Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
strong pull
be modeling a few things
this one is on (one)
bulaştırmak
Historique
Phrases
Sens de
"bulaştırmak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 61 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
bulaştırmak
drag
v.
Don't
drag
me into this.
Beni bu işe
bulaştırma.
More Sentences
2
General
bulaştırmak
transmit
v.
A squirrel
transmitted
rabies to my daughter.
Bir sincap kızıma kuduz hastalığı
bulaştırdı.
More Sentences
3
General
bulaştırmak
involve
v.
I didn't want to
involve
Tom.
Tom'u bu işe
bulaştırmak
istemedim.
More Sentences
4
General
bulaştırmak
give
v.
Tom
gave
me a bad cold.
Tom bana kötü bir nezle
bulaştırdı.
More Sentences
Common Usage
5
Common Usage
bulaştırmak
infect
v.
6
Common Usage
bulaştırmak
contaminate
v.
General
7
General
bulaştırmak
communicate
v.
8
General
bulaştırmak
dirty
v.
9
General
bulaştırmak
drail
v.
10
General
bulaştırmak
smudge
v.
11
General
bulaştırmak
slush
v.
12
General
bulaştırmak
daub
v.
13
General
bulaştırmak
implicate
v.
14
General
bulaştırmak
corrupt
v.
15
General
bulaştırmak
smirch
v.
16
General
bulaştırmak
smear
v.
17
General
bulaştırmak
defile
v.
18
General
bulaştırmak
splotch
v.
19
General
bulaştırmak
entangle
v.
20
General
bulaştırmak
entangle in
v.
21
General
bulaştırmak
embrue
v.
22
General
bulaştırmak
bedabble
v.
23
General
bulaştırmak
spread
v.
24
General
bulaştırmak
embroil
v.
25
General
bulaştırmak
inweave
v.
26
General
bulaştırmak
foul
v.
27
General
bulaştırmak
blur
v.
28
General
bulaştırmak
splodge
v.
29
General
bulaştırmak
propagate
v.
30
General
bulaştırmak
draggle
v.
31
General
bulaştırmak
profane
v.
32
General
bulaştırmak
involve in
v.
33
General
bulaştırmak
imbrue
v.
34
General
bulaştırmak
taint
v.
35
General
bulaştırmak
contaminate
v.
36
General
bulaştırmak
besmear
v.
37
General
bulaştırmak
bedaub
v.
38
General
bulaştırmak
embrew [obsolete]
v.
39
General
bulaştırmak
lurry
v.
40
General
bulaştırmak
clag [dialect] [uk]
v.
41
General
bulaştırmak
clam [dialect] [uk]
v.
42
General
bulaştırmak
clat [dialect] [uk]
v.
43
General
bulaştırmak
rub
v.
44
General
bulaştırmak
impester [obsolete]
v.
45
General
bulaştırmak
impure [obsolete]
v.
46
General
bulaştırmak
do over
v.
47
General
bulaştırmak
drabble
v.
48
General
bulaştırmak
conspurcate [obsolete]
v.
49
General
bulaştırmak
fester
v.
50
General
bulaştırmak
slake
v.
51
General
bulaştırmak
smatter [obsolete]
v.
52
General
bulaştırmak
smit
v.
53
General
bulaştırmak
mixed up in (something)
v.
Phrasals
54
Phrasals
bulaştırmak
do over
v.
55
Phrasals
bulaştırmak
involve with
v.
56
Phrasals
bulaştırmak
incite in
v.
57
Phrasals
bulaştırmak
pass on
v.
Technical
58
Technical
bulaştırmak
contaminate
v.
Archaic
59
Archaic
bulaştırmak
distain
v.
Slang
60
Slang
bulaştırmak
schmear
v.
61
Slang
bulaştırmak
schmeer
v.
Sens de
"bulaştırmak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 237 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Common Usage
1
Common Usage
(hastalık) bulaştırmak
infect
v.
Fear
infects
and corrupts everything it touches.
Korku dokunduğu her şeye
bulaşır
ve bozar.
More Sentences
General
2
General
bulaştırmak (hastalığı)
transmit
v.
This virus can be
transmitted
from a mother to her baby.
Bu virüs anneden bebeğine
bulaşabilmektedir.
More Sentences
3
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
mess up
v.
I've really
messed up.
Gerçekten
yüzüme gözüme bulaştırdım.
More Sentences
4
General
(hastalık) bulaştırmak
infect
v.
Fear
infects
and corrupts everything it touches.
Korku dokunduğu her şeye
bulaşır
ve onu bozar.
More Sentences
5
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
mess
v.
Some of our Member States make a
mess
of their own registers.
Bazı Üye Devletlerimiz kendi kayıtlarını
yüzlerine gözlerine bulaştırıyor.
More Sentences
Phrasals
6
Phrasals
(birini bir şeye) bulaştırmak
engage (one) in (something)
v.
We will not tolerate anyone who
engages in
terrorism.
Terörizme
bulaşan
hiç kimseye tolerans göstermeyeceğiz.
More Sentences
Idioms
7
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
mess up
v.
Tom
messed up,
as usual.
Tom her zamanki gibi işi
eline yüzüne bulaştırdı.
More Sentences
8
Idioms
(birini) işe bulaştırmak
involve in
v.
I didn't want you
involved in
this.
Seni bu
işe bulaştırmak
istemedim.
More Sentences
Common Usage
9
Common Usage
yağ bulaştırmak
smear
v.
General
10
General
bulaştırmak (işe)
twine
v.
11
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
boggle
v.
12
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
crab
v.
13
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
hash up
v.
14
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
bungle
v.
15
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a mess of
v.
16
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
scamp
v.
17
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
foozle
v.
18
General
çamur bulaştırmak
mire
v.
19
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
muddle
v.
20
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
hash
v.
21
General
hastalık bulaştırmak
taint
v.
22
General
bulaştırmak (hastalığı)
communicate
v.
23
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
fluff
v.
24
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
muddle up
v.
25
General
leke bulaştırmak (üstüne)
smudge
v.
26
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a bungle of
v.
27
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of
v.
28
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
goof up
v.
29
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
muff
v.
30
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
botch
v.
31
General
hastalık bulaştırmak
transmit the disease
v.
32
General
hastalık bulaştırmak
pass on the disease
v.
33
General
sarılık bulaştırmak
bejaundice
v.
34
General
virüs bulaştırmak
transmit virus
v.
35
General
virüs bulaştırmak
spread virus
v.
36
General
virüs bulaştırmak
pass on virus
v.
37
General
eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of
v.
38
General
-i yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of
v.
39
General
teşvik edip bulaştırmak
inveigle
v.
40
General
birini yasadışı bir işe bulaştırmak
involve someone in an illegal activity
v.
41
General
birini bir şeye bulaştırmak
involve someone in something
v.
42
General
salya bulaştırmak
beslobber
v.
43
General
kızamık bulaştırmak
measle
v.
44
General
yeniden bulaştırmak
recontaminate
v.
45
General
pire bulaştırmak
beflea
v.
46
General
cüzzam bulaştırmak
beleper [obsolete]
v.
47
General
leke bulaştırmak
besmudge
v.
48
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
misguggle [scotland]
v.
49
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
mishguggle
v.
50
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
louse (up)
v.
51
General
eline yüzüne bulaştırmak
mull
v.
52
General
(mürekkebi) kasıtsız olarak bulaştırmak
offset
v.
53
General
veba bulaştırmak
impest [obsolete]
v.
54
General
hastalık bulaştırmak
impest [obsolete]
v.
55
General
mikrop bulaştırmak
infester [obsolete]
v.
56
General
yağlı bir şeyi üzerine bulaştırmak
gorm (up)
v.
57
General
eline yüzüne bulaştırmak
belly flop
v.
58
General
eline yüzüne bulaştırmak
belly-flop
v.
59
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
fault
v.
60
General
yapışkan madde bulaştırmak
inviscate
v.
61
General
veba bulaştırmak
plague
v.
62
General
kan bulaştırmak
sanguine
v.
63
General
yüzüne gözüne bulaştırmak
louse up
v.
64
General
bir şeyi eline yüzüne bulaştırmak
shuffle
v.
65
General
hastalık bulaştırmak
smittle [dialect] [uk]
v.
66
General
hapşırarak bulaştırmak
sneeze
v.
67
General
kan bulaştırmak
bebleed
v.
68
General
kan bulaştırmak
beblood
v.
69
General
suça bulaştırmak
becrime
v.
70
General
her yere bulaştırmak
sticky
v.
Phrasals
71
Phrasals
yüzüne gözüne bulaştırmak
bungle up
v.
72
Phrasals
yüzüne gözüne bulaştırmak
bungle something up
v.
73
Phrasals
birine ya da bir şeye bir şey bulaştırmak
contaminate someone or something with something
v.
74
Phrasals
yüzüne gözüne bulaştırmak
muddle about
v.
75
Phrasals
yüzüne gözüne bulaştırmak
muddle around
v.
76
Phrasals
birini bir şeye bulaştırmak
pull someone in
v.
77
Phrasals
birini bir şeye bulaştırmak
pull someone into something
v.
78
Phrasals
(çamur vb) bulaştırmak
track something (all) over something
v.
79
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak
drool (all) over (someone or something)
v.
80
Phrasals
(birini bir şeye) bulaştırmak
drag (someone) into (something)
v.
81
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin her yerine bulaştırmak
smear someone or something with something
v.
82
Phrasals
-e bulaştırmak
pull in
v.
83
Phrasals
(kötü bir şeye) bulaştırmak
mix up
v.
84
Phrasals
(bir şeye bir şey) bulaştırmak
taint (something) with (something)
v.
85
Phrasals
(bir şeye bir şey) bulaştırmak
smear (something) on (something)
v.
86
Phrasals
(bir şeye bir şey) bulaştırmak
smear (something) onto (something)
v.
87
Phrasals
birine/bir şeye bir şey bulaştırmak
smear something on someone or something
v.
88
Phrasals
birine/bir şeye bir şey bulaştırmak
smear something onto someone or something
v.
89
Phrasals
birine/bir şeye bir şey bulaştırmak
smear something on
v.
90
Phrasals
(birinin ya da bir şeyin) her yanına salya bulaştırmak
salivate (all) over (someone or something)
v.
91
Phrasals
(birine bir şey) bulaştırmak
afflict (one) with (something)
v.
92
Phrasals
(birine) hastalık bulaştırmak
afflict (one) with (something)
v.
93
Phrasals
(birine bir şey) bulaştırmak
afflict (one) with (something)
v.
94
Phrasals
(birine) hastalık bulaştırmak
afflict (one) with (something)
v.
95
Phrasals
(bir şeye) bulaştırmak
catch up in (something)
v.
96
Phrasals
(birini) bir şeye (konuya/tartışmaya) bulaştırmak
embroil (one) in (something)
v.
97
Phrasals
-e bulaştırmak
embroil in
v.
98
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeye bulaştırmak
engage someone or something in something
v.
99
Phrasals
birini/bir şeyi bir şeye bulaştırmak
enmesh someone or something in something
v.
100
Phrasals
bir şeye bulaştırmak
enmesh in (something)
v.
101
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeye) bulaştırmak
ensnare (someone or something) in (something)
v.
102
Phrasals
(birini/bir şeyi bir soruna, belaya) bulaştırmak
ensnare (someone or something) in (something)
v.
103
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeye) bulaştırmak
entangle (someone or something) in (something)
v.
104
Phrasals
(birini bir şeye) karıştırmak/bulaştırmak
implicate (someone) in (something)
v.
105
Phrasals
(bir şey, hastalık) bulaştırmak
infect with
v.
106
Phrasals
(bir şeye) bulaştırmak/karıştırmak
involve in (something)
v.
107
Phrasals
(birini/bir şeyi) bulaştırmak
involve with (someone or something)
v.
108
Phrasals
(birini/kendini) bir şeye bulaştırmak
let (someone or oneself) in for
v.
109
Phrasals
-e bulaştırmak
let in for
v.
110
Phrasals
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
louse something up
v.
111
Phrasals
(birini birine) bulaştırmak
mix (one) up with (someone)
v.
112
Phrasals
(birini bir şeye) bulaştırmak
pull (one) into (some place or thing)
v.
113
Phrasals
-e bulaştırmak
smear on
v.
114
Phrasals
(çamur, kir) bulaştırmak
track (something) into (some place)
v.
115
Phrasals
(çamur, kir) bulaştırmak
track over
v.
116
Phrasals
(birine bir şey) bulaştırmak
transmit (something) to (someone)
v.
117
Phrasals
(birine bir hastalık) bulaştırmak
transmit (something) to (someone)
v.
Colloquial
118
Colloquial
eline yüzüne bulaştırmak
chunk
v.
119
Colloquial
eline yüzüne bulaştırmak
blow
v.
120
Colloquial
yüzüne gözüne bulaştırmak
make cock-up of something
v.
121
Colloquial
yüzüne gözüne bulaştırmak
bog up
v.
122
Colloquial
kan bulaştırmak
bloody up
v.
123
Colloquial
yüzüne gözüne bulaştırmak
duff up [uk]
v.
124
Colloquial
gonore bulaştırmak
clap (up)
v.
125
Colloquial
bel soğukluğu bulaştırmak
clap (up)
v.
126
Colloquial
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
goof up (on something)
v.
127
Colloquial
bir şeyi eline yüzüne bulaştırmak
goof something up
v.
Idioms
128
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
have one's cake dough
v.
129
Idioms
işi becerememek/yüzüne gözüne bulaştırmak
buy the rabbit
v.
130
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
(one's) cake is dough
v.
131
Idioms
birine bir şey (hastalık vs.) bulaştırmak
infect someone with something
v.
132
Idioms
birini bir şeye bulaştırmak
let someone in for something
v.
133
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
mishandle
v.
134
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
foul up
v.
135
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
cock up
v.
136
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
botch
v.
137
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
fluff
v.
138
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
bungle
v.
139
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of
v.
140
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
muck up
v.
141
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
make a horlicks of
v.
142
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
wreck
v.
143
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
ruin
v.
144
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
spoil
v.
145
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
make a mess of
v.
146
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
make a pig's ear of
v.
147
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
make a pig's ear out of
v.
148
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a pig's ear out of
v.
149
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of
v.
150
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
have egg on one's face
v.
151
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
make a mess of
v.
152
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
have/wipe off the egg on one's face
v.
153
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
have/wipe off the egg on one's face
v.
154
Idioms
anlaşmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
blow a deal
v.
155
Idioms
anlaşmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
blow the deal
v.
156
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
blow up in (one's) face
v.
157
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
blow up in somebody's face
v.
158
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
blow up in face
v.
159
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
blow up in your face
v.
160
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
explode in your face
v.
161
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
(have) egg on your face
v.
162
Idioms
eline yüzüne bulaştırmak
wipe off the egg on (one's) face
v.
163
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
wipe off the egg on (one's) face
v.
164
Idioms
bir şeyi/işi yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of something
v.
165
Idioms
bir şeyi/işi eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of something
v.
166
Idioms
bir şeyi/işi yüzüne gözüne bulaştırmak
make a mess of something
v.
167
Idioms
bir şeyi/işi eline yüzüne bulaştırmak
make a mess of something
v.
168
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
have egg on face
v.
169
Idioms
yüzüne gözüne bulaştırmak
have got egg on (one's) face
v.
170
Idioms
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of (something)
v.
171
Idioms
(bir şeyi) eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of (something)
v.
172
Idioms
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
make a horlicks of (something) [uk]
v.
173
Idioms
(bir şeyi) eline yüzüne bulaştırmak
make a horlicks of (something) [uk]
v.
174
Idioms
bir şeyi/bir şey yapmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
make a mess of something/of doing something
v.
175
Idioms
bir şeyi/bir şey yapmayı eline yüzüne bulaştırmak
make a mess of something/of doing something
v.
176
Idioms
bir şeyi/bir şey yapmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
make a hash of something/of doing something
v.
177
Idioms
bir şeyi/bir şey yapmayı eline yüzüne bulaştırmak
make a hash of something/of doing something
v.
178
Idioms
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
make a muck of (something) [uk]
v.
179
Idioms
(bir şeyi) yüzüne gözüne bulaştırmak
make a pig's ear of (something)
v.
180
Idioms
(çamur, kir) bulaştırmak
track (something) all over
v.
Speaking
181
Speaking
seni buna bulaştırmak istememiştim
I didn't mean to get you involved in all this
expr.
Medical
182
Medical
yeniden (hastalık) bulaştırmak
reinfect
v.
183
Medical
yanık hayvan veya sebzeden hastalık bulaştırmak
empyreumatize
v.
184
Medical
cüzzam bulaştırmak
leperize
v.
185
Medical
cüzzam bulaştırmak
leperise
v.
186
Medical
(konakçıya) hastalık yapıcı madde bulaştırmak
ingraft
v.
187
Medical
hastalık bulaştırmak
inoculate
v.
188
Medical
(birine) aynı anda iki enfeksiyon bulaştırmak
coinfect
v.
189
Medical
çiçek hastalığı bulaştırmak
smallpox
v.
Pathology
190
Pathology
tüberküloz bulaştırmak
tubercularize
v.
191
Pathology
tüberküloz bulaştırmak
tuberculize
v.
192
Pathology
tüberküloz bulaştırmak
tuberculise
v.
193
Pathology
hastalık bulaştırmak
disease
v.
194
Pathology
ilave enfeksiyon bulaştırmak
superinfect
v.
Veterinary
195
Veterinary
kelebek hastalığı bulaştırmak
coe [dialect] [uk]
v.
Printery
196
Printery
(baskıyı) başka yüzeye bulaştırmak
offset
v.
197
Printery
mürekkebi kazara bulaştırmak
offset
v.
Archaic
198
Archaic
kan bulaştırmak
gild
v.
199
Archaic
zührevi hastalık bulaştırmak
pepper
v.
200
Archaic
çiçek hastalığı bulaştırmak
pepper
v.
201
Archaic
çiçek hastalığı bulaştırmak
pox
v.
202
Archaic
frengi bulaştırmak
pox
v.
Slang
203
Slang
eline yüzüne bulaştırmak/çok kötü yapmak
be (totally) fucked up
v.
204
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bollocks
v.
205
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
botch up
v.
206
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
flub
v.
207
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bumble
v.
208
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bollocks up
v.
209
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
muff
v.
210
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
botch
v.
211
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
louse up
v.
212
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
ball up
v.
213
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
foul up
v.
214
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
muck up
v.
215
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
screw up
v.
216
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bungle
v.
217
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
mishandle
v.
218
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bobble
v.
219
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bollix up
v.
220
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
fuck up
v.
221
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
mess up
v.
222
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
fumble
v.
223
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
bollix
v.
224
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
ballocks
v.
225
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
fluff
v.
226
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
spoil
v.
227
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
crap up (something)
v.
228
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
crap up
v.
229
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
crum up
v.
230
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
crum something up
v.
231
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
crumb something up
v.
232
Slang
hiv virüsü bulaştırmak
poz
v.
233
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
queer up
v.
234
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
cack up
v.
235
Slang
eline yüzüne bulaştırmak
frig up
v.
236
Slang
yüzüne gözüne bulaştırmak
kack up
v.
Modern Slang
237
Modern Slang
bir fast food çalışanının aids olduğuna ve hamburgerci müdavimlerine rastgele bulaştırmak için hamburger köftelerine kanını enjekte etiğine dair bir şehir efsanesi
aids burger
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bulaştırmak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy