|
- Wish you can benefit from our online sentence dictionary and make daily progress!
- Çevrimiçi cümle sözlüğümüzden yararlanmanız ve günlük ilerleme kaydetmeniz dileğiyle!
- Tom bought me a dictionary.
- Tom bana bir sözlük aldı.
- I could not find that word in the dictionary.
- O kelimeyi sözlükte bulamadım.
- With my dictionary I can translate anything!
- Sözlüğümle her şeyi çevirebilirim!
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğinizde bir sözlüğe başvursanız iyi edersiniz.
- This is the dictionary my teacher recommended I buy.
- Bu, öğretmenimin satın almamı tavsiye ettiği sözlük.
- The dictionary contains about half a million words.
- Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- That's not a dictionary.
- Bu bir sözlük değil.
- This dictionary is expensive.
- Bu sözlük pahalıdır.
- Please hand me the dictionary.
- Lütfen sözlüğü bana ver.
- Keep a dictionary within easy reach.
- Elinin altında bir sözlük bulundur.
- I need a good dictionary.
- İyi bir sözlüğe ihtiyacım var.
- Are you a walking dictionary?
- Sen yürüyen bir sözlük müsün?
- This dictionary contains about 40,000 headwords.
- Bu sözlük yaklaşık 40,000 kelime içeriyor.
- I'll lend you this dictionary.
- Bu sözlüğü size ödünç vereceğim.
- What did you buy this expensive dictionary for?
- Bu pahalı sözlüğü neden aldın?
- Their job is to add examples to the dictionary.
- Onların işi sözlüğe örnekler eklemektir.
- Without a good dictionary, you can't do anything.
- İyi bir sözlük olmadan hiçbir şey yapamazsın.
- My sister asked me to lend her the dictionary.
- Kız kardeşim benden sözlüğümü ona ödünç vermemi istedi.
- My dictionary is very useful.
- Sözlüğüm çok kullanışlıdır.
- We are adding new proverbs to the dictionary.
- Sözlüğe yeni atasözleri ekliyoruz.
- The dictionary is an invaluable tool for learning languages.
- Sözlük, dil öğrenmek için paha biçilmez bir araç.
- This dictionary has example sentences.
- Bu sözlükte örnek tümceler var.
- I'm helpless without that dictionary, even when it's just for one day.
- O sözlük olmadan çaresizim, sadece bir günlüğüne bile olsa.
- Even if it costs 10,000 yen, I must buy the dictionary.
- 10,000 yen tutsa bile, sözlüğü satın almalıyım.
- Can I use your dictionary?
- Sözlüğünüzü kullanabilir miyim?
- That is my dictionary.
- O benim sözlüğümdür.
- Not every student has a dictionary.
- Her öğrencinin sözlüğü yok.
- This dictionary has been of great use to me.
- Bu sözlük çok işime yaradı.
- Hand me the dictionary there, please.
- Şuradaki sözlüğü uzatır mısın lütfen?
- You should consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğin zaman bir sözlüğe başvurmalısın.
- Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
- There are approximately 2 million words in the dictionary.
- Sözlükte yaklaşık 2 milyon kelime var.
- That dictionary is mine.
- O sözlük benim.
- Please feel free to use my dictionary.
- Lütfen sözlüğümü kullanmaya çekinme.
- That isn't your dictionary, is it?
- Bu senin sözlüğün değil, değil mi?
- Currently, many students have a dictionary but don't know how to use it correctly.
- Şu anda birçok öğrencinin bir sözlüğü var ama onu nasıl doğru kullanacaklarını bilmiyorlar.
- I want to buy a cheap dictionary.
- Ucuz bir sözlük almak istiyorum.
- I cannot do without this dictionary even for a single day.
- Bir tek gün için bile bu sözlük olmadan yapamam.
- This dictionary is expensive.
- Bu sözlük pahalı.
- Can I use your dictionary for a minute?
- Sözlüğünü bir dakikalığına kullanabilir miyim?
- He used the dictionary.
- O, sözlüğü kullandı.
- It's impossible to translate this sentence without a dictionary.
- Bir sözlük olmadan bu cümleyi çevirmek imkansız.
- Piet really is a walking dictionary.
- Piet gerçekten yürüyen bir sözlük.
- The most important book to learn a foreign language is, naturally, a dictionary.
- Yabancı dil öğrenmek için en önemli kitap, doğal olarak, bir sözlüktür.
- This dictionary isn't the most recent version.
- Bu sözlük en son sürüm değil.
- I gave her her dictionary back.
- Ona sözlüğünü geri verdim.
- Why did you buy such an expensive dictionary?
- Neden bu kadar pahalı bir sözlük aldın?
- He is the person to whom I gave my dictionary.
- O, sözlüğümü verdiğim kişi.
- Could you please lend me your dictionary?
- Lütfen bana sözlüğünü ödünç verir misin?
- This dictionary is as useful as yours.
- Bu sözlük seninki kadar yararlı.
- Keep a dictionary within easy reach.
- Kolayca ulaşabileceğiniz bir sözlük bulundurun.
- I think this dictionary is useful for beginners.
- Bu sözlüğün yeni başlayanlar için faydalı olduğunu düşünüyorum.
- My dictionary is at home.
- Benim sözlüğüm evde.
- He used the dictionary.
- Sözlük kullanıyordu.
- Please loan me your dictionary.
- Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.
- You may always use my dictionary.
- Benim sözlüğümü her zaman kullanabilirsin.
- You can use a dictionary for this exam.
- Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsiniz.
- Is this your dictionary?
- Bu sözlük senin mi?
- She gave me permission to use her dictionary.
- Sözlüğünü kullanmama izin verdi.
- I need a Latin dictionary.
- Latince sözlüğe ihtiyacım var.
- I cannot do it without the dictionary.
- Sözlük olmadan yapamam.
- I bought this dictionary, too.
- Ben de bu sözlüğü satın aldım.
- The dictionary is small.
- Sözlük küçük.
- Do you have a dictionary with you?
- Yanında sözlük var mı?
- I want this dictionary.
- Bu sözlüğü istiyorum.
- Tom gave me back my dictionary.
- Tom sözlüğümü bana geri verdi.
- It's my dictionary.
- O benim sözlüğüm.
- Can you fetch this dictionary for me?
- Bu sözlüğü benim için getirebilir misin?
- This dictionary is by far the best.
- Bu sözlük açık ara farkla en iyisi.
- Tom said his dictionary was in his bag.
- Tom sözlüğünün çantasında olduğunu söyledi.
- Tatoeba is a multi-language dictionary.
- Tatoeba çok dilli bir sözlüktür.
- The dictionary is useful and, what is more, not expensive.
- Sözlük kullanışlı ve dahası pahalı değil.
- This dictionary is very expensive, but is worth buying.
- Bu sözlük çok pahalı ama satın almaya değer.
- With my dictionary I can translate anything!
- Sözlüğümle her şeyi tercüme edebilirim!
- Are you going to buy a dictionary?
- Sözlük alacak mısın?
- She gave me permission to use her dictionary.
- Bana sözlüğünü kullanmam için izin verdi.
- The dictionary on the desk is mine.
- Sıradaki sözlük benim.
- Their job is to add examples to the dictionary.
- Onların işi sözlüğe örnekler eklemek.
- Which dictionary do you often use?
- Sıklıkla hangi sözlüğü kullanıyorsunuz?
- A dictionary makes words comprehensible.
- Bir sözlük sözcükleri anlaşılır hale getirir.
- The dictionary is up to date.
- Sözlük günceldir.
- This is my dictionary.
- Bu benim sözlük.
- I lost my dictionary.
- Sözlüğümü kaybettim.
- This is the person I gave a dictionary to.
- Sözlük verdiğim kişi bu.
- This dictionary contains a lot of information.
- Bu sözlük çok fazla bilgi içeriyor.
- That's my dictionary.
- Bu benim sözlüğüm.
- Is this the dictionary which you are looking for?
- Bu, aradığınız sözlük mü?
- Refer to the dictionary as often as possible.
- Mümkün olduğunca sık sözlüğe bakın.
- I think this dictionary will be of great help to me.
- Sanırım bu sözlük bana çok yardımcı olacak.
- Would you mind my using this dictionary?
- Bu sözlüğü kullanmamın bir sakıncası var mı?
- Aren't you going to buy a dictionary?
- Bir sözlük almayacak mısın?
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmiyorsan bir sözlüğe başvursan iyi olur.
- I want to buy a cheap dictionary.
- Ucuz bir sözlük satın almak istiyorum.
- Tom bought a dictionary, too.
- Tom da bir sözlük aldı.
- I have a good dictionary.
- İyi bir sözlüğüm var.
- This is the best dictionary there is in the library.
- Kütüphanede bulunan en iyi sözlük bu.
- My teacher recommended that dictionary.
- Öğretmenim o sözlüğü tavsiye etti.
- He looked up the word in his dictionary.
- Sözlüğünde kelimeye baktı.
- I need a Latin dictionary.
- Latince bir sözlüğe ihtiyacım var.
Show More (97)
|