| 1 |
height |
boy |
n. |
|
- Tom is almost the same height as you.
- Tom neredeyse seninle aynı boyda.
- Meg is about the same height as Ken.
- Meg Ken ile yaklaşık aynı boydadır.
- Could you please tell me your height and weight?
- Lütfen bana boyunuzu ve kilonuzu söyler misiniz?
- I'm about the same height as Tom.
- Tom'la hemen hemen aynı boydayım.
- They are of average height.
- Onlar ortalama boydalar.
- Tom is approximately the same height as me.
- Tom yaklaşık olarak benimle aynı boyda.
- She's about the same height as you.
- Seninle hemen hemen aynı boyda.
- Tom and I are about the same height.
- Tom ve ben yaklaşık aynı boydayız.
- A flea can jump 200 times its own height.
- Bir pire kendi boyunun 200 katına zıplayabilir.
- What is the average height of the players?
- Oyuncuların boy ortalaması nedir?
- Tom and I are almost the same height.
- Tom ve hemen hemen aynı boydayız.
- He was a man of average height.
- Ortalama boyda bir adamdı.
- Tom and Jim are the same height.
- Tom ve Jim aynı boydalar.
- My little brother and I are the same height.
- Benim küçük erkek kardeşim ve ben aynı boydayız.
- We're approximately the same height.
- Yaklaşık olarak aynı boydayız.
- He was a man of average height.
- O, ortalama boyu olan bir adamdı.
- What's the average height of the players?
- Oyuncuların boy ortalaması nedir?
- She's almost the same height as you.
- O, seninle hemen hemen aynı boydadır.
- I'm exactly the same height as Tom.
- Tom'la aynı boydayım.
- I'm the same height as he is.
- Ben onunla aynı boydayım.
- Tom is approximately the same height as you.
- Tom seninle yaklaşık olarak aynı boyda.
- Tom and Mary are the same height.
- Tom ve Mary aynı boydalar.
- Tom is about the same height as me.
- Tom'un boyu benimle hemen hemen aynı.
- Tom is above average height.
- Tom'un boyu ortalamanın üstünde.
- Tom and Mary are about the same height.
- Tom ve Mary'nin boyları hemen hemen aynıdır.
- He and I are almost the same height.
- O ve ben neredeyse aynı boydayız.
- We are the same age, but different heights.
- Aynı yaştayız ama boylarımız farklı.
- Tom is about the same height as you.
- Tom seninle hemen hemen aynı boyda.
- Tom and Mary are approximately the same height.
- Tom ve Mary yaklaşık olarak aynı boydadır.
- I'm the same height as Tom is.
- Tom'la aynı boydayım.
- My little brother and I are the same height.
- Küçük kardeşim ve ben aynı boydayız.
- Tom is approximately the same height as you.
- Tom yaklaşık olarak seninle aynı boyda.
- Height is a distinct advantage in basketball.
- Boy basketbolda belirgin bir avantajdır.
- I'm about the same height as Tom.
- Tom ile yaklaşık olarak aynı boydayım.
- Tom and Mary are exactly the same height.
- Tom ve Mary tamamen aynı boydalar.
- Tom is exactly the same height as Mary.
- Tom, Mary ile aynı boydadır.
- Tom is about the same height as you.
- Tom yaklaşık olarak seninle aynı boyda.
- Tom and Mary are about the same height.
- Tom ve Mary yaklaşık aynı boydalar.
- She's almost the same height as you.
- Neredeyse seninle aynı boyda.
- Tom's height gave him a decided advantage in the game.
- Tom'un boyu ona oyunda kesin bir avantaj sağladı.
- Tom and Mary are approximately the same height.
- Tom ve Mary yaklaşık olarak aynı boydalar.
- Tom is exactly the same height as Mary.
- Tom tam olarak Mary ile aynı boyda.
- What is your height and weight?
- Boyun ve kilon kaç?
- Tom is above average height.
- Tom ortalama boyun üzerinde.
- Tom and I are about the same height.
- Tom ve ben hemen hemen aynı boydayız.
- She and I are about the same height.
- O ve ben yaklaşık aynı boydayız.
- She and I are about the same height.
- O ve ben hemen hemen aynı boydayız.
- I'm the same height as he is.
- Onunla aynı boydayım.
- Tom is the same height as Mary.
- Tom'un boyu Mary ile aynı.
- Tom and Mary are exactly the same height.
- Tom ve Mary tam olarak aynı boydadır.
- Tom is the same height as Mary.
- Tom, Mary ile aynı boyda.
- Tom and Mary are the same height.
- Tom ve Mary'nin boyları aynı.
- Tom and his brother are about the same height.
- Tom ve kardeşi hemen hemen aynı boydalar.
- Line up by height, please.
- Boy sırasına göre dizilin lütfen.
- What's the average height of the players?
- Oyuncuların boy ortalaması kaç?
- Tom and I are almost the same height.
- Tom ve ben neredeyse aynı boydayız.
- Tom is about the same height as Mary.
- Tom, Mary ile hemen hemen aynı boyda.
- The boy grew taller and taller, till at last he exceeded his father in height.
- Sonunda babasını boy olarak geçinceye kadar, çocuk gittikçe uzadı.
- Tom and his brother are about the same height.
- Tom ve erkek kardeşi yaklaşık aynı boyda.
- The average height of the girls in class is over 155 centimeters.
- Sınıftaki kızların boy ortalaması 155 santimetrenin üzerindedir.
Show More (57)
|
| 2 |
height |
yükseklik |
n. |
|
- One hard word from you at that height kills me.
- O yükseklikte ağzından çıkacak kötü bir söz beni öldürür.
- Breathtaking in its heights - earth's joy.
- Yüksekliğiyle nefes kesiyor; dünyevi mutluluk.
- Breathtaking in its heights - earth's joy.
- Yükseklikleri nefes kesicidir; işte dünyevi mutluluk.
- I'm scared of heights.
- Yükseklikten korkuyorum.
- During the 2011 Tohoku earthquake, the height of the tsunami waves reached up to 37.9 meters.
- 2011 Tohoku depremi sırasında, tsunami dalgalarının yüksekliği 37.9 metreye kadar ulaştı.
- I'd like to ride the cable car, but I'm afraid of heights.
- Teleferiğe binmek istiyorum ama yükseklikten korkuyorum.
- I am afraid of heights.
- Ben yükseklikten korkarım.
- What is the height of Mount McKinley?
- McKinley Dağı'nın yüksekliği nedir?
- The height of the tower is above 100 meters.
- Kulenin yüksekliği 100 metrenin üzerinde.
- Tom said he was afraid of heights.
- Tom yükseklik korkusu olduğunu söyledi.
- I know you're afraid of heights.
- Yükseklikten korktuğunu biliyorum.
- You're not afraid of heights, are you?
- Yükseklikten korkmuyorsun, değil mi?
- Tom adjusted the height of his office chair.
- Tom ofis koltuğunun yüksekliğini ayarladı.
- During the 2011 Tohoku earthquake, the height of the tsunami waves reached up to 37.9 meters.
- 2011 Tohoku depremi sırasında tsunami dalgalarının yüksekliği 37,9 metreye kadar ulaştı.
- I am less afraid of heights than I was.
- Yükseklikten eskisine göre daha az korkuyorum.
- I am afraid of heights.
- Yükseklikten korkarım.
- Tom adjusted the height of his office chair.
- Tom ofis sandalyesinin yüksekliğini ayarladı.
- Tom is afraid of heights.
- Tom yükseklikten korkuyor.
- What is the height of this mountain?
- Bu dağın yüksekliği ne kadar?
- You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
- Ayar kolunu yukarı hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
- I'm afraid of heights.
- Yükseklikten korkuyorum.
- You can adjust the seat height by moving the adjustment lever up.
- Ayar kolunu yukarı doğru hareket ettirerek koltuk yüksekliğini ayarlayabilirsiniz.
- I'd like to ride the cable car, but I'm afraid of heights.
- Teleferiğe binmek isterdim ama yükseklik korkum var.
- A fall from that height would be fatal.
- O yükseklikten düşmek ölümcül olabilir.
- What's the height of the Empire State Building?
- Empire State Building'in yüksekliği nedir?
- I visited Paris, but I didn't climb the Eiffel tower, since I'm afraid of heights.
- Paris'i ziyaret ettim ama yükseklik korkum olduğu için Eyfel kulesine tırmanmadım.
- Aren't you afraid of heights?
- Yükseklikten korkmuyor musun?
- Emily is afraid of heights.
- Emily yükseklikten korkuyor.
- Tom said he was afraid of heights.
- Tom yükseklikten korktuğunu söyledi.
- Tom looked down upon the city from the dizzying height of the skyscraper.
- Tom gökdelenin baş döndürücü yüksekliğinden şehre baktı.
- You're not the only one who's afraid of heights.
- Yükseklikten korkan tek kişi sen değilsin.
- What is the height of this mountain?
- Bu dağın yüksekliği nedir?
- Emily is afraid of heights.
- Emily yükseklikten korkar.
- During the Great Eastern Japan Earthquake, the height of the tsunami waves reached up to 37.9 meters.
- Büyük Doğu Japon Depremi sırasında, tusunami dalgalarının yüksekliği 37.9 metreye ulaştı.
- You'll have to modify the height of the table to make it fit.
- Uyacak hale getirmek için masanın yüksekliğini değiştirmeniz gerekecek.
- The height of the tower is above 100 meters.
- Kulenin yüksekliği 100 metrenin üzerindedir.
- The ceiling height is 14 feet, and the apartment comes fully furnished.
- Tavan yüksekliği 14 feet, daire tamamen mobilyalıdır.
Show More (34)
|
| 3 |
height |
doruk |
n. |
|
- The mayor was killed in an ambush during the height of the insurgency.
- Belediye başkanı ayaklanmanın doruğunda bir pusuda öldürüldü.
- It really is the height of comfort!
- Gerçekten rahatlığın doruk noktası!
- The actor died at the height of his popularity.
- Aktör, popülaritesinin doruğunda öldü.
Show More (0)
|
