Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | reward n. | mükafat | ||
Patience has its rewards. Sabrın mükafatı vardır. More Sentences |
||||
Common Usage | reward n. | ödül | ||
Henry received a reward for his acing his finals. Henry finallerini verdiği için bir ödül aldı. More Sentences |
||||
Common Usage | reward v. | ödüllendirmek | ||
My boss rewarded me with a one-week paid leave. Patronum beni bir haftalık ücretli izinle ödüllendirdi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | reward n. | karşılık | ||
Your efforts will be rewarded in the long run. Çabalarınızın karşılığını uzun vadede alacaksınız. More Sentences |
||||
General | reward n. | ödül | ||
The saving of a life is a disinterested action, taken with no reward in mind. Bir hayatın kurtarılması, hiçbir ödül düşünülmeden gerçekleştirilen, çıkar gözetmeyen bir eylemdir. More Sentences |
||||
General | reward n. | (kaybolan için) ödül | ||
The owners of the lost dog are offering a reward of 1000 pounds. Kayıp köpeğin sahipleri başına 1000 pound ödül koyuyor. More Sentences |
||||
General | reward v. | ödüllendirmek | ||
You are rewarding the production of supernumerary embryos, which one might term a stock incentive. Bir hisse senedi teşviki olarak da adlandırılabilecek olan süpernümerer embriyo üretimini ödüllendiriyorsunuz. More Sentences |
||||
General | reward v. | mükafatlandırmak | ||
We will reap rich rewards later on in life. Hayatın ilerleyen dönemlerinde mükafatlandırılacağız. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | reward n. | mükafat | ||
We will reap rich rewards later on in life. Biz hayatın ileri dönemlerinde mükafat alacağız. More Sentences |
||||
Trade/Economic | reward n. | ödül | ||
This is a more than adequate reward for agriculture's multifunctional nature. Bu, tarımın çok işlevli doğası için fazlasıyla yeterli bir ödüldür. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psychology | reward n. | ödül | ||
There is no true reward on this earth. Bu dünyada esasen ödül diye bir şey yoktur. More Sentences |
||||
General | ||||
General | reward n. | ecir | ||
General | reward n. | caize | ||
General | reward n. | hizmet karşılığı kazanılan şey | ||
General | reward n. | ödüllendirme | ||
General | reward n. | ücret | ||
General | reward n. | bedel | ||
General | reward n. | fazladan gıda stoku | ||
General | reward n. | ekstra yiyecek | ||
General | reward n. | fazladan yemek | ||
General | reward n. | av | ||
General | reward n. | av köpeklerine verilen sakatat parçası | ||
General | reward v. | taltif etmek | ||
General | reward v. | ödül vermek | ||
General | reward v. | karşılığını vermek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | reward n. | prim | ||
Trade/Economic | reward n. | hakediş | ||
Trade/Economic | reward n. | bonus | ||
Trade/Economic | reward n. | yevmiye | ||
Trade/Economic | reward n. | hizmet bedeli | ||
Trade/Economic | reward n. | ödül ödemesi | ||
Trade/Economic | reward n. | yardım karşılığında alınan ödül ücreti | ||
Trade/Economic | reward n. | kar | ||
Psychology | ||||
Psychology | reward n. | pozitif pekiştirme | ||
Psychology | reward n. | olumlu pekiştirme | ||
Psychology | reward n. | istenen davranışın sergilenmesi karşılığında koşullu sunulan şey | ||
Biology | ||||
Biology | reward v. | organizmaya (uyarıcı) vermek | ||
Biology | reward v. | istenen yanıt sonrasında organizmaya (uyarıcı) vermek | ||
Biochemistry | ||||
Biochemistry | reward n. | istenen yanıt sonrasında organizmaya verilen uyaran |