wage - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
wage ücret n.
  • He is paid a weekly wage of 700 pounds.
  • Kendisine haftalık 700 pound ücret ödenmektedir.
  • The necessary flexibility is further safeguarded through wage negotiations.
  • Ücret müzakereleri yoluyla gerekli esneklik daha da güvence altına alınmaktadır.
  • The lack of private consumption dynamics reflected declining consumer confidence and lower wage growth.
  • Özel tüketim dinamiklerindeki eksiklik, azalan tüketici güvenini ve düşük ücret artışını yansıtmaktadır.
Show More (13)
wage yürütmek v.
  • The company is waging a legal battle against its competitor.
  • Şirket, rakibine karşı yasal bir mücadele yürütüyor.
  • The war being waged against Iraq is an imperialist war.
  • Irak'a karşı yürütülen savaş emperyalist bir savaştır.
  • There is war being waged by the Israeli State for its safety.
  • İsrail Devleti tarafından kendi güvenliği için yürütülen bir savaş var.
Show More (7)
wage açmak v.
  • If Israel wages a war on Lebanon, they will face a situation they would have never expected.
  • İsrail Lübnan'a savaş açarsa hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalacak.
  • If Israel wages a war on Lebanon, they will face a situation they would have never expected.
  • Eğer İsrail Lübnan'a savaş açarsa, hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalacaklar.
  • If Israel wages a war on Lebanon, they will face a situation they would have never expected.
  • İsrailliler eğer Lübnan'a bir savaş açarlarsa hiç beklemedikleri bir durumla karşı karşıya kalacaklar.
Show More (0)
wage maaş n.
  • A pupil's wage has been introduced for 11 million children from the poorest families.
  • En yoksul ailelerden gelen 11 milyon çocuk için öğrenci maaşı uygulaması başlatılmıştır.
  • My monthly wage is 300,000 yen.
  • Aylık maaşım 300,000 yen.
Show More (-1)