divide - Turc Anglais Dictionnaire

divide

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "divide" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 60 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
divide v. bölmek
I know that politics divides us because we have our convictions.
Siyasetin bizi böldüğünü biliyorum çünkü inançlarımız var.

More Sentences
General
divide v. dağıtmak
He divided one million dollars among his five sons.
O, bir milyon doları beş oğlu arasında dağıttı.

More Sentences
divide v. paylaşmak
Let's divide the work equally.
İşi eşit olarak paylaşalım.

More Sentences
divide v. bölüştürmek
Their accumulated profits should be used to maintain salaries even if it means dividing the work between everyone.
Birikmiş karları, işi herkes arasında bölüştürmek anlamına gelse bile maaşları korumak için kullanılmalıdır.

More Sentences
divide v. ayrılmak
The road divides here into two.
Yol burada ikiye ayrılıyor.

More Sentences
divide v. ikiye ayırmak
It was then the United Nations which divided the area into a Jewish state and an Arab state.
O dönemde bölgeyi bir Yahudi devleti ve bir Arap devleti olarak ikiye ayıran Birleşmiş Milletler'di.

More Sentences
divide v. paylaştırmak
How exactly will the Agency's powers be divided among national inspection authorities?
Ajans'ın yetkileri ulusal denetim makamları arasında tam olarak nasıl paylaştırılacak?

More Sentences
divide v. ayırmak
This is what divides us, not the body of the person who chooses but the life of those who have no choice.
Bizi ayıran da budur; seçen kişinin bedeni değil, seçme şansı olmayanların hayatı.

More Sentences
Trade/Economic
divide v. bölmek
They want globalisation to be a project that integrates rather than divides the whole planet.
Küreselleşmenin tüm gezegeni bölmek yerine bütünleştiren bir proje olmasını istiyorlar.

More Sentences
Technical
divide v. parçalara ayırmak
He peels the potatoes and divides them into pieces.
Patatesleri soyup parçalara ayırıyor.

More Sentences
Logic
divide v. ayrım yapmak
There can be no artificial divide between humanitarian aid and military action.
İnsani yardım ile askeri harekât arasında yapay bir ayrım yapılamaz.

More Sentences
Archaic
divide v. paylaşmak
Tom and Mary divided the money between themselves.
Tom ve Mary parayı kendi aralarında paylaştılar.

More Sentences
General
divide n. yaşam ile ölüm arasındaki çizgi
divide n. (mecazi anlamda) kırılım
divide n. (mecazi anlamda) uçurum
divide n. (ganimet, varlık) bölünme
divide n. bölünme noktası
divide n. bölünme çizgisi
divide n. iki grup arasındaki şiddetli anlaşmazlık
divide n. ihtilaf
divide v. bozuşmak
divide v. kesmek
divide v. kırışmak
divide v. bölünmek
divide v. taksim etmek
divide v. sınıflandırmak
divide v. içinden geçmek
divide v. yararak geçmek
divide v. ortak kullanmak
divide v. ortaklaşa sahip olmak
divide v. karşıt taraflara ayırmak
divide v. ihtilafa düşmek
divide v. anlaşmazlığa düşmek
divide v. (doğru üzerinde veya uzantısında) birkaç noktayı tespit etmek
divide v. dallanmak
divide v. çatallanmak
divide v. sapmak
divide v. parçalanmak
divide v. porsiyonlara ayırmak
divide v. paylara bölüştürmek
divide v. (cetvel, termometre üzerinde) tek bir ölçeği işaretlemek
divide v. ihtilafa düşürmek
Trade/Economic
divide v. dağıtmak
divide v. taksim etmek
Politics
divide v. karşıt iki gruba ayrılarak oy kullanmak
Computer
divide n. bölme
divide n. bilgisayarın gerçekleştirdiği bölme işlemi
divide n. bölme işlemini gerçekleştirme yolu
divide expr. bölü
divide expr. böl
Math
divide v. bölünen olmak
divide v. bölme işlemi yapmak
divide v. böleni olmak
Logic
divide v. (sınıfları veya sınıf terimlerini) soyutlayarak veya kısıtlayarak ayırmak
divide v. ayırt etmek
Biology
divide v. hücre bölünmesi geçirmek
divide v. (kan damarı) dallanmak
Geography
divide n. iki nehir havzası arasındaki set
divide n. boşaltma havzası
Archaic
divide v. payı olmak

Sens de "divide" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 89 résultat(s)

Anglais Turc
General
divide and conquer n. böl ve fethet
Divide and conquer.
Böl ve fethet.

More Sentences
divide into v. bölmek
Our method of organising ourselves in various areas of society is also vertical or divided into sectors.
Kendimizi toplumun çeşitli alanlarında örgütleme yöntemimiz de dikeydir ya da sektörlere bölünmüştür.

More Sentences
Phrases
divide and rule expr. böl ve yönet
Is it that the Commission wants to use the old tactic of divide and rule by attacking the solidarity of the ACP Group?
Yoksa Komisyon ACP Grubunun dayanışmasına saldırarak eski böl ve yönet taktiğini mi kullanmak istiyor?

More Sentences
Idioms
divide and rule expr. böl ve yönet
They do not want to be subject to divide and rule and only to discuss issues with their regional groups.
Böl ve yönet politikasına tabi olmak istemiyorlar ve sorunları sadece kendi bölgesel gruplarıyla tartışmak istiyorlar.

More Sentences
Politics
divide and rule expr. böl ve yönet
Divide and rule!
Böl ve yönet!

More Sentences
General
great divide n. su havzası
the great divide n. ölüm
digital divide n. (bilgisayar, internet) erişimdeki uçurum
great divide n. iki şey arasındaki keskin veya önemli ayrım noktası
great divide n. ölüm
great divide n. önemli ayrım
great divide n. önemli fark
divide down the middle v. ikiye bölmek
divide by three v. üçlemek
divide among v. dağıtmak
divide up v. hisselere ayırmak
divide into two v. ikiye bölmek
divide up into plots v. parsellemek
divide unfairly v. haksızca dağıtmak
divide up among v. dağıtmak
divide up v. bölüşmek
divide equally v. kardeş payı yapmak
divide into quarters v. dörde bölmek
divide into plots v. parsellemek
divide into quarters v. dört kısma ayırmak
divide the country v. ülkeyi bölmek
divide up v. hisseye ayırmak
divide into pair(s) v. çiftlere bölmek
divide something into two equal parts v. iki eşit parçaya bölmek
divide something into two equal parts v. yarı yarıya bölmek
divide a room v. odayı bölmek
divide by two v. bir sayıyı ikiye bölmek
divide between v. bölüştürmek
divide between v. paylaştırmak
divide into periods v. dönemlere ayırmak
Phrasals
divide the kids into smaller groups v. çocukları daha küçük gruplara ayırmak
divide something (off) v. bir şeyi bir şeyden ayırmak
divide something (off) v. bir şeyi başka bir şeyden bölerek ayırmak
divide something (off) v. bir şeyi başka bir şeyden duvarla ayırmak
divide by something v. bir şeye/sayıya bölmek
divide (something) by (something) v. (bir şeyi bir şeye) bölmek
divide (something) by (something) v. (bir sayıyı bir sayıya) bölmek
divide (something) by (something) v. (bir şeyi bir sayıya) bölmek
divide by v. -e bölmek
divide off v. bir bölgeyi veya araziyi diğerinden ayrı tutmak
Phrases
divide and conquer expr. böl ve yönet
divide and conquer expr. böl ve hükmet
divide and rule expr. böl ve hükmet
divide and govern expr. böl ve yönet
divide and govern expr. böl ve hükmet
divide and rule expr. parçala ve hükmet
divide and govern expr. böl ve yönet
divide and govern expr. böl ve hükmet
Idioms
divide something fifty-fifty v. iki eşit parçaya bölmek
divide something fifty-fifty v. yarı yarıya bölmek
cross the great divide v. ölmek
cross the great divide v. öte dünyaya göçmek
cross the great divide v. ahirete göçmek
cross the great divide v. hakkında rahmetine kavuşmak
divide fifty-fifty v. iki eşit parçaya bölmek
divide fifty-fifty v. yarı yarıya bölmek
divide and conquer expr. böl ve yönet
Politics
divide and rule policy n. böl ve yönet politikası
divide the country v. ülkeyi bölmek
divide [uk] v. (parlamento organını) bir husus üzerinde oylamaya çağırmak
divide et impera expr. böl ve yönet
divide and conquer expr. böl ve ele geçir
Technical
drainage divide n. su ayrım çizgisi
divide into controlled proportions by volume v. hacimsel olarak kontrollü bölümlere ayırmak
Computer
divide error n. bölme hatası
zero divide n. sıfıra bölüm
divide down expr. aşağıya doğru böl
divide cells expr. hücreleri böl
divide up expr. yukarıya doğru böl
divide by 0 expr. 0 ile böl
Informatics
digital divide n. sayısal uçurum
bridging digital divide n. sayısal uçurumu kapatma
Telecom
digital divide n. sayısal uçurum
Geography
great divide n. kuzey amerika kıtasının rocky dağları ile bölünmesi
great divide n. kıtasal bölünme
continental divide n. kıtanın farklı taraflarına dökülen akarsuları ayıran bölünme
continental divide n. kuzey amerika'nın batıya dökülen akarsuları kuzey veya doğuya doğru akanlardan ve güney-güneydoğuya doğru uzananlardan ayıran hat
Music
divide [obsolete] v. süslü bir tarzda oynamak
divide [obsolete] v. süsleyerek şarkı söylemek
divide [obsolete] v. (melodiyi) bölmek
Slang
the great divide n. boşanma
great divide n. boşanma
Star Wars
great divide n. büyük ayrık
the divide n. ayrım