bird - Turc Anglais Dictionnaire

bird

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "bird" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 40 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
bird n. kuş
Even then it was assumed that the composition of the virus was partly influenced by a bird disease.
O zaman bile virüsün yapısının kısmen bir kuş hastalığından etkilendiği varsayılıyordu.

More Sentences
General
bird n. kuş
For example, I was in Brittany after the Erika oil spill, when France needed help with bird cleaning.
Örneğin Erika petrol sızıntısından sonra Fransa'nın kuş temizliği konusunda yardıma ihtiyacı olduğunda Brittany'deydim.

More Sentences
Zoology
bird n. kuş
Some say that it is the worst accident that has ever befallen the bird life of this part of Europe.
Bazıları bunun Avrupa'nın bu bölgesindeki kuş yaşamının başına gelmiş en kötü kaza olduğunu söylüyor.

More Sentences
General
bird n. manita
bird n. kus
bird n. adam
bird n. tip
bird n. kız
bird n. atış poligonunda vurulmak üzere fırlatılan kil disk
bird n. oldukça zeki veya başarılı kimse
bird n. türünün hayranlık uyandıran bir örneği
bird v. kuş gözlemciliği yapmak
bird v. kuş avlamak
Colloquial
bird n. kadın
bird n. kız
bird n. bıldırcın (kız/kadın)
bird n. dudaklarla yapılan alaycı ses
bird n. tip
bird n. tipin biri
bird n. tuhaf/garip kimse
bird n. orta parmak hareketi
bird n. uçak
bird n. yüz dolar
Idioms
bird n. yuh çekme
bird n. yuhalama
Aeronautic
bird n. roket
bird n. uydu
bird n. uzay gemisi
Gastronomy
bird n. sarma
bird n. kuş eti
bird n. kümes hayvanı eti
Hunting
bird n. av kuşu
bird n. keklik
Sport
bird n. badminton topu
bird n. bir deliğe par sayısından bir eksik yapılan skor
Archaic
bird n. kümes hayvanının yavrusu
Slang
bird n. işten kovulma
British Slang
bird n. cezaevinde yatılan süre
bird n. kız
bird n. piliç/yavru (kız anlamında)

Sens de "bird" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
bird cage n. kuş kafesi
He thought that it was like a bird cage.
Bunun bir kuş kafesi gibi olduğunu düşündü.

More Sentences
bird of prey n. yırtıcı kuş
The hawk is a bird of prey.
Şahin bir yırtıcı kuştur.

More Sentences
water bird n. su kuşu
A goose is a water bird.
Kaz bir su kuşudur.

More Sentences
bird of prey n. alıcı kuş
Eagles, falcons and hawks are birds of prey.
Kartallar, doğanlar ve şahinler alıcı kuşlardır.

More Sentences
migratory bird n. göçmen kuş
The reason for my decision is Malta's persistence in shooting migratory birds.
Kararımın nedeni Malta'nın göçmen kuşları vurma konusundaki ısrarıdır.

More Sentences
bird watcher n. kuş gözlemcisi
He's a bird watcher.
O bir kuş gözlemcisi.

More Sentences
bird sanctuary n. kuş cenneti
This is a bird sanctuary.
Burası bir kuş cenneti.

More Sentences
bird food n. kuş yemi
Go buy some bird food.
Git biraz kuş yemi satın al.

More Sentences
bird flu n. kuş gribi
Is the bird flu eradicated?
Kuş gribinin kökü kazındı mı?

More Sentences
game bird n. av kuşu
Game birds abound in the area.
Bölgede bol miktarda av kuşu var.

More Sentences
tropical bird n. tropikal kuş
Toucans are tropical birds.
Tukanlar tropikal kuşlardır.

More Sentences
injured bird n. yaralı kuş
The injured bird fell to the ground.
Yaralı kuş yere düştü.

More Sentences
small bird n. küçük kuş
I wonder whether we feel today that all the institutions of the EU have done enough to let the small bird sing.
Bugün AB'nin tüm kurumlarının küçük kuşun ötmesi için yeterince çaba sarf edip etmediğini merak ediyorum.

More Sentences
bird feeder n. kuş yemliği
The hungry birds were eating from the bird feeder.
Aç kuşlar kuş yemliğinden yiyorlardı.

More Sentences
catch a bird v. kuş yakalamak
If you cannot catch a bird of paradise, better take a wet hen.
Eğer bir cennet kuşu yakalayamıyorsanız, ıslak bir tavuk alsanız daha iyi olur.

More Sentences
Colloquial
an early bird n. erkenci
I am a night owl and an early bird.
Ben hem gece kuşuyum hem de erkenciyim.

More Sentences
a baby bird n. yavru bir kuş
Walking in the park, I found a baby bird.
Parkta yürürken yavru bir kuş buldum.

More Sentences
Idioms
a little bird n. kuşlar (söyledi)
A little bird told me that.
Bunu bana kuşlar söyledi.

More Sentences
a little bird n. küçük bir kuş (söyledi)
A little bird told me that.
Bunu bana küçük bir kuş söyledi.

More Sentences
Tourism
bird watching n. kuş gözlemciliği
I love bird watching.
Kuş gözlemciliğini severim.

More Sentences
Zoology
wading bird n. dalıcı kuş
Are flamingos wading birds?
Flamingolar dalıcı kuşlar mıdır?

More Sentences
Common Usage
bird-scarer n. korkuluk
General
bird cherry n. kuşkirazı
bird nest n. aşiyan
tropic bird n. fayton
bird of passage n. göçmen kuş
policeman bird n. muhbir
bird of passage n. göçebe kimse
european bird cherry n. gelinfeneri
young bird n. kuş yavrusu
bird dog n. av köpeği
gallows bird n. asılacak adam
gallows bird n. idamlık
bird of paradise n. cennetkuşu
gooney bird n. albatros
butcher bird n. örümcek kuşu
decoy bird n. çığırtkan kuş
decoy bird n. çığırtkan
sea bird n. deniz kuşu
bird fodder n. kuş yemi
crumpet bird n. yavru
bird watching n. kuş gözleme
old bird n. deneyimli kimse
aquatic bird n. su kuşu
early bird n. erkenci
bird fancier n. kuşbaz
mocking bird n. alaycıkuş
humming bird n. sinekkuşu
bird in the hand n. çantada keklik
tropic bird n. tropik kuş
singing bird n. ötücü kuş
lyre bird n. lir kuşu
bird shot n. saçma
ant bird n. karınca kuşu
bird spider n. yerörümceği
scrub bird n. çalı kuşu
corvine bird n. karga
bird sanctuary n. kuşların avlanması yasak olan yer
bird family n. kuş familyası
a bird in a tree n. ağaçtaki kuş
bird bath n. kuş banyosu
bird watching n. gözleyerek kuşları inceleme
bird screen n. kuş teli
bird watching n. kuş gözlemi
bird calls n. kuş sesleri
a bird in a gilded cage n. altın kafesteki kuş
night bird n. gece kuşu
sea bird n. denizkuşu
flying bird n. uçan kuş
a migratory bird n. göçmen kuş
bird lake n. kuş gölü
manyas bird paradise n. manyas kuş cenneti
ornamental bird n. süs kuşu
bird shot n. av saçması
bird sanctuary n. kuş korunağı
marine bird n. deniz kuşu
bird hunter n. kuş avcısı
young bird n. yavru kuş
bird expert n. kuş uzmanı
wise bird n. baykuş
bird cage apron n. kafes tülü
bird trap n. kuş kapanı
canary bird n. kanarya
dolly bird n. süslü kadın
dolly bird n. cicili bicili kız
izmir bird paradise n. izmir kuş cenneti
bird course n. (kanada) eğitim kurumunda kolay olduğu düşünülen ders
liver bird n. liverpool kulübünün arması
liver bird n. yarı karabatak yarı kartal olan mitolojik bir kuş
early bird dinner n. belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği
bird nest n. kuş yuvası
bird droppings n. kuş pisliği
bird seller n. kuş satıcısı
bird seller n. kuşçu
bird wing n. kuş kanadı
bird droppings n. kuş pisliği
bird head n. kuş kafası
bird box n. kuş evi
messenger bird n. haberci kuş
call bird n. diğer kuşları tuzağa düşürmek için eğitilmiş kuş
call bird n. tuzak kuşu
bird [obsolete] n. hayvan yavrusu
bird [obsolete] n. enik
bird [obsolete] n. çocuk
bird call n. kuş sesi
bird call n. cıvıltı
bird call n. kuş sesi taklidi
bird dog n. (dedektif gibi) iz süren kimse
bird feed n. kuş yemi
bird of peace n. barış kuşu
bird of peace n. güvercin
bird table n. kuş besleme masası
bird-nesting n. yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama
bird-spotter n. kuş gözlemcisi
bird-watcher n. kuş gözlemcisi
bird-watching n. kuş gözlemciliği
bird-watching n. yaban kuşlarının doğal yaşam ortamlarında gözlemlenmesi
blue bird n. küçük kızlara yönelik bir kamp olan blue birds üyesi
stuffed bird n. doldurulmuş kuş
life bird n. daha önce görülmemiş olup kuş gözlemcisinin tür listesine eklenen kuş türü
pie bird n. turtaların ortasına konulan kuş şeklindeki seramik biblo
give somebody the bird v. ıslıklamak
give somebody the bird v. yuhalamak
eat like a bird v. çok yavaş yemek
eat like a bird v. çok az yemek
(a bird) to land on a branch v. (kuş vb.) dala konmak
bird-dog v. takip etmek
be bird-dogging v. takipçisi olmak
bird-dog v. takipte olmak
be bird-dogging v. takipte olmak
be bird-dogging v. takip etmek
bird-dog v. takipçisi olmak
build a bird house v. kuş kulübesi yapmak
build a bird house v. kuş kulübesi inşa etmek
bird-nest v. kuş yuvası toplamak
bird-watch v. kuş gözlemciliği yapmak
bird-brained adj. kuş beyinli
bird-brained adj. aptal
bird-eyed adj. kuş gözlü
bird-eyed adj. ürkek
bird-witted adj. maymun iştahlı
bird-witted adj. bir konuya odaklanamayan
bird-witted adj. konudan konuya atlayan
bird-witted adj. dikkati kolayca dağılan
like a bird adv. kuş misali
Proverb
early bird catches the worm atı alan üsküdarı geçti
early bird catches the worm erken kalkan yol alır
the early bird gets the worm erken kalkan yol alır
god builds a nest-for the homeless bird garip kuşun yuvasını allah yapar
bird in the hand is worth two in the bush eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir
bird in the hand is worth two in the bush elde edilmiş olan şey elde edilememiş güzel şeylerden daha iyidir
the early bird catches the worm erken davranan yol alır
the early bird catches the worm erken kalkan çok yol alır
the early bird catches the worm erken kalkan yol alır
early bird catches the worm erken kalkan kazanır
a bird in the hand is worth two in the bush eldeki serçe damdaki güvercinden iyidir
it's an ill bird that fouls its own nest sadece aptal bir insan yaşadığı yeri çöplüğe çevirip berbat eder
early bird gets the worm erken kalkan çabuk yol alır
every bird flies with its own wings her kuş kendi kanadıyla uçar
every bird flies with its own wings her kuş kendi kanatlarıyla uçar
Colloquial
night bird n. geceleri uyumayıp oturan kimse
night bird n. gece sokaklarda gezen külhanbeyi
night bird n. gecelerin adamı
nerd bird n. san jose (silikon vadisi) ve seattle gibi yüksek teknoloji şirketlerinin yoğun olduğu abd şehirleri arasında düzenli doğrudan uçuş yapan yolcu uçağı
odd bird n. tuhaf tip
odd bird n. ilginç kimse
odd bird n. acayip tip
odd bird n. uçuk
odd bird n. eksantrik
strange bird n. tuhaf tip
strange bird n. ilginç kimse
strange bird n. acayip tip
strange bird n. uçuk
strange bird n. eksantrik
bird brain n. aptal
bird-scarer n. bostan korkuluğu
an early bird n. çok erken kalkan insan
home bird n. ev kuşu
home bird n. evine veya ailesine düşkün kimse
bird of passage n. göçmen kişi
bird of passage n. gezgin kişi
bird of passage n. göçmen kuş
bird brain n. geri zekalı
bird-brain n. kuş beyinli
bird of passage n. oradan oraya göçen kişi
bird brain n. salak
an early bird n. sabah kuşu
jail bird n. hapishane kuşu
jail bird n. hapishane gediklisi
bird dog n. (spor) yetenek avcısı
dickey bird n. küçük kuş
dicky bird n. küçük kuş
dickey-bird n. küçük kuş
dickey-bird n. minik kuş
dicky-bird n. küçük kuş
dicky-bird n. minik kuş
bird-dog v. başkasının sevgilisine aşık olmak
bird-dog v. askıntı olmak
bird-dog v. salça olmak
bird-dog v. asılmak
bird-dog v. yakasına yapışmak
bird-dog v. rahat bırakmamak
bird-dog v. salmamak
bird-dog v. başka bir erkeğin kız arkadaşıyla kaçmak
bird-dog v. birini izlemek
bird-dog v. gözetlemek
bird-dog v. peşine takılmak
bird-dog v. kuyruğuna takılmak
flip (one) the bird v. (birine) orta parmağını göstermek
flip (one) the bird v. (birine) el hareketi çekmek
flip (one) the bird v. (birine) hareket çekmek
flip (one) the bird v. (birine) orta parmağıyla hareket çekmek
free as the bird expr. kuşlar gibi hür
Idioms
bird in (one's) bosom n. yürekten yemin
bird in (one's) bosom n. canı gönülden yemin
bird in (one's) bosom n. tüm kalbiyle yemin
bird of (one's) own brain n. birisinin herkesten sakladığı düşüncesi
bird of (one's) own brain n. gizli düşünce/fikir
bird of (one's) own brain n. içindeki sır
bird of (one's) own brain n. herkesten saklanan sır
bird watcher n. kadınları gözetleyen adam
bird watcher n. dikizci
bird watcher n. röntgenci
bird in (one's) bosom [obsolete] n. yürekten yemin etme
bird in (one's) bosom [obsolete] n. canı gönülden yemin etme
bird in (one's) bosom [obsolete] n. tüm kalbiyle yemin etme
bird of (one's) own brain [obsolete] n. (birinin) aklındaki/kafasındaki gizli düşünce/fikir/gizler/sırlar
bird of (one's) own brain [obsolete] n. aklından/kafasından geçen düşünce/fikir
a bird dog n. av köpeği
rare bird n. benzersiz kimse
rare bird n. çok farklı tip
old bird n. eski kulağı kesiklerden
old bird n. eski kurt
bird of ill omen n. gittiği yere uğursuzluk getiren kişi
bird-brain n. kuş beyinli
a little bird told me n. kuşlar söyledi
old bird n. kulağı kesik
bird of ill omen n. meymenetsiz
bird of ill omen n. uğursuz kişi
a bird in the hand n. çantada keklik
a little bird n. (kim olduğu söylenmeyen bir haberci anlamında) kuşlar
a bird in hand n. eldeki serçe
a bird in hand n. sahip olunan şey
a bird in hand n. mevcutta olan şey
a bird in hand n. elde bulunan şey
a bird in the hand n. eldeki serçe
a bird in the hand n. sahip olunan şey
a bird in the hand n. mevcutta olan şey
a bird in the hand n. elde bulunan şey
a bird of passage n. göçebe kimse
a bird of passage n. yeri yurdu belli olmayan kimse
a bird of passage n. sabit bir yeri yurdu olmayan kimse
a bird of passage n. göçmen kişi
a bird of passage n. oradan oraya göçen kişi
a bird of passage n. gezgin kişi
a little bird n. ismi lazım değil biri
a rare bird n. benzersiz kimse/şey
a rare bird n. sıra dışı kimse/şey
a rare bird n. alışılmışın dışında kimse/şey
a rare bird n. çok farklı tip/şey
a rare bird n. ender rastlanan bir tip/şey
a rare bird n. eşi benzeri az bulunur bir tip/şey
bird in the hand n. eldeki fırsat
bird in the hand n. ele geçmiş fırsat
bird in the hand n. eldeki/elde edilmiş hak
a bird in the hand n. çantada keklik
a bird in the hand n. eldeki serçe
a bird in the hand n. sahip olunan şey
a bird in the hand n. mevcutta olan şey
a bird in the hand n. elde bulunan şey
a bird in the hand n. eldeki serçe (damdaki güvercinden iyidir)
a bird in the hand n. bugünkü tavuk (yarınki kazdan iyidir)
(feathered) oof-bird [obsolete] n. para kapısı
(feathered) oof-bird [obsolete] n. para kaynağı
(feathered) oof-bird [obsolete] n. kazanç kapısı
(feathered) oof-bird [obsolete] n. köşeyi dönme şansı/kapısı
free bird n. özgür kimse
free bird n. boşta kimse
free bird n. bir manisi olmayan kimse
free bird n. serbest kimse
free bird n. bir bağı/sorumluluğu olmayan kimse
free bird n. müsait kimse
the bird [uk] n. kovulma
the bird [uk] n. tekmeyi yeme
the bird [uk] n. işten atılma
the bird [uk] n. ıslıklama
the bird [uk] n. ıslıkla protesto
the bird [uk] n. yuhalama
hear a bird sing v. gizli konuşmaları duymak
hear a bird sing v. (gizli durum) kulağına çalınmak
give (one) the bird v. orta parmak hareketi yapmak
give (one) the bird v. hareket çekmek
give (one) the bird v. yuhalamak
give (one) the bird v. yuh çekmek
give someone the bird [us] v. orta parmak hareketi yapmak
give someone the bird [us] v. hareket çekmek
give someone the bird v. yuhalamak
give someone the bird v. yuh çekmek
give someone (or get) the bird [uk] v. yuhalamak
give someone (or get) the bird [uk] v. yuh çekmek
flip/give/shoot somebody the bird v. orta parmak hareketi yapmak
flip/give/shoot somebody the bird v. hareket çekmek
shoot (one) the bird v. orta parmak hareketi yapmak
shoot (one) the bird v. hareket çekmek
have a bird v. rahatsız olmak
have a bird v. üzülmek
have a bird v. kahrolmak
have a bird v. altüst olmak
have a bird v. dumura uğramak
have a bird v. telaşlanmak
have a bird v. sarsılmak
not hear a dicky bird [uk] v. hiçbir şey duymamak
not hear a dicky bird [uk] v. çıt çıkmamak
not hear a dicky bird [uk] v. ses seda çıkmamak
not say a dicky bird [uk] v. çıtı çıkmamak
not say a dicky bird [uk] v. ses etmemek
not say a dicky bird [uk] v. gıkını çıkarmamak
eat like a bird v. az yemek
eat like a bird v. azıcık yemek
sing like a bird v. bülbül gibi ötmek
give somebody the bird v. birisine el hareketi çekmek
give somebody the bird v. birisine orta parmağını göstermek
flip someone the bird v. birisine orta parmağını göstermek
flip someone the bird v. birisine el hareketi çekmek
flip someone the bird v. el hareketi yapmak
give the bird v. el işareti yapmak
flip someone the bird v. el hareketi çekmek
flip someone the bird v. hareket çekmek
flip the bird v. el işareti yapmak
flip the bird v. el kol hareketi çekmek
give someone the bird v. el hareketi yapmak
give someone the bird v. el hareketi çekmek
give the bird v. el kol hareketi çekmek
early bird special v. indirimli yemek
flip someone the bird v. orta parmağını göstermek
give someone the bird v. orta parmağını göstermek
sing like a bird v. kuş gibi ötmek
give the bird v. orta parmağını göstermek
flip the bird v. orta parmağını göstermek
flip someone the bird v. orta parmak göstermek
eat like a bird v. kuş gibi yemek
get the bird v. kovulmak
be (like) a bird in a gilded cage v. altın kafeste bir kuş olmak
flush out the bird v. kuşu saklandığı yerden çıkarmak
flush out the bird v. kuşu korkutup saklandığı yerden çıkmasını sağlamak
the bird has flown expr. buhar oldu
a little bird whispered in my ear expr. bana kuşlar söyledi
a bird in the hand is worth two in the bush expr. bugünün tavuğu yarının kazından iyidir
not a dicky bird expr. bir kelime bile (söylemedi)
not a dicky bird expr. bir kelime bile (söylemedi)
a bird in the hand is worth two in the bush expr. bugunkü tavuk yarınki kazdan iyidir
free as a bird expr. dertsiz tasasız
bird in the hand is worth two in the bush expr. eldeki bir kuş daldaki iki kuştan iyidir
a sharp old bird expr. eşi bulunmaz
for early bird saving expr. erken kayıt avantajı için
as free as bird expr. kuşlar kadar özgür
as free as a bird expr. kuş gibi hür
as free as a bird expr. kuş kadar özgür
the bird has flown expr. kayıplara karıştı
as free as a bird expr. kuş gibi özgür
as free as bird expr. kuş gibi özgür
the bird has flown expr. kuş oldu uçtu
as free as a bird expr. kuş kadar hür
early bird gets the worm expr. sona kalan dona kalır
the bird has flown expr. sırra kadem bastı
the early bird gets the worm expr. sona kalan dona kalır
not a dicky bird expr. tek kelime (etmedi)
not a dicky bird expr. tek kelime (etmedi)
like a bird expr. tıkır tıkır
like a bird expr. yağ gibi
on the bird expr. yayınlanan
on the bird expr. yayında
a home bird expr. ev kuşu
the bird has flown expr. buhar oldu
the bird has flown expr. kuş oldu uçtu
the bird has flown expr. kayıplara karıştı
the bird has flown expr. sırra kadem bastı
Trade/Economic
early-bird price n. açılış fiyatı
early-bird price n. erken rezervasyon fiyatı
early-bird price n. erken alım fiyatı
early-bird price n. geliş fiyatı
early-bird price n. ilk teklif fiyatı
bird dog n. satış için potansiyel müşteri bulan kimse
Politics
state bird n. abd eyaletinin resmi sembolü olarak seçilmiş kuş
state bird n. (abd) resmi eyalet kuşu
Technical
fire bird n. ateş kuşu
electric bird deterrent system n. elektrikli kuş caydırıcı / uzaklaştırıcı sistem
solar bird repeller n. güneş enerjisi ile çalışan ve zararlı kuşların uzaklaştırılması amacıyla kullanılan bir cihaz
solar bird repeller n. güneş enerjili kuş kovma/uzaklaştırma cihazı
solar bird repeller n. kuş kovucu cihaz
bird repeller n. kuş savar
bird repeller n. kuş kovucu
bird repeller n. kuş kovucu cihaz
bird banding n. kuş halkalama
bird ringing n. kuş halkalama
solar bird repeller n. kuş kovucu
water-bird n. su kuşu
bird-caging system n. tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
Electric
bird-caging n. çoklu kablolarda lehimin tellerin arasına fazlaca girip topaklanması ve o bölgeyi kafes gibi genişletip çevresinde kırılmaya neden olabilmesi
bird-caging n. elektrik devrelerinin lehimlenmesi aşamasında karşılaşılan hatalardan biri
bird-caging n. tel elemanlarının kablo boyunca belirli aralıklarla birbirinden ayrılarak ve nodal noktalarda birleştirilerek oluşturulduğu kafes sistemi
Dyeing
love bird n. cennet papağanı rengi
love bird n. yoğun sarımsı yeşil bir renk tonu
Aeronautic
bird-strike n. uçağın kuşlarla çarpışması
bird strike n. uçağın kuşlarla çarpışması
Marine
shore bird n. sahil kuşu
Medical
bird breeder lung n. güvercin besleyicisi hastalığı
bird breeder lung n. kuş yetiştiricisi hastalığı
bird fancier’s lung disease n. kuş besleyicisi hastalığı
Pathology
bird malaria n. kuş sıtması
bird malaria n. yabani kuşlarda ve kümes hayvanlarında görülen, fizyolojik olarak sıtmaya benzeyen ateşli bir hastalık
Parasitology
bird louse n. kuş biti
bird tick n. kuş kenesi
bird tick n. kuş paraziti olan iki kanatlı bir böcek
bird tick n. hippoboscidae familyasına ait kuş paraziti uçan bir böcek
bird tick n. argasidae familyasına ait çeşitli kuş kenelerine verilen ad
Veterinary
bird influenza n. kuş gribi
bird flu n. kuş gribi
bird influenza n. tavuk vebası
bird flu n. tavuk vebası
Gastronomy
bird nest shaped pastry with nuts in thick syrup n. bülbül yuvası
Biology
h5n1 bird flu virus n. kuş gribi
Marine Biology
fish-eating bird n. balık yiyen kuş
fish-eating bird n. balıkla beslenen kuş
Astronomy
early bird n. avrupa ile amerika'yı birbirine bağlayan çok sayıda ticari iletişim uydusundan her biri
Zoology
boatswain bird n. lostromo kuşu
tailor bird n. terzi kuşu
rufous-necked weaver bird (pyromelana taha) n. kızıl boyunlu dokumacı kuşu
tailor bird n. terzi kuşu
tamis bird n. beç tavuğu
bird spider n. tarantula
bird spider n. theraphosidae familyasından olan böcek
humming-bird moth n. atmaca güvesi
oscine bird n. ardıçkuşu
mocking bird n. başka kuşların seslerini taklit eden kuş
honey guide bird n. bal kuşu
chipping bird n. bir tür amerikan serçesi
humming bird n. bir tür ötücü kuş
glacier bird n. buzul kuşu
mynah bird n. çekirgekuşu veya sığırcıkgillerden insan seslerini taklit edebilen güneydoğu asyaya özgü bir kuş
indigo bird n. çivit çintesi
myna bird n. çekirgekuşu veya sığırcıkgillerden insan seslerini taklit edebilen güneydoğu asyaya özgü bir kuş
weaver bird n. dokumacı kuşu
weaver bird n. dokumacıkuşu
dodo bird n. dodo kuşu
dodo bird n. dodo
bird of passage n. göçmen kuş
limicoline bird n. göçmen kuş
adjutant bird n. hint leyleği
java rice bird n. java serçesi
java rice bird n. java pirinç kuşu
java rice bird n. java ispinozu
oscine bird n. ispinoz
bird-footed dinosaur n. kısa ön uzun arka bacaklı bir dinozor türü
secretary bird n. katip kuşu
bird watcher n. kuşbilimci
bird species n. kuş türleri
mynah bird n. mina kuşu
myna bird n. mina kuşu
bird watcher n. ornitolog
quetzal bird n. orta ve güney amerika'ya özgü bir kuş
moor-bird n. orman tavuğu
shore bird n. sahil kuşu
baltimore bird n. sarı asma kuşu
baltimore bird n. sarı asma kuşu
limicoline bird n. sahil kuşu
booby bird n. sümsük kuşu
water bird n. sukuşu
water bird n. su kuşu
wading bird n. su kıyısında yaşayan balıkla beslenen uzun bacaklı kuş
umbrella bird n. şemsiye kuşu
passeriform bird n. tüneyen ve ötücü kuşların bir grubu
flightless bird n. uçamayan kuş
wading bird n. yağmurkuşu
banana bird (icterus leucopteryx) n. muz ile beslenen bir amerikan kuşu
bird eater n. kuşyiyen
Botanic
canary bird flower n. kanarya sarısı çiçekleri olan bir sarmaşık
bird pepper (capsicum baccatum) n. dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü
bird pepper (capsicum frutescens baccatum) n. dik konik şekilli, çok küçük ve çok acı meyveler veren kırmızı, sarı veya mor biber türü
bird bills n. kuzey amerika'da yetişen gösterişli çiçekleri olan bir bitki
bird of paradise flower n. cennet kuşu
bird vetch n. kuş fiği
bird of paradise n. parlak turuncu veya kırmızı çiçekleri olan tropikal bir çalı
bird vetch n. yabani fiğ
bird–foot violet n. kuşayağı menekşe
bird–foot violet n. abd'nin doğusunda yetişen derin kesikli yaprakları ve soluk mavi-mor renkli çiçekleri olan yaygın bir menekşe
european bird cherry (prunus padus) n. kuş kirazı
common bird cherry n. kuş kirazı
common bird cherry n. gelinfeneri
bird cherry n. beyaz çiçekleri ve küçük, siyah ve acı meyveleri olan bir kiraz ağacı
european bird cherry n. beyaz çiçekleri ve küçük, siyah ve acı meyveleri olan bir kiraz ağacı
bird cherry tree n. kuş kirazı ağacı
european bird cherry n. kuş kirazı
bird cherry n. küçük beyaz çiçekli küçük ve genellikle çalımsı bir amerikan yabani kirazı
bird-of-paradise n. turna gagası
bird–of–paradise flower n. turna gagası
bird of paradise n. turna gagası
bird of paradise n. cennet kuşu çalısı
bird of paradise n. zamparabıyığı
bird of paradise n. bodur akasya