survivor - Turco Inglés Diccionario

survivor

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "survivor" en diccionario turco inglés : 25 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
survivor n. hayatta kalan
In Kampuchea alone, over 35 000 people have been injured by landmines and those are the survivors.
Sadece Kampuchea'da 35.000'den fazla insan kara mayınları nedeniyle yaralanmıştır ve bunlar hayatta kalanlardır.

More Sentences
survivor n. sağ kalan
There were only three survivors.
Sağ kalan sadece üç kişi vardı.

More Sentences
General
survivor n. sağ kalan
There were only three survivors.
Sağ kalan sadece üç kişi vardı.

More Sentences
survivor n. kazazede
I'm a survivor.
Ben bir kazazedeyim.

More Sentences
survivor n. felaketzede
Many survivors were rescued from the collapsed building.
Çöken binadan birçok felaketzede kurtarıldı.

More Sentences
survivor n. hayatta kalan
In Kampuchea alone, over 35 000 people have been injured by landmines and those are the survivors.
Sadece Kampuchea'da 35.000'den fazla insan kara mayınları nedeniyle yaralanmıştır ve bunlar hayatta kalanlardır.

More Sentences
survivor n. kurtulan
Tom isn't the only survivor.
Tek kurtulan Tom değil.

More Sentences
survivor n. sağ
Many survivors were rescued from the wreckage.
Enkazdan birçok kişi sağ olarak kurtarıldı.

More Sentences
survivor n. sağ kalan kimse
survivor n. varis
survivor n. geride kalan
survivor n. ayakta kalan şey
survivor n. ölümden dönen kimse
survivor n. olayzede
survivor n. afetzede
survivor n. neslini devam ettiren hayvan
survivor n. sağ kalan hayvan
survivor n. yok olmayan hayvan
survivor n. yürekli kimse
survivor n. zorluklara göğüs geren kimse
survivor n. cesur kimse
survivor n. metanetli kimse
survivor n. dirayetli kimse
survivor n. vefat etmiş birinin tanıdığı
Law
survivor n. ortak mülk üzerinde daha uzun süre hayatta kalan hak sahibi kimse

Significados de "survivor" con otros términos en diccionario inglés turco: 33 resultado(s)

Inglés Turco
General
sole survivor n. tek kurtulan
The sole survivor of the crash was a baby.
Kazadan tek kurtulan bir bebekti.

More Sentences
survivor reception center n. kazazede kabul merkezi
stroke survivor n. felçten kurtulan
stroke survivor n. felçten kurtulmuş
stroke survivor n. felç atlatan
sole survivor n. tek kazazede
sole survivor n. bir kazadan veya felaketten sağ kurtulan tek kişi
earthquake survivor n. depremzede
stroke survivor adj. felç geçirmiş
the only survivor of the family adj. aileden tek kurtulan
Colloquial
vivor (survivor) n. hayatta kalan
vivor (survivor) n. sağ kalan
vivor (survivor) n. kazazede
vivor (survivor) n. felaketzede
vivor (survivor) n. geride kalan
vivor (survivor) n. kurtulan
vivor (survivor) n. olayzede
vivor (survivor) n. afetzede
vivor (survivor) n. sağ
Trade/Economic
survivor life curve n. hayatta kalanlar grafiği
Politics
designated survivor n. (abd'de savaş/iç karışıklık gibi durumlarda başkanı korumak amacıyla) başkanın yerine vekalet eden kişi
Marine
shipwreck survivor n. deniz kazasından sağ kurtulan
Psychology
survivor syndrome n. birçok insanın hayatını kaybettiği durumlarda kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
survivor guilt n. birçok insanın hayatını kaybettiği durumlarda kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
survivor guilt n. hayatta kalma suçluluğu
survivor guilt n. hayatta kalma sendromu
survivor syndrome n. hayatta kalma sendromu
survivor syndrome n. kurtulanlar tarafından hissedilen suçluluk duygusu
survivor guilt n. sağ kalma suçluluğu
Statistics
survivor life curve n. hayatta kalanlar eğrisi
contitional survivor function n. koşullu yaşam fonksiyonu
survivor function n. yaşama devam işlevi
Military
stub survivor curve n. tamamlanmamış hizmette kalma eğrisi