ele geçirmek

Sens de "ele geçirmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 87 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	ele geçirmek	capture v.
Our company is trying hard to capture the Asian market. Şirketimiz Asya pazarını ele geçirmek için çok çalışıyor. More Sentences
General
2	General	ele geçirmek	capture v.
Guerillas captured the capital last night. Gerillalar dün gece başkenti ele geçirdi. More Sentences
3	General	ele geçirmek	get v.
Tom is out to get you. Tom seni ele geçirmek için dışarıda. More Sentences
4	General	ele geçirmek	grab v.
In making our proposal, we were not seeking to grab posts. Teklifimizi yaparken makamları ele geçirmeye çalışmıyorduk. More Sentences
5	General	ele geçirmek	invade v.
Kornilov would use the most backward of the armed forces to invade the capital city, Petrograd, and take power. Kornilov, başkent Petrograd'ı işgal etmek ve iktidarı ele geçirmek için silahlı kuvvetlerin en gerisini kullanacaktır. More Sentences
6	General	ele geçirmek	conquer v.
The Normans conquered England in 1066. Normanlar, İngiltere'yi 1066'da ele geçirdi. More Sentences
7	General	ele geçirmek	take v.
Ten years ago, Namibia threw out the Spanish boats and took control over her 200-mile territorial waters. On yıl önce Namibya İspanyol botlarını kovdu ve 200 millik karasularının kontrolünü ele geçirdi. More Sentences
8	General	ele geçirmek	corner v.
Tom's company cornered the market. Tom'un şirketi pazarı ele geçirdi. More Sentences
9	General	ele geçirmek	seize v.
The troops have seized control of the city. Askerler şehrin kontrolünü ele geçirdi. More Sentences
10	General	ele geçirmek	catch v.
The pressures of supporting a big family are beginning to catch up with him. Büyük bir aileyi geçindirmenin getirdiği baskılar onu ele geçirmeye başladı. More Sentences
11	General	ele geçirmek	possess v.
Strange, powerful forces possess them through that opening. Tuhaf, kuvvetli güçler onları bu açıklıktan ele geçiriyor. More Sentences
12	General	ele geçirmek	dispute v.
Military forces have attacked to dispute every part of the territory. Silahlı kuvvetler bölgenin her yerini ele geçirmek üzere saldırıya geçti. More Sentences
Law
13	Law	ele geçirmek	capture v.
You gain one point for every opponent piece you capture. Ele geçirdiğiniz her rakip taş için bir puan kazanırsınız. More Sentences
Technical
14	Technical	ele geçirmek	seize v.
One hundred pounds of illegal substances were seized yesterday at LAX. Dün LAX'te 100 pound yasadışı madde ele geçirildi. More Sentences
Military
15	Military	ele geçirmek	seize v.
Two terrorists were seized during a raid. Bir baskın sırasında iki terörist ele geçirildi. More Sentences
16	Military	ele geçirmek	catch v.
Oh, if I catch you! Ah seni bir elime geçirsem! More Sentences
General
17	General	ele geçirmek	take possession v.
18	General	ele geçirmek	pinch v.
19	General	ele geçirmek	secure v.
20	General	ele geçirmek	take possession of something v.
21	General	ele geçirmek	get hold of v.
22	General	ele geçirmek	purchase v.
23	General	ele geçirmek	possess oneself of v.
24	General	ele geçirmek	lay one's hands on v.
25	General	ele geçirmek	occupy v.
26	General	ele geçirmek	hunt down v.
27	General	ele geçirmek	obtain v.
28	General	ele geçirmek	embrace v.
29	General	ele geçirmek	win v.
30	General	ele geçirmek	take hold v.
31	General	ele geçirmek	retrieve v.
32	General	ele geçirmek	have v.
33	General	ele geçirmek	lay hold of v.
34	General	ele geçirmek	take possession of v.
35	General	ele geçirmek	lay hands on v.
36	General	ele geçirmek	glom v.
37	General	ele geçirmek	confiscate v.
38	General	ele geçirmek	recapture v.
39	General	ele geçirmek	get one's hooks into v.
40	General	ele geçirmek	acquire v.
41	General	ele geçirmek	seise v.
42	General	ele geçirmek	overtake v.
43	General	ele geçirmek	assume v.
44	General	ele geçirmek	captivate [obsolete] v.
45	General	ele geçirmek	carry v.
46	General	ele geçirmek	take hold of v.
47	General	ele geçirmek	enchain v.
48	General	ele geçirmek	cinch v.
49	General	ele geçirmek	impatronize [obsolete] v.
50	General	ele geçirmek	impatronise [obsolete] v.
51	General	ele geçirmek	comprise [obsolete] v.
52	General	ele geçirmek	fang [dialect] [uk] v.
53	General	ele geçirmek	cleek [scotland] v.
54	General	ele geçirmek	click [dialect] [uk] v.
55	General	ele geçirmek	ingulf v.
56	General	ele geçirmek	daunt [dialect] v.
57	General	ele geçirmek	surprise [obsolete] v.
58	General	ele geçirmek	surprize [obsolete] v.
Phrasals
59	Phrasals	ele geçirmek	seize on v.
60	Phrasals	ele geçirmek	run away with v.
61	Phrasals	ele geçirmek	lay hold on v.
62	Phrasals	ele geçirmek	take over v.
63	Phrasals	ele geçirmek	take away v.
64	Phrasals	ele geçirmek	hound down v.
65	Phrasals	ele geçirmek	gulp up v.
66	Phrasals	ele geçirmek	latch onto v.
67	Phrasals	ele geçirmek	latch on to v.
68	Phrasals	ele geçirmek	close (on) v.
69	Phrasals	ele geçirmek	close (over) v.
70	Phrasals	ele geçirmek	come upon v.
Colloquial
71	Colloquial	ele geçirmek	pot v.
Idioms
72	Idioms	ele geçirmek	make prize of v.
73	Idioms	ele geçirmek	cop hold of [uk] v.
74	Idioms	ele geçirmek	get the better of v.
75	Idioms	ele geçirmek	get your mitts on v.
76	Idioms	ele geçirmek	come over v.
77	Idioms	ele geçirmek	put salt on the tail of v.
78	Idioms	ele geçirmek	take ahold v.
79	Idioms	ele geçirmek	take hold v.
Trade/Economic
80	Trade/Economic	ele geçirmek	acquire v.
Law
81	Law	ele geçirmek	serve an attachment v.
Politics
82	Politics	ele geçirmek	acquire v.
Technical
83	Technical	ele geçirmek	seise v.
Military
84	Military	ele geçirmek	seise v.
85	Military	ele geçirmek	grab v.
Archaic
86	Archaic	ele geçirmek	conquest v.
Slang
87	Slang	ele geçirmek	glom v.

Sens de "ele geçirmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 178 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	yeniden ele geçirmek	recapture v.
We then punished Croatia for this recapture by denying it our friendship. Daha sonra Hırvatistan'ı bu yeniden ele geçirme nedeniyle dostluğumuzu reddederek cezalandırdık. More Sentences
General
2	General	yönetimi ele geçirmek	take over v.
The general took over in a coup. General bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. More Sentences
Idioms
3	Idioms	(bir şeyde) piyasayı ele geçirmek	corner the market (in something) v.
Tom's company cornered the market. Tom'un şirketi piyasayı ele geçirdi. More Sentences
General
4	General	yönetimi ele geçirmek	take control v.
5	General	ele geçirmek (hava korsanı uçağı)	skyjack v.
6	General	dizginleri ele geçirmek	get the upper hand v.
7	General	tekrar ele geçirmek	regain v.
8	General	piyasasını ele geçirmek	corner v.
9	General	herkesten önce ele geçirmek	preempt v.
10	General	idareyi ele geçirmek	take charge v.
11	General	yeniden ele geçirmek	recover v.
12	General	kontrolü ele geçirmek	take the helm of v.
13	General	avantajı ele geçirmek	have the edge on v.
14	General	avantajı ele geçirmek	get the edge on v.
15	General	tahtı ele geçirmek	gain the throne v.
16	General	tahtı ele geçirmek	take the throne v.
17	General	ölü olarak ele geçirmek	capture dead v.
18	General	üstünlüğü ele geçirmek	have the upper hand v.
19	General	kontrolü ele geçirmek	have the upper hand v.
20	General	-in yönetimini ele geçirmek	take control of v.
21	General	elden ele geçirmek	hand on v.
22	General	dizginleri ele geçirmek	get a grip v.
23	General	denetimini ele geçirmek	get a grip v.
24	General	yeniden ele geçirmek	get a grip v.
25	General	kontrolü ele geçirmek	seize control v.
26	General	gücü ele geçirmek	seize power v.
27	General	şehri ele geçirmek	conquer the city v.
28	General	herkesten önce ele geçirmek	pre-empt v.
29	General	kontrolü ele geçirmek	maintain control v.
30	General	birinin ya da bir şeyin kontrolünü ele geçirmek	overtake v.
31	General	bedenini ele geçirmek	take over someone's body v.
32	General	yönetimi ele geçirmek	take charge v.
33	General	yeniden ele geçirmek	readept [obsolete] v.
34	General	yeniden ele geçirmek	refind v.
35	General	piyasayı ele geçirmek	take over the market v.
36	General	(bir yeri) ele geçirmek için işgal etmek	enter v.
37	General	yeniden ele geçirmek	repossess v.
38	General	kontrolü ele geçirmek	helm v.
39	General	elden ele geçirmek	buck v.
40	General	asıl amacından farklı bir amaca ulaşmak için süreç veya kaynakların kontrolünü ele geçirmek	highjack v.
41	General	kötü amaçlarla bazı süreç veya kaynakların kontrolünü ele geçirmek	highjack v.
42	General	asıl amacından farklı bir amaca ulaşmak için süreç veya kaynakların kontrolünü ele geçirmek	hijack v.
43	General	tekrar ele geçirmek	reobtain v.
44	General	yeniden ele geçirmek	revict v.
45	General	gayri meşru şekilde ele geçirmek	loot v.
46	General	zorla ele geçirmek	gripe v.
47	General	zorla kontrolünü ele geçirmek	gripe v.
48	General	vücudu ele geçirmek	overcome v.
49	General	yönetimi ele geçirmek	overcrow [obsolete] v.
50	General	(şeytan) ele geçirmek	bedevil v.
51	General	(askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek	island hop v.
52	General	(askeri taarruzda) adaları art arda ele geçirmek	island–hop v.
53	General	ele geçirmek için hücum etmek	dive v.
54	General	önceden ele geçirmek	preconquer v.
55	General	önceden ele geçirmek	preobtain v.
56	General	önceden ele geçirmek	prepossess v.
57	General	istekle ele geçirmek	scarf v.
58	General	(birinin zihnini) tamamen ele geçirmek ince bir şeyle bağlamak	seize v.
59	General	önceden ele geçirmek	prevent [obsolete] v.
60	General	(kadın) erkeği ele geçirmek, yönetmek veya yok etmek	sphinx v.
61	General	ele geçirmek üzere	in the way of prep.
Phrasals
62	Phrasals	aklını ve mantığını ele geçirmek	carry away v.
63	Phrasals	(birinden bir şeyi) ele geçirmek	elicit (something) from (someone) v.
64	Phrasals	(birinin/bir şeyin bir şeyini) almak (birinin/bir şeyin bir şeyini) ele geçirmek	expropriate (something) from (someone or something) v.
65	Phrasals	(bir şeyi biri/bir şey) için geri ele geçirmek	get (something) for (someone or something) v.
66	Phrasals	(bir şeyi biri/bir şey) için ele geçirmek	get (something) for (someone or something) v.
67	Phrasals	(bir şeyi bir şey) için ele geçirmek	get (something) for (someone or something) v.
68	Phrasals	(birini) ele geçirmek	glom (someone) v.
69	Phrasals	birini kandırıp bir şeyini almak/ele geçirmek	inveigle something out of someone v.
70	Phrasals	birinin aklını çelip bir şeyini almak/ele geçirmek	inveigle something out of someone v.
71	Phrasals	herkesten önce ele geçirmek/satın almak	snatch up v.
72	Phrasals	(birinden/bir şeyden) bir şeyi ele geçirmek	wangle out of (someone or something) v.
73	Phrasals	(birinden) bir şeyi hileyle ele geçirmek	weasel out (of something) v.
74	Phrasals	birini/bir hayvanı ele geçirmek	hound someone or an animal down v.
75	Phrasals	(bir şeyi) ele geçirmek	luck into v.
76	Phrasals	bir yeri ele geçirmek	move in v.
77	Phrasals	(bir şeyi/yeri) ele geçirmek	come into (something or some place) v.
78	Phrasals	(biriyle bir şeyi almak/ele geçirmek için) boğuşmak/cebelleşmek	grapple (with someone) (for something) v.
79	Phrasals	(bir şeyi almak/ele geçirmek için) boğuşmak/cebelleşmek	grapple for (something) v.
80	Phrasals	(biriyle/bir şeyle bir şeyi bir şeyi almak/ele geçirmek için) boğuşmak/cebelleşmek	grapple with (someone or something) v.
81	Phrasals	bir şeyi elden ele geçirmek	hand something on v.
82	Phrasals	kandırıp (bir şeyini) almak/ele geçirmek	inveigle out of v.
83	Phrasals	aklını çelip (bir şeyini) almak/ele geçirmek	inveigle out of v.
84	Phrasals	(biri/bir şey) için (bir şeyi) ele geçirmek	obtain (something) for (someone or something) v.
85	Phrasals	için ele geçirmek	obtain for v.
86	Phrasals	(birinin) duygularını/düşüncelerini ele geçirmek	run away with (one) v.
87	Phrasals	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	steal over (someone or something) v.
88	Phrasals	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	sweep over (someone or something) v.
89	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) ele geçirmek	take (someone or something) by (something) v.
Colloquial
90	Colloquial	(amerikan futbolu ve hokeyde) topu karşı takımdan ele geçirmek	takeaway n.
91	Colloquial	(bir şey) ele geçirmek	land (something) v.
Idioms
92	Idioms	üstünlüğü ele geçirmek	have the higher hand v.
93	Idioms	kontrolü ele geçirmek	have the higher hand v.
94	Idioms	kontrolü ele geçirmek	blow open v.
95	Idioms	oyunun kontrolünü ele geçirmek	blow open v.
96	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	get (one) by the short and curlies v.
97	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	get (one) by the short and curlies v.
98	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	get someone by the short and curlies v.
99	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	get someone by the short and curlies v.
100	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	have someone by the short and curlies v.
101	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	have someone by the short and curlies v.
102	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	get someone by the short hairs v.
103	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	get someone by the short hairs v.
104	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	have someone by the short hairs v.
105	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	have someone by the short hairs v.
106	Idioms	(birini ya da bir şeyi) ele geçirmek	cop hold of (someone or something) v.
107	Idioms	kontrolü ele geçirmek	take over the reins v.
108	Idioms	kontrolü ele geçirmek	take up the reins v.
109	Idioms	(bir duygu/öfke vb) ele geçirmek	(a feeling/curiosity/anger) get the better of someone v.
110	Idioms	(bir şeyi) ele geçirmek	get a hand on (something) v.
111	Idioms	(birinin) bilinç altını ele geçirmek	come back to haunt (one) v.
112	Idioms	(birinin) bilinç altını ele geçirmek	return to haunt (one) v.
113	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
114	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
115	Idioms	bir şey piyasasını ele geçirmek	corner the market on something v.
116	Idioms	bir şeyde piyasayı ele geçirmek	corner the market on something v.
117	Idioms	bir şey piyasasını ele geçirmek	corner the something market v.
118	Idioms	bir şeyde piyasayı ele geçirmek	corner the something market v.
119	Idioms	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	lay hold of (someone or something) v.
120	Idioms	birinin iplerini ele geçirmek	get someone by the short and curlies (or short hairs) v.
121	Idioms	birinin iplerini ele geçirmek	have someone by the short and curlies (or short hairs) v.
122	Idioms	yarışta/yarışmada) kontrolü ele geçirmek	break open v.
123	Idioms	(bir şey) piyasasını ele geçirmek	corner the market (in something) v.
124	Idioms	'-de piyasayı ele geçirmek	corner the market on v.
125	Idioms	(bir şey) piyasasını ele geçirmek	corner the market on v.
126	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	get (one) by the short hairs v.
127	Idioms	(bir şeyi) ele geçirmek	get (one's) hands on (something) v.
128	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek	get an edge on (someone or something) v.
129	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek	get the edge on (someone or something) v.
130	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek	get an edge over (someone or something) v.
131	Idioms	(birine/bir şeye) karşı avantajı ele geçirmek	get the edge over (someone or something) v.
132	Idioms	(birini) ele geçirmek	get hold of (one) v.
133	Idioms	bir şeyin kontrolünü ele almak/geçirmek	get one's hooks into something v.
134	Idioms	(birinin/bir şeyin) kontrolünü ele geçirmek	get the best of (someone or something) v.
135	Idioms	bir şeyi ele geçirmek/elde etmek	get your hands on something v.
136	Idioms	bir şeyi ele geçirmek/elde etmek	lay your hands on something v.
137	Idioms	birini ele geçirmek	get/lay your hands on somebody v.
138	Idioms	(birinin) iplerini ele geçirmek/elinde tutmak	have (one) by the short and curlies v.
139	Idioms	(birinin) yakasını ele geçirmek	have (one) by the short and curlies v.
140	Idioms	bilinç altını ele geçirmek	return to haunt v.
141	Idioms	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	take hold of (someone or something) v.
142	Idioms	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	take ahold of (someone or something) v.
143	Idioms	şiddetli ve ani bir hücumla (birini/bir şeyi/bir yeri) ele geçirmek	take (someone, something, or some place) by storm v.
144	Idioms	(birinin/bir şeyin) kontrolünü ele almak/geçirmek	take a firm grip on (someone or something) v.
145	Idioms	(birinin/bir şeyin) yönetimini ele almak/geçirmek	take control (of someone or something) v.
146	Idioms	(birinin/bir şeyin) kontrolünü ele almak/ geçirmek	take control (of someone or something) v.
147	Idioms	kontrolü ele geçirmek	pull wires v.
Trade/Economic
148	Trade/Economic	belirli bir hisse senedini büyük miktarlarda satın alarak piyasanın kontrolünü geçici olarak ele geçirmek	rig the market v.
149	Trade/Economic	belirli bir hisse senedini büyük miktarlarda satın alarak piyasanın kontrolünü geçici olarak ele geçirmek	rig the market v.
150	Trade/Economic	piyasayı ele geçirmek	corner the market v.
151	Trade/Economic	yönetimini ele geçirmek	take over v.
Law
152	Law	devlet yönetimini ele geçirmek	usurp v.
153	Law	başkalarının hakkını ihlal ederek ele geçirmek	jump v.
Politics
154	Politics	bir zümrenin düşmanı olduğu başka bir zümreden bilgi sızdırmak, onları dağıtmak veya tamamen ele geçirmek amacıyla içlerine adamlarını yerleştirmesi	entryism n.
155	Politics	ingiliz kraliyetini ele geçirmek isteyen stuart taraftarları	jacobites n.
156	Politics	yeniden ele geçirmek	reinvade v.
157	Politics	yönetimi ele geçirmek	seize power v.
Technical
158	Technical	tekrar ele geçirmek	retrieve v.
Computer
159	Computer	hat ele geçirmek	seise v.
160	Computer	hat ele geçirmek	seize v.
161	Computer	gizlice ve yasa dışı amaçlar için kullanmak üzere bir bilgisayarın kontrolünü ele geçirmek	zombify v.
162	Computer	ağa bağlı bilgisayarın kontrolünü kötü amaçlı yazılımla ele geçirmek	highjack v.
163	Computer	ağa bağlı bilgisayarın kontrolünü kötü amaçlı yazılımla ele geçirmek	hijack v.
Religious
164	Religious	iblis veya şeytanla ele geçirmek	demonize [us] v.
165	Religious	iblis veya şeytanla ele geçirmek	demonise [uk] v.
Military
166	Military	2. dünya savaşı sırasında birleşik devletler deniz piyadelerinin adaların hakimiyetini ele geçirmek için japonya ile pasifik'te yaptıkları muharebeler	makin n.
167	Military	denizin kontrolünü ele geçirmek veya düşman tarafından ele geçirilmesini önlemek için denizde, denizaltında veya denizin hava sahasında yapılan operasyon	maritime operation n.
168	Military	yeniden ele geçirmek	reconquer v.
169	Military	şiddetli bir hücum yaparak bir yeri ele geçirmek	take a place by storm v.
Sport
170	Sport	kaleleri ele geçirmek için koşma (beyzbol/softbol)	rundown n.
171	Sport	(hokeyde) topun kaymasını önlemek için sopayı öne arkaya hareket ettirerek topu ele geçirmek	cradle v.
172	Sport	(hokeyde) pistin rakip tarafındayken pakı ele geçirmek	forecheck v.
Archaic
173	Archaic	elden ele geçirmek	troll v.
174	Archaic	zorla ele geçirmek	outwrest v.
Slang
175	Slang	(suçluyu vb.) yakalamak/ele geçirmek	get somebody's ass v.
176	Slang	hileyle ele geçirmek	weasel out v.
177	Slang	hileyle ele geçirmek	weasel out of v.
178	Slang	sahtekarlıkla ele geçirmek	crook v.