|
- The Rugmark Foundation is helping children whose parents work in carpet factories to obtain educational qualifications.
- Rugmark Vakfı, ebeveynleri halı fabrikalarında çalışan çocukların eğitim vasıfları kazanmalarına yardımcı oluyor.
- The report goes to great lengths to push these kinds of dangers under the carpet.
- Rapor, bu tür tehlikeleri halının altına itmek için büyük çaba sarf etmektedir.
- There was a simple carpet in the middle of the road and that was all.
- Yolun ortasında basit bir halı vardı ve hepsi bu kadardı.
- What they are actually doing is lifting up the carpet for the Commission to sweep its problems under.
- Aslında yaptıkları şey, Komisyonun sorunlarını altına süpürmesi için halıyı kaldırmaktır.
- This NGO was founded jointly by German development aid organisations and carpet manufacturers.
- Bu STK, Alman kalkınma yardım kuruluşları ve halı üreticileri tarafından ortaklaşa kurulmuştur.
- This carpet is beautiful.
- Bu halı çok güzel.
- I like the new carpet.
- Yeni halıyı sevdim.
- This carpet was a real bargain.
- Bu halı gerçekten kelepirdi.
- This is the first time I've ever folded the big carpet by myself.
- İlk defa büyük halıyı tek başıma katlıyorum.
- The problem will be on the carpet at the next meeting.
- Sorun bir sonraki toplantıda halının üzerinde olacak.
- Don't walk on the carpet.
- Halının üzerinde yürüme.
- If you don't like this carpet, then give it away to him.
- Eğer bu halıyı sevmiyorsan, o zaman ona ver.
- The dog is sitting on the carpet.
- Köpek halının üzerinde oturuyor.
- His carpet is completely white.
- Onun halısı tamamen beyaz.
- They are weaving a carpet.
- Onlar bir halı dokuyorlar.
- This is the first time I've ever mended a carpet.
- İlk defa bir halıyı tamir ediyorum.
- How do you remove red wine stains from your carpet?
- Kırmızı şarap lekelerini halınızdan nasıl çıkarırsınız?
- I prefer hardwood floors to carpet.
- Parke zeminleri halıya tercih ederim.
- I will have to get rid of this worn-out carpet.
- Bu yıpranmış halıdan kurtulmam gerekecek.
- There's a large carpet on the floor.
- Yerde büyük bir halı var.
- We are weaving a carpet.
- Biz bir halı dokuyoruz.
- There is wax on the carpet.
- Halının üzerinde cila var.
- We must replace this moth-eaten carpet.
- Bu güve yemiş halıyı değiştirmeliyiz.
- A dog is sitting on the carpet.
- Bir köpek halının üzerinde oturuyor.
- Does your room have a carpet?
- Odanda halı var mı?
- There was blood on the carpet.
- Halıda kan vardı.
- If you don't like this carpet, then give it away to him.
- Bu halıyı beğenmiyorsan o zaman ona ver.
- I don't need my carpet cleaned.
- Halımın temizlenmesine ihtiyacım yok.
- I'm looking for something to clean the carpet with.
- Ben, halıyı temizlemek için bir şey arıyorum.
- We are weaving a carpet.
- Halı dokuyoruz.
- This carpet is designed for residential use.
- Bu halı ev kullanımı için tasarlanmıştır.
- There's a shag carpet in the living room.
- Oturma odasında tüylü bir halı var.
- The curtains and the carpet are a good match.
- Perdeler ve halı iyi bir uyum sağladı.
- Tom's dog left muddy paw prints all over his new carpet.
- Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.
- A dog is sitting on the carpet.
- Halının üzerinde bir köpek oturuyor.
- His carpet is completely white.
- Halısı tamamen beyaz.
- The carpet clashes with the drapes.
- Perdelerle halı uyuşmuyor.
- This carpet is one of the most beautiful.
- Bu halı en güzellerden biridir.
- I'm looking for something to clean the carpet with.
- Halıyı temizleyecek bir şey arıyorum.
- There are three dogs sleeping on mum's carpet.
- Annemin halısında uyuyan üç köpek var.
- The size of the carpet is 120 by 160 centimeters.
- Halının büyüklüğü 120'ye 160 santimetredir.
- We have to replace this moth-eaten carpet.
- Bu güve yemiş halıyı değiştirmek zorundayız.
- Those cats always sleep on the carpet.
- Bu kediler hep halının üzerinde uyur.
- The curtains and the carpet are a good match.
- Perdeler ve halı iyi bir eşleşmedir.
- The carpet was worn out and had to be replaced.
- Halı yıpranmış ve değiştirilmesi gerekiyordu.
- Please beat this carpet.
- Lütfen bu halıyı dövün.
- Tom is weaving a carpet.
- Tom bir halı dokuyor.
- Tom let the ashes from his cigarette fall on my expensive carpet.
- Tom sigarasının küllerini pahalı halımın üzerine düşürdü.
- Does your carpet match your drapes?
- Halınız perdelerinizle uyuşuyor mu?
- How much for this carpet?
- Bu halı ne kadardır?
- I have to buy a new carpet for this room.
- Bu oda için yeni bir halı almalıyım.
- This carpet is very long.
- Bu halı çok uzun.
- Those cats always sleep on the carpet.
- Bu kediler hep halının üzerinde uyuyor.
- This carpet is one of the most beautiful.
- Bu halı en güzel halılardan biri.
- Tom sat on the carpet.
- Tom halının üzerine oturdu.
- The wine left a permanent stain on the carpet.
- Şarap halı üzerinde kalıcı bir leke bıraktı.
- She is weaving a carpet.
- O bir halı dokuyor.
- She washed a carpet.
- O bir halı yıkadı.
- Tom sat on the carpet.
- Tom halıya oturdu.
- Will the coffee stain ruin the carpet?
- Kahve lekesi halıyı mahvedecek mi?
- I prefer hardwood floors to carpet.
- Parke zemini halıya tercih ederim.
- Tom said he liked the new carpet.
- Tom yeni halıyı beğendiğini söyledi.
- There's a large carpet on the floor.
- Tabanda büyük bir halı var.
- The cat started to scratch the carpet.
- Kedi halıyı tırmalamaya başladı.
- This carpet is designed for residential use.
- Bu halı konut kullanımı için tasarlanmıştır.
- They are weaving a carpet.
- Halı dokuyorlar.
- A green carpet won't go well with these blue curtains.
- Bu mavi perdelerle yeşil bir halı güzel gitmez.
- Layla bought an Iranian carpet from the market.
- Layla pazardan bir İran halısı aldı.
- Give your carpet to that person.
- Halınızı o kişiye verin.
- You are weaving a carpet, aren't you?
- Bir halı dokuyorsun, değil mi?
- Tom looked down at the carpet.
- Tom halıya baktı.
- What sort of curtains do you think would go with the carpet?
- Ne tür perdelerin halıyla iyi gideceğini düşünüyorsunuz?
- I still have to get rid of this carpet.
- Hâlâ bu halıdan kurtulmam gerekiyor.
- I don't want to buy this carpet.
- Bu halıyı almak istemiyorum.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
- Bu halı tüm zemini kaplayacak kadar büyük.
- The carpet clashes with the drapes.
- Halı perdelerle uyumsuz.
- Does your room have a carpet?
- Odanızda halı var mı?
- We want a new carpet.
- Biz yeni bir halı istiyoruz.
- A purple carpet will not go with this red curtain.
- Bu kırmızı perdeye mor halı yakışmaz.
- Tom sat cross-legged on the carpet.
- Tom halının üzerine bağdaş kurarak oturdu.
- Layla bought an Iranian carpet from the market.
- Leyla, pazardan bir İran halısı satın aldı.
- This carpet is superior to that one in quality.
- Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
- This carpet is superior to that one in quality.
- Bu halının kalitesi diğerinden daha üstün.
- We must buy a new carpet for this room.
- Bu oda için yeni bir halı almalıyız.
- We have to replace this moth-eaten carpet.
- Bu güve yeniği halıyı değiştirmeliyiz.
- Somebody brought them a new carpet.
- Biri onlara yeni bir halı getirdi.
- Tom spilled the can of blue paint on the white carpet.
- Tom beyaz halı üzerine mavi boya kutusunu döktü.
- The size of the carpet is 120 by 160 centimeters.
- Halının boyutu 120'ye 160 santimetre.
- Give your carpet to that person.
- Halını o kişiye ver.
- This carpet is beautiful.
- Bu halı güzel.
- I hate this carpet.
- Bu halıdan nefret ediyorum.
- I have to buy a new carpet for this room.
- Ben bu oda için yeni bir halı satın almak zorundayım.
- Layla removed the heavy carpet.
- Leyla ağır halıyı kaldırdı.
- Layla bought an expensive Iranian carpet.
- Layla pahalı bir İran halısı aldı.
- How do you remove red wine stains from your carpet?
- Halınızdaki kırmızı şarap lekelerini nasıl çıkarırsınız?
- Tom saw dirty footprints on the white carpet.
- Tom beyaz halının üzerinde kirli ayak izleri gördü.
- We want a new carpet.
- Yeni bir halı istiyoruz.
- The wine left a permanent stain on the carpet.
- Şarap halıda kalıcı bir leke bıraktı.
- I spilled my coffee on the carpet.
- Kahvemi halıya döktüm.
- Layla removed the heavy carpet.
- Layla ağır halıyı kaldırdı.
Show More (97)
|