Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | inherit from v. | miras kalmak | ||
Dan didn't want to be taxed on the land he inherited from his mother. Dan, annesinden miras kalan arazi için vergilendirilmek istemedi. More Sentences |
||||
General | inherit from n. | mirasçısı | ||
General | inherit from v. | -den kalmak | ||
General | inherit from v. | varisi olmak |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (birinden bir özellik) miras almak | ||
How much did you inherit from your uncle? Amcandan ne kadar miras aldın? More Sentences |
||||
General | ||||
General | inherit something from one's mother v. | (bir özelliğini vb) annesinden almak | ||
General | inherit money from one's family v. | ailesinden para kalmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (birinden genetik bir özellik) almak | ||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (birinden bir şey) kalıt almak | ||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | kalıtım yoluyla (birinden bir özellik) almak | ||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (bir yönden/bir konuda birine) çekmek | ||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (bir davranışını birinden) almak | ||
Phrasals | inherit (something) from (someone) v. | (birinden bir şey) miras almak |