unified - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
unified birleşik adj.
  • One journalist even suggested that the lack of a unified system was in part responsible for the incident.
  • Hatta bir gazeteci olaydan kısmen birleşik bir sistemin olmamasının sorumlu olduğunu öne sürmüştür.
  • Positive policy coordination requires both clear democratic legitimacy and unified implementation.
  • Olumlu politika koordinasyonu hem açık bir demokratik meşruiyet hem de birleşik bir uygulama gerektirir.
  • Lastly, let me reiterate the Union’s desire to see Cyprus accede as a unified country.
  • Son olarak, Birliğin Kıbrıs'ın birleşik bir ülke olarak katılımını görme arzusunu yinelememe izin verin.
Show More (15)
unified birleşmiş adj.
  • However, it is encouraging that the European Parliament is so unified in its view of ageing.
  • Bununla birlikte, Avrupa Parlamentosu'nun yaşlanmaya ilişkin görüşünde bu kadar birleşmiş olması cesaret vericidir.
  • However, it is encouraging that the European Parliament is so unified in its view of ageing.
  • Bununla birlikte, Avrupa Parlamentosu'nun yaşlanma konusundaki görüşünde bu denli birleşmiş olması cesaret vericidir.
Show More (-1)
unified birleştirilmiş adj.
  • It has never once been unified.
  • Hiçbir zaman birleştirilmemiştir.
Show More (-2)