haberci

Sens de "haberci" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 45 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	haberci	portent n.
The dark clouds in the sky were a portent of the storm to come. Gökyüzündeki kara bulutlar yaklaşmakta olan fırtınanın habercisiydi. More Sentences
2	General	haberci	forerunner n.
The crocus is a forerunner of spring. Çiğdem ilkbaharın habercisidir. More Sentences
3	General	haberci	messenger n.
There is a desire to shoot the messenger for bringing bad news. Kötü haber getirdiği için haberciyi vurma arzusu var. More Sentences
4	General	haberci	reporter n.
Dan became a successful reporter. Dan başarılı bir haberci oldu. More Sentences
5	General	haberci	herald n.
The outbreak of mad cow disease heralded a crisis in cattle farming. Deli dana hastalığı salgını sığır yetiştiriciliğinde bir krizin habercisiydi. More Sentences
Media
6	Media	haberci	herald n.
It heralds a Europe where some will be more equal than others. Bu, bazılarının diğerlerinden daha eşit olacağı bir Avrupa'nın habercisidir. More Sentences
7	Media	haberci	harbinger n.
In the Netherlands, the 2001 foot and mouth crisis was a kind of harbinger of the political upheaval in 2002. Hollanda'da 2001'de yaşanan şap krizi, 2002'deki siyasi çalkantının bir tür habercisiydi. More Sentences
Technical
8	Technical	haberci	messenger n.
The eagle is his spirit animal, a messenger between earth and sky. Kartal onun totem hayvanıdır, yeryüzü ve gökyüzü arasında bir habercidir. More Sentences
9	Technical	haberci	forerunner n.
The crocus is a forerunner of spring. Çiğdem baharın habercisidir. More Sentences
Military
10	Military	haberci	messenger n.
The eagle is his spirit animal, a messenger between earth and sky. Onun totem hayvanı kartaldır, yeryüzü ile gökyüzü arasındaki habercidir. More Sentences
General
11	General	haberci	runner n.
12	General	haberci	courier n.
13	General	haberci	precursor n.
14	General	haberci	despatcher n.
15	General	haberci	forerun n.
16	General	haberci	whiffler n.
17	General	haberci	newsman n.
18	General	haberci	heraldist n.
19	General	haberci	newsperson n.
20	General	haberci	dispatch rider n.
21	General	haberci	trumpet [obsolete] n.
22	General	haberci	avant-courier n.
23	General	haberci	exceptor n.
24	General	haberci	van-courier n.
25	General	haberci	vant-courier n.
26	General	haberci	heraud [obsolete] n.
27	General	haberci	herbergeour [obsolete] n.
28	General	haberci	delivery boy n.
29	General	haberci	denunciator n.
30	General	haberci	foregoer [obsolete] n.
31	General	haberci	outrider n.
32	General	haberci	precurrer [obsolete] n.
33	General	haberci	pre-echo n.
34	General	haberci	preindication n.
35	General	haberci	premonitor n.
36	General	haberci	fourrier n.
Trade/Economic
37	Trade/Economic	haberci	runner n.
38	Trade/Economic	haberci	courier n.
Media
39	Media	haberci	newsie n.
Food Engineering
40	Food Engineering	haberci	precursor n.
41	Food Engineering	haberci	forerunner n.
Archaic
42	Archaic	haberci	bode n.
43	Archaic	haberci	mercury n.
44	Archaic	haberci	foreganger n.
Slang
45	Slang	haberci	runner n.

Sens de "haberci" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	işinin ehli haberci	newshawk n.
2	General	kadın haberci	newswoman n.
3	General	işinin ehli haberci	newshound n.
4	General	haberci kuş	messenger bird n.
5	General	haberci asası	caduceus n.
6	General	haberci ücreti	message n.
7	General	eş haberci	coherald n.
8	General	bir kimsenin yasal silah taşıma hakkına sahip olmadığının haberci tarafından bildirilmesi	disclaimer n.
9	General	bir kimsenin efendi veya bey unvanına taşıma hakkına sahip olmadığının haberci tarafından bildirilmesi	disclaimer n.
10	General	haberci işaret	foregleam n.
11	General	haberci ile mesaj göndermek	message v.
12	General	haberci ile ilişkili	reportorial adj.
Idioms
13	Idioms	(kim olduğu söylenmeyen bir haberci anlamında) kuşlar	a little bird n.
Politics
14	Politics	(kanada medyasında) haberci çemberi	scrum [canada] n.
15	Politics	kanada avam kamarası üyesini çevreleyen haberci grubu	scrum [canada] n.
Media
16	Media	belirli bir konuyu işleyen haberci	roundsman [australia] [new zealand] n.
Medical
17	Medical	hücre içi ikincil haberci moleküller	intracellular second messenger molecules n.
Psychology
18	Psychology	haberci belirtiler	prodrome n.
19	Psychology	haberci rüya	prodromal dream n.
Biology
20	Biology	floresan haberci boya	fluorescent reporter dye n.
History
21	History	ikinci baş haberci	clarenceux n.
22	History	emekli asker ve denizcilerin 1859'da londra'da kurduğu birliğin kapı görevlisi, bekçi veya haberci olarak çalışan üyesi	commissionaire n.
Military
23	Military	motorlu haberci hizmeti	motor dispatch service n.
24	Military	özel haberci	special messenger n.
25	Military	yaya haberci	runner n.
Star Wars
26	Star Wars	haberci kurye gemi	harbinger courier ship n.