işgal etmek

Sens de "işgal etmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	işgal etmek	occupy v.
Pirates occupied the coastal areas. Korsanlar kıyı bölgelerini işgal etti. More Sentences
Law
2	Law	işgal etmek	invade v.
In 1990, the Iraqi regime chose, however, to invade the small defenceless neighbouring country of Kuwait. Ancak 1990 yılında Irak rejimi, savunmasız küçük komşu ülke Kuveyt'i işgal etmeyi seçti. More Sentences
Politics
3	Politics	işgal etmek	occupy v.
The old hospital is now occupied by nomads. Eski hastane şimdi göçebeler tarafından işgal edilmiş durumda. More Sentences
Military
4	Military	işgal etmek	garrison v.
The enemy is trying to establish a puppet garrison state in the territory they occupied. Düşman işgal ettiği topraklarda kukla bir garnizon devleti kurmaya çalışıyor. More Sentences
General
5	General	işgal etmek	engage v.
6	General	işgal etmek	engross v.
7	General	işgal etmek	absorb v.
8	General	işgal etmek	take up v.
9	General	işgal etmek	hold down v.
10	General	işgal etmek	occupate v.
11	General	işgal etmek	take v.
12	General	işgal etmek	wrap v.
13	General	işgal etmek	busy v.
14	General	işgal etmek	obtain [obsolete] v.
15	General	işgal etmek	possess [obsolete] v.
Phrasals
16	Phrasals	işgal etmek	mop up v.
Law
17	Law	işgal etmek	enter v.
18	Law	işgal etmek	jump v.
Archaic
19	Archaic	işgal etmek	improve v.
20	Archaic	işgal etmek	ingross v.

Sens de "işgal etmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 33 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	yolu işgal etmek	hog v.
Don't hog the road. Yolu işgal etme. More Sentences
2	General	işgal etmek (yer/zaman)	take up v.
Small so it doesn't take up too much space. Küçük olduğu için çok fazla yer işgal etmez. More Sentences
3	General	işgal etmek (makam)	hold v.
British troops held that area. İngiliz birlikleri o alanı zorla işgal ediyorlar. More Sentences
4	General	yeniden işgal etmek	reoccupy v.
In principle is the Commission absolutely committed to reoccupying the Berlaymont building? Komisyon prensip olarak Berlaymont binasını yeniden işgal etmeye kesinlikle kararlı mı? More Sentences
5	General	(makam vb.) işgal etmek	hold v.
Obama was the first African American to hold the presidency in the United States. Obama, Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık makamını işgal eden ilk Afrikalı Amerikalı oldu. More Sentences
6	General	birinin yerini işgal etmek	take someone's place v.
7	General	bir şeyin yerini işgal etmek	take something's place v.
8	General	kafasını bütünüyle işgal etmek	engross one's thoughts v.
9	General	işgal etmek (yer)	occupy v.
10	General	yer işgal etmek	occupy a place v.
11	General	gündemi işgal etmek	become a current issue v.
12	General	(dikkat veya zamanını) işgal etmek	engross v.
13	General	bir makam işgal etmek	hold an office v.
14	General	bir makamı (geçici olarak) işgal etmek	supply v.
15	General	(bir yeri) ele geçirmek için işgal etmek	enter v.
16	General	kişisel alanı işgal etmek	entrench v.
17	General	(manşetleri) işgal etmek	make v.
18	General	usulsüzce işgal etmek	jump v.
19	General	zihni tamamen işgal etmek	devour v.
20	General	tamamen işgal etmek	dissolve v.
21	General	(koruma, yol kesme, vb. için) işgal etmek	belay [obsolete] v.
22	General	tamamen işgal etmek	involve v.
23	General	(kamu arazisini) önalım hakkı kazanmak için işgal etmek	pre-empt v.
24	General	herkesten önce işgal etmek	preoccupy v.
Phrasals
25	Phrasals	(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında yer işgal etmek	split between (two or more people or things) v.
26	Phrasals	ile işgal etmek	occupy with v.
27	Phrasals	yer işgal etmek	move in v.
Colloquial
28	Colloquial	(bir şeyi) işgal etmek	hog (something) v.
Idioms
29	Idioms	(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek	live in (one's) head rent-free v.
30	Idioms	(birinin) kafasında boşuna yer işgal etmek	live rent-free in (one's) head v.
Law
31	Law	hukuksuz işgal etmek	deforce v.
Politics
32	Politics	tekrar işgal etmek	reinvade v.
Slang
33	Slang	bir yeri işgal etmek	bum rush v.