|
- I think that he might miss the train.
- Bence treni kaçırabilir.
- This morning I missed the train I usually take.
- Bu sabah her zaman bindiğim treni kaçırdım.
- Tom got to the station too late, so he missed the train.
- Tom istasyona çok geç geldi bu yüzden treni kaçırdı.
- She was anxious lest she might miss the train.
- Treni kaçırabileceği için endişeliydi.
- He just missed the train.
- Treni kaçırdı.
- I hurried to the station so that I wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmayayım diye istasyona koştum.
- I hurried to the station so that I wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gittim.
- Tom missed the train.
- Tom treni kaçırdı.
- He missed the train because of the traffic accident.
- Trafik kazasından dolayı treni kaçırdı.
- She missed the train.
- Treni kaçırdı.
- If you don't miss the train, you'll get there on time.
- Treni kaçırmazsan oraya vaktinde varırsın.
- He took a taxi in order not to miss the train.
- O, treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.
- This is the first time I've ever missed the train.
- İlk defa treni kaçırıyorum.
- Shit, once again I missed the train!
- Kahretsin, bir kez daha treni kaçırdım!
- Hurry up or we'll miss the train!
- Acele et yoksa treni kaçıracağız!
- Walk faster, or you'll miss the train.
- Hızlı yürü, yoksa treni kaçırırsın.
- It is certain that he missed the train.
- Onun treni kaçırdığı kesindir.
- Tom won't miss the train.
- Tom treni kaçırmayacak.
- Be careful not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için dikkatli olun.
- We just missed the train.
- Biz treni kaçırdık.
- We just missed the train.
- Treni kaçırdık.
- Beware lest you should miss the train.
- Dikkat et de treni kaçırmayasın.
- He left home early in the morning so he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için sabah evden erken ayrıldı.
- Hurry up, or you'll miss the train.
- Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Tom got to the station too late, so he missed the train.
- Tom istasyona çok geç gitti, bu yüzden treni kaçırdı.
- They just missed the train.
- Treni kaçırdılar.
- You'll miss the train if you don't hurry.
- Acele etmezsen, treni kaçırırsın.
- He hurried so he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele etti.
- I was in a hurry in order not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele ettim.
- My brother missed the train because he got up too late.
- Kardeşim treni kaçırdı çünkü çok geç kalktı.
- Perhaps he missed the train.
- Belki de treni kaçırdı.
- He missed the train by a minute.
- O, bir dakikayla treni kaçırdı.
- I hurried so I wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele ettim.
- We hurried to the station only to miss the train.
- İstasyona aceleyle koştuk ama treni kaçırmış olduk.
- She just missed the train.
- O az önce treni kaçırdı.
- If she hasn't missed the train!
- Eğer treni kaçırmadıysa!
- Jiro seems to have missed the train.
- Jiro treni kaçırmış gibi görünüyor.
- You'll get there in time, as long as you don't miss the train.
- Treni kaçırmadığın sürece oraya zamanında varırsın.
- I think Tom missed the train.
- Sanırım Tom treni kaçırdı.
- They may have missed the train.
- Treni kaçırmış olabilirler.
- Tom must've missed the train.
- Tom treni kaçırmış olmalı.
- If I miss the train, I'll get on the bus.
- Eğer treni kaçırırsam, otobüse binerim.
- The snow caused me to miss the train.
- Kar treni kaçırmama neden oldu.
- He must have missed the train.
- Treni kaçırmış olmalı.
- Hurry up or you'll miss the train.
- Acele et yoksa treni kaçıracaksın.
- She hurried to the station so as not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.
- Take care not to miss the train.
- Treni kaçırmamaya dikkat edin.
- She just missed the train.
- Treni kaçırdı.
- Walk faster, or you'll miss the train.
- Daha hızlı yürü, yoksa treni kaçıracaksın.
- If you don't hurry, you'll miss the train.
- Acele etmezsen, treni kaçıracaksın.
- As I missed the train, I had to wait for the next one for about an hour.
- Treni kaçırdığım için bir sonraki treni yaklaşık bir saat beklemek zorunda kaldım.
- Hurry, or you'll miss the train.
- Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- I don't want there to be any chance of our missing the train.
- Treni kaçırma ihtimalimizin olmasını istemiyorum.
- He missed the train because of the traffic accident.
- Trafik kazası yüzünden treni kaçırdı.
- You'd better hurry, or you'll miss the train.
- Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın.
- He hurried to the station so he wouldn't miss the train.
- O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.
- This morning I missed the train I usually take.
- Bu sabah genellikle bindiğim treni kaçırdım.
- I think that he might miss the train.
- Treni kaçırabileceğini düşünüyorum.
- Hurry up, or we'll miss the train.
- Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.
- He hurried up so that he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele etti.
- I was in a hurry in order not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için acele ediyordum.
- Perhaps he missed the train.
- Belki de treni kaçırmıştır.
- I almost missed the train.
- Neredeyse treni kaçırıyordum.
- I ran to the station not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için istasyona koştum.
- We almost missed the train.
- Biz neredeyse treni kaçırıyorduk.
- She missed the train.
- O treni kaçırdı.
- They missed the train.
- Onlar treni kaçırdılar.
- You will miss the train, unless you start for the station at once.
- Derhal istasyona hareket etmezsen, treni kaçıracaksın.
- Be quick, or you will miss the train.
- Çabuk ol yoksa treni kaçıracaksın.
- He ran as fast as he could hoping that he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmama umuduyla var gücüyle koştu.
- If you don't hurry, you'll miss the train.
- Acele etmezsen treni kaçırırsın.
- The snow caused me to miss the train.
- Kar yüzünden treni kaçırdım.
- Damn, I missed the train again!
- Kahretsin, yine treni kaçırdım!
- I left home early because I didn't want to miss the train.
- Treni kaçırmak istemediğim için evden erken çıktım.
- She hurried to the station so as not to miss the train.
- O, treni kaçırmamak için hızla istasyona gitti.
- He may have missed the train.
- O, treni kaçırmış olabilir.
- He hurried to the station so he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.
- If you don't miss the train, you'll get there in time.
- Eğer treni kaçırmazsan oraya zamanında varırsın.
- If you don't miss the train, you'll get there on time.
- Treni kaçırmazsan oraya zamanında yetişirsin.
- Tom will miss the train.
- Tom treni kaçıracak.
- They missed the train.
- Treni kaçırdılar.
- Tom just missed the train.
- Tom az önce treni kaçırdı.
- I missed the train by thirty seconds.
- Otuz saniye ile treni kaçırdım.
- Leave now, or you'll miss the train.
- Şimdi git, yoksa treni kaçıracaksın.
- Tom will miss the train if he doesn't hurry.
- Tom acele etmezse treni kaçıracak.
- Take care not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için dikkat et.
- I didn't want to risk missing the train, so I arrived at the station an hour early.
- Treni kaçırma riskini almak istemedim, bu yüzden istasyona bir saat erken geldim.
- My brother missed the train because he got up too late.
- Kardeşim geç kalktığı için treni kaçırdı.
- Tom would have missed the train if he had stopped to buy a chocolate bar.
- Tom çikolata almak için dursaydı treni kaçıracaktı.
- Tom ran as fast as he could hoping that he wouldn't miss the train.
- Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- You'd better hurry, otherwise you'll miss the train.
- Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın.
- If you don't miss the train, you'll get there in time.
- Treni kaçırmazsan, zamanında varırsın.
- Don't miss the train this afternoon!
- Bu öğleden sonra treni kaçırma!
- She was anxious lest she might miss the train.
- O, tren kaçırabilir diye endişeliydi.
- Tom ran as fast as he could hoping that he wouldn't miss the train.
- Tom treni kaçırmamak için koşabildiği kadar hızlı koştu.
- You will miss the train.
- Treni kaçıracaksın.
- You will miss the train, unless you start for the station at once.
- Hemen istasyona doğru yola çıkmazsan treni kaçıracaksın.
- She was worried that she might miss the train.
- Treni kaçırabileceği için endişeliydi.
- I left home early so I wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.
- I left home early so I wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için evden erken çıktım.
- Tom missed the train by three minutes.
- Tom üç dakikayla treni kaçırdı.
- I missed the train by a minute.
- Bir dakika ile treni kaçırdım.
- Damn, I missed the train again!
- Lanet olsun, ben yine treni kaçırdım!
- We almost missed the train.
- Neredeyse treni kaçırıyorduk.
- If I miss the train, I'll get on the bus.
- Treni kaçırırsam, otobüse bineceğim.
- Tom hurried so he wouldn't miss the train.
- Tom treni kaçırmamak için acele etti.
- He hurried so he wouldn't miss the train.
- O da treni kaçırmamak için acele etti.
- He just missed the train.
- Az önce treni kaçırdı.
- They just missed the train.
- Onlar az önce treni kaçırdı.
- I missed the train by only one minute.
- Ben, sadece bir dakika ile treni kaçırdım.
- Hurry up or you'll miss the train.
- Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- We must leave the hotel before 10 a.m., otherwise we will miss the train for Miami.
- Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, yoksa Miami trenini kaçıracağız.
- He may have missed the train.
- Treni kaçırmış olabilir.
- I ran as fast as I could, but I missed the train.
- Koşabildiğim kadar hızlı koştum ama treni kaçırdım.
- He would have missed the train if he had stopped to buy a newspaper.
- Gazete almak için dursaydı treni kaçıracaktı.
- Don't miss the train this afternoon!
- Bu öğleden sonraki treni kaçırmayın!
- If you don't want to miss the train, you'd better hurry.
- Treni kaçırmak istemiyorsan acele etsen iyi olur.
- I almost missed the train.
- Az daha treni kaçırıyordum.
- She may have missed the train.
- Treni kaçırmış olabilir.
- They may have missed the train.
- Onlar treni kaçırmış olabilirler.
- You just missed the train, didn't you?
- Treni kaçırdın, değil mi?
- Beware lest you should miss the train.
- Treni kaçırmamak için dikkatli olun.
- He left home early in the morning so he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için sabah erkenden evden çıktı.
- She was worried that she might miss the train.
- Treni kaçırabileceğinden endişeliydi.
- I missed the train.
- Treni kaçırdım.
- If you don't miss the train, you'll get there on time.
- Treni kaçırmazsan, oraya zamanında varırsın.
- We nearly missed the train.
- Neredeyse treni kaçırıyorduk.
- Hurry up, or you will miss the train.
- Acele et yoksa treni kaçırırsın.
- He ran as fast as he could hoping that he wouldn't miss the train.
- Treni kaçırmamak için koşabildiği kadar hızlı koştu.
- I just missed the train.
- Treni kaçırdım.
- I arrived too late and missed the train.
- Çok geç geldim ve treni kaçırdım.
- Run faster, otherwise you will miss the train.
- Daha hızlı koş, yoksa treni kaçıracaksın.
- I missed the train by only a few minutes.
- Ben sadece birkaç dakika ile treni kaçırdım.
- Yesterday he missed the train to Sapporo.
- Dün Sapporo'ya giden treni kaçırdı.
- When was the last time you missed the train?
- En son ne zaman treni kaçırdın?
- He missed the train by one minute.
- Bir dakika ile treni kaçırdı.
- He took a taxi in order not to miss the train.
- Treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.
- Leave now, or you'll miss the train.
- Hemen yola çık, yoksa treni kaçıracaksın.
- I just missed the train.
- Ben az önce treni kaçırdım.
- You'll miss the train.
- Treni kaçıracaksın.
- Sorry, I missed the train.
- Üzgünüm, treni kaçırdım.
- We must leave the hotel before 10 a.m., otherwise we will miss the train for Miami.
- Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.
- If we miss the train, we'll go by bus.
- Treni kaçırırsak, otobüsle gideriz.
- We hurried to the station only to miss the train.
- Aceleyle istasyona gittik ama treni kaçırdık.
- It is certain that he missed the train.
- Treni kaçırdığı kesin.
Show More (142)
|
