|
- When a human being has an accident and the spinal cord is completely severed, it leaves the body innate.
- Bir insan kaza geçirdiğinde ve omuriliği tamamen koptuğunda, bedeni doğuştan terk eder.
- She had an accident that ended her life as a tennis player.
- O bir tenis oyuncusu olarak hayatını bitiren bir kaza geçirdi.
- We learned that he had an accident.
- Bir kaza geçirdiğini öğrendik.
- He had an accident and fractured his leg.
- Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.
- Sami and Layla had an accident.
- Sami ve Leyla kaza geçirdi.
- Did you have an accident?
- Kaza geçirdin mi?
- Tom had an accident when he tried to ride a hoverboard for the first time.
- Tom ilk kez hoverboard sürmeye çalışırken kaza geçirdi.
- He had an accident and fractured his leg.
- Bir kaza geçirdi ve bacağı kırıldı.
- I hope he hasn't had an accident.
- Umarım kaza geçirmemiştir.
- I had an accident.
- Bir kaza geçirdim.
- Tom has had an accident.
- Tom bir kaza geçirdi.
- Tom has had an accident at work.
- Tom iş yerinde bir kaza geçirdi.
- Tom had an accident and broke his leg.
- Tom bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.
- Bob must have had an accident.
- Bob bir kaza geçirmiş olmalı.
- They succeeded in reaching the mountain summit, but had an accident when coming back down.
- Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar, ama geri inerken bir kaza geçirdiler.
- We learned that he had an accident.
- Onun bir kaza geçirdiğini öğrendik.
- She had an accident at work.
- İş yerinde bir kaza geçirdi.
- They succeeded in reaching the mountain summit, but had an accident when coming back down.
- Dağın zirvesine ulaşmayı başardılar ama aşağı inerken bir kaza geçirdiler.
- Tom must've had an accident.
- Tom bir kaza geçirmiş olmalı.
- He had an accident while working.
- Çalışırken kaza geçirdi.
- Maybe Tom has had an accident.
- Belki Tom kaza geçirmiştir.
- Tom had an accident.
- Tom bir kaza geçirdi.
- Tom had an accident at work.
- Tom iş yerinde bir kaza geçirdi.
- We always had to put on a safety belt in case we had an accident.
- Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.
- They must have had an accident.
- Onlar bir kaza geçirmiş olmalı.
- She had an accident while working.
- Çalışırken kaza geçirdi.
- You might have an accident.
- Bir kaza geçirebilirsin.
- They must have had an accident.
- Bir kaza geçirmiş olmalılar.
- I hope he hasn't had an accident.
- Umarım bir kaza geçirmemiştir.
- I heard you had an accident.
- Bir kaza geçirdiğini duydum.
- I just had an accident.
- Az önce bir kaza geçirdim.
- He drove carelessly and had an accident.
- Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
- When was the last time you had an accident?
- En son ne zaman kaza geçirdiniz?
- I had an accident at work.
- İş yerinde bir kaza geçirdim.
- If you're not careful, you might have an accident.
- Eğer dikkatli olmazsan, bir kaza geçirebilirsin.
- He ran the risk of having an accident.
- Kaza geçirme riskini göze aldı.
- He had an accident.
- Bir kaza geçirdi.
- He had an accident on his way home.
- Eve giderken bir kaza geçirdi.
- Sami and Layla had an accident.
- Sami ve Layla bir kaza geçirdi.
- He fell asleep at the wheel and had an accident.
- Direksiyon başında uyuyakaldı ve kaza geçirdi.
- She had an accident that ended her life as a tennis player.
- Tenis oyuncusu olarak hayatını sona erdiren bir kaza geçirdi.
- It is possible that he has had an accident.
- Bir kaza geçirmiş olması olasıdır.
- We always had to put on a safety belt in case we had an accident.
- Kaza geçirme ihtimalimize karşı her zaman emniyet kemeri takmak zorundaydık.
- Tom has had an accident at work.
- Tom işte bir kaza geçirdi.
- He had an accident.
- O bir kaza geçirdi.
- When was the last time you had an accident?
- En son ne zaman bir kaza geçirdin?
- Tom was late for class yesterday because he had an accident.
- Tom dün derse geç kaldı çünkü bir kaza geçirdi.
- He had an accident at work.
- İş yerinde bir kaza geçirdi.
- She fell asleep at the wheel and had an accident.
- O, direksiyonda uykuya daldı ve bir kaza geçirdi.
- I just had an accident.
- Demin bir kaza geçirdim.
- Sami had an accident.
- Sami bir kaza geçirdi.
- He had an accident at work.
- O iş yerinde bir kaza geçirdi.
- I heard you had an accident.
- Kaza geçirdiğini duydum.
- I had an accident in Boston.
- Boston'da bir kaza geçirdim.
- It is possible that he has had an accident.
- Kaza geçirmiş olması mümkündür.
- While working, she had an accident.
- Çalışırken kaza geçirdi.
- While working, he had an accident.
- Çalışırken kaza geçirdi.
- He had an accident on his way home.
- Eve dönerken bir kaza geçirdi.
- Tom had an accident and broke his leg.
- Tom bir kaza geçirip bacağını kırdı.
- You might have an accident.
- Bir kaza geçirebilirsiniz.
- He fell asleep at the wheel and had an accident.
- Direksiyon başında uyuyakaldı ve bir kaza geçirdi.
- If you're not careful, you might have an accident.
- Eğer dikkatli olmazsan kaza geçirebilirsin.
- Tom was late for class yesterday because he had an accident.
- Tom bir kaza geçirdiği için dün derse geç kaldı.
Show More (60)
|
|
- He fell asleep at the wheel and had an accident.
- Direksiyon başında uykuya daldı ve kaza yaptı.
- If you don't have an accident on the snowy roads I think you should be able to get back safely.
- Eğer karlı yollarda kaza yapmazsanız, güvenli bir şekilde geri dönebileceğinizi düşünüyorum.
- She fell asleep at the wheel and had an accident.
- Direksiyon başında uyuyakaldı ve kaza yaptı.
- He had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
- While working, she had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
- While working, he had an accident.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
- He drove carelessly and had an accident.
- Dikkatsizce araba kullandı ve kaza yaptı.
- She had an accident while working.
- O çalışırken bir kaza yaptı.
- If he hadn't been eating while driving, he wouldn't have had an accident.
- Araba kullanırken yemek yemeseydi kaza yapmazdı.
- He fell asleep at the wheel and had an accident.
- Direksiyon başında uyuyakalıp kaza yaptı.
- We nearly had an accident when the car brakes jammed.
- Arabanın frenleri tutmayınca az kalsın kaza yapıyorduk.
- The way Tom drives, he's going to have an accident sooner or later.
- Tom'un araba kullanma şekline bakılırsa, er ya da geç bir kaza yapacak.
- He'll have an accident one of these days if he keeps driving like that.
- Böyle sürmeye devam ederse bir gün kaza yapacak.
- Drive more carefully, or you will have an accident.
- Daha dikkatli sür, yoksa kaza yapacaksın.
Show More (11)
|
