constituency - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
constituency seçim bölgesi n.
  • Every year 100 people die in my West Midlands constituency of asbestos-related diseases.
  • Batı Midlands seçim bölgemde her yıl 100 kişi asbestle bağlantılı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
  • Members of the EP are elected in national constituencies.
  • AP üyeleri ulusal seçim bölgelerinde seçilirler.
  • I have chemical companies in my constituency in the north-west of England.
  • İngiltere'nin kuzeybatısındaki seçim bölgemde kimya şirketleri var.
Show More (19)
constituency seçmenler n.
  • They demand solidarity for their constituency but they are not willing to participate in a wider solidarity.
  • Kendi seçmenleri için dayanışma talep ediyorlar ama daha geniş bir dayanışmaya katılmaya istekli değiller.
  • This is often reflected in constituency cases.
  • Bu durum genellikle seçmen davalarına da yansımaktadır.
Show More (-1)