zayıflık - Turco Inglés Diccionario

zayıflık

Significados de "zayıflık" en diccionario inglés turco : 63 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
zayıflık weakness n.
Furthermore, the lack of opportunity for local product processing is one great weakness of these economies.
Ayrıca, yerel ürün işleme fırsatının olmaması, bu ekonomilerin büyük bir zayıflığıdır.

More Sentences
General
zayıflık weakness n.
The study points to both progress and continuing weaknesses.
Çalışma hem ilerlemeye hem de devam eden zayıflıklara işaret ediyor.

More Sentences
Sport
zayıflık weakness n.
The Eurostat affair exposed the existing weaknesses in the channels of communication.
Eurostat olayı, iletişim kanallarındaki mevcut zayıflıkları ortaya çıkarmıştır.

More Sentences
General
zayıflık feebleness n.
zayıflık frailness n.
zayıflık exiguousness n.
zayıflık feeble mindedness n.
zayıflık crankiness n.
zayıflık leanness n.
zayıflık delicacy n.
zayıflık flabbiness n.
zayıflık diathesis n.
zayıflık meagerness n.
zayıflık gracileness n.
zayıflık thinness n.
zayıflık impotency n.
zayıflık impotence n.
zayıflık failing n.
zayıflık caducity n.
zayıflık scrawniness n.
zayıflık frailty n.
zayıflık sparess n.
zayıflık helplessness n.
zayıflık slimness n.
zayıflık emaciation n.
zayıflık gracility n.
zayıflık nervelessness n.
zayıflık faintness n.
zayıflık exility n.
zayıflık puniness n.
zayıflık lameness n.
zayıflık infirmity n.
zayıflık spareness n.
zayıflık debility n.
zayıflık tenuity n.
zayıflık weakening n.
zayıflık meagreness n.
zayıflık agennesis n.
zayıflık neshness n.
zayıflık tenuousness n.
zayıflık touch n.
zayıflık unsadness n.
zayıflık unstrength n.
zayıflık unsubstantiality n.
zayıflık mollitude n.
zayıflık debilitation n.
zayıflık imbecility n.
zayıflık infirmness n.
zayıflık distress n.
zayıflık paralysis n.
zayıflık pining n.
zayıflık fissure n.
zayıflık flaccidity n.
zayıflık scraggedness n.
zayıflık freelte n.
zayıflık frelte n.
Colloquial
zayıflık a weak point n.
Idioms
zayıflık besetting sin n.
Technical
zayıflık inadequacy in n.
Medical
zayıflık deficiency n.
zayıflık leptosomy n.
zayıflık hyposthenia n.
Archaic
zayıflık macilency n.

Significados de "zayıflık" con otros términos en diccionario inglés turco: 36 resultado(s)

Turco Inglés
General
zayıflık (umut/şans vb'nde) frailty n.
Her frailty prevented her from carrying heavy objects.
Kadının zayıflığı ağır nesneleri taşımasını engelliyordu.

More Sentences
zayıflık göstermek show weakness v.
The ability to show weakness is a strength.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.

More Sentences
aşırı zayıflık emaciation n.
uzunluk ve zayıflık lankiness n.
aşırı zayıflık angularity n.
en büyük zayıflık the biggest weakness n.
en büyük zayıflık the greatest weakness n.
yaşlılığın getirmiş olduğu zayıflık caducity n.
zayıflık göstergesi white flag n.
ruhsal zayıflık inanition n.
yaşlanma nedeniyle beceride zayıflık crack n.
fiziksel zayıflık craze [obsolete] n.
aşırı zayıflık skin and bones n.
zayıflık göstermek reveal weakness v.
görünüşünce zayıflık emaresi bulunmayan compact adj.
Colloquial
bir zayıflık anında in a moment of weakness expr.
Idioms
rakipte hissedilen zayıflık/acizlik blood in the water n.
Law
vesayeti gerekçelendirecek derecede zihinsel zayıflık veya etki altında kalma facility [scotland] n.
Technical
yapısal zayıflık inherent weakness n.
Construction
zayıflık düzlemi plane of weakness n.
Medical
bedensel zayıflık diathesis n.
diyafragmatik zayıflık diaphragmatic weakness n.
reflekslerde zayıflık decreased reflexes n.
bedensel zayıflık dyscrasy n.
Pathology
akciğer kanserine yakalananlarda kalça ve uyluk kaslarında zayıflık ve ağrıyan sırt ile kendini gösteren bir rahatsızlık lambert-eaton syndrome n.
(açlık veya hastalıktan kaynaklanan) aşırı zayıflık boniness n.
(açlık veya hastalıktan kaynaklanan) aşırı zayıflık bonyness n.
(açlık veya hastalıktan kaynaklanan) aşırı zayıflık gauntness n.
(açlık veya hastalıktan kaynaklanan) aşırı zayıflık maceration n.
kaslarda zayıflık ve zeka geriliği şeklinde kendini gösteren doğuştan bir bozukluk lysine intolerance n.
kaslarda zayıflık ve zeka geriliği şeklinde kendini gösteren doğuştan bir bozukluk lysinemia n.
kasları harekete geçiren sinirlerin zedelenmesi veya bozulmasından kaynaklı oluşan zayıflık veya kas kaybı flaccid paralysis n.
Veterinary
loco otu zehirlenmesinden kaynaklanıp zayıflık, koordinasyon eksikliği, kısmı felç ve bazen de ölümle karakterize olan bir besi hayvanı hastalığı loco n.
loco otu zehirlenmesinden kaynaklanıp zayıflık, koordinasyon eksikliği, kısmı felç ve bazen de ölümle karakterize olan bir besi hayvanı hastalığı locoism n.
Environment
nükleer zayıflık değerlendirmesi nuclear vulnerability assessment n.
Geology
zayıflık küresi asthenosphere n.