similar - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
similar benzer adj.
  • As far as I know, the Greek government has taken similar steps.
  • Bildiğim kadarıyla Yunan hükümeti de benzer adımlar atmıştır.
  • I believe that this amendment would raise similar difficulties in law.
  • Bu değişikliğin hukuk alanında da benzer zorluklara yol açacağına inanıyorum.
  • The presidency faces similar challenges on the economic front.
  • Başkanlık ekonomi cephesinde de benzer zorluklarla karşı karşıyadır.
Show More (315)
similar aynısı n.
  • The chemical composition of the two is almost similar to each other.
  • Her ikisinin de kimyasal içerikleri neredeyse birbirinin aynıdır.
  • A single glass can contain a similar amount of sugar as several pieces of whole fruit.
  • Tek bir bardak, birkaç adet bütün meyve ile aynı miktarda şeker içerebilir.
  • You all display similar behavior.
  • Hepiniz aynı şekilde davranıyorsunuz.
Show More (2)