|
- After a month, however, there was still only a handful of observers.
- Ancak bir ay sonra hala sadece bir avuç gözlemci vardı.
- It could have received it a month or two earlier.
- Bir ya da iki ay önce alabilirdi.
- We all, of course, believe it is important for the ASEM meeting in Copenhagen at the end of the month to be a success.
- Elbette hepimiz ay sonunda Kopenhag'da yapılacak ASEM toplantısının başarılı olmasının önemli olduğuna inanıyoruz.
- It was on 23 October, not even a month ago, that we discussed, here in this Parliament, the human rights situation.
- 23 Ekim'de, daha bir ay bile olmadı, burada, bu Parlamento'da insan hakları durumunu tartıştık.
- If the child is handicapped, whether mentally or physically, it can be aborted up to the ninth month.
- Eğer çocuk zihinsel ya da fiziksel olarak engelliyse, dokuzuncu aya kadar kürtaj yapılabilir.
- I said a month ago that this was a European disaster and requested a European response.
- Bir ay önce bunun bir Avrupa felaketi olduğunu söylemiş ve bir Avrupa müdahalesi talep etmiştim.
- In 1993 Burundi's Hutu President was assassinated and within a month over 100,000 civilians were killed.
- 1993 yılında Burundi'nin Hutu Devlet Başkanı suikasta uğradı ve bir ay içinde 100.000'den fazla sivil öldürüldü.
- One month later, the Intifada was resumed.
- Bir ay sonra İntifada yeniden başladı.
- One month before the deadline and we only have two countries with the legislation.
- Son tarihe bir ay kaldı ve mevzuatı hazırlayan sadece iki ülke var.
- You see, abortion is legal – up to the third month in Austria.
- Gördüğünüz gibi Avusturya'da kürtaj üçüncü aya kadar yasal.
- In 2004, elections to the Greater London Authority are due to take place one month before the European elections.
- 2004 yılında Büyük Londra İdaresi seçimleri Avrupa seçimlerinden bir ay önce yapılacaktır.
- I should first of all like to say that this report comes at least one month, maybe many months, too late.
- Öncelikle bu raporun en az bir ay, belki de birçok ay geç geldiğini söylemek isterim.
- A day, a week, a month?
- Bir gün mü, bir hafta mı, bir ay mı?
- One month later, consumption has fallen by 27%, and exports have halved.
- Bir ay sonra tüketim %27 oranında düşmüş ve ihracat yarı yarıya azalmıştır.
- The new electronic communications regulatory framework entered into force a month ago on 24 April.
- Yeni elektronik iletişim düzenleyici çerçevesi bir ay önce 24 Nisan'da yürürlüğe girmiştir.
- You said that the Treaty would be signed within a month.
- Antlaşmanın bir ay içinde imzalanacağını söylediniz.
- In the space of a month and a half it will now also be possible for them to lower their charges to a standard level.
- Bir buçuk ay içinde artık ücretlerini standart bir seviyeye indirmeleri de mümkün olacak.
- It was a slightly hectic month.
- Biraz hareketli bir aydı.
- Then we'll be in the clear for another month.
- O zaman bir ay daha tehlikede olmayız.
- Then we'll be in the clear for another month.
- O zaman bir ay daha şüphe çekmemiş oluruz.
- He came in and bought out a room for the whole month.
- Geldi ve bir ay boyunca bir oda satın aldı.
- I agree a month probably will go fast.
- Bir ayın muhtemelen çabucak geçeceğine katılıyorum.
- I agree a month probably will go fast.
- Bir ayın muhtemelen hızla geçeceğine katılıyorum.
- Drink this soup once a day for about one month.
- Yaklaşık bir ay boyunca bu çorbadan günde bir defa için.
- After a whole month, I never laid a hand on her.
- Sonraki bir ay boyunca ona elimi bile sürmedim.
- Just pay the minimum and live to fight another month.
- Sadece asgari tutarı ödeyin ve bir ay daha geçim mücadelesi vermek için yaşayın.
- Take three of these pills a day for just a month.
- Sadece bir ay boyunca bu haplardan günde üç tane alın.
- Just pay the minimum and live to fight another month.
- Asgarisini ödeyip bir ay daha geçim mücadelesi vermek için yaşayacaksın.
- After a whole month, I never laid a hand on her.
- Bir ay geçmesine rağmen ona asla dokunmadım.
- He came in and bought out a room for the whole month.
- Buraya geldi ve bir ay boyunca bir oda kiraladı.
- We aim to process any complaint or objection within one month.
- Tüm şikayet ve itirazları bir ay içinde işleme almayı hedefliyoruz.
- I need to do this three times a day for a month.
- Bir ay boyunca günde üç kez bunu yapmam gerekiyor.
- After a whole month, I never laid a hand on her.
- Bir ay boyunca ona elimi bile sürmedim.
- He came in and bought out a room for the whole month.
- Geldi ve bütün bir ay için bir oda satın aldı.
- Half a month ago, Zhao Yufei had stunned both the Qiu and Xin family, causing the two to lose face.
- Yarım ay önce, Zhao Yufei hem Qiu hem de Xin ailesini şaşkına çevirmiş ve ikisinin de itibar kaybetmesine neden olmuştu.
- Just pay the minimum and live to fight another month.
- Sen asgari miktarı öde ve diğer ay da geçinebilmek için hayatta kal.
- And the ark rested in the seventh month, on the seventeenth day of the month, upon the mountains of Ararat.
- Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde, Ararat dağlarının üzerine oturdu.
- I bought it a month ago.
- Bir ay önce aldım.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ayın sonundan önce programımı düzenlemek zorundayım.
- We offered Tom a month's severance pay.
- Tom'a bir ay kıdem tazminatı önerdik.
- My life would probably have been quite different if I had been born a month later.
- Bir ay sonra doğmuş olsaydım hayatım muhtemelen çok farklı olurdu.
- They were born one month apart in 1970.
- 1970 yılında bir ay arayla doğdu.
- A month has already passed.
- Bir ay çoktan geçti.
- Today is the second day of the month.
- Bugün ayın ikinci günü.
- Tom is usually broke by the end of the month.
- Tom genellikle ay sonuna kadar beş parasız kalır.
- I'll stay here a whole month.
- Bütün bir ay burada kalacağım.
- I was in Boston about a month ago.
- Yaklaşık bir ay önce Boston'daydım.
- My favorite month is October.
- En sevdiğim ay Ekim.
- You have to wait for one month at least.
- En az bir ay beklemek zorundasın.
- You always seem to be broke by the end of the month.
- Sen ayın sonuna doğru her zaman meteliksiz görünüyorsun.
- More than 30 water buffalo have died in the past month and many more are threatened with disease as the water level falls.
- Geçtiğimiz ay 30'dan fazla su bufalosu öldü ve su seviyesi düştükçe çok daha fazlası hastalık tehdidi altında.
- I will be back to join you in one month.
- Bir ay içinde size katılmak için geri döneceğim.
- I spent a one month holiday in Japan and it was wonderful.
- Bir ay tatilimi Japonya'da geçirdim ve bu harikaydı.
- I thought a lot about you this past month.
- Geçen ay senin hakkında çok düşündüm.
- Tom was born a month premature.
- Tom bir ay erken doğmuştu.
- I bought it a month ago.
- Bunu bir ay önce aldım.
- We need to pay our rent by the end of the month.
- Ayın sonuna kadar kiramızı ödememiz gerekiyor.
- He postponed leaving for Hokkaido until next month.
- Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.
- Tom and Mary first met a month ago.
- Tom ve Mary ilk kez bir ay önce tanıştılar.
- You haven't paid your rent in a month, have you?
- Bir ay içinde kiranı ödemedin, değil mi?
- His book was published just one month ago, and it has already sold thousands of copies.
- Kitabı sadece bir ay önce yayınlandı ve şimdiden binlerce kopya sattı.
- I'll be in Boston about a month or so.
- Yaklaşık bir aya kadar Boston'da olacağım.
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır dayımla yaşıyorum.
- Nobody's seen her in a month.
- Bir ay içinde hiç kimse onu görmedi.
- He will have spent all his money by the end of the month.
- Ay sonuna kadar bütün parasını harcamış olacak.
- I promise I'll do that before the end of the month.
- Söz veriyorum, ay sonundan önce bunu yapacağım.
- Tell me the name of the ninth month.
- Bana dokuzuncu ayın adını söyle.
- My life would probably have been quite different if I had been born a month later.
- Ben bir ay sonra doğmuş olsaydım hayatım muhtemelen oldukça farklı olurdu.
- I promise to pay back the money I owe you by the end of the month.
- Size ödemem gereken parayı ay sonuna kadar geri ödeyeceğime söz veriyorum.
- Ramadan is our holy month.
- Ramazan bizim kutsal ayımızdır.
- I've been trying to reach Tom for a month.
- Bir aydır Tom'a ulaşmaya çalışıyorum.
- After breaking up with his girlfriend he moped around the house for a whole month.
- Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra bir ay boyunca evin içinde aylak aylak dolaştı.
- A month has already passed.
- Bir ay geçti bile.
- A month has passed and the work has made little progress.
- Bir ay geçti ve iş biraz ilerleme kaydetti.
- Nobody's seen Tom in a month.
- Bir ay içinde kimse Tom'u görmedi.
- I'm usually broke by the end of the month.
- Ayın sonuna kadar genellikle meteliksizim.
- It took me a month to get over my cold.
- Soğuk algınlığımı atlatmam bir ayımı aldı.
- Tom will be evicted at the end of the month.
- Tom ay sonunda tahliye edilecek.
- You'll no longer remember such minor details after a month or two.
- Bir ya da iki ay sonra böyle küçük ayrıntıları artık hatırlamayacaksınız.
- I made hotel reservations one month in advance.
- Bir ay önceden otel rezervasyonu yaptırdım.
- I've been here a month now.
- Bir aydır buradayım.
- What day of the month is it?
- Bugün ayın kaçı?
- The refugees in that camp have been living from hand to mouth for a month.
- O kamptaki mülteciler bir aydır kıt kanaat geçinmektedirler.
- We've only been dating for a month.
- Biz sadece bir aydır flört ediyoruz.
- You need to read at least one book per month.
- Her ay en az bir kitap okuman lazım.
- The month before Christmas is a very busy time of year for stores.
- Noel'den önceki ay mağazalar için yılın çok yoğun bir dönemidir.
- I'll be back in a month.
- Bir ay içinde geri geleceğim.
- Come back within a month.
- Bir ay içinde geri gel.
- What is the current month?
- İçinde bulunduğumuz ay nedir?
- A month has passed and the work has made little progress.
- Bir ay geçti ve iş çok az ilerleme kaydetti.
- We have to pay our rent by the end of the month.
- Ay sonuna kadar kiramızı ödemeliyiz.
- Come back in a month.
- Bir ay içinde dön.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki ilk bir ay boyunca sıvıları sadece pipetle içebildi.
- After breaking up with his girlfriend he moped around the house for a whole month.
- Kız arkadaşından ayrıldıktan sonra bir ay boyunca evin içinde dolaştı.
- He was hospitalized after eating only fruit for one month.
- O bir ay boyunca sadece meyve yedikten sonra hastaneye kaldırıldı.
- I'm having a wedding in a month.
- Bir ay içinde bir düğün düzenliyorum.
- They were born one month apart in 1970.
- 1970'te bir ay arayla doğdular.
- A lot can happen in a month.
- Bir ay içinde çok şey olabilir.
- I did twenty-five projects in just one month.
- Sadece bir ay içinde yirmi beş proje yaptım.
- I have so little money at the end of the month.
- Ay sonuna çok az param var.
- After almost a month I still remember the word.
- Neredeyse bir ay sonra hala kelimeyi hatırlıyorum.
- My birthday is one month from today.
- Doğum günüm bir ay sonra.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis memuru neredeyse bir aydır çalınan malları arıyor.
- Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.
- Bir ay boyunca bir damla yağmur yağmadı, bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
- It took a month.
- O bir ay aldı.
- She has worn the same hat for a month.
- Bir ay boyunca aynı şapkayı taktı.
- The month is drawing to an end.
- Ay sona ermek üzere.
- Tom still hasn't paid last month's rent.
- Tom hâlâ geçen ayın kirasını ödemedi.
- I gave myself a month.
- Kendime bir ay verdim.
- Nobody's seen you in a month.
- Bir ay içinde hiç kimse sizi görmedi.
- What's your favorite month?
- En sevdiğiniz ay hangisi?
- Sam has promised to pay the money at the end of the month.
- Sam, parayı ay sonunda ödeyeceğine söz verdi.
- I've waited for a month.
- Bir aydır bekliyorum.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
- Kiranı her zaman ayın ilk günü ödemen gerekiyor.
- Tom went to Boston a month ago.
- Tom bir ay önce Boston'a gitti.
- I have known George for a month.
- George'u bir aydır tanıyorum.
- We've still got a month left.
- Hâlâ bir ayımız var.
- I'll be in Boston about a month or so.
- Yaklaşık bir ay kadar Boston'da olacağım.
- The preceding month was very rainy.
- Önceki ay çok yağmurluydu.
- In the second month, the seven and twentieth day of the month, the earth was dried.
- İkinci ayın yedinci ve yirminci günlerinde yeryüzü kurudu.
- I need to be in Boston all month.
- Bütün ay Boston'da olmalıyım.
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır amcamla beraber yaşıyorum.
- What month is this?
- Bu hangi aydır?
- After a month or two, you won't remember such minor details.
- Bir ya da iki ay sonra böyle küçük ayrıntıları hatırlamayacaksınız.
- I've decided to leave my work at the end of the month.
- Ay sonunda işimden ayrılmaya karar verdim.
- Tom can expect to hear from us by the end of the month.
- Tom gelecek ayın sonuna kadar bizden haber almayı bekleyebilir.
- I need to do this three times a day for a month.
- Bunu bir ay boyunca günde üç kez yapmam gerekiyor.
- Last year April was the warmest month.
- Geçen yıl nisan en sıcak aydı.
- We haven't done that in a month.
- Biz onu bir ay içinde yapmadık.
- Nobody's seen him in a month.
- Bir ay içinde hiç kimse onu görmedi.
- I will try to pay what I owe by the end of the month.
- Ay sonuna kadar borcumu ödemeye çalışacağım.
- The exhibition will be open for another month.
- Sergi bir ay daha açık olacak.
- See you in a month.
- Bir ay sonra görüşürüz.
- It's a promising month but you should pay attention!
- Umut verici bir ay ama dikkat etmelisiniz!
- One month after he had become ill, he died.
- O, hasta olduktan bir ay sonra öldü.
- April is the cruellest month.
- Nisan en acımasız aydır.
- This window has been broken for a month.
- Bu pencere bir aydır kırık.
- It's impossible to learn English in a month.
- Bir ay içinde İngilizce öğrenmek imkansızdır.
- In a month, the weather won't be as hot as it is now.
- Bir ay içinde, hava şimdi olduğu kadar sıcak olmayacak.
- October was a busy month.
- Ekim yoğun bir aydı.
- You said you won't touch beer for a month.
- Bir ay için biraya dokunmayacağını söylemiştin.
- I thought Tom dumped Mary a month ago.
- Tom'un bir ay önce Mary'yi terk ettiğini sandım.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi.
- Tom fell ill and within a month he was dead.
- Tom hastalandı ve bir ay içinde öldü.
- He said he had seen her a month before.
- Onu bir ay önce gördüğünü söyledi.
- I got suspended for a month.
- Bir ay uzaklaştırma aldım.
- For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.
- Kazadan sonraki ilk bir ay boyunca sadece pipetle sıvı içebildi.
- I'm usually broke by the end of the month.
- Genelde ay sonuna kadar beş parasız kalmış olurum.
- For nearly a month, Tom hovered between life and death.
- Neredeyse bir aydır, Tom hayatla ölüm arasında gidip geldi.
- What month is this?
- Hangi aydayız?
- He has been on sick leave for a month now.
- Şimdi bir aydır hastalık izninde.
- Sam has promised to pay the money at the end of the month.
- Sam, ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.
- I need to be in Boston all month.
- Bütün ay Boston'da olmam gerekiyor.
- Please send this document before the end of the month.
- Lütfen bu belgeyi ay sonundan önce gönderin.
- Layla died a month later.
- Layla bir ay sonra öldü.
- I will be back to join you in one month.
- Bir ay içinde size katılmak için döneceğim.
- July 2016 was the hottest month on record.
- Temmuz 2016 kaydedilen en sıcak aydı.
- You still owe me last month's rent.
- Bana hâlâ geçen ayın kirasını borçlusun.
- I thought I had a month to finish this.
- Bunu bitirmek için bir ayım var sanmıştım.
- One month after he had become ill, he died.
- Hastalandıktan bir ay sonra öldü.
- You always seem to be broke by the end of the month.
- Ay sonuna kadar hep beş parasız kalıyor gibisin.
- We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ay sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.
- In the past month, three houses, all in good condition, have been torn down.
- Geçtiğimiz ay, hepsi de iyi durumda olan üç ev yıkıldı.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü ayın adı Nisan.
- She took advantage of our hospitality and stayed a whole month without paying us anything.
- Misafirperverliğimizden faydalandı ve bize hiçbir şey ödemeden bir ay kaldı.
- You said you won't touch beer for a month.
- Bir ay boyunca biraya dokunmayacağını söylemiştin.
- Tom has promised to pay back the money he owes by the end of the month.
- Tom ay sonuna kadar borcunu ödeyeceğine söz verdi.
- The refugees in that camp have been living from hand to mouth for a month.
- O kamptaki mülteciler bir aydır kıt kanaat geçiniyorlar.
- It's a promising month but you should pay attention!
- Gelecek vaat eden bir ay ama dikkatli olmalısın!
- I have not heard from her for a month.
- Bir aydır ondan haber alamıyorum.
- We need to pay our rent by the end of the month.
- Ay sonuna kadar kiramızı ödememiz gerekiyor.
- January is usually the coldest month.
- Ocak, genelde en soğuk aydır.
- I had been in the army for a month when the war ended.
- Savaş sona erdiğinde bir aydır ordudaydım.
- He's always broke at the end of the month.
- Ay sonunda hep beş parasızdır.
- In the past month, three houses, all in good condition, have been torn down.
- Geçen ay içinde, hepsi iyi durumda olan üç ev yıkıldı.
- I received notification that we must move out in one month.
- Bir ay içinde taşınmamız gerektiğine dair bir bildirim aldım.
- Couldn't you wait another month to come?
- Gelmek için bir ay daha bekleyemez misiniz?
- I decided to leave my job at the end of the month.
- Ay sonunda işimi bırakmaya karar verdim.
- I waited a month.
- Bir ay bekledim.
- The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 arttı.
- I'll stay here all month.
- Bütün ay burada kalacağım.
- I hope you don't have to stay in Boston all month.
- Umarım bütün ay Boston'da kalmak zorunda kalmazsın.
- He would die within a month.
- Bir ay içinde ölecekti.
- She has worn the same hat for a month.
- Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.
- I'll stay here a whole month.
- Bir ay boyunca burada kalacağım.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
- Freddy son bir aydır gece vardiyasında çalışıyor, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarının hiçbirini göremiyor.
- The month is drawing to an end.
- Ayın sonu geliyor.
- The president was visiting France that month.
- Başkan o ay Fransa'yı ziyaret ediyordu.
- Tom has had a busy month.
- Tom yoğun bir ay geçirdi.
- He stayed in London over a month.
- Bir ay boyunca Londra'da kaldı.
- Layla died a month later.
- Leyla bir ay sonra öldü.
- I'm having a wedding in a month.
- Bir ay içinde düğünüm var.
- He went to London a month ago.
- Bir ay önce Londra'ya gitti.
- Which month is it now?
- Şimdi hangi aydayız?
- I promise I'll do that before the end of the month.
- Ben onu ay sonundan önce yapacağıma söz veririm.
- I received notification that we must move out in one month.
- Bir ay içinde taşınmamız gerektiğine dair bildirim aldım.
- Tom plans to move to Boston before the end of the month.
- Tom ay sonundan önce Boston'a taşınmayı planlıyor.
- I've only been here for a month.
- Sadece bir aydır buradayım.
- She looked after my dog for a month.
- O bir ay boyunca benim köpeğime baktı.
- We have to pay our rent by the end of the month.
- Ayın sonuna kadar kiramızı ödemek zorundayız.
- I'll be back in a month.
- Bir ay içinde döneceğim.
- Next Monday, she'll have been in the hospital for a month.
- Gelecek pazartesi, o bir aydır hastanede olacak.
- The child was born a month ago, but still has no name.
- Çocuk bir ay önce doğdu ama hala bir ismi yok.
- He's been out of work for a month.
- Bir aydır işsiz.
- They won't be ready for another month.
- Onlar bir ay daha hazır olmazlar.
- Tom will be evicted at the end of the month.
- Tom ay sonunda tahliye edilecektir.
- My birthday's not for another month.
- Doğum günüme yaklaşık bir ay var.
- Layla spent 8,000 pounds on clothing that month.
- Layla o ay giyim için 8,000 pound harcadı.
- He's trying to learn Spanish in a month.
- O bir ay içinde İspanyolca öğrenmeye çalışıyor.
- The month is drawing to an end.
- Ayın sonuna yaklaşıyoruz.
- It is utterly impossible to finish the work within a month.
- İşi bir ay içinde bitirmek kesinlikle imkansız.
- He's been out of work for a month.
- O bir aydır işsiz.
- They had been without supplies for almost a month.
- Neredeyse bir aydır erzaksızlardı.
- Tom decided that he would have to visit Mary before the end of the month.
- Tom ay sonundan önce Mary'yi ziyaret etmesi gerektiğine karar verdi.
- That was a month ago.
- O bir ay önceydi.
- We pay our bills at the end of the month.
- Faturalarımızı ay sonunda öderiz.
- July 2016 was the hottest month on record.
- Temmuz 2016 kayıtlara geçen en sıcak ay oldu.
- In a month, the weather won't be as hot as it is now.
- Bir ay içinde hava şimdiki kadar sıcak olmayacak.
- How much was it costing you per month to send Tom to boarding school?
- Tom'u yatılı okula göndermek sana her ay ne kadara mal oluyordu?
- A sprained ankle disabled him from walking for a month.
- Burkulan bir ayak bileği onu bir ay yürümekten alıkoydu.
- She's been in the hospital for a month.
- Bir aydır hastanedeymiş.
- The index advanced to 120.5, up 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 artışla 120,5'e yükseldi.
- Ramadan is our holy month.
- Ramazan bizim için kutsal bir ay.
- For nearly a month, Tom hovered between life and death.
- Tom yaklaşık bir ay boyunca ölümle yaşam arasında gidip geldi.
- I have to pay all these bills by the end of the month.
- Ay sonuna kadar tüm bu faturaları ödemek zorundayım.
- There were two cases of murder per month.
- Her ay iki cinayet vakası vardı.
- You're supposed to always pay your rent on the first of the month.
- Her zaman ayın ilk günü kiranı ödemen gerekiyor.
- She once proudly stated that she was going to lose 5 kilos of fat in a single month.
- Bir keresinde gururla bir ay içinde 5 kilo yağ kaybedeceğini söylemişti.
- I thought Tom was planning on staying for a month.
- Tom'un bir ay kalmayı planladığını sanıyordum.
- It's about one month.
- Yaklaşık bir ay.
- You still owe me last month's rent.
- Geçen ayın kirasını daha ödemedin bana.
- Tom has promised to pay back the money he owes by the end of the month.
- Tom ödünç aldığı parayı ayın sonuna kadar geri ödeyeceğine söz verdi.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
- Freddy, geçen ay gece vardiyasında çalışıyor, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından hiçbirini göremiyor.
- He said he had seen her a month before.
- Bir ay önce onu gördüğünü söyledi.
- Please send this document before the end of the month.
- Lütfen ayın sonundan önce bu belgeyi gönder.
- I've rented a room in Boston for a month.
- Boston'da bir ay için bir oda kiraladım.
- I get paid at the end of the month.
- Bana ayın sonunda ödeme yapılır.
- The month is drawing to an end.
- Ay, sona eriyor.
- I'll give my son a computer by the end of the month.
- Ben ay sonunda oğluma bir bilgisayar vereceğim.
- What month is your birthday?
- Hangi ay senin doğum günün?
- I get paid at the end of the month.
- Ay sonunda maaşımı alıyorum.
- Tom is always broke by the end of the month.
- Tom ay sonuna kadar hep meteliksiz kalır.
- My birthday's not for another month.
- Doğum günüme daha bir ay var.
- I will live with my uncle for a month.
- Bir ay amcamla yaşarım.
- Tell Tom that I'll be in Australia all month.
- Tom'a bütün ay Avustralya'da olacağımı söyle.
- What's your favorite month?
- En sevdiğin ay hangisi?
- January is usually the coldest month.
- Ocak, genellikle en soğuk aydır.
- Tom and Mary first met a month ago.
- Tom ve Mary ilk kez bir ay önce tanıştı.
- You have to wait for one month at least.
- En az bir ay beklemeniz gerekiyor.
- Tell me the name of the ninth month.
- Bana dokuzuncu ayın adını söyleyin.
- My birthday is one month from today.
- Doğum günüm bugünden bir ay sonra.
- I'm always broke by the end of the month.
- Ay sonuna kadar hep meteliksiz kalmış olurum.
- In the second month, the seven and twentieth day of the month, the earth was dried.
- İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tamamen kurumuştu.
- Come back in a month.
- Bir ay sonra gel.
- Tom has been busy all month.
- Tom bütün ay meşguldü.
- I thought Tom dumped Mary a month ago.
- Tom'un Mary'yi bir ay önce terk ettiğini sanıyordum.
- Tom still has one more month to go before he graduates.
- Tom'un mezun olmasına daha bir ay var.
- His doctoral thesis must be submitted to the professor by the end of the month.
- Doktora tezini ay sonuna kadar profesöre teslim etmesi gerekiyor.
- I'm going to be here all month.
- Bütün ay burada olacağım.
- That was a month ago.
- Bu bir ay önceydi.
- She's been in the hospital for a month.
- Bir aydır hastanede.
- Layla spent 8,000 pounds on clothing that month.
- Leyla o ay giyimine 8.000 pound harcadı.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
- Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- You need to read at least one book per month.
- Her ay en az bir kitap okumalısın.
- Couldn't you wait another month to come?
- Gelmek için bir ay daha bekleyemedin mi?
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır amcamla yaşıyorum.
- I have not heard from her for a month.
- Ben bir ay boyunca ondan haber almadım.
- Tom still hasn't paid last month's rent.
- Tom geçen ayın kirasını hâlâ ödemedi.
- The month after next is December.
- Bir sonraki ay Aralık.
- The translation will be ready by the end of the month.
- Tercüme ay sonuna kadar hazır olur.
- You're a month behind with your rent.
- Kiranızı bir ay geciktirdiniz.
- He's trying to learn Spanish in a month.
- Bir ay içinde İspanyolca öğrenmeye çalışıyor.
- I'll pay you at the end of the month.
- Ay sonunda sana ödeme yapacağım.
- I have to pay all these bills by the end of the month.
- Ay sonuna kadar bütün bu faturaları ödemek zorundayım.
- I've been living with my uncle for a month.
- Bir aydır dayımın yanında yaşamaktayım.
- Jack and Betty have been going steady for a month.
- Jack ve Betty bir aydır birlikteler.
- We've only been dating for a month.
- Sadece bir aydır çıkıyoruz.
- And the ark rested in the seventh month, on the seventeenth day of the month, upon the mountains of Ararat.
- Gemi yedinci ayın on yedinci günü Ararat Dağları'na oturdu.
- How many books do you read per month?
- Her ay kaç tane kitap okursun?
- I promise to pay back the money I owe you by the end of the month.
- Sana olan borcumu ay sonuna kadar ödeyeceğime söz veriyorum.
- The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre %4 oranında yükseldi.
- I promise not to touch my bicycle for a whole month.
- Bir ay boyunca bisikletime dokunmayacağıma söz veriyorum.
- He was hospitalized after eating only fruit for one month.
- Bir ay boyunca sadece meyve yedikten sonra hastaneye kaldırıldı.
- I am usually able to read eight books in a month.
- Genellikle bir ay içinde sekiz kitap okuyabiliyorum.
- Tom was born a month premature.
- Tom bir ay erken doğdu.
- February is the only month in the year where there are less than thirty days.
- Şubat, yıl içinde otuz günden az gün olan tek aydır.
- I plan to give my son a computer at the end of the month.
- Ay sonunda oğluma bir bilgisayar vermeyi planlıyorum.
- This is the highest selling book of the month.
- Bu, ayın en çok satan kitabı.
- What is the current month?
- Şu an hangi aydayız?
- I haven't eaten vegetables for a month.
- Bir aydır sebze yemedim.
- I promise not to touch my bicycle for a whole month.
- Bir ay boyunca bisikletime dokunmamaya söz veriyorum.
- I thought I had a month to finish this.
- Bunu bitirmek için bir ayım olduğunu düşündüm.
- He would die within a month.
- O, bir ay içinde ölecekti.
- Tom's family often runs out of food near the end of the month.
- Tom'un ailesinin yiyeceği genellikle ay sonuna doğru biter.
- Our rent is going up next month.
- Kiramıza bir dahaki ay zam geliyor.
- This is the highest selling book of the month.
- Bu ayın en çok satan kitabı.
- Tom is always broke by the end of the month.
- Tom ayın sonuna kadar her zaman züğürt.
- You're a month behind in your rent.
- Kiranı bir ay geciktirdin.
- I'll pay you at the end of the month.
- Ay sonunda ödeyeceğim.
- We have a month to learn all these songs.
- Tüm bu şarkıları öğrenmek için bir ayımız var.
- April is the month when the flowers bloom.
- Nisan çiçeklerin açtığı aydır.
- You're a month behind with your rent.
- Kiranı bir ay geciktirdin.
- The fourth month is called April.
- Dördüncü aya nisan denilir.
- Tom has to move out of his apartment by the end of the month.
- Tom ay sonuna kadar evinden taşınmak zorunda.
- I had been in the army for a month when the war ended.
- Savaş bittiğinde, bir aydır ordudaydım.
- The lady moved here a month ago.
- Kadın buraya bir ay önce taşındı.
- Please turn in the report by the end of the month.
- Lütfen raporu ay sonuna kadar teslim edin.
- He has been on sick leave for a month now.
- Bir aydır hastalık izninde.
- The child was born a month ago, but still has no name.
- Çocuk bir ay önce doğdu, ancak hâlâ adı yok.
- I made hotel reservations one month in advance.
- Otel rezervasyonlarını bir ay önceden yaparım.
- She looked after my dog for a month.
- Bir ay boyunca köpeğime baktı.
- I'll quit my job at the end of the month.
- Ay sonunda işimden ayrılacağım.
- He will have spent all his money by the end of the month.
- Ay sonuna kadar tüm parasını harcamış olacak.
- I have to organize my schedule before the end of the month.
- Ay sonundan önce programımı düzenlemeliyim.
- Tom can expect to hear from us by the end of the month.
- Tom ay sonuna kadar bizden haber bekleyebilir.
- I got suspended for a month.
- Bir ay için askıya alındım.
- After a month or two, you won't remember such minor details.
- Bir veya iki ay sonra, bu tür küçük ayrıntıları hatırlamayacaksınız.
- Next Monday, she'll have been in the hospital for a month.
- Önümüzdeki Pazartesi günü, bir aydır hastanede olacak.
- I've waited for a month.
- Bir ay boyunca bekledim.
- The translation will be ready by the end of the month.
- Çeviri ayın sonuna kadar hazır olacak.
- A sprained ankle disabled him from walking for a month.
- Burkulan ayak bileği bir ay boyunca yürümesini engelledi.
- I'll give my son a computer by the end of the month.
- Ay sonuna kadar oğluma bir bilgisayar vereceğim.
- We need to vacate the house by the end of the month at the latest.
- En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.
- After almost a month I still remember the word.
- Neredeyse bir ay sonra ben hala kelimeyi hatırlıyorum.
- The exhibition will be open for another month.
- Sergi bir ay daha açık kalacak.
- I decided to leave my job at the end of the month.
- Ay sonunda işimden ayrılmaya karar verdim.
- I spent a month in Boston.
- Boston'da bir ay geçirdim.
- He will go there next month.
- Bir dahaki ay oraya gidecek.
- The lady moved here a month ago.
- Hanımefendi, bir ay önce buraya taşındı.
- I haven't eaten vegetables for a month.
- Ben bir ay boyunca sebze yemedim.
- Please turn in the report by the end of the month.
- Lütfen ayın sonuna kadar raporu teslim edin.
Show More (328)
|
