defined - Turc Anglais Dictionnaire

defined

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "defined" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
General
defined adj. tanımlanmış
defined adj. belirtili
defined adj. tamlanan
Computer
defined adj. tanımlı

Sens de "defined" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 107 résultat(s)

Anglais Turc
General
well defined adj. iyi tanımlanmış
It is the framework for climate change which is well defined and in place.
İklim değişikliği için iyi tanımlanmış ve yürürlükte olan bir çerçevedir.

More Sentences
well-defined adj. iyi tanımlanmış
The instructions were well-defined.
Yönergeler iyi bir şekilde tanımlanmıştır.

More Sentences
precisely defined adj. kesin olarak tanımlanmış
Exemptions are only permitted in precisely defined cases.
Muafiyetlere yalnızca kesin olarak tanımlanmış durumlarda izin verilir.

More Sentences
ill-defined adj. belli belirsiz
There was an ill-defined figure in the painting.
Tabloda belli belirsiz bir figür vardı.

More Sentences
ill-defined adj. net tanımlanmamış
The terms of the agreement were ill-defined and caused confusion.
Anlaşmanın şartları net bir şekilde tanımlanmadığı için kafa karışıklığına neden oldu.

More Sentences
Phrases
is defined as expr. olarak tanımlanır
I believe that lifelong learning has very often been defined as a priority objective.
Yaşam boyu öğrenmenin sıklıkla öncelikli bir hedef olarak tanımlandığına inanıyorum.

More Sentences
defined by expr. tarafından tanımlanan
Who falls into which category is frequently left to be defined by national law.
Kimin hangi kategoriye girdiği çoğu zaman ulusal yasalar tarafından tanımlanmaya bırakılmaktadır.

More Sentences
General
defined function n. tanımlanmış işlev
defined environment n. tanımlı ortam
be defined v. belirlenmek
be defined v. tanımlanmak
properly defined adj. doğru olarak tanımlanmış
ill defined adj. tam tanımlanmamış
ill-defined adj. tam olarak açıklanmamış
ill-defined adj. tam tanımlanmamış
ill-defined adj. eğreti tanımlanmış
ill-defined adj. iyi tanımlanmamış
ill-defined adj. eksik tanımlanmış
post-defined adj. sonradan tanımlı
well-defined adj. çizgileri/sınırları belli
clearly defined adj. net biçimde tanımlanmış
well-defined adj. sınırları belli
Phrases
the action plans to be taken will be defined expr. alınacak aksiyon planları tanımlanacak
if not defined otherwise expr. aksi belirtilmedikçe
Trade/Economic
eu defined debt stock n. avrupa birliği tanımlı borç stoku
defined contribution plan n. belirlenmiş katkı planı
defined benefit pension plan n. belirlenmiş emeklilik planı
defined benefit obligation based on present value n. belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri
defined-benefit plan n. belirli yararlar planı
defined-contribution plan n. belirli katkı planı
defined benefit obligation n. belirlenmiş tazminat yükümlülüğü
present value of defined benefit obligation n. belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri
defined benefit model n. belirlenmiş fayda modeli
defined benefit liability n. belirlenmiş tazminat borcu
defined benefit plans n. belirlenmiş fayda esaslı planlar
defined contribution model n. belirlenmiş katkı modeli
narrow-defined monetary supply n. dar tanımlı para arzı
narrow-defined money supply n. dar tanımlı para arzı
defined contribution plans n. işverenin tazminata katkı paylı planları
defined contribution plans n. işverenin tazminata prim ödemeli planları
defined benefit plans n. işverence prim ödenerek oluşturulan tazminat planları
defined benefit obligation n. kesinleşmiş tazminat yükümlülüğü
defined benefit liability n. kesinleşmiş tazminat kesintisi
defined benefit liability n. kesinleşmiş tazminat borcu
present value of defined benefit obligation n. kesinleşmiş tazminat yükümlülüğü bugünkü değeri
defined benefit pension plan n. maaş esaslı emeklilik planı
defined contribution plans n. prim ödemeli planları
present value of a defined benefit obligation n. tanımlanmış sosyal yardım yükümlülüğünün bugünkü değeri
broad-defined unemployment n. geniş tanımlı işsizlik
Law
crime defined in special law n. hususi kanunda tanımlanan suç
Insurance
defined contribution model n. belirlenmiş katkı modeli
defined benefit model n. belirlenmiş fayda modeli
defined benefit pension plan n. tanımlanmış fayda planı
Technical
modified woven glass fabric copper-clad laminated sheet of defined flammability n. alevlenebilirliği tanımlanmış bakır kaplı örülmüş cam kumaş modifiyeli epoksi tabaka
polyimide woven glass fabric copper-clad laminated sheet of defined flammability n. aleve dayanıklılığı tanımlanmış cam elyafı örgülü bakır kaplı poliimid tabaka
epoxide glass copper-clad laminated sheet of defined flammability n. aleve dayanıklılığı tanımlanmış bakır kaplı epoksi cam elyaf bulunan tabakalar
phenolic cellulose paper copper-clad laminated sheet of defined flammability n. aleve dayanıklılığı tanımlanmış bakır kaplı fenolik selüloz kağıt tabakalar
measurement of smoke density of electric cables burning under defined conditions n. belirtilen şartlar altında yanan elektrik kablolarında duman yoğunluğunun ölçülmesi
determination of composition with defined uncertainty n. bileşimin verilen bir belirsizlikle tayini
well defined frequency n. iyi tanımlanmış frekans
edge-defined film-fed growth n. kenarı belirlenmiş film beslemeli büyüme
user defined key n. programlanır işlev tuşu
defined temperature coefficient n. tarif edilmiş sıcaklık katsayısı
defined composting conditions n. tanımlanmış kompostlama şartları
defined functional areas n. tanımlı fonksiyonel alanlar
non-halogenated epoxide woven e-glass reinforced laminated sheets of defined flammability n. tutuşabilirliği tanımlanmış halojen olmayan epoksit yünlü e-cam güçlendirilmiş laminant yapraklar
application defined parameters n. uygulama tanımlı parametreler
of defined flammability adj. alevlenebilirliği tanımlanmış
operating under defined conditions adj. belirlenmiş şartlar altında çalışan
system-defined adj. sistem tanımlı
voice-defined adj. ses tanımlamalı
system-defined adj. sisteme tanımlanmış
of defined flammability adj. tutuşabilirliği tanımlanmış
of defined flammability adj. yanabilirliği belirlenmiş
Computer
interactive data defined utility n. etkileşimli veri tanımlama hizmet programı
user-defined size n. kullanıcı tanımlı boyut
user-defined collating sequence n. kullanıcı tanımlı birleştirme sırası
user-defined styles n. kullanıcı biçemleri
user-defined format n. kullanıcı tanımlı biçim
user-defined builder n. kullanıcı tanımlı oluşturucu
user-defined autoformats n. kullanıcı tanımlı otomatik biçimler
user defined size n. kullanıcı tanımlı boyut
custom-defined size n. özel tanımlı boyut
user-defined key n. programlanır tuş
user defined key n. programlanır tuş
user defined key n. programlanır işlev tuşu
defined term n. tanımlanmış terim
defined term n. tanımlı terim
defined names n. tanımlı adlar
software defined network n. yazılım tanımlı ağ
user defined adj. kullanıcı tanımlı
user-defined adj. kullanıcı-tanımlı
user-defined adj. kullanıcı tanımlı
autotext entry not defined expr. otomatik metin girdisi tanımlanmamış
not defined expr. tanımsız
print server not defined expr. yazdırma sunucusu tanımlanmamış
Informatics
recursively defined sequence n. özyineli veri dizisi
user-defined key n. programlanır tuş
software-defined data center (sddc) n. yazılım tanımlı veri merkezi
Telecom
software defined radio n. yazılım tanımlı telsiz
software defined network n. yazılım tanımlı şebeke
Medical
an uncommon well-defined neurovascular syndrome n. iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom
well-defined immunodeficiency syndrome n. iyi tanımlanmış immün yetersizlik sendromu
an uncommon well-defined neurovascular syndrome n. olan iyi tanımlanmış yaygın olmayan bir nörovasküler sendrom
genetically defined factors n. tanımlı genetik faktörler
newly defined criteria n. yeni tanımlanan kriterler
Math
well-defined set n. iyi tanımlanmış küme