iron - Turc Anglais Dictionnaire

iron

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "iron" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 73 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
iron n. ütü
I burned my hand with an iron.
Bir ütüyle elimi yaktım.

More Sentences
iron v. ütülemek
Their job is to iron clothes.
Onların işi giysileri ütülemek.

More Sentences
General
iron n. ütü
Mary ironed the shirts and forgot to turn off the iron.
Mary gömlekleri ütüledi ve ütüyü kapatmayı unuttu.

More Sentences
iron v. ütü yapmak
I detest ironing.
Ütü yapmaktan nefret ederim.

More Sentences
iron v. ütülemek
Let me iron your shirt for you.
Senin için gömleğini ütüleyeyim.

More Sentences
iron adj. demir gibi
He seems like a softy on the surface, but at the core he's got an iron will that makes him an extremely tough negotiator.
Dışarıdan yumuşak biri gibi görünüyor ama özünde onu son derece sert bir müzakereci yapan demir gibi bir iradesi var.

More Sentences
iron adj. demirden yapılmış
This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Bu tekne yüksek dereceli alüminyum ve yüksek mukavemetli demirden yapılmıştır.

More Sentences
Technical
iron n. ütü
Sami left the iron on in his bedroom.
Sami ütüyü yatak odasında açık bırakmış.

More Sentences
iron v. ütülemek
When was the last time you ironed your clothes?
Giysilerinizi en son ne zaman ütülediniz?

More Sentences
Textile
iron n. ütü
Please fix the iron.
Lütfen ütüyü tamir edin.

More Sentences
iron v. ütülemek
It took me several hours to iron all your shirts.
Gömleklerini ütülemek saatlerimi aldı.

More Sentences
Automotive
iron n. levye
Tom was beaten to death with a tire iron.
Tom bir levye ile öldüresiye dövüldü.

More Sentences
Common Usage
iron n. demir
General
iron n. söz
iron n. zincir
iron n. maden uçlu golf sopası
iron n. metanet
iron n. golf sopası
iron n. güç
iron n. demir
iron n. demir (simgesi fe)
iron n. demir gibi olma
iron n. demire benzer özellik gösterme
iron n. metalik kahverengi
iron n. demirden yapılmış silah
iron n. kılıç
iron n. zıpkın
iron n. üzengi
iron n. demir alet
iron v. zincire vurmak
iron v. demir kaplamak
iron v. kelepçelemek
iron v. demir parçalarla sabitlemek
iron v. zıpkınla balık tutmak
iron v. (derin çekilmiş bir metal malzemenin) duvarlarını inceltmek
iron adj. kuvvetli
iron adj. sıkı
iron adj. turp gibi
iron adj. güçlü
iron adj. merhametsiz
iron adj. zalim
iron adj. sert
iron adj. sapasağlam
iron adj. sabit
iron adj. (görünüm veya renk bakımından) demire benzeyen
iron adj. metalik ses çıkaran
iron adj. sert
iron adj. (golf vuruşu) demirle oynanan
Technical
iron n. demir
iron n. dağlama demiri
iron n. madeni para kalıbı
iron n. sargı demiri
iron n. bükümde kullanılan saplı demir ağırlık
iron n. torna tezgahındaki kesici
iron n. bir ölçüm birimi
iron n. demir endüstrisi
iron n. demir üretimi
iron n. marangoz küsteresi bıçağı
Computer
iron n. demir
Dyeing
iron n. koyu gümüş rengi
Automotive
iron n. havya
iron n. otomobil
iron adj. demir
Pharmaceutics
iron n. demir hapı
iron n. demir takviyesi
Chemistry
iron n. saf formda gümüş-beyaz renkte olan manyetik ve metalik bir element
Astronomy
iron n. demirli göktaşı
Archaic
iron n. esaret
iron n. tutsaklık
Slang
iron n. tabanca
iron n. silah
iron n. bilgisayar donanımı
iron n. ibne

Sens de "iron" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
iron irone n.
Chemistry
iron irone n.

Sens de "iron" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
flat iron n. ütü
Mary used a flat iron to straighten her hair.
Mary saçını düzleştirmek için ütü kullandı.

More Sentences
iron rods n. demir çubuklar
He can bend an iron rod with his hands.
Elleriyle bir demir çubuğu eğebilir.

More Sentences
iron out v. gidermek (pürüz/sorun vb'ni)
It has only, however, ironed out the most obvious problems.
Bununla birlikte, sadece en bariz sorunlar giderilmiştir.

More Sentences
iron out v. ütülemek
I ironed out the wrinkles in my pants.
Pantolonumun kırışıklıklarını ütüledim.

More Sentences
cast-iron adj. sağlam
However, that opinion is not as cast-iron or as tight as we would like to think it is.
Ancak bu görüş, düşündüğümüz kadar sağlam ya da sıkı değil.

More Sentences
Idioms
an iron fist n. demir yumruk
Yes, Saddam Hussein has ruled Iraq with an iron fist, he is an evil dictator.
Evet, Saddam Hüseyin Irak'ı demir yumrukla yönetmiştir, o kötü bir diktatördür.

More Sentences
an iron fist n. demir yumruk
Tom ruled Tatoeba with an iron fist in a velvet glove for many years.
Tom Tatoeba'yı yıllarca kadife eldiven içinde demir yumrukla yönetti.

More Sentences
iron out v. ütülemek
I ironed out the wrinkles in my pants.
Ben pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim.

More Sentences
Trade/Economic
cast iron n. dökme demir
Cast iron is an alloy of iron and carbon.
Dökme demir, bir demir ve karbon alaşımıdır.

More Sentences
Politics
iron curtain n. demir perde
There is no longer an iron curtain.
Artık bir demir perde yok.

More Sentences
General
fire iron n. ocak demiri
fire iron n. ocak küreği
iron industry and trade n. demir endüstrisi ve ticareti
fire iron n. maşa
strap iron n. demir çember
corrugated iron n. oluklu saç
iron and steel n. demir çelik
rolled iron n. çekme demir
sheet iron n. lama demiri
waffle iron n. gofre ızgarası
iron and steel building n. demir ve çelik yapı
malleable pig iron n. dövülebilir pik demir
sheet iron n. demir sac
pig iron n. font
iron discipline n. sıkı disiplin
sheet iron n. sac
the iron age n. demir devri
iron dross n. demir cürufu
heel iron n. nalça
wrought iron n. işlenmiş demir
bessemer iron n. bessemer demiri
man in the iron mask n. demir maskeli adam
iron mask n. demir maske
angle iron n. köşebent demiri
gamma iron n. gama demiri
long iron n. golf sopası
sheet iron n. demir levha
cast iron n. pik
malleable iron n. dövülebilir demir
magnetic iron ore n. mıknatıslı demir cevheri
iron plate n. demir levha
iron gray n. demirkırı
iron age n. demir devri
cast iron n. font
galvanized iron n. galvanize demir
iron and steel workers n. demir ve çelik işçileri
pig iron n. pik
molten iron n. eriyik demir
ingot iron n. külçe demir
iron salt n. demir tuzu
curling iron n. saç maşası
the iron curtain n. demirperde
iron age n. demir çağı
iron plate n. demir sac
iron beam n. putrel
tramp iron n. döküntü demir
iron curtain n. farklı ideolojilere sahip ülkeler arasında iletişimi ve mal alışverişini engelleyen durum
armco iron n. armco demiri
iron cement n. demir macunu
grappling iron n. çengel
wrought iron n. ferforje
caulking iron n. kalafat demiri
grappling iron n. kanca
iron cutter n. demir makası
iron bending machine n. demir bükme makinası
iron cutting machine n. demir makası
iron bending machine n. demir bükme makinesi
iron cutting machine n. demir kesme makinesi
iron phosphate n. demir fosfat
fire iron n. ocak maşası
goffered iron n. gofrajlı demir
iron-steel n. demir-çelik
iron-bending n. demir bükme
scrap iron n. hurda demir
iron and steel plant n. demir ve çelik fabrikası
iron and steel plant n. demir çelik fabrikası
iron cage n. kaçışı mümkün olmayan kafes
iron cage n. demir kafes
iron will n. güçlü irade
iron will n. sağlam irade
iron sword n. demir kılıç
iron dome n. demir kubbe
leg iron n. pranga
leg iron n. bacak zinciri
iron safe n. demir kasa
iron gray n. demir grisi
iron claw n. demir pençe
straightening iron n. saç düzleştirici
iron door n. demir kapı
golf iron n. demir golf sopası ucu
dry iron n. buharsız ütü
dry iron n. kuru ütü
iron plug n. ütü fişi
gusing iron [scottish] n. terzilerin kullandığı eski tip kömürlü demir ütü
tamping iron n. toprak gibi maddeleri bir yere sıkıştırmak için kullanılan uzun demir çubuk
travel iron n. seyahat ütüsü
sable iron n. üstün kalite rus demiri
rusty iron hoop n. paslı demir çember
hawser iron n. kalafat demiri
brand iron n. dağlama demiri
brand iron n. üzerine çömlek konulan nihale
brand iron n. demir ocak altlığının yatay çubuğu
brand iron [scotland] n. demir ızgara
chinsing iron n. kalafat demiri
grafting iron n. aşılamada kullanılan özel bir alet
driving iron n. ağaç dikme gibi faaliyetlerde deliklere sokulan sivri uçlu çelik çubuk
iron boot n. bacağı kaynatan veya ezen bir işkence aleti
iron collar n. kurbanı boğan bir idam aleti
iron crown n. (italya'da lombardo krallarının taktığı) mücevherlerle bezeli altın taç
iron curtain n. aşılmaz engel
iron fist n. demir yumruk
iron fist n. despotça kontrol
iron fist n. askeriye tank veya süvari kolunun sembolü
iron hand n. demir yumruk
iron hand n. despotça kontrol
iron hand n. sıkılık
iron hand n. sertlik
iron hand n. esnek olmama
iron hat n. kubbemsi şekli olan sert keçe şapka
iron heel n. ayağın ve bacağın kaynatıldığı veya ezildiği bir işkence aleti
iron lady n. demir leydi
iron lady n. dikiş makinesi
iron lady n. ortaçağda kullanılan bir işkence aleti
iron mold n. (kumaşta) pas lekesi
iron trap n. kurtuluşun olmadığı bir tuzak
pinking iron n. kumaş kenarlarına fisto açmaya yarayan alet
pinking iron n. kılıç
fire iron n. şömine maşası
fire iron n. şömine yanı odunluk
firing iron n. (atlarda) koter tekniğinde kullanılan demir
gauffering iron n. pile veya kabartma deseni yapmak için kullanılan ütü
stirrup iron n. üzengi
iron out v. anlaşmak
iron out v. orta noktada buluşmak
iron out v. ütüleyerek buruşuklukları gidermek
iron out v. anlaşmazlıkları ya da sorunları çözmek
bend iron v. demir bükmek
iron the clothes v. çamaşırları ütülemek
iron (clothes/laundry etc) v. çamaşır ütülemek
rule with an iron fist v. katı bir şekilde yönetmek
rule with a rod of iron v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand v. katı bir şekilde yönetmek
leave the iron plugged in v. ütüyü prizde unutmak
leave the iron on v. ütüyü prizde unutmak
dry iron v. burharsız ütü yapmak
iron the clothes v. kıyafetleri ütülemek
iron the clothes v. elbiseleri ütülemek
iron out v. düz hale getirmek
iron out differences v. ihtilafları çözümlemek
iron out differences v. anlaşmazlığı gidermek
made of iron adj. demir
iron-plated adj. demir plakalı
iron-rich adj. demir açısından zengin
cast-iron adj. pikten yapılmış
cast-iron adj. çok dayanıklı
cast-iron adj. dayanıklı
cast-iron adj. demir gibi
cast-iron adj. çok sağlam
cast-iron adj. sert
non-iron adj. buruşmaz
non-iron adj. (giysi) ütü istemeyen
iron-willed adj. sağlam iradeli
iron-tipped adj. demir uçlu
cast-iron adj. dökme demirden yapılmış
cast-iron adj. tesir edeceği kesin olan
cast-iron adj. dayanıklı
cast-iron adj. değişmez
iron-cased adj. demir kasalı
iron-cased adj. demirle kaplı
iron-hearted adj. taş kalpli
iron-hearted adj. acımasız
iron-hearted adj. kalpsiz
iron-sided adj. demir kenarlıklı
iron-sided adj. çok sert kenarlıklı
Phrasals
iron out v. gidermek
iron out v. ortadan kaldırmak
Phrases
while the iron is hot expr. sıcağı sıcağına
Proverb
strike while the iron is hot demir tavında dövülür
an iron fist in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist in the velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron fist in the velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
an iron hand in a velvet glove yumuşak atın çiftesi pek olur
Colloquial
big iron n. ana sistem
will of iron n. demir irade
iron will n. demir irade
iron age n. dejenerasyon dönemi
iron age n. kötülüklerle dolu çağ
iron lung [ireland] n. bira dağıtımında kullanılan gaz tankı
iron man n. demirci
iron man n. demir işçisi
iron man n. ray döşeme işçisi
iron man n. öğütülmüş demir cevherini tartıp fırına girecek kitleye ekleyen çimento işçisi
iron man n. kağıt ayakkabı parçası modeli yapan işçi
iron man n. olağanüstü güçlü erkek
iron-pumper n. halterci
iron out [australia] v. vurarak bayıltmak
Idioms
blood and iron n. kan ve demir
blood and iron n. (diplomasiden ziyade) askeri kuvvet
iron ration n. asker tayını
an iron man n. güçlü/kuvvetli kimse
can talk the legs off an iron pot n. geveze
all oak and iron bound n. sapasağlam
cast-iron stomach n. sağlam mide (kolay kolay bulanmayan)
cast-iron promise or arrangement n. yüzde yüz güven veren söz/anlaşma
bad iron n. şanssızlık
bad iron n. talihsizlik
bad iron n. her şeyin üst üste gelmesi
bad iron n. kötü şans
bad iron n. kör şans
bad iron n. kör talih
bad iron n. kör şeytan
iron in the fire n. şu an üzerinde çalışılan şey
iron in the fire n. yürütülmekte olan iş
iron in the fire n. devam etmekte olan proje/iş
blood and iron n. askeri müdahale
blood and iron n. askeri hareket
blood and iron n. askeri operasyon
blood and iron n. askeri güç
an iron curtain n. demirperde
an iron fist n. katı yönetim
an iron fist n. sert yönetim
an iron fist n. astığı astık kestiği kestik
an iron fist n. sert/katı yönetici
an iron fist n. uzlaşmacı olmayan yönetici
an iron fist n. katı yönetim
an iron fist n. sert yönetim
an iron fist n. astığı astık kestiği kestik
an iron fist n. sert/katı yönetici
an iron fist n. uzlaşmacı olmayan yönetici
an iron hand n. katı yönetim
an iron hand n. sert yönetim
an iron hand n. demir yumruk
an iron hand n. astığı astık kestiği kestik
an iron hand n. sert/katı yönetici
an iron hand n. uzlaşmacı olmayan yönetici
an iron curtain n. demirperde
an iron fist n. katı yönetim
an iron fist n. sert yönetim
an iron fist n. demir yumruk
an iron fist n. astığı astık kestiği kestik
an iron fist n. sert/katı yönetici
an iron fist n. uzlaşmacı olmayan yönetici
an iron fist n. katı yönetim
an iron fist n. sert yönetim
an iron fist n. demir yumruk
an iron fist n. astığı astık kestiği kestik
an iron fist n. sert/katı yönetici
an iron fist n. uzlaşmacı olmayan yönetici
an iron hand n. katı yönetim
an iron hand n. sert yönetim
an iron hand n. demir yumruk
an iron hand n. astığı astık kestiği kestik
an iron hand n. sert/katı yönetici
an iron hand n. uzlaşmacı olmayan yönetici
use an iron hand in a velvet glove v. aba altından değnek göstermek
rule with an iron fist v. demir yumrukla yönetmek
strike while the iron is hot v. demiri tavındayken dövmek
strike while the iron is hot v. demiri tavında dövmek
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşmek
can talk the legs off an iron pot v. çok geveze olmak
can talk the legs off an iron pot v. çenesi düşük olmak
can talk the legs off an iron pot v. çok konuşmak
rule somebody with an iron fist/hand v. katı bir biçimde yönetmek
rule somebody with a rod of iron v. katı bir biçimde yönetmek
have a cast-iron stomach v. midesi sağlam olmak
have a cast-iron stomach v. midesi kolay kolay bulanmamak
iron out the kinks v. sorunları/problemleri gidermek
iron out the kinks v. pürüzleri gidermek
strike while the iron is hot v. sıcağı sıcağına yapmak
iron something out v. tüm sorunları çözmek
iron out something v. tüm sorunları çözmek
iron out bugs v. (bir aygıt veya sistemin) kusurlarını gidermek
iron out bugs v. (bir aygıt veya sistemi) hatadan arındırmak
iron out v. ütüyle düzeltmek
iron out v. ütüyle düzleştirmek
strike whilst the iron is hot v. demiri tavında dövmek
strike whilst the iron is hot v. sıcağı sıcağına yapmak
strike whilst the iron is hot v. durumlar elverişliyken şansını değerlendirmek
strike whilst the iron is hot v. zamanında harekete geçmek
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeyi) ütülemek
iron out the wrinkles (of/in something) v. ütüyle (bir şeyin) kırışıklıklarını açmak/düzeltmek
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeyin) pürüzlerini gidermek
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeydeki) pürüzleri gidermek
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeydeki) zorlukları/sıkıntıları gidermek
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeydeki) problemli detayları ortadan kaldırmak
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeyi) rötuşlamak
iron out the wrinkles (of/in something) v. (bir şeye) rötuş çekmek
iron out the wrinkles v. pürüzleri gidermek
iron out the wrinkles v. zorlukları/sıkıntıları gidermek
iron out the wrinkles v. problemli detayları ortadan kaldırmak
iron out the wrinkles v. rötuşlamak
iron out the wrinkles v. rötuş çekmek
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeyi) ütülemek
iron the wrinkles out (of/in something) v. ütüyle (bir şeyin) kırışıklıklarını açmak/düzeltmek
iron the wrinkles out (of/in something) v. ütüyle (bir şeydeki) kırışıklıkları açmak/düzeltmek
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeyin) pürüzlerini gidermek
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeydeki) pürüzleri gidermek
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeydeki) zorlukları/sıkıntıları gidermek
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeydeki) problemli detayları ortadan kaldırmak
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeyi) rötuşlamak
iron the wrinkles out (of/in something) v. (bir şeye) rötuş çekmek
rule with an iron rod v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron rod v. acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron rod v. zorbalıkla yönetmek
rule with an iron rod v. otoriter bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand v. acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand v. zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand v. otoriter bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir şekilde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. katı bir biçimde yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. zorbalıkla yönetmek
rule with an iron hand (in a velvet glove) v. otoriter bir şekilde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron v. birini/bir şeyi katı bir şekilde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron v. birini/bir şeyi sert bir şekilde yönetmek
rule someone or something with a rod of iron v. birini/bir şeyi sıkı biçimde yönetmek
ruling with an iron fist adj. astığı astık kestiği kestik
cast-iron adj. güvenilir
cast-iron adj. emin
cast-iron adj. güvenli
strike while the iron is hot expr. demir tavında dövülmeli
can talk the legs off an iron pot expr. çenesi düşük
all oak and iron bound expr. turp gibi
as all oak and iron bound expr. turp gibi sapsağlam
the iron enters (into) (someone's) soul expr. depresyona girmiş
the iron enters (into) (someone's) soul expr. karamsarlığa düşmüş
the iron enters (into) (someone's) soul expr. çaresizliğe/umutsuzluğa düşmüş
the iron enters (into) (someone's) soul expr. hayata küsmüş
the iron enters (into) (someone's) soul expr. ruhu yaralanmış
the iron enters (into) (someone's) soul expr. kalbine bıçak saplanmış
the iron entered into someone's soul expr. hayata küsmüş
the iron entered into someone's soul expr. eli ayağı bağlanmış
all oak and iron bound expr. turp gibi
all oak and iron bound expr. sapasağlam
all oak and iron bound expr. turp gibi
all oak and iron bound expr. sapasağlam
Speaking
don't leave the iron on expr. ütüyü açık bırakma
Trade/Economic
iron industry n. demir sanayii
iron smith n. demirci
iron monger n. demir tüccarı
iron steel industry n. demir çelik endüstrisi
iron founder n. dökmeci
iron monger n. hırdavatçı
swedish iron n. isveç demiri
iron monger n. nalbur
iron law of oligarchy n. oligarşinin demir kanunu
iron law of wages n. ücretlerin tunç kanunu
iron law of wages n. ücretlerin demir kanunu
Law
cast iron alibi n. (suç işlediği zamanda başka yerde olduğunu gösteren) güçlü/sağlam gerekçe
Politics
iron triangle n. bürokrasi-siyaset-işadamı üçgeni
iron law of oligarchy n. oligarşinin demir yasası
iron guard n. romanya'da eski bir faşist parti
Institutes
european confederation of iron and steel confederation n. avrupa demir çelik üreticileri konfederasyonu
Industry
water for tempering iron n. demir suyu
malleable iron castings n. dövülebilir demir dökümler
malleable iron castings n. pik demirinden dökülmüş ve hematit gibi bazı maddelerle ısıtılarak işlenebilir hale gelmiş mallara verilen ad
mirror iron n. bessemer çeliği üretiminde kullanılan bir pik demiri çeşidi
Technical
Calking iron n. kalafat demiri
tank iron n. buhar kazanlarının yapımında kullanılan, çelik levhadan ince fakat sac ya da soba borusundan kalın olan sac levha
tank iron n. orta kalınlıkta sac
nickel-iron battery n. nikel-demir pili
nickel-iron battery n. nikel-demir aküsü
nickel-iron battery n. nikel oksit katot ve demir anoduna sahip, potasyum hidroksit elektrolitli batarya
ni-resist iron n. grafitten oluşan dökme demir
tue-iron n. maden eritme ocağına hava üfleme borusu
tug iron n. çekme halatının bağlandığı demir kanca
tue iron n. sıcak hava üfleme borusu
alloy iron n. dökme demir alaşımı
iron trough n. ana maden kanalı
potentiometric titration method with ammonium iron sulfate n. amonyum demir sülfat ile potansiyometrik titrasyon yöntemi
fluid iron ore reduction process n. akışkan demir cevheri indirgeme süreci
aston wrought iron process n. aston işlenik demir süreci
arsenical iron ore n. arsenikli demir cevheri
common iron n. adi demir
white-heart maleable cast iron n. ak benekli temper döküm
ingot iron n. akma demir
mottled iron n. alacalı demir
mottled cast iron n. alacalı dökme demir
alloyed iron castings n. alaşımlı demir dökümler
alloy cast-iron n. alaşımlı dökme demir
alloy cast iron n. alaşımlı dökme demir
unalloyed steel and iron n. alaşımsız çelik ve demir
unalloyed ductile iron n. alaşımsız küresel dökme demir
alpha iron n. alfa demir
alpha iron n. alfa demiri
aluminium-coated iron and steel materials n. alüminyum ile kaplanmış demir ve çelik malzemeler
aluminum-coated iron and steel materials n. alüminyum ile kaplanmış demir ve çelik malzemeler
american iron and steel institute n. amerikan demir ve çelik enstitüsü
anchoring iron n. ankraj demiri
refined iron n. arıtılmış demir
armco iron n. armco demiri
inoculated cast iron n. aşılı dökme demir
inoculated gray cast iron n. aşılı kır dökme demir
abrasion resistant white cast iron n. aşınmaya dayanıklı beyaz dökme demir
abrasion resistant cast iron n. aşınmaya dayanıklı dökme demir
corrosion-resistant austenitic cast iron n. aşınmaya dayanıklı ostenitli dökme demir
corrosion resistant austenitic cast iron n. aşınmaya dayanıklı östenitli dökme demir
atomized iron powder n. atomize demir tozu
bog iron ore n. balçıklı demir cevheri
bessemer pig iron n. bessemer fontu
basic pig iron n. bazlı pik demiri
metamorphosed iron ores n. başkalaşmış demir cevherleri
mottled cast iron n. benekli dökme demir
mottled cast iron n. benekli pik
bessemer iron n. bessemer demiri
angle-iron n. bağlantı gönyesi
basic pig iron n. bazik pik demiri
banding iron n. bant demiri
tire iron n. bijon anahtarı
bituminous iron ore n. bitümlü demir filizi
grappling iron n. borda kancası
bending iron n. boynuz
white cast iron casting n. beyaz dökme demir dökümü
white iron n. beyaz demir
gray cast iron n. boz pik
white cast iron castings n. beyaz dökme demir dökümler
white cast iron n. beyaz dökme demir
steam type iron n. buharlı ütü
pea iron ore n. bezelyemsi demir cevheri
double-iron plane n. çift tığlı rende
determination of arsenic in steel and iron n. çelik ve demirde arsenik tayini
iron wire n. çelik tel
zinc-iron compounds n. çinko-demir bileşikleri
double iron molybdenum carbide n. çift demir molibden karbürü
galvanized iron n. çinkolanmış demir
galvanized iron n. çinko kaplı demir
chilled cast iron n. çil dökme demir
hammered iron n. çekiçlenmiş demir
determination of oxygen content in steel and iron n. çelik ve demirde oksijen tayini
double iron tungsten carbide n. çift demir volfram karbürü
steel and cast iron n. çelik ve dökme demir
iron contamination n. cam kırığına demir karışması
determination of oxygen in steel and iron n. çelik ve demirde oksijen tayini
hoop iron n. çember demiri
zinc iron system n. çinko demir dizgesi
iron lung n. çelik ciğer
soft iron n. çok düşük karbonlu demir
hoop iron n. çelik çember
gathering iron n. cam alma çubuğu
rolled iron n. çekme demir
iron plate n. demir sac
iron ore deposits n. demir cevheri kaynakları
iron sulphide n. demir sülfür
iron fluoride n. demir florür
iron pentacarbonyl n. demir pentakarbonil
iron-tin system n. demir-kalay sistemi
iron-bearing charge materials n. demirli yüklenti gereçleri
iron bromide n. demir bromür
iron carbonate n. demir karbonat
iron trichloride n. demir triklorür
iron oxide n. demir oksidi
iron-nitrogen diagram n. demir-azot diyagramı
iron cement n. demir macunu
iron-powder electrode n. demir tozu kaplı elektrot
iron chloride hexahydrate n. demir klorür hekzahidrat
iron casting n. demir döküm
iron-zinc system n. demir-çinko sistemi
iron-nitrogen phase diagram n. demir-azot evre çizgesi
iron-core coil n. demir çekirdekli bobin
iron-chromium stainless steels n. demir-krom paslanmaz çelikleri
iron-nickel diagram n. demir-nikel diyagramı
iron-tin equilibrium system n. demir-kalay denge dizgesi
iron loss n. demir kaybı
iron gasket n. demir conta
iron phosphate coating n. demir fosfat örtü
iron mine n. demir madeni
iron waste n. demir hurdası
iron-carbon diagram n. demir-karbon diyagramı
high-temperature iron-base alloys n. demir temelli yüksek sıcaklık alaşımları
iron- base heat resisting alloys n. demir temelli ısı dirençli alaşımlar
iron-chromium-aluminium alloy n. demir-krom-alüminyum alaşımı
iron-silicon magnetic alloys n. demir-silisyum mıknatıs alaşımları
iron-chromium-manganese-nitrogen systems n. demir-krom-mangan-azot dizgesi
iron-tin diagram n. demir-kalay çizgesi
iron base alloys n. demir temelli alaşımlar
iron chloride n. demir klorür
iron-iron catrbide eutectic n. demir-demir kabür ötektiği
iron cyanide n. demir siyanür
iron-chromium-nickel system n. demir-krom-nikel dizgesi
iron carbon equilibrium phase diagram n. demir karbon dengeli evre çizgesi
iron pyrite n. demir pirit
iron castings n. demir dökümler
iron contamination n. demir kirletmesi
iron perchlorate hydrate n. demir perklorat hidrat
delta iron n. delta demiri
iron blue n. demir mavisi
disintegration of iron ores n. demir cevherlerinin parçalanması
iron rolling n. demir çekme
iron rod n. demir çubuk
iron putty n. demir macunu
iron salt n. demir tuzu
iron shaving n. demir talaşı
iron chromate n. demir kromat
iron-zinc diagram n. demir-çinko diyagramı
iron nitrate nonahydrate n. demir nitrat dokuzhidrat