1 |
ruler |
cetvel |
n. |
|
- The whole ruler will rotate around the center of mass.
- Cetvel bütünüyle kütle merkezinin etrafında döner.
- The whole ruler will rotate around the center of mass.
- Cetvelin tamamı kütle merkezi etrafında dönecektir.
- The whole ruler will rotate around the center of mass.
- Tüm cetvel bir bütün olarak kütle merkezi etrafında dönecek.
- Could I borrow your ruler?
- Cetvelinizi ödünç alabilir miyim?
- I need a ruler.
- Bir cetvele ihtiyacım var.
- Measure the length of the stick with a ruler.
- Bir cetvelle çubuğun uzunluğunu ölçün.
- May I borrow a ruler?
- Bir cetvel ödünç alabilir miyim?
- The ruler is short.
- Cetvel kısa.
- I need a ruler.
- Bana cetvel lazım.
- This ruler has the scale in millimeters.
- Bu cetvel milimetre cinsinden ölçeğe sahip.
- Tom borrowed my ruler.
- Tom cetvelimi ödünç aldı.
- This ruler has the scale in millimeters.
- Bu cetvel milimetre cinsinden ölçeğe sahiptir.
- Measure the length of the stick with a ruler.
- Çubuğun uzunluğunu bir cetvelle ölçün.
- The ruler is under the book.
- Cetvel kitabın altında.
- The ruler is short.
- Cetvel kısadır.
- Could I borrow your ruler?
- Cetvelini ödünç alabilir miyim?
- I borrowed Tom's ruler.
- Tom'un cetvelini ödünç aldım.
- A ruler can measure something up to twelve inches in length.
- Bir cetvel bir şeyi on iki inç uzunluğa kadar ölçebilir.
Show More (15)
|
2 |
ruler |
hükümdar |
n. |
|
- Like two powerful rulers changing places in a continual cycle.
- Sürekli bir döngü içinde yer değiştiren iki kudretli hükümdar gibi.
- Fillory has no rulers, and the only people from Earth left here now not locked in a dungeon.
- Fillory'nin hükümdarı yok ve Dünya'dan burada kalan tek insanlar da artık bir zindanda kilitli değil.
- The people will presumably elect a new ruler.
- İnsanlar muhtemelen yeni bir hükümdar seçecekler.
- They are your rulers.
- Onlar sizin hükümdarlarınız.
- He was the ruler of the Inca Empire.
- İnka İmparatorluğu'nun hükümdarıydı.
- He was the ruler of the Inca Empire.
- İnka İmparatorluğunun hükümdarı idi.
- Bow down to your new ruler.
- Yeni hükümdarınızın önünde eğilin.
- The czar was the ruler of Russia.
- Çar, Rusya'nın hükümdarıydı.
- The ruler was overthrown and banished from the country.
- Hükümdar devrildi ve ülkeden sürüldü.
- The czar was the ruler of Russia.
- Çar Rusya'nın hükümdarıydı.
- In 508BC, the ruler of Athens, Cleisthenes established ostracism to prevent the appearance of a tyrant.
- MÖ 508'de Atina'nın hükümdarı Cleisthenes, bir tiranın ortaya çıkmasını önlemek için dışlama sistemini kurdu.
- The tsar was the ruler of Russia.
- Çar, Rusya'nın hükümdarıydı.
- The Lady of the Lake was the ruler of Avalon.
- Gölün Hanımı Avalon'un hükümdarıydı.
- The peasants rose up in rebellion against the ruler.
- Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.
Show More (11)
|
3 |
ruler |
yönetici |
n. |
|
- The current ruler is concentrating all power in his own hands.
- Mevcut yönetici tüm gücü kendi elinde toplamaktadır.
- It will scarcely help us to prevent future crimes of rulers against their people.
- Yöneticilerin halklarına karşı gelecekte işleyecekleri suçları önlememize pek yardımcı olmayacaktır.
- The only people above all suspicion are the rulers of the ÅU and the USA.
- Tüm şüphelerin üzerinde olan tek kişiler AB ve ABD'nin yöneticileridir.
- The political rulers know that they can be voted out.
- Siyasi yöneticiler oyla seçilebileceklerini biliyorlar.
- Burma's rulers have driven themselves and their people into a cul-de-sac.
- Burma'nın yöneticileri kendilerini ve halklarını bir çıkmaz sokağa sürüklediler.
- Military expenditure for rulers is at the expense of affordable food for the people.
- Yöneticiler için askeri harcamalar, halk için uygun fiyatlı gıda pahasına yapılmaktadır.
- The rulers of Europe have a huge responsibility at this crucial stage.
- Bu kritik aşamada Avrupa'nın yöneticilerine büyük sorumluluk düşmektedir.
- The current ruler is concentrating all power in his own hands.
- Mevcut yönetici tüm gücü kendi elinde topluyor.
- Like two powerful rulers changing places in a continual cycle.
- Daimi bir döngüde yer değiştiren iki kudretli yönetici gibi.
- We are your new rulers.
- Biz sizin yeni yöneticileriniziz.
- The people will presumably elect a new ruler.
- Halk muhtemelen yeni bir yönetici seçecek.
- The people resisted their cruel ruler.
- İnsanlar, zalim yöneticilerine direndiler.
Show More (9)
|
4 |
ruler |
kral |
n. |
|
- Like two powerful rulers changing places in a continual cycle.
- Sürekli bir döngü içinde yer değiştiren iki kudretli kral gibi.
Show More (-2)
|