| Anglais | Turc | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | almost all adv. | hemen hepsi | ||
|
Almost all of us can speak French. Hemen hemen hepimiz Fransızca konuşabiliriz. More Sentences |
||||
| General | almost all adv. | neredeyse tamamı | ||
|
Almost all of it is covered by Natura 2002. Bunun neredeyse tamamı Natura 2002 kapsamındadır. More Sentences |
||||
| General | almost all adv. | neredeyse hepsi | ||
|
This is part of the Kyoto Protocol, which, after all, almost all of us wish to ratify. Bu, sonuçta neredeyse hepimizin onaylamak istediği Kyoto Protokolünün bir parçasıdır. More Sentences |
||||
| General | almost all adj. | tamamına yakın | ||
| General | almost all adv. | tamamına yakını | ||
| General | almost all pron. | nerdeyse herkes | ||
| Anglais | Turc | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | in almost all cases adv. | nerdeyse her durumda |
| General | in almost all cases adv. | hemen hemen her durumda |
