
with regard to somebody/something expr. birine/bir şeye dair
with regard to somebody/something expr. biri/bir şey bakımından
with regard to somebody/something expr. birine/bir şeye ilişkin
with regard to somebody/something expr. biri/bir şey açısından
with regard to (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ilgili olarak
with regard to (someone or something) expr. (birine/bir şeye) ilişkin
with regard to (someone or something) expr. (biri/bir şey) hususunda
with regard to (someone or something) expr. (biri/bir şey) hakkında
Idioms
regard someone as better than someone else v. birini başkalarının üstünde tutmak
hold someone in low regard v. birini ciddiye almamak
hold in high regard v. takdir etmek
be held in high regard v. çok saygı duyulmak
be held in high regard v. el üstünde tutulmak
be held in high regard v. hürmet edilmek
be held in high regard v. takdir edilmek
be held in high regard v. baş tacı olmak
be held in high regard v. çok sevilmek
have regard to something v. akılda tutmak
have regard to something v. dikkate almak
have regard to something v. dikkatlice düşünmek
hold (someone or something) in low regard v. (birini/bir şeyi) ciddiye almamak
hold (someone or something) in low regard v. (birine/bir şeye) saygı duymamak
hold (someone or something) in low regard v. (birini/bir şeyi) beğenmemek
hold (someone) in high regard v. (birine) saygı duymak
hold (someone) in high regard v. (birini) çok beğenmek
hold (someone) in high regard v. (birine) hayran kalmak
hold (someone) in high regard v. (birine) hayran olmak
hold (someone) in high regard v. (birine) hürmet etmek
hold (someone) in high regard v. (birini) takdir etmek
hold (someone) in high regard v. (birine) büyük saygı göstermek
hold (someone) in high regard v. (birini) el üstünde tutmak
hold (someone) in high regard v. (birini) baş tacı etmek
hold (someone) in high regard v. (birine) büyük sevgi beslemek
hold in low regard v. ciddiye almamak
hold in low regard v. saygı duymamak
hold in low regard v. beğenmemek
Law
regard as admitted v. ikrar etmiş saymak
having regard to expr. göz önüne alarak
Politics
convention for the protection of human rights and dignity of the human being with regard to the application of biology and medicine n. biyoloji ve tıbbın uygulanması bakımından insan hakları haysiyetinin korunması sözleşmesi
regard a policy v. bir politikayı dikkate almak
regard a policy v. göz önünde tutmak
having regard to expr. göz önünde tutarak
Psychology
self-regard n. benlik saygısı
unconditional positive regard n. koşulsuz olumlu saygı
conditional positive regard n. koşullu olumlu saygı
Forestry
court of regard n. eskiden ingiltere'de köpeklerin geyiklerin peşinden koşmasını önlemek için yapılan bir orman mahkemesi
Archaic
in regard of prep. nispeten
in regard of prep. kıyasla
in regard of prep. nazaran
in regard of prep. ile karşılaştırırsak