attendant - Turc Anglais Dictionnaire

attendant

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "attendant" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
attendant n. görevli
I work as a museum attendant.
Bir müze görevlisi olarak çalışıyorum.

More Sentences
General
attendant adj. eşlik eden
The Commission is familiar with the whole field of expansion, and with the attendant process.
Komisyon tüm genişleme alanına ve buna eşlik eden sürece aşinadır.

More Sentences
attendant adj. bağlı
Different players administer the programmes and handle the money, and the attendant risks of error also differ.
Programları yöneten ve parayı idare eden farklı aktörler ve bunlara bağlı hata riskleri de farklılık göstermektedir.

More Sentences
Common Usage
attendant n. görevli (bir hizmette bulunan)
General
attendant n. bakan
attendant n. operatör
attendant n. akıbet
attendant n. bakıcı
attendant n. hizmetli
attendant n. netice
attendant n. hizmetkar
attendant n. eşlik eden kimse
attendant n. hizmetçi
attendant n. katılan
attendant n. yardımcı
attendant n. refakatçi
attendant n. katılımcı
attendant n. eşlik eden durum
attendant n. beraberinde gelen şey
attendant adj. ilgilenen
attendant adj. mevcut
attendant adj. hazır bulunan
attendant adj. ilişkili
attendant adj. beraberinde olan
Sport
attendant n. idareci
attendant n. yönetici

Sens de "attendant" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 104 résultat(s)

Anglais Turc
General
parking lot attendant n. otopark görevlisi
The parking lot attendant confirmed your alibi.
Otopark görevlisi senin mazeretini doğruladı.

More Sentences
Colloquial
flight attendant n. uçuş görevlisi
A flight attendant was rescued from the wreckage of the passenger plane.
Yolcu uçağının enkazından bir uçuş görevlisi kurtarıldı.

More Sentences
Technical
flight attendant n. uçuş görevlisi
Linda was employed as a flight attendant.
Linda uçuş görevlisi olarak çalışıyordu.

More Sentences
Automotive
parking attendant n. otopark görevlisi
Tom handed his keys to the parking attendant.
Tom anahtarlarını otopark görevlisine teslim etti.

More Sentences
Aeronautic
cabin attendant n. kabin görevlisi
The cabin attendant is good at flattery.
Kabin görevlisi dalkavuklukta iyidir.

More Sentences
flight attendant n. uçuş görevlisi
The flight attendant apologized for spilling hot coffee on Tom.
Uçuş görevlisi Tom'un üzerine sıcak kahve döktüğü için özür diledi.

More Sentences
General
bathroom attendant n. banyocu
master attendant n. liman müdürü
bath attendant n. hamamcı
ground attendant n. yer görevlisi
bath attendant n. tellak
theater attendant n. biletleri kontrol eden veya yer gösteren görevli
hospital attendant n. refakatçi
line attendant n. fast food restoranında müşteri siparişlerini alan ve hazırlayan kimse
line attendant n. servis görevlisi
line attendant n. üretim görevlisi
horse-attendant n. arpa emini
medical attendant n. hekim
mental asylum attendant n. güllabici
asylum attendant n. güllabici
market attendant n. market görevlisi
market attendant n. şarküteri görevlisi
parking lot attendant n. park yeri görevlisi
cloakroom attendant n. vestiyer görevlisi
gasoline station attendant n. benzin pompacısı
filling station attendant n. benzin pompacısı
petrol attendant n. benzin pompacısı
tools attendant n. takımhaneci
attendant expenses n. ek masraflar
warehouse attendant n. depo görevlisi
car park attendant n. otoparkçı
car park attendant n. otopark görevlisi
parking lot attendant n. otoparkçı
pool attendant n. havuz görevlisi
cafeteria attendant n. kafeterya temizlik görevlisi
cafeteria attendant n. yemekhane temizlik görevlisi
care attendant n. bakım görevlisi
care attendant n. hizmetli
care attendant n. bakıcı
bus attendant n. muavin
bus attendant n. otobüs muavini
school bus attendant n. okul servisi görevlisi
school bus attendant n. servis görevlisi
school bus attendant n. servis ablası
school bus attendant n. servis abisi
honor attendant n. nedime
honor attendant n. gelinin başyardımcısı
honor attendant n. gelin sağdıcı
lift attendant n. asansörcü
lift attendant n. asansör görevlisi
hospital attendant n. hastane hademesi
hospital attendant n. hastane görevlisi
dining-room attendant n. restoran çalışanı
dining-room attendant n. kafeteryada çalışan kimse
restaurant attendant n. restoran çalışanı
restaurant attendant n. kafeteryada çalışan kimse
filling station attendant n. benzin istasyonu pompacısı
gasoline station attendant n. benzin istasyonu pompacısı
petrol attendant n. benzin istasyonu pompacısı
gas pump attendant n. (benzin istasyonu) pompacı
en attendant adv. bu arada
en attendant adv. bu sırada
Colloquial
flight attendant n. hava görevlisi
Trade/Economic
attendant term [brit] n. yürürlükte tutulan ipotek veya uzun süreli kiralama
master attendant n. liman memuru
office attendant n. ofis görevlisi
store attendant n. reyon görevlisi
booth attendant n. stand görevlisi
Law
attendant circumstance n. bir olayın/eylemin çevresindeki unsurlar
Insurance
crossroads care attendant scheme [uk] n. engelli bireylere refakatçi sağlama servisi
Tourism
room attendant n. oda temizlik görevlisi
room attendant n. oda temizlik sorumlusu
Technical
flight attendant n. hostes
cabin attendant n. hostes
cabin attendant n. kabin memuru
Telecom
attendant conference n. katılımlı konferans
attendant access loop n. katılımlı erişim döngüsü
centralized attendant services n. merkezi katılımlı hizmetler
automated attendant n. otomatik görevli
Automotive
attendant parking n. valeli otopark
Traffic
crosswalk attendant n. yaya geçidi görevlisi
Aeronautic
chief flight attendant n. başhostes
cabin attendant n. hostes
flight attendant n. hostes
cabin attendant n. kabin hostesi
cabin attendant n. kabin memuru
flight attendant n. kabin hostesi
flight attendant n. kabin memuru
aircraft cabin attendant n. uçak kabin görevlisi
cabin attendant n. uçuş görevlisi
cabin attendant n. uçuş hostesi
flight attendant n. uçuş memuru
cabin attendant n. uçuş memuru
flight attendant n. uçuş hostesi
ground attendant n. yer hizmetlisi
Marine
master attendant n. liman amiri
master attendant n. liman idare memuru
Medical
attendant risks n. eşlik eden riskler
attendant care and physical disability unit n. özel bakıcı ve fiziksel engellilik birimi
Social Sciences
home attendant care n. evde takip hizmeti
Military
mess attendant n. mutfak görevlisi
Art
front of house attendant n. salon görevlisi
cloakroom attendant n. vestiyer görevlisi
Music
attendant keys n. ana anahtarla en çok ilişkili olan anahtar veya ölçekler