|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
hayvan yemi (saman/ot gibi) |
fodder n.
|
|
As you have already heard, set-aside areas have been provided, together with cheap grain for animal fodder.
Daha önce de duyduğunuz gibi, hayvan yemi için ucuz tahıl ile birlikte ekim alanları sağlanmıştır.
More Sentences
|
Breeding |
|
2 |
Breeding |
(sığır, öküz gibi) büyükbaş hayvan |
bovine n.
|
|
The recommendation to reduce the age of testing of bovines to 24 months is an example of this.
Büyükbaş hayvanların test edilme yaşının 24 aya indirilmesi önerisi buna bir örnektir.
More Sentences
|
General |
|
3 |
General |
hayvan gibi tip |
yahoo n.
|
|
4 |
General |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy n.
|
|
|
5 |
General |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy n.
|
|
6 |
General |
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama |
taxidermy n.
|
|
7 |
General |
miyavlar gibi ağlayan hayvan |
mewler n.
|
|
8 |
General |
deniz kabuğu, hayvan kemiği gibi atık malzemelerin kalıntılarını içeren ve bir yerleşimin varlığına işaret eden höyük veya yığın |
midden n.
|
|
9 |
General |
bitki veya hayvan çalışması yapmak için orman, mera, tarla gibi arazilerde oluşturulan dikdörtgen şeklindeki küçük alan |
plot n.
|
|
10 |
General |
hayvan gibi davranmasına sebep olmak |
animalise v.
|
|
11 |
General |
hayvan gibi davranmasına sebep olmak |
animalize v.
|
|
12 |
General |
(köpek, maymun gibi hayvan şovlarında) hayvanın konulacağı bankı düzenlemek |
bench v.
|
|
13 |
General |
hayvan gibi homurdanmak |
sneer [dialect] v.
|
|
14 |
General |
hayvan gibi horuldamak |
sneer [dialect] v.
|
|
15 |
General |
üzerinde (hayvan ayak izi gibi) izler bulunan (çamur/toprak) |
champy [obsolete] adj.
|
|
16 |
General |
uzun hayvan burnu gibi |
snoutish adj.
|
|
17 |
General |
uzun hayvan burnu gibi |
snouty adj.
|
|
Colloquial |
|
18 |
Colloquial |
hayvan gibi çalışmak |
work your guts out v.
|
|
19 |
Colloquial |
hayvan gibi çalışmak |
flog your guts out v.
|
|
20 |
Colloquial |
hayvan gibi çalışmak |
slog your guts out v.
|
|
Idioms |
|
21 |
Idioms |
yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak |
bellow like a (wounded) bull v.
|
|
22 |
Idioms |
(yaralı) hayvan gibi böğürmek |
bellow like a (wounded) bull v.
|
|
23 |
Idioms |
(yaralı) hayvan gibi bağırmak |
bellow like a (wounded) bull v.
|
|
24 |
Idioms |
hayvan gibi çalışmak |
work one's guts out v.
|
|
|
25 |
Idioms |
hayvan gibi çalışmak |
sweat one's guts out v.
|
|
26 |
Idioms |
hayvan gibi çalışmak |
put one's back into v.
|
|
27 |
Idioms |
yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak |
bellow like a (wounded) bull v.
|
|
28 |
Idioms |
hayvan gibi bağırmak |
bellow like a (wounded) bull v.
|
|
29 |
Idioms |
hayvan gibi içmek |
drink yourself silly v.
|
|
30 |
Idioms |
hayvan gibi gülmek |
laugh yourself silly v.
|
|
31 |
Idioms |
hayvan gibi çalışmak |
put your back into v.
|
|
32 |
Idioms |
bir şey için hayvan gibi çalışmak |
put your back into something v.
|
|
33 |
Idioms |
hayvan gibi (büyük) |
like a clown's pocket adv.
|
|
Trade/Economic |
|
34 |
Trade/Economic |
bir ürün almak için yetiştirilmiş (ağaç veya hayvan gibi) varlıklar |
cultivated assets n.
|
|
Dyeing |
|
35 |
Dyeing |
mısır'daki hayvan ve insan mumyalarının kalıntılarının öğütülüp katran gibi maddelerle karıştırılarak üretilmiş kahverengi pigment |
mummy-brown n.
|
|
Furniture |
|
36 |
Furniture |
şekli hayvan ayağının altında duran top gibi olan mobilya ayağı |
ball-and-claw foot n.
|
|
37 |
Furniture |
şekli hayvan ayağının altında duran top gibi olan mobilya ayağı |
claw-and-ball foot n.
|
|
Psychology |
|
38 |
Psychology |
hayvan gibi davranma saplantısı |
zoanthropy n.
|
|
Printing |
|
39 |
Printing |
bitki, hayvan, kaya gibi doğal oluşumları kullanarak yapılan baskı işlemi |
nature printing n.
|
|
Food Engineering |
|
40 |
Food Engineering |
besi hayvanlarının ete, et ürünlerine ve sabun gibi hayvan türevli ürünlere dönüştürüldüğü bir tesis |
packing plant n.
|
|
Gastronomy |
|
41 |
Gastronomy |
sığır, kuzu gibi hayvan gövdesinin yarısının ön bölümü |
forequarter n.
|
|
Biology |
|
42 |
Biology |
hayvan hücresinin çekirdek zarında ağsı tabaka oluşturan, replikasyon ve transkripsiyon gibi çekirdek fonksiyonlarına sahip filamentli protein sınıfı |
lamin n.
|
|
43 |
Biology |
kürek gibi uzuvları olan hayvan |
remiped n.
|
|
44 |
Biology |
ayak veya bacaklarını kürek gibi kullanan (böcek, kabuklu hayvan) |
remiped adj.
|
|
Biochemistry |
|
45 |
Biochemistry |
çoğu bitki ve hayvanın fizyolojik işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olup bitki ve hayvan dokularında az miktarda bulunan çinko, bor, iyot gibi kimyasal element |
microelement n.
|
|
46 |
Biochemistry |
çoğu bitki ve hayvanın fizyolojik işlevlerini sürdürebilmesi için gerekli olup bitki ve hayvan dokularında az miktarda bulunan çinko, bor, iyot gibi kimyasal element |
minor element n.
|
|
Zoology |
|
47 |
Zoology |
keçi, koyun gibi türlerin olduğu alt familyadan olan hayvan |
caprid n.
|
|
48 |
Zoology |
fil gibi kalın derili memeli hayvan |
pachyderm n.
|
|
49 |
Zoology |
kılıç gibi dişleri olan hayvan |
machairodont n.
|
|
50 |
Zoology |
hem öne hem arkaya kıvrık spiral gibi boynuzları olan (hayvan) |
reciprocornous adj.
|
|
51 |
Zoology |
kalın, sert ve tel gibi tüyleri olan (hayvan) |
wire-haired adj.
|
|
Botanic |
|
52 |
Botanic |
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil |
khesari (lathyrus sativus) n.
|
|
53 |
Botanic |
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil |
grass pea n.
|
|
54 |
Botanic |
avrupa'da hayvan yemi olarak tüketilen, hindistan gibi bazı ülkelerde insanlarca yenebilen bir yıllık baklagil |
indian pea n.
|
|
Agriculture |
|
55 |
Agriculture |
hayvan dışkısı gibi malzemelerle toprağın verimini artırma |
manuring n.
|
|
Breeding |
|
56 |
Breeding |
buzağı gibi hayvan yavrularının tabaklanmamış sırt derisi |
kip n.
|
|
57 |
Breeding |
sosis, sucuk gibi ürünlerde kullanılabilen düşük kaliteli hayvan eti |
boner [new zealand] n.
|
|
58 |
Breeding |
tüberküloz gibi hastalıklardan arındırılmış (büyükbaş hayvan) |
attested [brit] adj.
|
|
59 |
Breeding |
(hayvan yemi) testlerde belirli bir besin grubuna aitmiş gibi reaksiyon veren |
crude adj.
|
|
History |
|
60 |
History |
(arma üzerinde ayı, boğa gibi hayvan) sinirli ve agresif |
incensant adj.
|
|
Art |
|
61 |
Art |
(çiçek, hayvan gibi) önemli figürlerle süslenmiş |
historiated adj.
|
|
Mythology |
|
62 |
Mythology |
başı hayvan kafası gibi olan |
zoocephalic adj.
|
|
Ornithology |
|
63 |
Ornithology |
insan diline benzer sesler çıkarabilen papağan gibi hayvan |
anthropoglot n.
|
|
Entomology |
|
64 |
Entomology |
kabuklu hayvan, yumuşakça ve su böceği gibi çıplak gözle görülebilen omurgasız |
macroinvertebrate n.
|
|
|
Slang |
|
65 |
Slang |
hayvan gibi davranış |
beastliness n.
|
|
66 |
Slang |
ayı/hayvan gibi tip |
knuckle-dragger n.
|
|
67 |
Slang |
ayı/hayvan gibi tip |
lug n.
|
|
68 |
Slang |
hayvan gibi çalışmak |
sweat blood v.
|
|