Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | unleash v. | serbest bırakmak | ||
It would unleash all kinds of fanaticism and discrimination against ethnic minorities. Etnik azınlıklara karşı her türlü fanatizmi ve ayrımcılığı serbest bırakacaktır. More Sentences |
||||
General | unleash v. | salmak | ||
Layla unleashed her dogs. Leyla köpeklerini saldı. More Sentences |
||||
General | unleash v. | salıvermek | ||
General | unleash v. | salmak (köpek vb) |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
General | ||
General | unleash an attack upon the enemy v. | düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
General | unleash an attack against the enemy v. | düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
General | unleash an attack on the enemy v. | düşmana karşı kaçınılmaz olan saldırıyı başlatmak |
Phrasals | ||
Phrasals | unleash (someone or something) against (someone or something) v. | (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
Phrasals | unleash (someone or something) on (someone or something) v. | (birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
Phrasals | unleash against v. | üstüne salmak |
Phrasals | unleash on v. | üstüne salmak |
Football | ||
Football | unleash a volley v. | vole vurmak |