|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
kalıcı çözüm |
permanent solution n.
|
|
The best permanent solution is upgrading to a more modern web browser, if possible.
En iyi kalıcı çözüm, mümkünse daha modern bir web tarayıcısına yükseltmektir.
More Sentences
|
2 |
General |
iyi çözüm |
good solution n.
|
|
I do think we can find good solutions to this.
Buna iyi çözümler bulabileceğimizi düşünüyorum.
More Sentences
|
3 |
General |
alternatif çözüm |
alternative solution n.
|
|
It appears that two alternative solutions are being drawn up for this matter.
Görünen o ki bu konuda iki alternatif çözüm üretiliyor.
More Sentences
|
4 |
General |
ortak çözüm |
common solution n.
|
|
I believe there would then in actual fact be high hopes of being able to find common solutions.
O zaman ortak çözümler bulma konusunda büyük umutlar doğacağına inanıyorum.
More Sentences
|
5 |
General |
tek çözüm |
one solution n.
|
|
Layla only sees one solution.
Leyla sadece tek çözüm görüyor.
More Sentences
|
6 |
General |
kısmi çözüm |
partial solution n.
|
|
There cannot and must not be partial solutions that bring more imbalances in their train.
Daha fazla dengesizliği beraberinde getirecek kısmi çözümler olamaz ve olmamalıdır.
More Sentences
|
7 |
General |
müzakere edilmiş çözüm |
negotiated solution n.
|
|
In the present situation, the time for finding negotiated solutions is running out.
Mevcut durumda müzakere edilmiş çözümler bulmak için zaman tükeniyor.
More Sentences
|
8 |
General |
çözüm önerileri |
proposed solutions n.
|
|
You address problems, but end up proposing solutions that go against further integration.
Sorunları ele alıyorsunuz ama sonunda daha fazla entegrasyona karşı çıkan çözümler öneriyorsunuz.
More Sentences
|
9 |
General |
(çözüm, tavsiye amaçlı) toplantı |
clinic n.
|
|
The financial advisor held a clinic to help people plan for retirement.
Mali danışman, insanların emeklilik planlarını yapmalarına yardım etmek amacıyla bir toplantı düzenledi.
More Sentences
|
10 |
General |
çözüm sunmak |
offer a solution v.
|
|
A directive aims to provide direction and offer a solution.
Bir direktif yönlendirme sağlamayı ve bir çözüm sunmayı amaçlar.
More Sentences
|
11 |
General |
çözüm önermek |
offer a solution v.
|
|
So it is particularly pleasing, in my view, that this report offers a solution.
Dolayısıyla bu raporun bir çözüm öneriyor olması benim açımdan özellikle sevindirici.
More Sentences
|
12 |
General |
çözüm aramak |
search for solution v.
|
|
This issue needs to be addressed, and the Summit should concentrate on the search for solutions to this problem.
Bu konunun ele alınması gerekmektedir ve Zirve bu soruna çözüm arayışına odaklanmalıdır.
More Sentences
|
|
13 |
General |
çözüm sunmak |
provide a solution v.
|
|
We have to find the right words to provide a solution.
Bir çözüm sunmak için doğru kelimeleri bulmalıyız.
More Sentences
|
14 |
General |
çözüm sağlamak |
provide solution v.
|
|
It is not guaranteed, but they may provide solutions.
Bu garanti değildir, ancak çözüm sağlayabilirler.
More Sentences
|
15 |
General |
çözüm aramak |
seek a solution v.
|
|
It is more useful to look for a pan-EU solution to this problem than for Member States to seek a solution individually.
Bu soruna Üye Devletlerin tek tek çözüm aramasındansa AB çapında bir çözüm aramak daha faydalı olacaktır.
More Sentences
|
Phrases |
|
16 |
Phrases |
çözüm olarak |
as a solution expr.
|
|
As a solution, labelling is a good idea only at first sight.
Bir çözüm olarak etiketleme sadece ilk bakışta iyi bir fikirdir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
17 |
Trade/Economic |
ara çözüm |
interim solution n.
|
|
Once again, as with the Lamfalussy procedure, we are only debating an interim solution.
Bir kez daha, Lamfalussy prosedüründe olduğu gibi, sadece bir ara çözümü tartışıyoruz.
More Sentences
|
18 |
Trade/Economic |
çözüm yolu |
solution n.
|
|
He rejects a waiver, a moratorium or an exemption by way of solution, and we share his view on this.
Çözüm yolu olarak feragat, moratoryum ya da muafiyeti reddediyor ve biz de bu konudaki görüşünü paylaşıyoruz.
More Sentences
|
Politics |
|
19 |
Politics |
barışçıl (yollarla/yollardan) çözüm |
peaceful resolution n.
|
|
Yes to the peaceful resolution of international problems.
Uluslararası sorunların barışçıl çözümüne evet.
More Sentences
|
20 |
Politics |
iki devletli çözüm |
two-state solution n.
|
|
The two-state solution is still the most widely accepted solution.
İki devletli çözüm hala en yaygın kabul gören çözümdür.
More Sentences
|
Computer |
|
21 |
Computer |
özel çözüm |
particular solution n.
|
|
The Commission wants to be and will be extremely strict in the use of this particular solution.
Komisyon bu özel çözümün kullanımında son derece katı olmak istemektedir ve olacaktır.
More Sentences
|
22 |
Computer |
bir çözüm buldu |
found a solution expr.
|
|
Tom has found a solution to the problem.
Tom soruna bir çözüm buldu.
More Sentences
|
Informatics |
|
23 |
Informatics |
özel çözüm |
particular solution n.
|
|
The Commission wants to be and will be extremely strict in the use of this particular solution.
Komisyon bu özel çözümün kullanımında son derece katı olmak istiyor ve olacaktır.
More Sentences
|
Marine |
|
24 |
Marine |
temel çözüm |
fundamental solution n.
|
|
The fundamental solution is overlooked.
Temel çözüm göz ardı edildi.
More Sentences
|
General |
|
25 |
General |
uluslararası barışçıl çözüm |
pacific settlement of international disputes n.
|
|
26 |
General |
çözüm yolu |
key n.
|
|
27 |
General |
çözüm ortağı |
solution partner n.
|
|
28 |
General |
taslak çözüm |
draft resolution n.
|
|
29 |
General |
barışçıl çözüm |
peaceful settlement n.
|
|
30 |
General |
bölgesel çözüm |
territorial settlement n.
|
|
31 |
General |
çözüm yolu |
a way out n.
|
|
32 |
General |
çözüm bulma yeteneği |
resource n.
|
|
33 |
General |
mükemmel bir çözüm |
masterstroke n.
|
|
34 |
General |
soruların çözüm cetvelini verme |
keying n.
|
|
35 |
General |
çözüm grafiği |
nomogram n.
|
|
36 |
General |
yeni çözüm |
twist n.
|
|
37 |
General |
beraberinde zorluklar getiren bir çözüm yolu |
a bitter pill n.
|
|
38 |
General |
hukuki çözüm |
legal remedy n.
|
|
39 |
General |
geçici çözüm bulma |
jury rigging n.
|
|
40 |
General |
ustaca çözüm |
wrinkle n.
|
|
41 |
General |
anlaşmazlık çözüm kurulu |
dispute adjudication board n.
|
|
42 |
General |
adil çözüm |
just resolution n.
|
|
43 |
General |
çözüm yöntemi |
solution method n.
|
|
44 |
General |
olurlu çözüm |
feasible solution n.
|
|
45 |
General |
çözüm toplantısı |
clinic n.
|
|
46 |
General |
erken çözüm |
early solution n.
|
|
47 |
General |
iyi çözüm |
neat solution n.
|
|
48 |
General |
değişik çözüm |
alternative solution n.
|
|
49 |
General |
kesin çözüm |
exact solution n.
|
|
50 |
General |
çözüm arama |
solution seeking n.
|
|
51 |
General |
temel çözüm |
basic solution n.
|
|
52 |
General |
yapı çözüm |
deconstruction n.
|
|
|
53 |
General |
çözüm üretme |
producing solutions n.
|
|
54 |
General |
çözüm üretme |
generating solutions n.
|
|
55 |
General |
sivil çözüm |
non-military resolution n.
|
|
56 |
General |
çözüm arayışı |
solution seeking n.
|
|
57 |
General |
incelikle bir çözüm bulma |
workaround n.
|
|
58 |
General |
tek çözüm |
unique solution n.
|
|
59 |
General |
apaçık çözüm |
trivial solution n.
|
|
60 |
General |
tam çözüm |
complete solution n.
|
|
61 |
General |
kökten çözüm |
radical solution n.
|
|
62 |
General |
kısmi çözüm |
quasi resolution n.
|
|
63 |
General |
kestirme çözüm |
quick fix n.
|
|
64 |
General |
çözüm önerisi |
solution offer n.
|
|
65 |
General |
çözüm önerileri |
solution offers n.
|
|
66 |
General |
ekonomik çözüm |
an economical solution n.
|
|
67 |
General |
uyuşmazlık çözüm sistemi |
conflict resolution system n.
|
|
68 |
General |
uyuşmazlık çözüm sistemi |
dispute resolution system n.
|
|
69 |
General |
ortak çözüm |
mutual solution n.
|
|
70 |
General |
tek çözüm |
single solution n.
|
|
71 |
General |
köklü çözüm |
substantial solution n.
|
|
72 |
General |
köklü çözüm |
drastic solution n.
|
|
73 |
General |
yerinde çözüm |
substantial solution n.
|
|
74 |
General |
köklü çözüm |
radical solution n.
|
|
75 |
General |
çözüm önerisi |
solution suggestion n.
|
|
76 |
General |
tam çözüm |
full solution n.
|
|
77 |
General |
tam çözüm |
entire solution n.
|
|
78 |
General |
başka çözüm yolu |
another solution n.
|
|
79 |
General |
hidrolik çözüm |
hydraulic solution n.
|
|
80 |
General |
yaratıcı çözüm |
creative solution n.
|
|
81 |
General |
acil çözüm |
urgent/quick solution n.
|
|
82 |
General |
acil çözüm |
immediate solution n.
|
|
83 |
General |
geçici çözüm |
makeshift n.
|
|
84 |
General |
güvenli çözüm |
trustworthy solution n.
|
|
85 |
General |
güvenilir çözüm |
reliable solution n.
|
|
86 |
General |
direkt çözüm |
direct solution n.
|
|
87 |
General |
doğrudan çözüm |
direct solution n.
|
|
88 |
General |
sahte çözüm |
pseudosolution n.
|
|
89 |
General |
en uygun çözüm |
the most suitable solution n.
|
|
90 |
General |
çözüm bulma |
troubleshooting n.
|
|
91 |
General |
doğadaki modelleri inceleyip taklit ederek veya bunlardan ilham alarak insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı |
biomimicry n.
|
|
92 |
General |
düğüm noktası ile çözüm arasındaki bölüm |
falling action (in a work of literature) n.
|
|
93 |
General |
çözüm önerileri |
solution recommendations n.
|
|
94 |
General |
çözüm önerileri |
solution proposals n.
|
|
95 |
General |
geçici çözüm |
band-aid n.
|
|
96 |
General |
kabul edilebilir çözüm |
acceptable solution n.
|
|
97 |
General |
geçici çözüm |
temporary solution n.
|
|
98 |
General |
çözüm yolları |
solutions n.
|
|
99 |
General |
geçici çözüm |
workaround n.
|
|
100 |
General |
çözüm kaynağı |
solution source n.
|
|
101 |
General |
özel çözüm |
tailored solution n.
|
|
102 |
General |
aday çözüm |
candidate solution n.
|
|
103 |
General |
özel çözüm |
dedicated solution n.
|
|
104 |
General |
acil çözüm veya ilgi bekleyen bir konu |
burning issue n.
|
|
105 |
General |
çözüm odaklı düşünme |
solution-oriented thinking n.
|
|
106 |
General |
komple çözüm |
total solution n.
|
|
107 |
General |
yetersiz çözüm |
nonsolution n.
|
|
108 |
General |
gerçek dışı çözüm |
nonsolution n.
|
|
109 |
General |
kestirme ve hızlı çözüm |
quick fix n.
|
|
110 |
General |
gerçekçi ve direkt çözüm |
turkey n.
|
|
111 |
General |
geçici çözüm |
band aid n.
|
|
112 |
General |
geçici çözüm |
quick fix n.
|
|
113 |
General |
hayat kolaylaştıran çözüm |
lifehack n.
|
|
114 |
General |
çözüm bulma etkinliği |
hackathon n.
|
|
115 |
General |
çözüm yöntemi |
dissolution n.
|
|
116 |
General |
her derde deva çözüm |
panacea n.
|
|
117 |
General |
çözüm yolu |
fixit n.
|
|
118 |
General |
çözüm bulan şey |
solvent n.
|
|
119 |
General |
çözüm sunan şey |
solvent n.
|
|
120 |
General |
çözüm getiren şey |
solvent n.
|
|
121 |
General |
çözüm önerisi getirmek |
offer a solution v.
|
|
122 |
General |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way v.
|
|
123 |
General |
çözüm getirmek |
remedy v.
|
|
124 |
General |
zor bir probleme çözüm yolu bulmak |
grasp the nettle v.
|
|
125 |
General |
çözüm bulmak |
find a way out v.
|
|
126 |
General |
çözüm aramak |
look for a solution v.
|
|
127 |
General |
çözüm yolu bulmak |
come up with v.
|
|
128 |
General |
çözüm önerisinde bulunmak |
offer a solution v.
|
|
129 |
General |
çözüm getirmek |
cure v.
|
|
130 |
General |
bir şeye çözüm bulmak |
sort something out v.
|
|
131 |
General |
çözüm bulmak |
solve v.
|
|
132 |
General |
çözüm bulmak |
dope v.
|
|
133 |
General |
çözüm getirmek |
propose v.
|
|
134 |
General |
çözüm üretmek |
generate a solution v.
|
|
135 |
General |
çözüm aramak |
search for a solution v.
|
|
136 |
General |
çözüm aramak |
search out a solution v.
|
|
137 |
General |
çözüm yolu aramak |
search for a solution v.
|
|
138 |
General |
çözüm üretmek |
create a solution v.
|
|
139 |
General |
çözüm üretmek |
produce a solution v.
|
|
140 |
General |
çözüm üretmek |
work towards a solution v.
|
|
141 |
General |
çözüm üretmek |
produce solution v.
|
|
142 |
General |
çözüm üretmek |
find a way (out) v.
|
|
143 |
General |
çözüm üretmek |
suss out v.
|
|
144 |
General |
çözüm üretmek |
bring a matter to a solution v.
|
|
145 |
General |
çözüm üretmek |
find a solution v.
|
|
146 |
General |
çözüm üretmek |
work out v.
|
|
147 |
General |
çözüm üretmek |
solve v.
|
|
148 |
General |
çözüm aramak |
seek for solution v.
|
|
149 |
General |
çözüm yolu aramak |
see about the way v.
|
|
150 |
General |
rastlantı sonucunda çözüm bulmak |
alight on v.
|
|
151 |
General |
çözüm geliştirmek |
develop a solution v.
|
|
152 |
General |
çözüm sunmak |
offer a remedy v.
|
|
153 |
General |
bir çözüm düşünmek |
think of a solution v.
|
|
154 |
General |
çözüm yolu aramak |
seek a solution v.
|
|
155 |
General |
çözüm önerisi sunmak |
propose a solution v.
|
|
156 |
General |
çözüm üretmek |
deliver solution v.
|
|
157 |
General |
çözüm getirmek |
deliver solution v.
|
|
158 |
General |
önceden çözüm bulmak |
tackle v.
|
|
159 |
General |
çözüm geliştirmek |
find a solution v.
|
|
160 |
General |
çözüm aramak |
approach v.
|
|
161 |
General |
çözüm bulmak |
key v.
|
|
162 |
General |
çözüm bulmak |
riddle v.
|
|
163 |
General |
çözüm getirmek |
riddle v.
|
|
164 |
General |
geçici çözüm olarak hazırlamak |
rig v.
|
|
165 |
General |
geçici çözüm olarak düzenlemek |
rig v.
|
|
166 |
General |
çözüm bulmak |
salve [obsolete] v.
|
|
167 |
General |
doğaçlama çözüm sunmak |
field v.
|
|
168 |
General |
çözüm uygulamak |
solution v.
|
|
169 |
General |
çözüm getiren |
remedial adj.
|
|
170 |
General |
çözüm odaklı |
solution oriented adj.
|
|
171 |
General |
çözüm bekleyen |
burning adj.
|
|
172 |
General |
çözüm bulunmuş |
thought-out adj.
|
|
173 |
General |
geçici (çözüm vb.) |
makeshift adj.
|
|
174 |
General |
çözüm bulunmamış |
unthought-out adj.
|
|
175 |
General |
geçici çözüm sunan |
makeshift adj.
|
|
176 |
General |
geçici çözüm sunan |
makeshifty adj.
|
|
177 |
General |
geçici çözüm bulunmuş |
jury-rigged adj.
|
|
178 |
General |
ılımlı sonuçlar elde etmek için ılımlı çözüm içeren (süreç) |
mellow adj.
|
|
179 |
General |
nihai çözüm ile ilgili |
dispositional adj.
|
|
180 |
General |
kesin çözüm getirici |
clinching adj.
|
|
181 |
General |
nasıl işlediklerini anlatmadan bir çözüm elde etmek için kademeli prosedürler kullanan |
cookbook adj.
|
|
182 |
General |
çözüm yaratan |
solutional adj.
|
|
183 |
General |
çözüm bulan |
solutional adj.
|
|
184 |
General |
çözüm ile ilişkili |
solutional adj.
|
|
185 |
General |
çözüm yolu bulamayarak |
cluelessly adv.
|
|
Phrasals |
|
186 |
Phrasals |
bir işe metot/yöntem/çare/çözüm aramak |
cast about for (something) v.
|
|
187 |
Phrasals |
aklına çözüm gelmek |
alight upon v.
|
|
188 |
Phrasals |
çözüm bulmak |
clear up v.
|
|
189 |
Phrasals |
çözüm bulmak |
dope out v.
|
|
Phrases |
|
190 |
Phrases |
son bir çözüm olarak |
as a last resort expr.
|
|
Colloquial |
|
191 |
Colloquial |
anlık çözüm |
workaround n.
|
|
192 |
Colloquial |
sihirli çözüm |
a magic solution n.
|
|
193 |
Colloquial |
kesin çözüm |
sure cure n.
|
|
194 |
Colloquial |
kıvrak çözüm |
fancy footwork n.
|
|
195 |
Colloquial |
bilgisayar yazılımı veya donanımındaki bir sorun için bulunan doğaçlama çözüm |
hack n.
|
|
196 |
Colloquial |
hayatı kolaylaştıran çözüm |
life hack expr.
|
|
197 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that will never do expr.
|
|
198 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that won't do expr.
|
|
199 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that (just) won’t do expr.
|
|
200 |
Colloquial |
buna bir çözüm bulmak gerek |
it/that will never do [uk] expr.
|
|
201 |
Colloquial |
tek bir çözüm yolu var |
there's only one thing for it expr.
|
|
Idioms |
|
202 |
Idioms |
yeni bir çözüm |
new wrinkle n.
|
|
203 |
Idioms |
son bir çözüm olarak uygulanan şey |
a counsel of despair n.
|
|
204 |
Idioms |
geçici/eğreti/üstünkörü çözüm |
band-aid approach/solution n.
|
|
205 |
Idioms |
geçici/üstünkörü çözüm |
band-aid treatment n.
|
|
206 |
Idioms |
anlık bir çözüm |
a quick fix n.
|
|
207 |
Idioms |
çözüm için sınırların ötesinde düşünme |
thinking way out of the box n.
|
|
208 |
Idioms |
çözüm yolu için yaratıcı düşünme |
thinking way out of the box n.
|
|
209 |
Idioms |
sihirli çözüm |
silver bullet n.
|
|
210 |
Idioms |
uzun süredir devam eden bir sorunu çabucak çözüveren bir çözüm |
silver bullet n.
|
|
211 |
Idioms |
hızlı çözüm |
quick-and-dirty n.
|
|
212 |
Idioms |
geçici çözüm |
quick-and-dirty n.
|
|
213 |
Idioms |
geçici/eğreti/üstünkörü çözüm |
band-aid approach n.
|
|
214 |
Idioms |
yüzeysel çözüm/yaklaşım |
band-aid approach n.
|
|
215 |
Idioms |
geçici çözüm |
bandaid n.
|
|
216 |
Idioms |
anlık çözüm |
bandaid n.
|
|
217 |
Idioms |
çözüm sunmayan bir yaklaşım |
band-aid approach n.
|
|
218 |
Idioms |
kıvrak çözüm |
footwork n.
|
|
219 |
Idioms |
kesin bir çözüm bulmak |
lance the boil v.
|
|
220 |
Idioms |
keskin bir çözüm bulmak |
lance the boil v.
|
|
221 |
Idioms |
geçici bir çözüm üretmek |
kick the can down the road v.
|
|
222 |
Idioms |
anlaşmazlığa çözüm bulmak |
hold the ring v.
|
|
223 |
Idioms |
anlaşmazlığa çözüm bulmak |
hold the ring v.
|
|
224 |
Idioms |
başka bir çözüm yolu görememek |
see no other way v.
|
|
225 |
Idioms |
çıkış yolu/çözüm bulamamak |
be/come up against a brick wall v.
|
|
226 |
Idioms |
çözüm/çare bulmak |
make a stride v.
|
|
227 |
Idioms |
çözüm yolu bulmaya çalışmak |
beat one's brains out v.
|
|
228 |
Idioms |
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak |
hold the ring v.
|
|
229 |
Idioms |
müdahil olmadan taraflar arasındaki soruna çözüm aramak |
hold the ring v.
|
|
230 |
Idioms |
soruna çözüm bulmak |
hammer something out v.
|
|
231 |
Idioms |
soruna çözüm bulmak |
hammer out something v.
|
|
232 |
Idioms |
(soruna) çözüm bulmak |
get a handle on something v.
|
|
233 |
Idioms |
üstünkörü çözüm getirmek |
nibble around the edges v.
|
|
234 |
Idioms |
zor bir soruna çözüm bulmak |
square the circle v.
|
|
235 |
Idioms |
zor bir soruna çözüm bulmak |
be squaring the circle v.
|
|
236 |
Idioms |
çıkış yolu/çözüm bulamamak |
come up against a brick wall v.
|
|
237 |
Idioms |
çözüm bulmak |
find way v.
|
|
238 |
Idioms |
birden bir çözüm üretmek |
pull something out of the hat v.
|
|
239 |
Idioms |
birden bir çözüm üretmek |
pull a rabbit out of the hat v.
|
|
240 |
Idioms |
anlaşma için bir çözüm bulmak |
take a middle course v.
|
|
241 |
Idioms |
umutsuzca çözüm aramak |
clutch at straws v.
|
|
242 |
Idioms |
bir soruna kolay bir biçimde ve kesin olmayan bir çözüm bulma |
quick and dirty expr.
|
|
243 |
Idioms |
her soruna uygun tek çözüm |
one-size-fits-all solution expr.
|
|
244 |
Idioms |
geçici çözüm |
band-aid solution expr.
|
|
245 |
Idioms |
geçici ve kestirme çözüm |
a quick fix expr.
|
|
246 |
Idioms |
geçici çözüm |
a band-aid expr.
|
|
247 |
Idioms |
iyi bir uyku çektikten sonra bir soruna çözüm bulunabilir |
the best advice is found on the pillow expr.
|
|
248 |
Idioms |
hızlıca ulaşılabilecek kalıcı bir çözüm yok |
there is no quick fix expr.
|
|
249 |
Idioms |
kestirme bir çözüm yok |
there is no quick fix expr.
|
|
Speaking |
|
250 |
Speaking |
en iyi çözüm yolu |
the best way out n.
|
|
251 |
Speaking |
ben başka bir çözüm/yol göremiyorum |
I can't see any other option/solution expr.
|
|
252 |
Speaking |
ben başka bir çözüm/yol göremiyorum |
I can't see any other way expr.
|
|
253 |
Speaking |
bir yolu vardır (imkansız görünen durumlar için çözüm yolu) |
there may be a way around it expr.
|
|
254 |
Speaking |
savaş bir çözüm değil |
war is not a solution expr.
|
|
255 |
Speaking |
sorunuma bir çözüm bul |
find a solution to my problem expr.
|
|
Trade/Economic |
|
256 |
Trade/Economic |
arızi hak, yetki ve yasal çözüm hakları |
incidental rights, powers and discretions n.
|
|
257 |
Trade/Economic |
ara çözüm |
interim remedy n.
|
|
258 |
Trade/Economic |
değişken darboğazlı deneyimsel çözüm yolu |
shifting bottleneck heuristic n.
|
|
259 |
Trade/Economic |
çözüm ortakları |
solution partners n.
|
|
260 |
Trade/Economic |
çözüm paketleri |
solution packages n.
|
|
261 |
Trade/Economic |
çözüm satış uzmanı |
solution sales specialist n.
|
|
262 |
Trade/Economic |
çözüm ortaklıkları |
solution partnerships n.
|
|
263 |
Trade/Economic |
çözüm ortaklığı |
solution partnerships n.
|
|
264 |
Trade/Economic |
çözüm paketi |
solution package n.
|
|
265 |
Trade/Economic |
endüstriyel çözüm |
industrial solution n.
|
|
266 |
Trade/Economic |
kanuni çözüm |
legal remedy n.
|
|
267 |
Trade/Economic |
optimum çözüm |
optimal solution n.
|
|
268 |
Trade/Economic |
şirketlerin müşterilerine yardımcı olmak ve sorunlarına çözüm getirmek için verdikleri hizmet |
customer service n.
|
|
269 |
Trade/Economic |
uluslararası yatırım anlaşmazlıklarının çözüm merkezi |
international centre for settlement of investment disputes n.
|
|
270 |
Trade/Economic |
yasal çözüm yolu |
remedy n.
|
|
271 |
Trade/Economic |
yerel çözüm |
local solution n.
|
|
272 |
Trade/Economic |
yerel çözüm |
local remedy n.
|
|
273 |
Trade/Economic |
bir şirketin ödeyemediği veya iflas etmek üzere olduğu durumlarda kullanılan çözüm |
workout n.
|
|
Law |
|
274 |
Law |
dostane çözüm |
friendly settlement n.
|
|
275 |
Law |
duruşma öncesi çözüm organı |
pre-court settlement body n.
|
|
276 |
Law |
dostane çözüm |
friendly settlement n.
|
|
277 |
Law |
fifa uyuşmazlık çözüm dairesi |
fifa dispute resolution chamber (drc) n.
|
|
278 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversarial system n.
|
|
279 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversary system n.
|
|
280 |
Law |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversary trial process n.
|
|
281 |
Law |
mahkemenin belirlediği yasal çözüm |
civil remedy n.
|
|
282 |
Law |
muvakkat çözüm |
interlocutory solution n.
|
|
283 |
Law |
oyuncu statüsü komitesinin ve uyuşmazlık çözüm dairesinin prosedürlerini düzenleyen kurallar |
rules governing the procedures of the players' status committee and the dispute resolution chamber (fifa) n.
|
|
284 |
Law |
tek ve yeğane çare/çözüm |
sole and exclusive remedy n.
|
|
285 |
Law |
uluslararası yatırım uyuşmazlıkları çözüm merkezi |
international convention on the settlement of investment disputes n.
|
|
286 |
Law |
uyuşmazlık çözüm yöntemleri |
methods of settling disputes n.
|
|
287 |
Law |
yargılama öncesi çözüm organı |
pre-court settlement body n.
|
|
288 |
Law |
yasal çözüm |
legal remedy n.
|
|
289 |
Law |
çözüm yeri |
choice of forum n.
|
|
Politics |
|
290 |
Politics |
ara çözüm |
interim remedy n.
|
|
291 |
Politics |
barışçı çözüm |
peaceful settlement n.
|
|
292 |
Politics |
barışçıl çözüm |
pacific settlement n.
|
|
293 |
Politics |
barışçıl çözüm |
peaceful solution n.
|
|
294 |
Politics |
çözüm süreci |
solution process n.
|
|
295 |
Politics |
çözüm yolu |
key of the situation n.
|
|
296 |
Politics |
çözüm yollarının tüketilmesi |
exhaustion of remedies n.
|
|
297 |
Politics |
dostane çözüm |
friendly settlement n.
|
|
298 |
Politics |
dostane çözüm |
amicable settlement n.
|
|
299 |
Politics |
geçici çözüm |
interim remedy n.
|
|
300 |
Politics |
haysiyeti koruyucu çözüm yolu |
face saving way n.
|
|
301 |
Politics |
kapsamlı çözüm |
comprehensive settlement n.
|
|
302 |
Politics |
kapsamlı çözüm |
comprehensive solution n.
|
|
303 |
Politics |
kalıcı çözüm |
durable solution n.
|
|
304 |
Politics |
mahkeme öncesi çözüm organı |
pre-court settlement body n.
|
|
305 |
Politics |
müzakere yoluyla çözüm |
negotiated settlement n.
|
|
306 |
Politics |
nihai çözüm |
final solution n.
|
|
307 |
Politics |
nihai çözüm |
final settlement n.
|
|
308 |
Politics |
radikal bir çözüm |
a radical solution n.
|
|
309 |
Politics |
savaşa kalıcı çözüm |
permanent end to fighting n.
|
|
310 |
Politics |
siyasal çözüm |
political solution n.
|
|
311 |
Politics |
nihai çözüm |
the final solution n.
|
|
312 |
Politics |
naziler'in nihai çözüm planı |
the final solution n.
|
|
Industry |
|
313 |
Industry |
bir iş anlaşmazlığını üçüncü bir tarafın uyuşmazlığa düşenlere danışmanlık verip çözüm önerisi sunması ile çözme yöntemi |
mediation n.
|
|
Technical |
|
314 |
Technical |
analitik çözüm |
analytical solution n.
|
|
315 |
Technical |
apaçık çözüm |
trivial solution n.
|
|
316 |
Technical |
basit çözüm |
simple-solution n.
|
|
317 |
Technical |
cebirsel çözüm |
algebraic solution n.
|
|
318 |
Technical |
çözüm kümesi |
solution set n.
|
|
319 |
Technical |
değişik çözüm |
alternative solution n.
|
|
320 |
Technical |
dürümsel çözüm |
iterative solution n.
|
|
321 |
Technical |
geçici tedbir/çözüm |
interim containment action (ica) n.
|
|
322 |
Technical |
genişletilmiş temel çözüm |
extended basic solution n.
|
|
323 |
Technical |
hızlı çözüm oluşturma |
responsiveness n.
|
|
324 |
Technical |
kısmi çözüm |
partial solution n.
|
|
325 |
Technical |
kolay çözüm |
simple-solution n.
|
|
326 |
Technical |
mafsallı çözüm |
compensation with universal joints n.
|
|
327 |
Technical |
özyineli çözüm |
iterative solution n.
|
|
328 |
Technical |
tektürel çözüm |
complementary solution n.
|
|
329 |
Technical |
tektürel çözüm |
homogeneous solution n.
|
|
330 |
Technical |
temel olurlu çözüm |
basic feasible solution n.
|
|
331 |
Technical |
tekil çözüm |
singular solution n.
|
|
332 |
Technical |
tek çözüm |
unique solution n.
|
|
333 |
Technical |
yalın çözüm |
simple-solution n.
|
|
334 |
Technical |
yaklaşık çözüm |
approximate solution n.
|
|
335 |
Technical |
geçici çözüm olarak veya acil durumlarda zorluk gideren mekanik alet |
doctor n.
|
|
336 |
Technical |
kod, parola ve kriptogramların çözüm ve analizi |
cryptanalytics n.
|
|
337 |
Technical |
geçici (çözüm/çare) |
stopgap adj.
|
|
Computer |
|
338 |
Computer |
çözüm yolu |
algorithmic program n.
|
|
339 |
Computer |
çözüm yolu |
algorithmic rule n.
|
|
340 |
Computer |
çizgesel çözüm |
graphic solution n.
|
|
341 |
Computer |
çizgesel çözüm |
graphical solution n.
|
|
342 |
Computer |
çözüm ortağı |
business partner n.
|
|
343 |
Computer |
çözüm ağı oluşturma |
meshing n.
|
|
344 |
Computer |
çözüm yolu |
algorithm n.
|
|
345 |
Computer |
çözüm sırası |
solve order n.
|
|
346 |
Computer |
çözüm gezgini |
solution explorer n.
|
|
347 |
Computer |
güvenlik açısından/güvenlikli çözüm |
security-wise solution n.
|
|
348 |
Computer |
genel çözüm |
general solution n.
|
|
349 |
Computer |
grafik çözüm |
graphical solution n.
|
|
350 |
Computer |
genişletilmiş temel çözüm |
extended basic solution n.
|
|
351 |
Computer |
grafik çözüm |
graphic solution n.
|
|
352 |
Computer |
tam çözüm |
walkthrough n.
|
|
353 |
Computer |
temel olurlu çözüm |
basic feasible solution n.
|
|
354 |
Computer |
temel çözüm |
basic solution n.
|
|
355 |
Computer |
tektürel çözüm |
complementary solution n.
|
|
356 |
Computer |
tektürel çözüm |
homogeneous solution n.
|
|
357 |
Computer |
tektürel çözüm |
homogeneous or complementary solution n.
|
|
358 |
Computer |
yapı çözüm |
deconstruction n.
|
|
359 |
Computer |
yinelemeli çözüm |
iterative solution n.
|
|
360 |
Computer |
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak |
kludge v.
|
|
361 |
Computer |
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak |
kluge v.
|
|
362 |
Computer |
hızlı ve kötü bir yama (çözüm) yapmak |
a quick-and-dirty solution v.
|
|
Informatics |
|
363 |
Informatics |
algoritmik çözüm |
algorithmic solution n.
|
|
364 |
Informatics |
apaçık çözüm |
trivial solution n.
|
|
365 |
Informatics |
çözüm uzayı |
solution space n.
|
|
366 |
Informatics |
çözüm kümesi |
solution set n.
|
|
367 |
Informatics |
değersiz çözüm |
trivial solution n.
|
|
368 |
Informatics |
çözüm bölgesi |
solution domain n.
|
|
369 |
Informatics |
döngülü çözüm |
iterative solution n.
|
|
370 |
Informatics |
problem çözüm maliyeti |
path cost n.
|
|
371 |
Informatics |
sayısal çözüm |
numerical solution n.
|
|
372 |
Informatics |
türdeş çözüm |
homogeneous solution n.
|
|
373 |
Informatics |
tekil çözüm |
singular solution n.
|
|
374 |
Informatics |
tek çözüm |
unique solution n.
|
|
375 |
Informatics |
yazılımsal çözüm |
software solution n.
|
|
376 |
Informatics |
yoz çözüm |
degenerate solution n.
|
|
Telecom |
|
377 |
Telecom |
çözüm etki alanı |
solution domain n.
|
|
378 |
Telecom |
dikey çözüm sağlayıcı |
vertical solution provider n.
|
|
379 |
Telecom |
hizmet paketi/çözüm takımı |
bundle/solution suite n.
|
|
380 |
Telecom |
uluslararası anlaşmazlık çözüm oranı |
international settlement rate n.
|
|
381 |
Telecom |
ilk aramada çözüm |
first-call resolution n.
|
|
382 |
Telecom |
çağrı merkezi görevlisinin ilk aramada çözüm bulması |
first-call resolution n.
|
|
Architecture |
|
383 |
Architecture |
mimari çözüm |
architectural solution n.
|
|
Construction |
|
384 |
Construction |
ihtilaf halindeki tarafların delillerini bağımsız bir bilirkişiye/yargıç veya jüriye sunarak çözüm aradıkları yargılama biçimi |
adversary process n.
|
|
Aeronautic |
|
385 |
Aeronautic |
çözüm önerisi |
resolution advisory n.
|
|
Marine |
|
386 |
Marine |
açık çözüm yöntemi |
explicit solution method n.
|
|
387 |
Marine |
zamandan bağımsız çözüm |
steady state solution n.
|
|
Medical |
|
388 |
Medical |
çözüm odaklı stratejik terapi |
solution-focused strategic therapy n.
|
|
389 |
Medical |
geçici çözüm |
bridge n.
|
|
Psychology |
|
390 |
Psychology |
bütünleyici çözüm |
integrative solution n.
|
|
391 |
Psychology |
çözüm bulma deneyimi |
aha experience n.
|
|
392 |
Psychology |
çözüm işlemi |
working through n.
|
|
393 |
Psychology |
etkileşimci çözüm |
interactionalist resolution n.
|
|
394 |
Psychology |
nevrotik çözüm |
neurotic solution n.
|
|
395 |
Psychology |
çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma |
solution-focused short-term psychological counseling n.
|
|
Math |
|
396 |
Math |
trigonometrik fonksiyonlar vasıtasıyla elde edilen çözüm |
trigonometric solution n.
|
|
397 |
Math |
apaçık çözüm |
trivial solution n.
|
|
398 |
Math |
apaçık olmayan çözüm |
nontrivial solution n.
|
|
399 |
Math |
aşikar çözüm |
trivial solution n.
|
|
400 |
Math |
aşikar olmayan çözüm |
nontrivial solution n.
|
|
401 |
Math |
biricik çözüm |
unique solution n.
|
|
402 |
Math |
çizgesel çözüm |
graphical solution n.
|
|
403 |
Math |
çözüm grafiği |
abac n.
|
|
404 |
Math |
çözüm kümesi |
solution set n.
|
|
405 |
Math |
genel çözüm |
general solution n.
|
|
406 |
Math |
grafik çözüm |
graphical solution n.
|
|
407 |
Math |
geometrik çözüm |
geometric solution n.
|
|
408 |
Math |
genel çözüm |
integral curves n.
|
|
409 |
Math |
genel çözüm |
primitive n.
|
|
410 |
Math |
özel çözüm |
particular solution n.
|
|
411 |
Math |
özyineli çözüm |
iterative solution n.
|
|
412 |
Math |
sayısal çözüm |
numerical solution n.
|
|
413 |
Math |
sonsuz sayıda çözüm |
infinitely many solution n.
|
|
414 |
Math |
tekrarlı çözüm |
iterative solution n.
|
|
415 |
Math |
tek çözüm |
unique solution n.
|
|
416 |
Math |
temel çözüm sistemi |
fundamental system of solutions n.
|
|
417 |
Math |
tekil çözüm |
singular solution n.
|
|
418 |
Math |
yineli çözüm |
iterative solution n.
|
|
419 |
Math |
yinelemeli çözüm |
iterative solution n.
|
|
420 |
Math |
değer veya çözüm sayısı sonlu olan büyüklükler |
determinate quantities n.
|
|
421 |
Math |
tüm değişkenlerin sıfıra eşit olduğu (çözüm) |
trivial adj.
|
|
Logic |
|
422 |
Logic |
çözüm kümesi |
truth set n.
|
|
Statistics |
|
423 |
Statistics |
değersiz olmayan çözüm |
nontrivial solution n.
|
|
424 |
Statistics |
ters çözüm |
inversion n.
|
|
Biology |
|
425 |
Biology |
doğadaki modelleri inceleyip bu tasarımları taklit etmek suretiyle insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı |
biomimicry n.
|
|
426 |
Biology |
doğadaki modelleri kullanarak insanların problemlerine çözüm getirmeyi amaçlayan bilim dalı |
biomimetrics n.
|
|
Social Sciences |
|
427 |
Social Sciences |
çözüm maratonu |
solve-a-thon n.
|
|
Philosophy |
|
428 |
Philosophy |
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinin uzmanı veya meraklısı olan kimse |
casuist n.
|
|
429 |
Philosophy |
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinle ilgili |
casuistic n.
|
|
430 |
Philosophy |
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrinle ilgili |
casuistical n.
|
|
431 |
Philosophy |
vicdani ve ahlaki meselelerin çözüm yollarını inceleyen doktrin |
casuistry n.
|
|
432 |
Philosophy |
sokrat'ın eserlerinde çözüm önerilmeksizin felsefi itirazların dile getirilmesinin yarattığı şaşkınlık |
aporia n.
|
|
Environment |
|
433 |
Environment |
ters çözüm analizi |
inversion analysis n.
|
|
Geology |
|
434 |
Geology |
dalga şekli ters çözüm tekniği |
waveform inversion technique n.
|
|
435 |
Geology |
doğrusal sonlu-fay ters çözüm tekniği |
linear finite-fault inversion technique n.
|
|
436 |
Geology |
düz çözüm |
forward modelling n.
|
|
437 |
Geology |
ters çözüm ağırlıkları |
inversion weights n.
|
|
438 |
Geology |
tekil ve eşzamanlı ters çözüm |
individual and simultaneous inversion n.
|
|
439 |
Geology |
tekil ters çözüm tekniği |
individual inversion technique n.
|
|
Military |
|
440 |
Military |
uygulanabilir çözüm |
viable settlement n.
|
|
Chess |
|
441 |
Chess |
(satranç veya damada) ters köşe çözüm |
cook n.
|
|
Theatre |
|
442 |
Theatre |
olayların çözüm noktası |
catastrophe n.
|
|
Latin |
|
443 |
Latin |
muvakkat çözüm |
modus vivendi n.
|
|
Slang |
|
444 |
Slang |
alelacele üretilmiş bir çözüm |
kludge n.
|
|
445 |
Slang |
baştan savma bir çözüm |
kludge n.
|
|
446 |
Slang |
geçici/anlık çözüm |
kludge n.
|
|
447 |
Slang |
alelacele üretilmiş bir çözüm |
kluge n.
|
|
448 |
Slang |
baştan savma bir çözüm |
kluge n.
|
|
449 |
Slang |
geçici/anlık çözüm |
kluge n.
|
|