|
- All students were invited to participate in the project.
- Tüm öğrenciler projeye katılmaları için davet edildi.
- The Prime Minister has explained to us that the candidate states will participate.
- Başbakan bize aday ülkelerin katılacağını açıkladı.
- The Commission will participate as an observer.
- Komisyon gözlemci olarak katılacaktır.
- The Political and Security Committee decided which third countries would be invited to participate on 4 February.
- Siyasi ve Güvenlik Komitesi 4 Şubat'ta hangi üçüncü dünya ülkelerinin katılmaya davet edileceğine karar verdi.
- At the same time that would allow Members to participate more in the work of all their committees.
- Bu aynı zamanda Üyelerin tüm komitelerinin çalışmalarına daha fazla katılmalarını sağlayacaktır.
- Regardless of how successful this programme is, it must always be as open as possible for those wishing to participate.
- Bu program ne kadar başarılı olursa olsun, katılmak isteyenler için her zaman mümkün olduğunca açık olmalıdır.
- All the Member States now belong to Schengen, although the United Kingdom and Ireland only partially participate.
- Birleşik Krallık ve İrlanda'nın sadece kısmen katılmasına rağmen tüm Üye Devletler artık Schengen'e dahildir.
- The extent to which the banks will participate is an open question here.
- Bankaların ne ölçüde katılacağı burada açık bir sorudur.
- The European Parliament wanted companies to participate financially in the joint undertaking.
- Avrupa Parlamentosu şirketlerin ortak teşebbüse finansal olarak katılmasını istedi.
- In the first place, by participating on a micro level in healthcare improvement projects.
- İlk etapta sağlık hizmetlerini iyileştirme projelerine mikro düzeyde katılarak.
- The Commission participates fully in the European Union's endeavours to support human rights in Syria.
- Komisyon, Avrupa Birliği'nin Suriye'deki insan haklarını destekleme çabalarına tam olarak katılmaktadır.
- Angola, Zimbabwe and Zambia also participate without scruples in the violence in this country.
- Angola, Zimbabve ve Zambiya da bu ülkedeki şiddete hiç çekinmeden katılmaktadır.
- There will be a system in which not everyone participates, but which is nonetheless unwieldy and complicated.
- Herkesin katılmadığı ancak yine de hantal ve karmaşık bir sistem olacaktır.
- One-thousand-five-hundred non-governmental organisations are going to participate, some of which are very radical.
- Bazıları çok radikal olan bin beş yüz sivil toplum örgütü katılacak.
- All parties could participate as well as the European Union, the Council of Europe and the OSCE.
- Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve AGİT'in yanı sıra tüm partiler katılabilir.
- Thank you for extending the debate to give me a chance to get here and participate.
- Bana buraya gelme ve katılma şansı vermek için tartışmayı uzattığınız için teşekkür ederim.
- Fifthly, we must insist on the need for the United States and Russia to participate.
- Beşinci olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'nın katılması gerektiği konusunda ısrarcı olmalıyız.
- If so, when will it be held, and who will participate?
- Eğer öyleyse, ne zaman yapılacak ve kimler katılacak?
- One-thousand-five-hundred non-governmental organisations are going to participate, some of which are very radical.
- Bazıları çok radikal olan bin beş yüz sivil toplum kuruluşu katılacak.
- The Commission participates actively in the Livestock Environment and Development initiative.
- Komisyon, Hayvancılık Çevre ve Kalkınma girişimine aktif olarak katılmaktadır.
- The candidate Member States will soon be participating fully in the European structure.
- Aday Üye Devletler yakında Avrupa yapısına tam olarak katılacaklardır.
- It was stated that the new Member States will participate fully in the Intergovernmental Conference.
- Yeni Üye Devletlerin Hükümetlerarası Konferansa tam olarak katılacakları belirtildi.
- Our smaller farms participate fully in and are essential to production diversity, supply and rural development.
- Küçük çiftliklerimiz üretim çeşitliliği, tedarik ve kırsal kalkınmaya tam olarak katılır ve bunlar için gereklidir.
- When it comes to decentralisation, it is important that the Member States participate more actively in the work.
- Ademi merkeziyetçilik söz konusu olduğunda, Üye Devletlerin çalışmalara daha aktif bir şekilde katılması önemlidir.
- The aim is for these countries to participate from the beginning of 2002.
- Bu ülkelerin 2002 yılı başından itibaren katılmaları hedeflenmektedir.
- Thanks to all of you for coming, participating tonight.
- Geldiğiniz ve bu geceye katıldığınız için hepinize teşekkürler.
- Thanks to all of you for coming, participating tonight.
- Bu gece geldiğiniz ve katıldığınız için hepinize teşekkür ederim.
- The most important thing in the Olympics is not to win but to participate.
- Olimpiyatlarda en önemli şey kazanmak değil ama katılmaktır.
- Tom says he's eager to participate.
- Tom katılmak için istekli olduğunu söylüyor.
- Tom is expected to participate, too.
- Tom'un da katılması bekleniyor.
- Most people haven't participated.
- Çoğu kişi katılmadı.
- Tom says he's eager to participate.
- Tom katılmaya hevesli olduğunu söylüyor.
- Keynes participates at the Breton-Woods Conference.
- Keynes, Breton Woods Konferansı'na katılıyor.
- Adults are welcome to participate.
- Yetişkinlerin katılmasını bekliyoruz.
- Well, anyway, I liked the idea of this site and I want to participate!
- Her neyse, bu sitenin fikrini sevdim ve katılmak istiyorum!
- I hope to participate.
- Ben katılmayı umuyorum.
- Tom says he expects Mary to participate.
- Tom, Mary'nin katılmasını beklediğini söyledi.
- Tom asked to participate.
- Tom katılmak istedi.
- We ask everyone to participate.
- Biz herkesin katılmasını istiyoruz.
- Here's why I'm participating.
- İşte bu yüzden katılıyorum.
- If you want to participate, you have to register.
- Katılmak istersen, kaydolmak zorundasın.
- I persuaded my brother to participate.
- Kardeşimi katılmaya ikna ettim.
- Almost everyone participated.
- Neredeyse herkes katıldı.
- Anybody can participate.
- Herkes katılabilir.
- Tom seems to be eager to participate.
- Tom katılmak için istekli görünüyor.
- How can I participate?
- Nasıl katılabilirim?
- Here's why I'm participating.
- İşte bu nedenle katılıyorum.
- Tom seems eager to participate.
- Tom katılmaya hevesli görünüyor.
- Participate any way you can.
- Elinizden geldiğince katılın.
- I wanted to participate.
- Katılmak istedim.
- I want to participate.
- Katılmak istiyorum.
- Tom says he expects Mary to participate.
- Tom, Mary'nin de katılmasını beklediğini söyledi.
- Keynes participates at the Breton-Woods Conference.
- Keynes, Breton-Woods Konferansı'na katılır.
- I'm excited about participating.
- Katılanlar hakkında heyecanlıyım.
- Let's have everyone participate.
- Herkes katılsın.
- Tom seems to be in no mood to participate.
- Tom'un katılacak hali yok gibi görünüyor.
- I probably would've participated if I'd known about it in advance.
- Önceden bilseydim muhtemelen katılırdım.
- Tom is expected to participate.
- Tom'un katılması bekleniyor.
- Let's have everyone participate.
- Herkese katılalım.
- I hope to participate.
- Umarım katılırım.
- If you want to participate, you have to register.
- Katılmak istiyorsanız, kayıt olmalısınız.
- I probably would've participated if I'd known about it in advance.
- Bunu önceden bilseydim muhtemelen katılırdım.
- I expect Tom to participate.
- Tom'un da katılmasını bekliyorum.
- I'd like you to participate.
- Senin katılmanı istiyorum.
- Tom is eager to participate.
- Tom katılmaya hevesli.
- Tom seems to be in no mood to participate.
- Tom katılmak için havasında görünmüyor.
- Tom didn't need to participate.
- Tom'un katılmasına gerek yoktu.
- I expect Tom to participate.
- Tom'un katılmasını bekliyorum.
- I expected Tom to participate.
- Tom'un katılmasını bekliyordum.
- Tom said he expected Mary to participate.
- Tom, Mary'nin katılmasını beklediğini söyledi.
- We all participated at the party.
- Hepimiz partiye katıldık.
- Tom is eager to participate.
- Tom katılmak için istekli.
- If they want to participate they should tell him, not me.
- Katılmak istiyorlarsa ona söylemeliler, bana değil.
- Tom didn't want to participate.
- Tom katılmak istemiyordu.
- Tom didn't have to participate.
- Tom katılmak zorunda değildi.
- Most people haven't participated.
- Çoğu insan katılmadı.
- Hundreds of children participated.
- Yüzlerce çocuk katıldı.
- I'd like you to participate.
- Katılmanı istiyorum.
- Tom said he expected Mary to participate.
- Tom, Mary'nin de katılmasını beklediğini söyledi.
- Tom didn't want to participate.
- Tom katılmak istemedi.
- Anyone can participate.
- Herkes katılabilir.
- Tom seems to be eager to participate.
- Tom katılmaya hevesli görünüyor.
- Tom didn't have to participate.
- Tom'un katılmasına gerek yoktu.
- The most important thing in the Olympics is not to win but to participate.
- Olimpiyatlarda en önemli şey kazanmak değil, katılmak.
- We ask everyone to participate.
- Herkesin katılmasını istiyoruz.
- Encourage everyone to participate.
- Herkesi katılmaya teşvik edin.
- Adults are welcome to participate.
- Yetişkinler de katılabilir.
Show More (86)
|