|
- We need more research on that score too, particularly to find more closed systems.
- Bu konuda da daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var, özellikle de daha kapalı sistemler bulmak için.
- Since 1993, Jerusalem has been a closed city for the Palestinians.
- 1993 yılından bu yana Kudüs Filistinliler için kapalı bir şehirdir.
- I hope that this could persuade the committees not to have the meetings declared closed unnecessarily.
- Bunun, komiteleri toplantıların gereksiz yere kapalı ilan edilmemesi konusunda ikna edebileceğini umuyorum.
- The entire Galician coast, one thousand kilometres, is closed to fishing and shellfish-gathering.
- Galiçya kıyılarının tamamı, bin kilometre boyunca, balıkçılık ve kabuklu deniz canlılarının toplanmasına kapalı.
- The borders are now closed, but it is expected that another million people will end up fleeing.
- Sınırlar şu anda kapalı ancak bir milyon kişinin daha kaçması bekleniyor.
- There is nothing so closed as a closed mind.
- Kapalı bir zihin kadar kapalı bir şey yoktur.
- It should be a complete, closed, precise list of named products.
- Adı geçen ürünlerin eksiksiz, kapalı, kesin bir listesi olmalıdır.
- The universities and schools are closed to Russian.
- Üniversiteler ve okullar Ruslara kapalı.
- The notion of a closed defence core is strange, puzzling and even frightening.
- Kapalı bir savunma çekirdeği kavramı garip, şaşırtıcı ve hatta korkutucudur.
- It is a closed institution and is regulated solely by the Council.
- Kapalı bir kurumdur ve yalnızca Konsey tarafından düzenlenmektedir.
- It is a closed institution and is regulated solely by the Council.
- Kapalı bir kurumdur ve sadece Konsey tarafından düzenlenmektedir.
- For example, the accounts of the three big political parties are closed and opaque affairs.
- Örneğin üç büyük siyasi partinin hesapları kapalı ve şeffaf değildir.
- When this has happened, it has been felt far beyond the closed negotiating chambers.
- Bu gerçekleştiğinde, kapalı müzakere odalarının çok ötesinde hissedilmiştir.
- Turkey still maintains its border with Armenia closed.
- Türkiye, Ermenistan sınırını kapalı tutmaya devam etmektedir.
- Fifthly, we still maintain the system of closed meetings in our Parliament when delicate matters are discussed.
- Beşinci olarak hassas konuların görüşüldüğü Meclisimizde kapalı toplantı sistemini hala sürdürüyoruz.
- Nevertheless, I am sorry that the increase in these rates only target closed investment categories.
- Bununla birlikte bu oranlardaki artışın sadece kapalı yatırım kategorilerini hedeflemesinden dolayı üzgünüm.
- We cannot have closed issues and nor must obstacles be thrown in the way of the debate.
- Kapalı konularımız olamaz ve tartışmanın önüne engeller çıkarılmamalıdır.
- A closed economy is one that has no trade activity with outside economies.
- Kapalı bir ekonomi, dış ekonomilerle hiçbir ticari faaliyeti olmayan bir ekonomidir.
- First, there is a closed space.
- İlk olarak kapalı bir ortam söz konusu.
- First, there is a closed space.
- Öncelikle kapalı bir ortam var.
- First, there is a closed space.
- İlk önce, kapalı bir ortam var.
- Your eyelids are closed, but I know you're awake.
- Göz kapakların kapalı ama uyanık olduğunu biliyorum.
- We're closed tomorrow.
- Yarın kapalıyız.
- I couldn't enter because the door was closed.
- Giremedim, çünkü kapı kapalıydı.
- The bank was closed by the time I got there.
- Ben oraya vardığımda banka kapalıydı.
- The banks are closed Sunday.
- Bankalar pazar günleri kapalı.
- She was sitting there with her eyes closed.
- Orada gözleri kapalı oturuyordu.
- The shop is closed on Sundays.
- Dükkan pazarları kapalı.
- Since he was tired, he was sitting on the sofa with his eyes closed.
- Yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu.
- Tom's door is closed.
- Tom'un kapısı kapalı.
- Why's the bedroom door closed?
- Yatak odası kapısı neden kapalı?
- Park Street is closed off.
- Park Caddesi kapalı.
- They're closed today.
- Bugün kapalılar.
- Tom lay on a sofa with his eyes closed.
- Tom kanepede gözleri kapalı yatıyordu.
- The school is closed.
- Okul kapalı.
- The store was closed.
- Dükkan kapalıydı.
- The park is closed on Monday.
- Park pazartesi günü kapalıdır.
- The door was partially closed.
- Kapı kısmen kapalıydı.
- The shop was closed.
- Dükkân kapalıydı.
- The door is closed.
- Kapı kapalı.
- The bank is closed.
- Banka kapalı.
- Are all the windows closed?
- Bütün pencereler kapalı mı?
- She kept her eyes closed.
- Gözlerini kapalı tutardı.
- Tom kept the window closed.
- Tom pencereyi kapalı tuttu.
- School was closed for the day due to the snow.
- Kar nedeniyle okul bugün kapalıydı.
- Were the windows closed?
- Pencereler kapalı mıydı?
- The door wasn't completely closed.
- Kapı tamamen kapalı değildi.
- He listened to the music with his eyes closed.
- Gözleri kapalı müziği dinledi.
- The school is closed during summer.
- Okul yaz boyunca kapalı.
- The coffee shop is closed while the air conditioning is under repair.
- Klima tamir edilirken kahve dükkanı kapalı.
- The borders remain closed.
- Sınırlar hala kapalı.
- This road is closed to cars.
- Bu yol arabalara kapalıdır.
- He listened to the music with his eyes closed.
- Gözleri kapalı müzik dinledi.
- The swimming pool is closed because of storm.
- Yüzme havuzu fırtına yüzünden kapalı.
- Japan's rice market is closed to imports.
- Japonya'nın pirinç pazarı ithalata kapalı.
- The airport is closed, but nobody knows why.
- Havaalanı kapalı ama kimse nedenini bilmiyor.
- The bank is closed on Sunday.
- Banka pazar günü kapalı.
- Keep your eyes closed until I tell you to open them.
- Ben aç diyene kadar gözlerini kapalı tut.
- All the curtains were closed.
- Tüm perdeler kapalıydı.
- The butcher shop is closed.
- Kasap dükkanı kapalı.
- If the shop is closed today, I'll try again tomorrow.
- Eğer dükkan bugün kapalıysa, yarın tekrar denerim.
- The school is closed during summer.
- Okul yazın kapalıdır.
- Tom just sat there with his eyes closed.
- Tom orada gözleri kapalı oturdu.
- She kept her eyes closed.
- O, gözlerini kapalı tuttu.
- We're closed on Mondays.
- Pazartesileri kapalıyız.
- The old man sat in the chair with his eyes closed.
- Yaşlı adam sandalyede gözleri kapalı oturuyordu.
- The set of real numbers is closed under addition.
- Reel sayılar kümesi toplama işlemi altında kapalıdır.
- The old man sat in the chair with his eyes closed.
- Yaşlı adam koltukta gözleri kapalı oturdu.
- That store is closed Mondays.
- O mağaza pazartesi günleri kapalı.
- Tom sat at his desk with his eyes closed.
- Tom masasında gözleri kapalı oturuyordu.
- He kept the window closed.
- Pencereyi kapalı tuttu.
- The bar is closed.
- Bar kapalı.
- We're closed today.
- Bugün kapalıyız.
- Last Monday was a holiday, so the banks were closed.
- Geçen Pazartesi tatildi, bu yüzden bankalar kapalıydı.
- She sat next him with her eyes closed.
- Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.
- My eyes are closed.
- Gözlerim kapalı.
- The shop was closed.
- Dükkan kapalıydı.
- It was Sunday, and shops were closed.
- Pazar günüydü ve dükkanlar kapalıydı.
- The school was closed due to the snow.
- Kar yüzünden okul kapalıydı.
- The school gate is closed.
- Okul kapısı kapalı.
- This campground is closed.
- Bu kamp alanı kapalı.
- The shops were all closed.
- Dükkanların hepsi kapalıydı.
- The shop is closed today.
- Mağaza bugün kapalı.
- The shop is closed on Sundays.
- Mağaza Pazar günleri kapalıdır.
- Most schools are closed today.
- Çoğu okul bugün kapalı.
- The swimming pool is closed due to the storm.
- Yüzme havuzu fırtına yüzünden kapalı.
- School is closed for summer vacation.
- Okul yaz tatili dolayısıyla kapalı.
- She sat next him with her eyes closed.
- Gözleri kapalı bir şekilde onun yanında oturdu.
- The banks are closed Sunday.
- Bankalar pazar günleri kapalıdır.
Show More (86)
|
