Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Phrases
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
barrera enfardada
romper la relación con alguien
department of commerce
uniform allowance
pigs in a blanket
joss paper
Historique
Anglais
Turc
1
attacked
saldırıya uğramış
adj.
Were you
attacked?
Saldırıya uğradın
mı?
We could be under
attack
at any time.
Her an
saldırıya uğrayabiliriz.
Sami was brutally
attacked.
Sami acımasızca
saldırıya uğradı.
What should I do if I'm
attacked
by a grizzly bear?
Bir boz ayı tarafından
saldırıya uğrarsam
ne yapmalıyım?
The army was unexpectedly
attacked.
Ordu habersizce
saldırıya uğradı.
Sami and Layla have been brutally
attacked
by a man wielding an axe.
Sami ve Layla baltalı bir adam tarafından vahşice
saldırıya uğradılar.
The army was unexpectedly
attacked.
Ordu beklenmedik bir
saldırıya uğradı.
Sami was brutally
attacked.
Sami vahşice
saldırıya uğradı.
Show More (5)
2
attacked
saldırılmış
adj.
As long as the EU revolved around the internal market, only the body was being
attacked.
AB iç pazar etrafında döndüğü sürece, sadece gövdeye
saldırılmış
olur.
Tom was
attacked
by a wild turkey.
Tom'a vahşi bir hindi tarafından
saldırıldı.
A dog seldom bites unless it is
attacked.
Saldırılmadığı
sürece bir köpek nadiren ısırır.
They were
attacked.
Onlara
saldırıldı.
Show More (1)