aware - Turc Anglais Dictionnaire

aware

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "aware" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 12 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
aware adj. haberdar
I was at the Bureau meeting last night and I am not aware that the Bureau actually took any final decisions.
Dün akşam Büro toplantısındaydım ve Büro'nun herhangi bir nihai karar aldığından haberdar değilim.

More Sentences
aware adj. farkında
We are far more aware than we were ten years ago that vitamins do indeed have adverse effects.
Vitaminlerin gerçekten de olumsuz etkileri olduğunun on yıl öncesine göre çok daha fazla farkındayız.

More Sentences
General
aware adj. uyanık
We must make politicians and the public in the countries affected more aware and more vigilant.
Etkilenen ülkelerdeki siyasetçileri ve kamuoyunu daha bilinçli ve daha uyanık hale getirmeliyiz.

More Sentences
aware adj. farkında olan
We must discuss the issue or, at least, be aware that such things are happening.
Konuyu tartışmalı ya da en azından bu tür şeylerin yaşandığının farkında olmalıyız.

More Sentences
aware adj. bilinçli
I believe that responsible and aware behaviour on the part of consumers is the most important thing of all.
Tüketicilerin sorumlu ve bilinçli davranmasının en önemli şey olduğuna inanıyorum.

More Sentences
aware adj. farkında
We are all aware of these problems; they are not new, and we do not need to reinvent the wheel.
Hepimiz bu sorunların farkındayız; bunlar yeni değil ve tekerleği yeniden icat etmemize gerek yok.

More Sentences
aware adj. vakıf
aware adj. agah
aware adj. tetikte
aware adj. farkına varma
aware adj. duyarlı
Ottoman Turkish
aware adj. muttali

Sens de "aware" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 77 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
be aware of v. farkında olmak
We have to be aware of that.
Bunun farkında olmalıyız.

More Sentences
General
be aware of v. haberdar olmak
Tom said that he was aware of the ongoing conspiracy.
Tom devam eden komplodan haberdar olduğunu söyledi.

More Sentences
be aware of v. farkında olmak
Being aware of what and how much we eat is essential to good health.
Ne yediğimizin ve ne kadar yediğimizin farkında olmak sağlığımız için çok önemlidir.

More Sentences
be aware v. bilmek
As far as I am aware, there were no problems during the first semester.
Bildiğim kadarıyla, ilk dönem sırasında hiçbir sorun yoktu.

More Sentences
become aware of v. farkına varmak
It is time we became aware of the bureaucracy we are causing.
Neden olduğumuz bürokrasinin farkına varmamızın zamanı geldi.

More Sentences
aware of adj. haberdar
Lastly, workers must be made aware of the problem and be trained in the right way to use the equipment.
Son olarak, çalışanlar sorundan haberdar edilmeli ve ekipmanı doğru şekilde kullanmaları için eğitilmelidir.

More Sentences
self-aware adj. kendinin farkında olan
The pressure exerted by a self-aware, strong and united Europe would serve this purpose.
Kendinin farkında olan, güçlü ve birleşmiş bir Avrupa'nın uygulayacağı baskı bu amaca hizmet edecektir.

More Sentences
Politics
aware (in resolutions) expr. farkında olarak
Aware as I am of your usual agenda, I would like to thank you most sincerely for being here.
Her zamanki gündeminizin farkında olarak, burada bulunduğunuz için size içtenlikle teşekkür etmek isterim.

More Sentences
General
be aware of v. duymak
make somebody aware of v. haberdar etmek
become aware of v. farketmek
become aware of v. haberdar olmak
be aware of v. çakmak
become aware of v. farketmiş olmak
be aware towards v. duyarlı olmak
be aware of danger v. tehlikenin farkında olmak
be aware of one's importance v. önemini bilmek
be aware of v. bilgisi olmak
be aware of one's potential v. potansiyelinin farkında olmak
not to be aware of v. bilincinde olmamak
be aware of one's responsibility v. sorumluluğunun bilincinde olmak
be aware of one's responsibility v. sorumluluğunun farkında olmak
become self-aware v. bilinçlenmek
become self-aware v. bilinç kazanmak
be fully aware of one's actions v. yaptıklarının tamamen bilincinde olmak
be aware of (something) v. (bir şeyden) haberdar olmak
be aware of (something) v. (bir şeyin) farkında olmak
be aware of (something) v. (bir şey) hakkında bilgisi olmak
be aware of (something) v. (bir şey) bilgisi dahilinde olmak
be aware of (something) v. (bir şeye) vakıf olmak
be aware of (something) v. (bir şeyi) bilmek
be aware of (something) v. (bir şeyin) bilincinde olmak
aware (of) adj. farkında
aware of adj. -in farkında
self-aware adj. kendini bilen
self-aware adj. kendini tanıyan
location-aware adj. konum duyarlı
Phrases
given the history that I am aware of the defendant expr. davalının geçmişini de göz önünde bulundurarak
Colloquial
be well aware that... v. -i çok iyi bilmek
be well aware that... v. '-in tamamen farkında olmak
be well aware that... v. '-den tamamen haberi olmak
be well aware that... v. '-den tamamen haberdar olmak
be well aware that... v. hakkında bilgisi olmak
be well aware that... v. bilgisi dahilinde olmak
everybody's well aware expr. herkes olayın bilincinde
sfaiaa (so far as I am aware) expr. bildiğim kadarıyla
sfaiaa (so far as I am aware) expr. yanlış hatırlamıyorsam
Idioms
be well aware of (something) v. iyi bilmek
be well aware of (something) v. tamamen farkında olmak
be well aware of (something) v. (bir şeyden) tamamen haberi/haberdar/bilgisi olmak
be well aware of (something) v. bilgisi dahilinde olmak
be well aware of something v. bir şeyi iyi bilmek
be well aware of something v. bir şeyin tamamen farkında olmak
be well aware of something v. bir şeyden tamamen haberdar olmak
be well aware of something v. bir şeyden haberi olmak
be well aware of something v. bir şeyle ilgili bilgisi olmak
be well aware of something v. bir şey bilgisi dahilinde olmak
Speaking
as you are aware expr. bildiğin gibi
I'm aware of that expr. bunun farkındayım
were you aware of this? expr. bunun farkında mıydın?
as you are aware expr. bildiğiniz gibi
is she aware of our presence here? expr. buradaki varlığımızın farkında mı?
are you aware of the situation? expr. durumun farkında mısınız?
as you are well aware expr. haberdar olduğunuz üzere
as you are aware expr. malumlarınız olduğu üzere
as you are aware expr. malumunuz olduğu üzere
Trade/Economic
cost-aware adj. maliyet duyarlı
cost-aware adj. maliyete duyarlı
let the buyer aware expr. alıcı dikkatli olsun
let the buyer aware expr. tüm risk alıcıya ait olmak üzere
Technical
content aware switching n. içerik bilinçli anahtarlama
content aware switching n. içerik anahtarlama
human aware mobile robot n. insan farkındalığı olan hareketli robot
Computer
rsvp aware expr. rsvp tanıyor
Informatics
context-aware internet n. bağlam bilinçli internet
Psychology
risk-aware consensual kink n. riskli olduğunun farkında olarak yapılan davranış/eylem
Archaic
be aware of v. agah olmak